illustrasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
illustrasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Back To Basics

Geçenlerde güzel bir afiş gördüm. Hoşuma gitti. "Back To Basics" yani basite dönüş! Hoş laf aramızda bu basitliğin derinliklerine doğru gittikçe son derece karmaşık bir dünya var ama çok abartmazsanız pikap dünyası son derece basit ve keyiflidir...

Mutluluk Getiriyorum!



Yukarıdaki afişin altında yazılan yazının Türkçe çevirisi bu işte; "Mutluluk Getiriyorum" Muhtemelen eski bir Fransız pikap üreticisinin reklamı hangisi bulamadım ama böyle eğlenceli ve renkli pikaplar üreten Teppaz olabilir sanırım. Bu pikapların ses kalitesi nasıldır bilemeyeceğim hatta oldukça kötüdür ancak yurtdışında öyle saçma sapan fiyatlardan satılıyor ki, sanırım denk gelsem her renginden eve alırdım bir tane. Bu arada saçma sapan fiyatlar derken Türk parası ile 100TL ve civarından bahsediyorum...

Richie Fahey İllüstrasyonu



Richie Fahey New York'Lu bir fotoğrafçı. Bende çeşitli illüstrasyonlarına denk gelince kendisini tanıdım. Yazılan çizilenlere göre 1950'lerin efektlerini özellikle de meşhur Technicolor renklerini başarılı şekilde kullanmasıyla tanınan Richie Fahey bir çok retro-vintage poster mağazasında meraklılara sunulan posterlerin altındaki imzaya sahip. Zaman içerisinde daha fazla çalışmasını paylaşacağım sanırım...

Quiet Is the New Loud İllüstrasyonu


Yukarıdaki illüstrasyonun bin bir türlü edisyonu var. Ben en çok "Quiet Is the New Loud" albümü daha doğrusu kapağı olana denk geldim. Kings of Convenience, Norveçli ilginç bir indie folk-pop ikilisi. Erlend Oye ve Eirik Glambek Boe’den oluşan topluluk bana sorarsanız haddinden fazla sakin vokalleri, var ile yok arası gitar ve piyano melodileriyle tanınır. İkili albümdeki tüm enstrümanları çalıp beste ve düzenlemeleri yapıyor. Müzik yorumcularına göre topluluk "Yeni Akustik Hareket"in yeni nesil öncülerinden sayılır. Bu arada "Quiet Is the New Loud" albümünün plağı, analog modası yeniden hortlamadan önce ülkemize gelen ilk plaklardan idi...

Duvar Kağıtlık Hifi İllüstrasyonu



Ne yazık ki bu illüstrasyonun tasarımcısını bulamadım. Ancak bayağı hoş bir çizim. Motto olarak "feel the vibe, feel the music" eklenmiş ve merakımız olan hemen her şey bir şekilde çizim içerisine eklenmiş. Aslında bu pek güzel bir cep telefonu duvar kağıdı olur ama yeni nesil cep telefonlarında çözünürlükler iyice arttığı için daha iyisini bulmak lazım. Durun bakalım belki buluruz.

Colombia Reklamı ve İllüstrasyon


Gelmiş geçmiş en önemli plak şirketlerinden bir tanesi olan Colombia'nın İtalya şubesinin yayınladığı bir reklam daha doğrusu katalog reklamı. O yıllarda plakları toplayan meraklılar için kataloglar basılıyordu ve bu kataloglardan istediğiniz plakları seçip yerel mağazalardan tedarik edebiliyordunuz. İtalyanca yazılanlara bakılırsa bu katalog ücretsizmiş. Şimdi parasını versek bile bulamıyoruz o ayrı konu! Bu arada illüstrasyon da gayet keyifli bana sorarsanız...

Royal Crown Cola



Bu tarz afişleri ben çok seviyorum. Büyük harbin hemen arkasından toplumların normalleşmeye çalıştığı yıllardan bir kola reklamı. Yıl 1946. Afişteki hanım efendi, Hedy Lamarr. İşte burada bir durmak lazım. Hedy Lamarr, 1914 doğumlu Avusturyalı bir aktris. Çok güzel bir kadındır. Filmlerinden hatırımda kalan yok ama siması nedense hatırımda kalmış. MGM stüdyolarının altın döneminde bir yıldız haline gelmiş.

Bir de ilginç bir bilgi. Lamarr ve bir dönem birlikte olduğu George Antheil, ses frekanslarını kablosuz şekilde aktaracak bir teknoloji geliştirmişler ve günümüzün wireless yani kablosuz erişimin protokollerinin atası sayılıyor.

Afiş Royal Crown Cola firmasının veya bizim bildiğimiz üzere RC cola. Benim çocukluğumda ülkemizde vardı bu marka...

Alvaro Arteaga - 45 rpm Deli



Yukarıdaki illüstrasyon Alvaro Arteaga isimli bir tasarımcıya ait. Kendisi hakkında fazla bilgi bulamadım ne yazık ki. Anladığım kadarı ile kıyafetler ve posterler için çizimler yapıyormuş. Yukarıdaki eserinin adı "45 rpm Deli" Keşke böyle bir şeyler olsa da, kesip istediğimiz plağı elde etsek diye düşündürmedi değil...

Hunt Emerson Çizimi



Hunt Emerson. 1952 yılında doğmuş önemli bir çizer. İngiliz çizer, ülkesindeki çizgi roman sahnesinde 1970'lerden sonra çok önemli bir figür haline geliyor. Yazdığı romanlar ise bir çok dile çevrildi. Bunun yanında yukarıdaki gibi illüstrasyonları da var. En bilindik romanları ise Lady Chatterley's Lover, The Rime of the Ancient Mariner, Casanova's Last Stand. Yukarıdaki çizimi kaç yılında yaptığına dair bir bilgim yok. Ancak çizim tarzına bakılırsa 1970'ler diye tahmin edebilirim.

Sanat ve Müzik: Ali Güleç



Bir yabancı sitede dolanırken yukarıdaki illüstrasyona denk geldim. Altında yazan izim ilgimi çekti ve hemen bakınmaya başladım. Tasarımcısı Ali Güleç. Fartklı firmalar için çalışmalar yapmış ve internette kendisi ile alakalı güzel yorumlar var. Buraya tıklarsanız kendisinin Facebook sayfasına giderek çalışmalarına göz atabilirsiniz. Daha bir çok ilginç çalışması olan Güleç'i sayfama konuk etmekten mutlu oldum. Bu arada ülkemizde daha ne yetenekli insanlar vardır bizlerin bilmediği.

Decca Reklamı



Decca reklamı yılını bulamadım ancak illüstrasyon çok hoşuma gitti. Çizim tarzı, renkler muhteşem gözüküyor. Ayrıca laf aramızda sol tarafta görünen müzik konsollarının da ayrıca hastasıyım. Sesleri filan iyi hoş ama formları bence muhteşem. Son zamanlarda bu tasarıma sahip bazı mobilyalar görmeye başladım ortalıkta hatta IKEA'da bile var. Ne zamandır müzik setimin durduğu rack'ı değiştiresim var şeytan diyor boş ver hifi mantığını al şöyle bir şey. Sanırım kaşıntı başladı :)

Uzun Günler



Valla plak dinlemenin hayatımdaki önemi en az çizgiyle bu kadar güzel anlatılabilirdi sanırım. Çizim Lane Nelson tarafından yapılmış bir blog sitesinde denk geldim ve hemen ekledim tabii ki bloğuma :)

Evin Neresidir?



İnternette gezinirken denk geldiğim çok hoşuma giden bir illüstrasyon. Yazı kısmını çevirmek gerekirse "evin pikabımın olduğu yerdir" Eminim ki bu şekilde düşünen bir çok okuyucum vardır. Aslında buna benzer bir poster yapsam bayağı satılacağına eminim. Bu aralar kafam ticarete çalışmaya başladı, hadi hayırlısı :)

Sadece Plak Çalıyorum



Amerikalı bir siteden aldığım illüstrasyon. Ne yazık ki, siteyi hatırlamıyorum. Son dönemlerde bol bol gördüğümüz plak koleksiyonculuğunun yükselişi ile alakalı bir siteydi sanırım. Hoş ben bu illüstrasyondaki kadar plak faşisti değilim. Keşke aradığım her şeyi plak olarak bulabilsem de, sadece plak çalsam ama bu ne yazık ki mümkün değil. Hatta sınırsız paranız varsa bile bazı plak şirketleri ve bazı müzisyenlerin ne yazık ki plak formatında albümleri yayınlanmıyor. Bu yüzden sadece plak çalmak mümkün değil, en azından benim için...

Plaklar Daha Bitmedi



Son dönemlerde özellikle Amerika'da gençler arasında iyiden iyiye kendisini hissettiren bir akım var, plağa dönüş. O kadar fazla illüstrasyon, banner vesaire görüyorum ki, ben bile şaşırmaya başladım. Hoş bunun tabii ki olumlu yönleri var ama olumsuz yönleri benim için daha ön planda. Olumsuz yön hepinizin tahmin edeceği gibi artan ikinci el plak fiyatları. Dünyanın dört bir tarafındaki bit pazarlarına nur yağıyor. Olan tabii ki bizim ceplerimize oluyor.

İnsan İnsana Benzer; Cem Karaca



Bu illüstrasyonu çok alakasız bir sitede görünce aklıma hemen Cem Karaca geldi. Sol taraftaki sakallı gözlüklü amca Cem Karaca'ya benzemiyor mu sizce de? 2004 yılında kaybettiğimiz Cem Karaca çok yönlü bir insandı; besteci, tiyatrocu, sinema oyuncusu ve tabii ki bizim için en önemli yönü müzisyenliği. Tanımı pek beğenmesem de Anadolu rock türünün önemli isimlerinden bir tanesi. Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar sonlarında Dervişan gibi bir sürü tozlu tarih raflarına yerleşmiş toplulukla müzik yapmıştı. Bu son yıllarda yeniden plaklarını basmaya başladılar ama durum pek iç açıcı değil. Yeniden baskılar olabildiğine kötü. Bu illüstrasyon sayesinde kendisini bir kez daha anmış olalım en azından...

DJ Meal



Son dönemlerde dijital sanatçılar yaptıkları çalışmalarda plaklara bayağı yer veriyorlar. Tüm dünyada kaset ve plak konusunda yaşanan çılgınlık devam ediyor. Yukarıdaki çalışma genç bir fotoğrafçıya ait, içecek olarak kaset bandı, tabak olarak plak kullanmış. İsmini ne yazık ki not etmeyi unutmuşum. Bilen olursa aşağıdaki yorum kutucuğuna yazabilirsiniz.

Dolaplar Dolusu Plak



Aslında yukarıdakine benzeyen bir görüntüyü bir enstalasyonda (sergi mi demeliyiz aslında) görmüştüm bu farklı bir edisyonu olmuş. Hoş plak toplayan kimse bunları bir dolaba tıkacak kadar salak değildir ama bir yanda da bir evde hiç bilmediğiniz bir dolabı açıp plağa boğulmak hangi koleksiyoncunun hayali değildir. Şöyle göz ucuyla plaklara bakarsanız çok güzel albümler var. Benim ağzım sulandı doğrusu...

Plak Eşliğinde Dans...



Bu güzel illüstrasyonun tarihine ne yazık ki ulaşamadım ve kimin çizdiğine de. Ancak eskiden evlerimizde bulunan mobilyalı müzik setlerini hatırlatması hoşuma gitti. Belki hatırlayanlar olacaktır, bu ahşap şık mobilya görünümündeki cihazların ön taraflarında  kaliteli örtülerin altında hoparlörler saklanırdı. Üst kısımlarında ise pikap, çoğu zaman yatay amplifikatörlü bir radyo bulunurdu. O radyolara bayılırım. Üzerinde radyo isimleri yazar ve çoğu zaman bunlar başkent isimleridir. Geniş olanlarında ise plak konacak yerlerde olurdu.

Bu arada mısır yiyip mutlu mesut dans eden çifte bakan arkadaşın konuyla ne alakası var onu çözemedim bir türlü :)