Saatler.....


Hemen her yaz sonu olduğu gibi koleksiyonumdaki eski saatleri bakımdan geçiriyorum. Aileme ait neredeyse yadigar saatler bende ayrıca bende bir miktar satın almıştım zamanında. Aile yadigarlarının neredeyse tamamı çok iyi durumda ancak bana ulaşan bazı saatlerin durumu pek iyi değildi. Aslında bunların kozmetikleri konusunda pek bir sıkıntım yok. Bir restorasyondan geçirmeyi planlamıyorum ancak mekanizmalar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. 


Yaz sonunda deli bir iş olan mekanizmalara giriştim. Zaten gözüm görmüyor bunlarla uğraşmak bir delilik. Ancak bol bol video ve yazı okuyarak bazı ipuçları buldum ve dikkatlice bazı örnekler üzerinde uyguladım... 


Sonuçta neredeyse tüm saatlerin mekanizmalarını çalıştırmayı başardım. Sanırım bir tane var tam istediğim gibi olmayan. İzmir'de iyi bir tamirci bilen?

Gazetenin Verdiği Ana Britanicalar Mı O Raftakiler!

Blitzkrieg Mod ile Yaz Savaşlarına Devam!


Company Of Heroes 2 çıktığında bir daha orijinal Company Of Heroes oyununu oynamam demiştim ama halt etmişim... Sanırım daha önce burada yazmıştım, yaz döneminde eş dost ile online alemlere dalıp eski günlerimizdeki gibi oyun oynuyoruz. Pek keyifli oluyor doğrusu...


Bu sene nostalji yaparak orijinal Company Of Heroes üzerine yoğunlaştık bol bol. Tabii bağımsız bir topluluk tarafından geliştirilen harika ötesi "Blitzkrieg" modu sayesinde oyun bambaşka bir hal almış. Geçen aylarda daha doğrusu yaz döneminde mod elden geçirildi ve bir sürü özellik eklendi. Bir güzel oldu bir güzel oldu ki anlatamam... 


Her ne kadar yaz dönemi bitmiş olsa da, arada sırada Blitzkrieg modlu Company Of Heroes savaşlarımız devam edecek. Katılmak isteyen olursa benimle iletişime geçsinler... 

Kalenderîyye Emaneti


Yazın en ilginç buluşlarından bir tanesi yukarıdaki hindistan cevizi kabuğu. SeçilCez'in babası bu kabuğun hikayesini anlatmıştı bize. Dedesinin dedesi Bulgaristan'da yaşarken 17-18 yaşında bir anda ortadan kayboluyor. Neredeyse 15-16 sene sonra doğduğu köye geri dönüyor. Tabii ki kimse onun olduğuna inanmıyor ama o tek tek eski bildiklerini sıralayınca işin rengi değişiyor. 15-16 senelik bu ortadan kayboluşun hikayesini hiç anlatmıyor sadece yukarıda gördüğünüz hindistan cevizi kabuğunu getiriyor yanında başka bir şeyi yok! 

Bizde bu nedir diyerek araştırmalarımıza başladık. Bulmacayı çözmemiz bir tesadüf sayesinde oldu. Bir Cumartesi akşamı Murat Bardakçı'nın Tarihin Arka Odası programında gördüğümüz aşağıdaki gibi bir fotoğraf beynimizde şimşekler çaktı. Meğer yukarıdaki hindistan cevizi kabuğu Kalenderi dervişlerin yaşamlarını idame ettirebilmesi için olmaz ise olmazmış. Bir asırı geçen bir yaşı olan bu nadide parçayı hemen koruma altına aldık tabii. Hoş zaten koruma altındaydı da, biz biraz daha teknik işlere girdik. Metal kısımlar korozyona karşı korumaya alındı, gövdeye özel yağlar uygulandı vesaire...

Ve arkasından bu gizemli tarikatın peşine düştük.... 


Merak edenler için başlangıç olması babında, Diyanet Vakfının İslam Ansiklopedisinde Kalenderiler için şöyle yazılmış;

Kalenderî bir hayat tarzını benimseyen çeşitli tasavvufî zümrelerin ortak adı. Dünyayı ve dünyevî değerleri umursamayan, içinde yaşadıkları toplumun, toplumsal düzenin inanç ve geleneklerine karşı çıkan, bunu kılık kıyafet, tutum ve davranışlarıyla gündelik hayatlarına da yansıtan sûfîlere kalender, bunların temsil ettiği tasavvufî zümrelere de genel olarak kalenderiyye veya kalenderîlik adı verilmiştir. Kalenderin Farsça’da “iri yarı, kaba” anlamındaki kalanter (Türkçe’de kalantor) veya Grekçe aynı anlamda kaletoz kelimesinden geldiği ileri sürülmüştür. Kelimenin Farsça kalan sözcüğüyle ender ekinden oluştuğu ve “ağır yük taşıyan, ağır yük altına girmiş bulunan” mânasına geldiği yahut Arapça ekall kelimesiyle Farsça ender ekinden teşekkül ettiği ve “az, önemsiz” anlamında kullanıldığı kaydedilmektedir. Farsça tarihî metinlerde genellikle “rind, ayyâr, derviş” mânasına gelen kelimenin kökeni üzerinde kesin bir görüşe varılamamıştır. Öte yandan kalenderin Sanskritçe “töreyi bozan” anlamındaki kâlândâradan Farsça’ya geçtiği, kendi kabilesinin dışında bir kızla evlenen eski Hint yogilerine kalender denildiği, zamanla bu kelimenin Hintli ve İranlı dervişler arasında nefsi terbiye etme bağlamında özel bir anlam kazandığı ve bu derviş topluluğuna kalenderiyye denildiği de ileri sürülmüştür. Kalenderîlik üzerinde yapılan çalışmalarda da akımın geniş ölçüde eski Hint ve İran mistik akımlarından etkilenmiş olabileceğine dikkat çekilmiştir.

Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz ama asıl maden Farsi kaynaklarda ne yazık ki...

Yaz ve Kitaplar


Yaz aylarından tam anlamı ile bir kitap canavarı haline geliyorum. Aslında bu durum normal, iş yok güç yok! Yaz boyunca farklı konularda araştırma yaptım bol bol. Kitap kapağından zaten belli oluyordur konular. En azından bir ipucu. Ancak komik bir şey söyleyeyim, bazı konularda özellikle de ülkemizdeki inançların mainstream olanları haricinde basılı kaynak bulmak pek zor. Türkiye Diyanet Vakfının İslam Ansiklopedisi bu eksikliği bir miktar azaltıyor olsa da, özellikle bazı konularda araştırma yaparken rastladığım Farsça kaynaklar yanında daha gidilecek çok yolumuz var anlaşılan. Bu arada meraklılar için hemen link vereyim www.islamansiklopedisi.info Sanırım sene içerisinde koyacak bir yer bulabilirsem ansiklopedinin basılı edisyonunu da almayı planlıyorum!