Bilgisayar Oyunları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilgisayar Oyunları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Deniz, Güneş ve Savaş



Bu yaz güzel başladı. Deniz sezonunu daha tam istediğim gibi açamamış olsam da, bundan neredeyse 5-6 yıl öncesine dönüp sanal savaş meydanlarına çıkmam benim için yaz mevsimi renklendiren bir hamle oldu. Aslında aylar önce bunu yapmayı içimden geçirmiştim...

Aslında hiç oyun oynamıyor değildim, son dönemlerde özellikle Company Of Heroes serisine kafayı takmıştım. Aral İthalat bu oyunları uygun fiyat etiketleri ile satıyordu. Bende ne var ne yok hepsini tamamlayıverdim. Eksiklerimi de sağ olsun sevgili Tolga İzgür, Bimeks'ten tamamlayıverdi. Aslında bu oyunlar Steam ismi verilen çevirimiçi bir elektronik oyun sitesinden daha da uygun fiyatlara alınabiliyor ama son yıllarda ülkemizde aradığımız her şeyi bulabildiğimizden -en azından ben bulabiliyorum- fiyatları da abartılı değilse ülkemizdeki firmalardan satın almayı tercih ediyorum. Doğru bir yaklaşımdır yanlış bir yaklaşımdır orasını tartışmak tabii ki mümkün ancak şahsım adına satın aldığım oyunları fiziksel olarak elimde tutmak benim önemli. Hemen bir not, Company Of Heroes'un ikincisi seneye çıkıyormuş. Sabırsızlıkla bekliyorum.


Team Fortress 2'de beklenmedik bir yere tuzağını kur, keyfine bak..

Steam demişken, arkadaşlarıma oyun dünyasına kısa bir dönüş yapıyorum deyince meşhur Half Life serisinin yapımcısı Valve'ın geliştirdiği “Team Fortress 2” oyununu indir, hep birlikte oynarız dediler. Zaten ücretsiz dağıtılan bu oyun eski versiyonuna göre son derece eğlenceli olmuş. Çizgi film grafiklerine benzer bir tasarım yapmışlar ve özelleştirmenin sınırı yok. Gördüğüm kadarı ile bayağı oynayan insan da var. Aslında herkes bir nebze modası geçmiş diyor ama oynaması zevkli olduğundan sunucular her zaman dolu oluyor. Ben mühendis olup rahat ve dertsiz bir şekilde oynuyorum. Tanıdıklarla oynayınca eski dostların seslerini kulaklıklardan “headshot'u nasıl koydum” şeklinde muhabbetler duymak bayağı eğlenceli oluyor. Millet birbirinin üzerine şarjör boşaltırken kulaklıklar zaman zaman da hoparlörlerden odayı dolduran sesler son derece eğlenceli. Eski günlerdeki konuşma tarzı tabii ki bir anda hortlamış durumda. Özlemişim bu kaosu...

Bu arada yazın başlarında eski HP dizüstü bilgisayarımı yenilenmeye karar verdim. Son birkaç senedir HP cihazlarının sağlamlığı konusunda kafamda ciddi şüpheler oluştu. Sıfır bir bilgisayar, alındıktan 15 gün içerisinde iki kez üstüste  servise gitti. Hoş serviste sorunlar çözüldü ama markadan soğudum artık. Cihazı zaten annem ve babam için almıştım ne dandik ürün almışsın diye bayağı laf attılar bana. Uzun zaman yazıcı ve tarayıcı hariç HP ürünü kullanacağımı pek düşünmüyorum. Bu yüzden alışveriş listemden HP'yi sildim.

Bu arada alışveriş listemdeki en önemli madde alacağım dizüstü bilgisayarın ekranının büyük olması. 15.6” ekran benim gibi bozuk insanlar için son derece kısıtlayıcı. Ancak büyük ekran deyince işlerin rengi değişiyor. Genelde oyun makinelerinin ekran boyutları 17” ve üzerinde. Aslında küçük ve kuvvetli bir dizüstü alıp onu monitörle kullanmak kesinlikle mantıklı ancak ben yanımda taşıyabileceğim bir bilgisayar istediğimden adı dizüstü olan ama taşınabilirlik anlamında pek dizüstü olmayan bir makine almak durumunda kaldım. Eh olmuşken donanımı da güzel olsun deyince işler biraz karıştı. Zaten oyun da oynarım deyince bambaşka bir dünyaya girdim...


Asus "G" serisi çok güzel ama şansıma alan herkes sorun yaşadı..

Hal böyle olunca liste aslında biraz kısıtlı. HP alışveriş listesi dışında kalınca güzelim Envy kodlu bilgisayarlar direkt olarak devre dışı kaldı. Aklımın bir köşesinde Asus'un “G” serisi oyun bilgisayarları vardı ancak son dönemlerde bu bilgisayarlardan kullanan iki arkadaşımın servis maceraları beni oldukça ürküttü. Aslında iyi olmuş, bir üçüncü arkadaşımın başı yine aynı seri ile ciddi dertte. Aslında bilgisayarlar son derece şık ve 17”ten büyük ekranları ile gerçekten ortalamanın çok üzerinde ürünler. Asus benim çok tercih ettiğim markalardan bir tanesiydi geçmişte. Hala devam ediyorlar mı bilemiyorum ama markanın ürünlerini geçmişte ithal eden Çizgi Elektronik, servis nasıl olmalıdır konusunda ders niteliğinde okutulması bir firmaydı. Sonrasında Asus ülkemize kendisi geldi galiba. Neyse olanı biteni bilmiyorum ama binlerce liralık makineler söz konusu olup servis konusunda yakın çevremde böylesine sorunlar yaşayanlar olunca Asus'u da listeden silmek durumunda kaldım istemeye istemeye. Dell'de ise XPS serilerinin büyük ekranları ülkemize gelmiyordu ben alışverişe çıktığım dönemlerde. Vostro serisinde 17 boyutunda bir ekran seçeneği vardı ama yine yakın bir arkadaşımın Dell ile yaşadığı servis problemi beni biraz ürküttü. Bir de bu Vostro'lar iş amaçlı makineler. Üstlerinde ortalama ekran kartları var ama fiyat performans oranı zayıf. Hele XPS serisi ile yanyana koyunca ekran hiç mi hiç başarılı değil. Tamam arada ciddi fiyat farkı var ama insan göz göre göre alamıyor işte. Bu arada Vostro'lar iş amaçlı ürün düşünenler için Thinkpad'lere ciddi bir alternatif bence. Aklınızda bulunsun...

Alienware, çok güzelsin ama çok pahalısın:)

Aslında gönlümün bir yerlerinde Alienware vardı. İki arkadaşım kullanıyor Alienware, bir tanesi halinde çok mutlu diğeri ise ufak tefek sorunlara rağmen memnun sayılır. Dell Türkiye'ye bir miktar ödeme yapınca ülkemizde de teknik destek alabiliyorsunuz Alienware için. Zaten bende alsam Amerika'dan getirtecektim. Ama çok pahalılar. Öyle böyle değil... Listede Toshiba'nın üst serileri de vardı aslında ama nedense bu markayı ben bir türlü sevemedim.

Ya neredeyse her markaya söyleyecek bir şeyin var dediğinizi duyar gibiyim. Evet haklısınız, ama tüm bu yaşananlar çok yakın çevremde olan bitenler. Öyle kulaktan dolma değil. İnsanı soğutuyor bu durumlar. Firmalar bence önümüzdeki yıllarda servis hizmetlerinde çıtayı yükseltmek zorundalar. Artık bir çok insan satış sonrası hizmet kalitesini alışveriş kriterlerinde ilk sıralara ekliyor...

Bu kadar sorun yaşanıyorsa gidip bir Apple al diyebilirsiniz. Zaten elimin altında bir MacBook Pro olduğundan, satın almama gerek olmadığı gibi yapılacaklar listesine oyun oynamak eklendiği zaman ülkemizde Apple almak pek mantıklı değil çünkü fiyatlar çok yüksek.


Acer tasarımcıları Ethos'ta bayağı garip işler yapmışlar. Bir kısmı son derece hayatı kolaylaştıran özellikte...


Sony -ki çok severim- olabilir, bak MSI varmış derken son dönemlerde hemen her gün en kötü muamelelerime mahsur kalan Acer cephesine baktığımda aklıma yatan bir ürün denk geldi. İstediğim bilgisayar Bimeks'te indirime denk gelince Öner Yumukoğlu ile sevgili Tolga İzgür'ün mağazasının yolunu tuttuk ve İzmir'deki tüm Acer Aspire Ethos stoğunu bir anda bitiriverdik. Son derece mutluyum şu an halimden. Allah bozmasın :)

Bu arada bu saydığım bilgisayarların bir çoğu özellikle indirim dönemlerinde günümüzün popüler akıllı telefonlarından sadece ve sadece birazcık pahalılar. Ben kendi adıma her zaman basit bir telefon kullanıp iyi bir bilgisayar kullanmayı tercih edenlerdenim...

 
Son dönemlerde içime oturan en önemli kazıklardan; Shogun 2. Oyun güzel o ayrı..

Eh yeni makine bayağı donanımlı olduğu için biraz oyun kurdum denemeler yaptım. Eski dizüstü bilgisayarımda zar zor çalışan Shogun Total War 2'yi en yüksek ayarlarla oynatabiliyor olması beni çok mutlu etti. Bu arada artık hiçbir Total War oyununu çıktığı andan satın almayacağım. Geçen gün bir teknoloji mağazasından bu oyunu 19TL'ye yani benim aldığım tutarın neredeyse 1/4'üne satın aldık. Bende aynı anda Empire Total War+Napoleon Total War ve tüm eklenti paketlerini içeren ve 4 DVD'lik bir seti 19TL'ye satın aldım. Bundan sonra Total War oyunu alacağım zaman bir sene bekleyeceğim. Değeri bu kadar hızlı düşen bir oyun serisi yok herhalde.

 
Diablo 3'te Demon Hunter oynamak biraz kolay tabii Inferno'ya gelene kadar...

Neyse bilgisayar ile alışma dönemlerini yaşarken Diablo III yayınlandı ve hemen ertesi gün bilgisayarıma kurulmuştu. Zaten o dönemde bloğuma da bir kısa ara vermiştim; malum Diablo 3 Molası... Deckard Cain'i, Tyrael'i hatta Tristam'ı görmek, eski dostlarla buluşmak beni ilk adımda çok mutlu etti. Hemen Demon Hunter karakteri açtım bir tane başladım oynamaya. Eski dostlarla çoklu oyuncu alemlerinde takılmak büyük keyif oldu. Ancak oyun bir noktadan sonra kendisini tekrar ediyor. Ama eşya ve ekipman çılgınlığı bilinçaltımıza işlediğinden oynamaya engel değil. Tuhaf uzak zamanlarda yaratık avlıyorum anlayacağınız. Okuyucularımızdan Diablo III oynayanlar varsa belki beraberde oynarız... Battletag'larınızı bekliyorum ;)

Modern Warfare serisi çok keyifli ama serinin 2. oyunu bence en güzeli. Hikaye anlatımı çok güzel...

Hazır makineyi yenilenmişken kendime bir sürü oyun aldım. Call Of Duty'nin Modern Warfare serisi bayağı hoşuma gitti. Tek oyunculu kısmını yavaş yavaş oynuyorum ama çok oyuncu aleminde işler bayağı kızışmış. Devamlı “headshot” yemekten oyundaki bir çok yeri görmem pek mümkün olmuyor. Yiyorum kafama mermiyi, oturuyorum aşağıya. Acaba şansımı Battlefield serisinde mi denesem diyeceğim de orada da sonuç pek farklı olmayacak gibi...

 
Razer, sıkı oyuncular cephesinde çok tutulan bir markaymış. DeathAdder gerçekten süper bir fare...

Bu arada ecnebilerin “gaming gear” dedikleri konu son yıllarda öylesine bir sektör olmuş ki, sizlere anlatamam. Gaming gear dediğimiz şey oyuncular için üretilmiş özel ekipmanlar. Ekipman derken günlük kullanılan hepimizin evlerinde bulunan ekipmandan bahsediyorum. Fareler, klavyeler hatta farelerin altına koyduğumuz mat'lar bile bambaşka bir hale gelmiş, çok özelleştirilmişler. Geçenlerde Darkhardware forumlarında bir başlık açtım bu konuda. Gerçekten bayağı bir şey öğrendim. Bu arada diğer donanım forumlarını filan gerçekten bir kenara bırakın. Stereo Mecmuası forumları nasıl ise Darkhardware forumları da öyle. Bir şey sorduğunuzda gerçekten doyurucu bilgi alabiliyorsunuz ve en önemlisi marka taraftarlığı pek hatta hiç yok. Neyse forumdan öğrendiklerimi arkadaşlarıma da soruyorum ve sonunda ev, bilgisayar ekipmanı pardon “gaming gear” mağazasına döndü.

Razer diye bir ekipman üreticisi varmış örneğin ne yalan söyleyeyim ben duymamıştım. Şu an Razer firmasının bayağı üst modellerinden bir fareyi kullanıyorum, deneyeyim diye Tolga İstanbul'dan gönderdi sağolsun. Bayağı farklıymış gerçekten. Gelecek haftada eşten dosttan bayağı ekipman gelecek denemem için. Odyofil camiasında nasıl alet istifleme mevzuu varsa sıkı oyuncularda da aynı durum var. Bir ürün soruyorum, abi bende var sana göndereyim dene diyorlar. Yahu niye zamanında satmıyorsunuz şunları deyince herkesin anlatacak bir mazareti var, şöyle anım var, böyle klasik bir ürün... Allah'tan bu cephede fiyatlar hifi dünyası gibi değil. Birim başına 100-150 Dolar aralığında (Amerika fiyatları bazında) çok iyi ürünler alabilmek mümkün gördüğüm kadarı ile. Hifi dünyasında istifçilik binlerce, onbinlerce hatta zaman zaman yüzbinlerce Dolar'lık bir mevzuu...

Anlayacağınız gelecek haftalarda ekipmanım tamamlanmış olur sanırım. O zamana kadar yeni şeylerde öğrenir, birkaç satır karalarım; "gaming gear" üzerine...

Şimdi gidip biraz savaşmam lazım. Deniz, güneş ve savaş. İlginç geçecek bu yaz :)

Diablo 3 Molası



Bugün Diablo 3 çıkıyor. Sanırım önümüzdeki 4-5 gün boyunca cehennemin derinliklerinde iblis kovalıyor olacağım. Bu sene bloğumu Haziran başında tatile sokmayı planlıyorum. Önümüzdeki 10-15 gün boyunca banttan yayın yapacağım. Bu süre zarfında işlerimi tamamlayıp bol bol Diablo 3 oynayacağım sanırım. Battle.net Avrupa server'larında sanırım bol bol karşılaşırız. Bakalım neler yaptı Blizzard tasarımcıları....

Beklediğim Karakter; Vijjk Doktor



Bir arkadaşım göndermiş. Bayağı güldüm. Bu tarz reklamlar bence çok başarılı oluyor. Teknosa tarafından hazırlanan reklam Diablo III öncesinde bilgisayarım oyunu kaldırır mı sorusundan hareket etmiş. Filmdeki teyzeler çok komik. Özellikle en sondaki beyaz saçı teyzenin Witch Doctor telaffuzunda yaşadığı sıkıntı çok hoş olmuş. Oyuna şaka maka çok az kaldı. Heyecan dorukta...

Diablo 3 Geliyor!



Daha geçen gün geceler boyu bilgisayar oyunu oynamayı özlediğimi yazmıştım. Son bir kaç yıldır oynadığım tek oyun Company Of Heroes serisi. Hem tek kişilik oyun hemde internetten çok oyunculu oyunları oynamak gerçekten büyük keyif ama strateji oyunlarına her zaman vakit ayırmak lazım. Tam ne yapsam acaba diye düşünürken Blizzard yapım stüdyolarından harika bir haber geldi.

Yıllardır beklenen Diablo III, kesin ve kati olarak 15 Mayıs 2012 tarihinde çıkıyor. Ailecek mutlu olmamızı sağlayan bu haber tüm dertlerin sonu demek oluyor. Hiç bir şey düşünmeden saatlerce önümüze çıkan her şeyi kesip biçerek, gözü dönmüş şekilde rune, altın, silah, hazine ve türlü ıvır zıvır peşinde koşacağız. Daha oyun gereksinimlerini incelemedim ama sanırım 2 adet Diablo III almam gerekecek, çünkü eşimde sağlam bir Diablo oyuncusudur. Bu yeni sürüm muhtemelen network üzerinden çoklu oyuncu modunu desteklemiyor ancak güzelim battle.net varken buna pek gerek olacağını pek düşünmüyorum.

Bu yeni oyundaki en önemli sıkıntı partilerin 4 kişi ile sınırlanması. Biz zaten 2 kişiyiz diğer iki kişiyi seçmek çok zor olacak ne yazık ki. Şimdiden söyleyeyim Mayıs ayında en az bir ay için dükkanı Diablo III tatiline sokacağım.

Bu arada yeni oyunda favori karakterim Necromancer yerine titrek bir Witchdoctor koymuşlar. Alacağın olsun Blizzard :) İnşallah sistem gereksinimlerinin tadını kaçırmamışlardır da, yeni bir (hatta iki) bilgisayar masrafı çıkmaz...

Geceler Boyunca Oyun Oynamayı Özlemek!


Geçtiğimiz haftalarda sizlere sonunda seyredecek bir dizi bulduğumu söylemiştim ve kısaca The Big Bang Theory'den bahsetmiştim. Amerikan CBS televizyonunda yayınlanan dizinin son sezonunun 19. bölümünün konusu beni büyümenin ne kadar kötü bir şey olduğunu konusunda tekrar düşündürdü. Ben bilgisayar ile haşır neşir olan bir nesildenim. Sokak oyunlarından Atari çağına geçişi canlı canlı yaşayan birisi olarak bilgisayar oyunlarının karşısında sabahlama mevzusu benim de büyük keyif alarak yaptığım bir etkinlik idi. Commodore 64 döneminden itibaren bazı oyunlara kafayı takıp Cumartesi günü eve kapanıp Pazartesi çıkmak son derece alışılmış bir olaydı benim için. PC döneminin başlaması ve oyunların gitgide karmaşıklaşması ise bu etkinlikleri daha da arttırmıştı. Allah'tan iş hayatının etkisiyle online oyun konusuna çok fazla bulaşmadım ama yine de geceler boyu CS ve dönemin Call Of Duty server'larında sabahlamalarım olmuştur. Hadi itiraf edeyim aslında bol bol olmuştu :)

İnsan büyüyünce ve sorumlulukları artınca bu tarz şeyleri ne yazık ki yapamıyor. Şöyle yakın arkadaşlarımızla içecek ve yiyecek stoğu yapıp "level kasmayı" arada sırada özlemiyor değilim. Eskiden çok sınırlı imkanlarla (hoş her zaman ortalamanın üzerinde bilgisayarlarım olmuştu) yapabildiğimiz şeyleri şu an bu imkanlarla yapamamak çok acayip bir duygu. Gigabyte'larca RAM, güçlü işlemciler ve geçmişte üretilebileceğini hayal bile edemeyeceğim garip kodlu ekran kartlarında bloğuma yazı yazıyor olmam traji komik bir durum.

Acaba işlere güçlere biraz ara verip Elder Scrolls dünyasına mı yelken açsam acaba :)

Haydi X Wing'lere Binelim!



Son yıllarda bilgisayar veya konsol oyunları öylesine bir hal aldı ki, başına oturduğunuzda saatler geçiyor. Benim arada sırada sardığım oyunlar oluyor ancak iş arasında stres atacak bir şeylere de her zaman ihtiyaç var. Böyle zamanlarda imdada Bruno R.Marcos tarafından tasarlanmış Battle Of Endor oyunu geliyor. Star Wars filmlerinden hatırlayacağınız meşhur Endor savaşını konu alan oyunda tie-fighter'lardan, X-Wing'lere ve hatta imparatorluk kruvazörlerine kadar hemen her türlü alet edevatı görmek mümkün. Oyun taş çatlasa 15-20 dakika sürüyor. Hiçbir şey düşünmeden tüm stresinizi atıp işinize kaldığınız yerden devam edebilmeniz mümkün. Grafikler o kadar ilkel ki, en basit bilgisayarda bile oynayabilirsiniz. Aman bu ne ya derseniz TMaster_Syrus nick'li bir dostumuzun geliştirdiği ek grafik paketi ile grafikleri büyük ölçüde düzeltebilirsiniz.



Oyun ve grafik paketi tamamen ücretsiz. Deneyin belki seversiniz. En azından Star Wars evreni kuşlarla böceklerle uğraşmaktan iyidir bence..

Demek Angry Birds Buymuş



Eski güzel günlerde bilgisayar oyunlarına ayıracak vaktim boldu. Bazı oyunlara sardığımda saatlerce oynardım. Örneğin bir ara Might & Magic diye bir seri vardı. Sanırım altıncı bölümünü senelerce oynamıştım aslında oynamıştık demem daha doğru. (Sinan kulakların çınlamıştır herhalde) Bugünlerde ise vaktimi genelde strateji oyunlarına ayırıyorum. Ayırıyorum derken ne yazık ki, çok az bir vakitten bahsediyorum.

Uzun zamandır akıllı telefonu olan hemen herkes "Angry Birds" diye bir oyuna takmış durumda çevremde. Ben cep telefonunun gerizekalısını sevdiğimden "Angry Birds"ün ne olduğunu çoook uzun zaman sonra öğrenmiştim. Geçenlerde Techcrunch'ta gezinirken Chrome web tarayıcı ile şu meşhur oyunun oynanabildiğini öğrendim. Açtım bir bakayım diye. Bende pek bağımlılık yapmadı ama bu oyuna kafayı takanları çok iyi anladım. Sanırım fazla bulaşmamak en iyisi... En iyisi pikabımın başına döneyim ben...

Total War Shogun 2 Kurulum Problemi


Total War Shogun 2 sonunda yayınlandı. Haberi burada yazmıştım ancak oyun dünyası zaten uzun zamandır oyunu bekliyordu.Dün akşam Empire ve Napoleon edisyonları haricinde olduğu gibi yeni Total War oyununu satın aldım. Çok oyun oynayan bir insan olmadığımdan ve dolayısıyla son bir kaç yıldır çok az oyun satın almadığımdan dolayı almadığımdan Steam ile ilk kez tanıştım ve tabii ki cinnet geçirdim.
Shogun 2, DVD'den kurulmak yerine Steam'den indirilmeye çalışılıyordu. Ben akşam bayağı uğraştım, belki konuya yabancı olanlara yardımı olur diyerek buraya da ekleyeyim dedim. Boğumu takip eden arkadaşlarımdan bir çoğu Total War serisi ile yakından alakalı. Steam sorunu ile alakalı iki çözüm mevcut. Total War resmi forumlarında şöyle bir öneri var;


-------------------------------------------------------------------

* Steam oyun listesini açın

* Shogun 2'nin üzerinize imlecinizi getirin ve sağ tuşa basın. Burada 'Delete local content' seçeneğine tıklayın. Oyunun Steam üzerindeki kurulumu silinecektir.

* 1 numaralı DVD'yi bilgisayarınıza takın ve Steam'i kapatın (Kapatmak için File => Exit).

* Windows start menüsünde "Start" tuşuna basın ve Run seçeneğini tıklayın.

* Gelen ekranda şu komutu girin;

c:\program files (x86)\steam\steam.exe -install E:

E: DVD sürücünüz, eğer Steam farklı bir yere kuruluysa gerekli düzenlemeleri yapın. OK dedikten sonra muhtemelen DVD üzerinden kurulum başlayacak ve akabinde 500MB'lık bir güncelleme dosyası indirilerek oyun oynanabilir hale gelecektir.

-------------------------------------------------------------------

Ancak bu işlem bazen başarıya ulaşamıyor. Bu durumda bir kaç kez kurulumu kapatıp açmanız gerekiyor. Bu durumda yine Steam oyun listesini açarak Shogun 2'nin üzerine imlecinizi getirerek sağ tuşa basmanız gerekiyor. Burada 'Delete local content' seçeneğine tıklayın. Oyunun Steam üzerindeki kurulumu silinecektir.
Bir kaç denemenin arkasından DVD'den kurulum başlayacaktır. Sonrasında yine Steam 500MB'lık bir güncelleme indirerek bir süre sizi bekletiyor. Ancak tüm bu işlemlerin ardından Shogun 2'yi oynamaya başlayabiliyoruz. Umarım faydası dokunur,

Trine The Game


Geçtiğimiz günlerde alışveriş yaptığımız bir markette sepet içerisinde aksiyon ürünü olarak bilgisayar oyunları vardı. Seçil Hanıma bir tane bana da bir tane oyun aldık. Ben Trine diye bir oyun almış bulundum. Son zamanlarda oynadığım en keyifli oyun oldu. 5TL'lik fiyatına bakarsam mükemmel bir karar olmuş. Trine atlamalı zıplamalı bir oyun ki bunlara boyun dünyasında platform oyunu deniyor. Oyunun mantığı basit. Bir hırsız, bir büyücü ve bir savaşçıdan oluşan bir takımı yöneterek bölümleri geçmeye çalışıyorsunuz. Oyunun mantığı çok güzel kurgulanmış. Her üç sınıfın kendine has özellikleri var, gerektiği zaman karakterleri değiştirerek bölümleri geçmeye çalışıyorsunuz. Bölümler çok zor değil, belirli bir mantık ile geçmek mümkün. Grafikler çok güzel, insanın içini rahatlatan türden. Oyunun bir diğer güzelliği bir bölüm oynayıp kapatıp aklınıza gelince bir kaç bölüm daha oynayabileceğiniz yapıda olması.


Oyun oynamayı sevip fazla zaman ayırmayı sevmeyenler için zevkli bir oyun. Üreticisinin web sitesinde sistem ihtiyaçlarına ve diğer ayrıntılara göz atabilirsiniz. İlginizi çekerse sizi buraya alalım... Oyun görüntülerini bu web sitesinden aldım ki çok daha fazlası mevcut...

Total War Shogun 2



Eskisi gibi bilgisayar oyunları ile haşır neşir olamıyorum ancak hayır diyemeyeceğim bir oyun var; Total War serisi. Creative Assembly firması ilk oyunu olan Shogun'ın 10. yıl dönümünde bu oyunun yenisini duyurdu. Yukarıda oyunun pre-alpha sürümünden bir savaş sahnesi var. Pre-alpha sürümü oyunun taslak hali diyebiliriz. Video da görebileceğiniz gibi taslak böyle ise, gerçeği nasıl olacak hayal edemiyorum. Oyun 2011 yılında yayınlanacak. Sanırım müzik dinlemeye tek ara vereceğim sebep bu oyun olacaktır. Çıksa da, oynasak..