Müzik Dünyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müzik Dünyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

The Voice - Mamma Knows Best


İngiliz The Voice programının 2013 yılı edisyonunda J Marie Cooper, Jessie J'in "Mamma Knows Best" şarkısını yorumlamıştı. Bu şarkı bir pop şarkısı olsa da, Jessie J'in vokalleri sayesinde söylenmesi pek kolay değil, cesaret işi. Bu kızcağız bu şarkıyı pek güzel yorumlayıp ikinci turda kötü bir seçimle elenip gitti. Bu eleneler bizim buradaki programa katılsa vallahi direkt birinci olurlar...

The Voice - Don't Let Me Be Misunderstood




Valla bu teyzeyi ilk sahneye çıkarken gördüğümde bir şeyler olacağını hissetmiştim. Sally Barker isimli bu teyze, anne olmadan önce solist olarak bir çok konserde görülmüş. Robert Plant vesaire gibi mühim isimlerle çalışmış ve arkasından anne olunca elini eteğini çekmiş müzik dünyasından. İlk performansında Nina Simone klasiği "Don't Let Me Be Misunderstood" bir yorumladı ki, Allah dedirtti!

Zaten finale kadar çıktı bu teyze ama kazanamadı ne yazık ki...

The Voice - Get Lucky



 İngiliz The Voice programının 2014 edisyonunda bu kızın şarkısını dinlediğimde şapkam uçtu resmen. Anna McLuckie isimli bu kız daha lise talebesi ve konservatuarda okuyor. Geçen sene yeri göğü inleten Daft Punk'ın "Get Lucky" şarkısını müthiş yorumladı. Albümü olsa vallahi alırım....

The Voice - American Boy



Sizlerin kafasını, bu hafta BBC'nin The Voice programında beğendiğim performanslarla şişirmeyi planlıyorum. Elin ecnebisinin memleketinde ne cevherler var diyorum hemen her izlediğimde bu programı. Aşağıda The Voice'un memleketimizdeki edisyonu "O Ses Türkiye" de bir hanım kızımızın fena olmayan bir yorumunu da ekledim. Ama arada fark büyük...

 Bu arada şarkının orijinali Estelle isimli bir hanım kızımızın amalet-i farikası...

 

Plak Hediyeli Don Kampanyası


Vay be böyle iç çamaşır kampanyası hiç görmemiştim. 6 iç çamaşır alanlar Elvis Presley, Eddie Fisher veya Perry Como 45'liklerinden bir tanesini istediğini seçebiliyormuş.

Mr. Spock's Music From Outer Space


Rahmetli Leonard Simon Nimoy Amerikalı aktör, yönetmen, müzisyen ve fotoğrafçı. 1966-1969 yılları arasında ABD'de yayınlanan Star Trek dizisinde Spock rolüyle tanındı. Bu sene Şubat ayında vefat eden Leonard Nimoy, kendi ismiyle yayınlanan plağın tanıtım fotoğrafında!

Ne Kadınsın Debbie Harry!


Blondie topluluğnun solisti Debbie Harry önemli bir pop ikonudur. Pop art tablolarından bir çok yere ikon haline gelmiştir. Sansasyonel bir abladır aynı zamanda....

İngiliz İstilası


Beatles, Amerikaya ayak bastığında gazeteler ve dergiler bu olayı "İngiliz İstilası" olarak nitelendirmişti. Her ne kadar Spitfire avcı uçağı olsa da, bomba olarak Beatles plağı atmasına benim bir itirazım yok :)

New Victor Records


His Master's Voice'un 1905 yılı evet 1905 yılından yeni plaklar kataloğu. Tam 110 yıl öncesinin.

Eski Plaklarınızı Atmayın!


Eski Plaklarınızı Atmayın askeri toplama merkezlerine getirin. Eski plaklarınız denizaşırı birliklere gönderilecek. Adamlar ikinci dünya harbinde adamların uğraştığı işlere bak. İnanılacak şey değil!

Amy Winehouse Pikap Başında!


Winehouse, İngiltere'de musevi bir ailenin kızı olarak doğdu. Çok küçük yaşlarda caz müziğe ilgisi başladı. Kendisinden büyük iki kardeşi vardır. Winehouse'un. Bir tanesi eczacı diğeri ise taksi şoförüdür. Yazılan çizilenlere göre ilk önce Frank Sinatra ile tanışmıştır cazın büyük isimlerinden. Ondan sonrasında da şarkı söylemeye başlamış, o dönemde öğretmenleri tarafından asla durdurulamamıştır.

 İlkokul sırasında problemleri ortaya çıktıkça büyükannesi onu bir sanat okuluna yazdırır. Okuldaki hocaları Winehouse'un durmadan şarkı söylemesinden bıkmışlardır. Winehose sanat okulunda kendisini yeniden keşfeder. Tüm ergenlik yaşındaki gençler gibi ilgi çekebilmek için dönemin popüler müziklerine el atar. 10'lu yaşlarında “Sweet 'n' Sour” isminde bir topluluk kurar. Kendi röportajlarında projenin çok kısa soluklu olduğundan bahseder ve o dönemlerde şaşırtıcı şekilde rap müzik yaptıklarını söyler. Müzik eğitimine devam eden Winehouse gitar çalmaya başlar. İlk bestelerini yapmaya başlar. O dönemlerdeki erkek arkadaşı soul şarkıcısıdır ve yerel topluluklarda Winehouse'a işler ayarlar.

Bu arada erkek arkadaşı Tyler James, Winehouse'un demo kasetlerini çeşitli plak firmalarına gönderir. 20'li yaşlarına gelen Winehouse çeşitli underground toplulukların yanında bazı radyo, televizyon programlarına da katılır. Bu dönemlerde Winehouse fena halde 1960'ların kız topluluklarına kafayı takmıştır. İlginç saç stilini ve Kleopatra makyajını 1960'ların ünlü The Ronettes topluluğundan alır... Bu dönemlerde büyük plak firmalarının Winehouse'un potansiyelini keşfetmesi ile hayatında değişiklikler başlar. İlk albümünü yapmaya hazırlanırken plak şirketleri, menajerler arasında savaş çıkar.

Tüm bunlar Winehouse'un hassas psikolojini etkiler. Devamını okumak için tıklayınız

Pathe Reklamı


Pathe Fransızların bir dönem medar-ı iftiharı firmalardan bir tanesiydi ancak zaman içerisinde gücünü yitirdi ve satıldı. Reklamda en iyi elektronik kayıt teknolojisi bizde denilmek istenmiş. Günümüzde ise tam tersini istiyoruz.

Hangi Beatles Üyesi Öldü!


Paul McCartney'in 1966 yılında bir gün stüdyodan kızgınlıkla çıktığında trafik kazası geçirerek öldüğü, plak şirketinin grubun geleceği etkilenmesin diye onun yerine kendisine benzeyen solak bir gitarcı bulduğu, ama gruptaki diğer üyelerin bir şekilde içlerine sindiremedikleri ve bazı simgesel işaretlerle bunu duyurdukları yazıyordu. Bu işaretlerden önemli bir tanesi de 1969 yılında yaptıkları meşhur Abbey Road albümünün kapak resmi çekilirken Paul McCartney'i çıplak ayaklı göstermeleri. Bunun anlamının, yani "çıplak ayak" kavramının hindu inanışında ölümü simgelemesi olduğu belirtiliyor.

Yukarıdaki çizgi roman kapağı bu konu ile alakalı. Forumlarımızda bu konuyla alakalı bir yazışma olmuştu merak edenler buraya bakabilirler.

Decca Records

Decca'nın zamanında Amerika'daki dergilerde yayınladığı bir reklam. Aslında çok ilginç hatta güzel bir illüstrayon yapmışlar. Benim hoşuma gitti.

Mutlaka seyredin: Hit Me Baby One More Time



Kardeşim OkanCez sayesinde haberdar olduğum harika bir programdan bahsedeyim sizlere. Fast and Loose isimli BBC programında Hugh Dennis isimli sunucu abimiz David Armand, Greg Davies, Justin Edwards, Humphrey Ker, Marek Larwood ve Laura Solon gibi konuklarla minik yarışmalar, skeçler vesaire yapıyor. Yukarıdaki videoda David Armand abimiz, kulağında kulaklık olan yarışmacılara aslında bir kepazelik olan "Hit Me Baby One More Time" şarkısının sözlerini anlatıyor. Şarkı kepazelik ancak performans muhteşem. Mutlaka seyredin!

Yazık Lan Bu Zamanın Gençlerine!



Geçenlerde bir arkadaşlarımız ile beraberdik. Onların ufaklıklar tam teenage dediğimiz yaştalar. Tam böyle gezme, tozma zamanlarındalar. Sohbet muhabbet devam ediyor, çocuklar dedim ne dinliyorsunuz. Hakan amca (ulan, nasıl yani, ne amcası) Miley Cyrus, Justin Bieber, Rihanna, Beyoncé falan dinliyoruz dediler. Eh dedim olur, bizde bu yaşlardayken popüler müziği biliyor ve dinliyorduk. Ama tabii ufak bir fark vardı, o dönemlerde pop müzik dünyasında Madonna var, Michael Jackson var, var oğlu var... Şanslı bir gençlik idik sanırım.

Justin Bieber'in bir kaç şarkısını duymuştum daha önce. Nasıl söyleyeyim size bildiğiniz facia, müziğin katledilmesi gibi bir şey. Hep aynı ritm, üzerine "kız ben seni yirim" tarzı saçma sapan sözler al sana pop albümü.  Rihanna'yı da biliyorum ama ilk zaman şarkıcı mı manken mi ondan emin olamamıştım. Bunların içinde en müzik ile alakalı olanı Beyoncé denilen hanım kızımız ama bana sorarsanız müziği dayanılacak gibi değil. Neyse, Miley Cyrus neymiş diye bir bakayım dedim. Cyrus soyismi yabancı değil, meğer country müzisyeni olan Billy Ray Cyrus'un kızıymış. Neyse üç beş şarkısına bakındım, aman Allah'ım dedim. Kızım olsa evlatlıktan redderim. Neyse büyük konuşmayayım şimdiden. En son klibini yukarıya ekliyorum.

Müzik dersen facia, sözlerden zaten kimse bir şey beklemiyor da, çıplaklık işinin b*ku çıkmış artık. Tamam bu olaylara hiç karşı değilim tam tersine severim bile. Bizim zamanımızda da Madonna filan yapardı böyle şeyler ama bir yerlerinde biraz estetik olurdu, gözünüze girmezdi. Tabii ki gençler dönemin popüler müziğini dinleyecek ama ben popüler müziğin bu kadar b*ktan hale geldiğini bilmiyordum.

Bir yandan da aklıma kötü şeyler geliyor. Düşündüm çocuğum olmuş, büyümüş baba bana Miley Cyrus'un albümü al diyecek. Tabii ki eşşek gibi alacağız, ondan sonra evde bangır bangır bu müzik çalacak. Bari metalci olsa ona alışkınım biraz... Bu olacak gibi değil be! Wrecking Ball kafana düşsün be kızım!

Jessie J - Mamma Knows Best



Jessie J ismini ben ilk kez Londra Olimpiyat'larında Queen ile sahneye çıkınca duymuştum. İngiliz şarkıcı kariyerine başlamadan önce Chris Brown ve Miley Cyrus gibi isimlere yazdığı şarkılar ile tanınmış. 2011 yılında Who You Are albümünü yayınlayınca geniş kitlelerin ilgisini çekmiş. Aslında Who You Are albümü fena bir albüm değil bugünün pop dünyası için. İçerisinde bol bol R&B ve Soul etkisi var ama Jessie J asıl performansını konserlerde gösteriyor. Hatunun sesinin maşallahı var. Albümleri piyasada tutulsun diyerek herhalde, biraz fazla "cıstaklı" ritmlerle dolu. Ancak konserlerde böyle bir setup kullanmak yerine daha akustik performanslara yer veriyor. Yukarıda ilk albümünden Mamma Knows Best şarkısının küçük bir kulüpte seslendirilmiş edisyonu var. Hiç fena değil! Neyse bu albümün ardından yayınlanan Alive albümünde hepten elektronik etkiler artmış olduğundan uzak durmakta fayda var. Belki ilerleyen senelerde biraz daha R&B ve Soul etkisiyle çok ilginç işler duyacağız gibi geliyor bu hatundan... Şimdilik bir köşeye not edelim bulunsun!

Okay Temiz'in Kendi Ağzından Müzik Yolculuğu



Herhalde okumuşsunuzdur. Okay Temiz – Hüseyin Ertunç – Doğan Doğusel – The Trio plak incelememde Okay Temiz'den bahsetmiştim uzun uzun;

Allah uzun ömürler versin İkinci Dünya harbinin başladığı yıl olan 1939 yılında İstanbul’da doğan Okay Temiz, Ankara Klasik Müzik Devlet Konservatuarında vurmalı çalgılar ve timpani eğitimi almış. Okulun bitmesinin ardından profesyonel müzik kariyerine adım atan müzisyen bu yıllarda özgün sesler arayışındaki maceralarına kendi davullarını yaparak yepyeni bir boyuta getirir. 1960′ların sonunda büyük orkestralar ile tanışır. Bu tanışma onu Avrupa’ya götürür. Maffy Falay ile tanışır ve birlikte Türk halk ezgilerini yorumlarlar. Tüm bunlar olurken yine büyük usta Don Cherry ile tanışma fırsatı olur. Bu tanışma uzun seneler boyunca devam edecek bir maceranın başlangıcı olur. Birlikte konserler verirler ve plaklar yaparlar. Bu plakların her biri altın değerindedir. Bu plakları çok nadiren yurtdışında ve ülkemizdeki önemli koleksiyonlarda görebilirsiniz. Meraklılar bonus olarak Fransız BYG Actuel plak şirketinin 1971 yılında yayınladığı “Orient” ve “Blue Lake” albümlerine bir göz atsınlar. Bakalım tanıdık bir isim var mı?

Yukarıda bir bölümünü okuduğunuz hikayeyi ustanın kendi ağzından dinlemek isterseniz yukarıdaki videoya göz atın. Video Timpani'nin geleneksel Etkinliklerimiz başlığı altında yer alıyor. Diğer etkinlik videolarına buradan göz atabilirsiniz.

İbretlik: Erken Türk Heavy Metal camiası



Videoyu bulup çıkartan sevgili Taner Kahraman. Bende Facebook üzerinde denk gelince hemen seyretmeye başladım ve koptum nedense. Bizim ekonomik durumumuz Avrupa'dan kötü "ühü ühü" bizde onların imkanları olsa neler yapardık sohbetinden tutun, TRT spikerinin sizin müzikte vahşet var, ısrarla bunun üzerine gitmeye çalışıp, videodaki gençlerin Türkiye'de yok öyle bir şey demeleri senelerce sürüp giden bir olayın erken dönem yansımaları herhalde. Zaten iş doksanlarda Ataköy cinayeti, saçma sapan şeytancılık olayları ile rayından iyice çıkmıştı. Videonun sonunda Emre Kongar hoca noktayı koymuş. Bu arada o dönemlerdeki kot ceket üzerine dikilen "peç" olayına bende girmiştim. Nasıl bir kavram karmaşası ise, evde annem kot ceketimin arkasına, üzerinde eşek kadar Baphomet olan Venom "peç"i dikiyordu. Anlatmakla bitmez o hikayeler. Video izlenesi, arkasından anılar gözlerimizden akıyor geçiyor zaten...

The Ramones - Blitzkrieg Bop



The Ramones'un meşhur Blitzkrieg Bop şarkısı kendi adları ile aynı adı taşıyan albümden.. Albüm 1976 yılında yayınlandı. Topluluk aslında 1974 sonlarında ancak 1975 yılında etkili olarak ortalıkta ve en önemlisi konserlerdeydi. Elden ele dolaşan kayıtlarda özellikle “Judy Is a Punk” ve “I Wanna Be Your Boyfriend” şarkıları pek seviliyordu. Climax Blues Band, Barclay James Harves gibi toplulukları bünyesinde toplayan Sire Records zaman içerisinde bir dönüşüm yaşamış ve punk topluluklarının albümlerini yayınlar hale gelmişti. Plak şirketi topluluğun popülerleşme potansiyelini keşfedip ve en önemlisi konserlerindeki durumu tespit edip bir anlaşma imzalar. Albüm kaydına hemen girilir. Albümün prodüksiyonuna bayağı para yatıran Sire Records söylenen o ki, büyük orkestraların kayıtları kadar özenli bir kayıt gerçekleştir. Albümü dinleyince bu pek belli olmuyor. Şarkı mühim şarkıdır, albümle alakalı kapsamlı bilgi burada. Bu videonun en sevdiğim yanı seyircinin düştüğü durumdur...