Bitcoin, Ethereum ve Alternatif Dijital Para Birimleri


Son 2-3 aydır bilgisayar teknolojisi ile yakından ilgilenen bir insan olarak bana crypto currencies veya yeni nesil para birimleri ile alakalı çok soru soran oluyor. Evde bir sistem kurup mining yani kazma işlemi yaparak para kazanabilir miyiz, nasıl bir yatırım yapmalıyız sorusundan gına gelmiş durumda. Türkiye şartlarında elektrik maliyetlerinin yüksekliği ile bu işlere hiç girmeyin zarar edersiniz. Bu kadar basit...

Olay aslında son derece basit farklı ülkelerdeki sıcaklık değerleri, elektrik birim fiyatı ve donanımların tutarları gibi tüm maliyetler alt alta toplanıp nasıl bir tablo bekleniyor diye araştırma yapmak lazım. Elektrik maliyeti zaten bir nevi sabit sayılır buna kartların veya diğer donanımların arıza yapma sıklıkları ve elde yedek kart tutma maliyeti gibi noktaları da eklemek lazım. Bildiğiniz gibi mining işlemleri için son dönemlerde ekran kartları kullanılıyor. Ancak bu ekran kartları 7/24 çalışmak üzere tasarlanmadıkları için arıza yapma sıklıkları oldukça fazla.

Türkiye'de elektriğin anormal pahalı olması sebebi ile mining işleminin yapılacağı sistemin maliyeti çok yüksek olduğu gibi bir de buna soğutma konusu eklenmeli.  Diyelim ki, bir şekilde mining rig yani kazma işlemini yapacağınız sistemi toparlamayı kafaya taktınız.

Mining için yapılan ilk maliyet artı giderler ile bitcoin ve/veya alt coin borsalarındaki kar-zarar durumunu kıyaslamak. Şöyle ki, mining alt yapısı için 50.000TL para harcadınız. Ayrıca aylık 1.000TL elektrik artı soğutma gideriniz var. Bunlara memlekette tatil sezonu başlayınca hafta sonları elektrik kesintisi sebebi ile oluşan kayıpları, kart arızaları gibi sebeplerle oluşan kayıpları da göz önüne alarak mining ile uğraşmadan direkt olarak Bitcoin satın alıp bunu örneğin Poloniex gibi alternatif borsalarda alt coin ile değerlendirmek daha doğru bir tabir ile bir nevi sanal para borsası ile kıyaslamak önemli bir karşılaştırma verisi ortaya koyacaktır.

Diyelim ki, 1.000TL karşılığı bitcoin aldınız ve bunu alternatif crypto coinlerde değerlendirdiniz. Ay sonunda elde ettiğiniz geliri, mining için yaptığınız yatırımdan elde ettiğiniz gelir ile karşılaştırmanızı tavsiye ederim. İki değer arasında basitçe oran orantı ile anlamlı bir sonuç elde edilebilir.

Şunu da unutmamak lazım herhangi bir ihtiyaç durumunda alt coinlerinizi zarar bile etseniz anında nakite dönüştürebilme şansınız var iken, mining yatırımı kutuları açtığınız andan itibaren hızlıca değer kaybediyor.

Tabii bir de sunu unutmamak lazım sözgelimi 50.000TL'lik yatırım veya harcama giderlerin yanında valör anlamında da size bir maliyet yüklüyor. Örneğin 50.000TL cebinizde dursa aylık elde edebileceğiniz repo, faiz, altın veya döviz kazancınızdan da olmuş oluyorsunuz....

Olayı farklı boyutlardan değerlendirmek lazım... Özellikle genç arkadaşlar için söylüyorum... Gaza gelmeyin. Evet zamanında mining ile para kazanıldı hatta kazandık ancak bugünlerde Türkiye'de bu işlerden anlamlı bir miktarda kar yapabilmek çok kolay değil. Hele ki ev kullanıcıları açısından.

Tadilat


Photobucket resim yükleme sitesinin kullanıcı sözleşmesini değiştirmesi yüzünden bloğumdaki bazı eski yazılarda fotoğraf görüntülemesi konusunda sıkıntı yaşanıyor maalesef. Durduk yere Photobucket'ın kullanıcı sözleşmesini değiştirmesi büyük i**elik olsa da, yapacak bir şey yok. Yaz boyunca tüm yazı arşivi elden geçirilerek blog yeniden sorunsuz hale getirilecek. 

Bazı fotoğrafları görüntüleyemezseniz merak etmeyin yani :)

Killing In the Name Ne Ettiler Sana


YouTube üzerinde uzun zamandır devam bir çılgınlık var. Koca koca adamlar ellerine çocuklar için üretilmiş oyuncak enstrümanları alıp farklı şarkıları yorumluyorlar. SOn zamanların en komedi versiyonlarından bir tanesine "The Wackids" imza atmış. Rage Against The Machine topluluğunun "Killing In the Name" adlı marşını alıp yorumlamışlar. Pek güzel olmuş. Orijinali aşağıda, yeniden yorumu yukarıda...



Olinka Berova Plak Seçiyor...


Çek asıllı Amerikalı aktrist Olinka Berova, 1967 yılında Londra'da plak seçerken. 1960'larda Berova özellikle Brigitte Bardot ve Ursula Andress ile kıyaslanırmış. Tahmin edebileceğiniz üzere sarışınlık ve vücut hatlarının etkisiyle tabii ki... Benim seyrettiğim tek Olinka Berova filmi muhtemelen "The Vengeance of She"dir. Klasik ikinci sınıf bir Hammer korku filmi işte...

Sünnet Konusu: Sünnet Olayına Karar Vermek!


Bir süredir ara verdiğim Bir Babanın Seyir Defteri yazılarını yoğun istek üzerine devam ettirmeye karar verdim. Hoş verdiğim ara biraz zorunluluktan idi. Yine tüm cehaletimle kendim gibi cahil babalar ile dertleşeceğiz :) Bu yazımızda sünnet konusunu işleyeceğiz.

Sünnet konusunda bol bol tartışma var. Olaya, toplumsal, sosyolojik, psikolojik, dini ve bilumum bakış açısından bakıp farklı farklı sonuçlara ulaşabilirsiniz. Kararınızı da buna göre verebilirsiniz. Ben ufaklık doğduktan belirli bir süre sonra sünnet yaptırmaya karar verdim. Bu konuda da çeşitli görüşler var, doğumdan hemen sonra yaptırmak bana kalırsa en mantıklı seçenekmiş. Neyse...

Bazı tıpçıların bakış açısına göre doğumun hemen sonrasında sünnet pek mantıklı bir operasyon değil derken, bazılarına göre de sorunsuz şekilde yapılabiliyor. Dini bakış açısından bazı görüşlere göre doğumdan hemen sonra sünnet yapılmasında sıkıntı yok iken, bazılarına göre ise doğumdan en az birkaç ay sonra yapılmasının daha makbul olduğu söyleniyor. Valla tüm karmaşanın arasında güvendiğiniz bir doktorun görüşünü birinci öneme sahip olarak kabul edin, kafanızı daha fazla karıştırmayın...

Kararı aldık, sünnet yaptıracağız dediğinizde ise ikinci soru nerede yaptırayım oluyor. Şahsım adına her türlü ameliyat kendi içinde tehlikelere sahip olduğundan, benim isteğim hastane ortamında yaptırmak idi. Aksi görüşlere de saygım var ancak işin içerisine anestezi giriyorsa, ki bebeğiniz küçük ise mutlaka girecek, tam donanımlı hastane en iyi seçenek. Allah korusun ne olur ne olmaz.

Biz bu konuda ilk önce çocuk doktorumuz Sertaç Özalp'ten görüş aldık, arkasından ise sevgili ağabeyim Prof. Dr. Mustafa Olguner'den görüş istedim. Mustafa ağabey, Dokuz Eylül Hastanesinde çocuk cerrahı. Benim cahil kafama göre vücutta bir şey kesilip biçilecek ise bunun uzmanı çocuk cerrahı olduğuna göre görüş alınacak en doğru kişi odur diye düşündüm. Doğru da düşünmüşüm sünnet olayına gerçekten de çocuk cerrahları bakıyormuş.

Eh oğlum getir ben yapayım deyince biraz utanıp sıkılarak tamam dedik. Koskoca hoca sonuçta neler ile uğraşıyor, bizim ufaklığın pipisi ile mi uğraşacak diye düşündüm valla yalan yok... Bu arada bebeği öyle götürdük haydi kes emekle olmuyor o işler. İlk önce bazı testler yapılarak, özellikle değerleri kontrol ediliyor. Arkasından operasyon günü belirleniyor. Devlet bu olayları belirli prosedürler haline getirmiş. Valla çok da güzel yapmışlar. Sistem tıkır tıkır işliyor. En azından İzmir için konuşabilirim.

Operasyon günü ufaklığın ağlamaları kafamdan hiç gitmiyor. Operasyon için hazırlık için anne ile bebek alınıyor ve anestezi yapılıyor. Bizimki yüksek perdeden ağlamaya başladığında benim de içim ağladı. Arkasından anneyi de dışarıya aldılar ve operasyon başladı. Operasyon çok kısa sürüyor. Ama o dakikalar sanki on yılmış gibi geliyor. Operasyon sonunda bizim ufaklık yarı baygın bir sedyede hastanenin ilgili bölümüne götürülürken o görüntü beni mahvetti maalesef. Tabii ki bu hayırlı bir olaydı ama aileler neler yaşıyor, ne hastalıklar yüzünden ameliyatlar yapılıyor ufacık bebişlere. Böyle zor günler yaşayan anne babalara, Allah; sabır, güç ve kuvvet versin.

Hastanede belirli bir süre kalacaksınız. Serum bağlanacak ve belirli kontroller yapılacak. Tabii ki ufak kanamalar olabilir panik yapmayın. Ayrıca yeni teknoloji sargı bezleri ile ufaklıkların pipileri korunuyor. Bizlerin küçüklüğü gibi değil olaylar...

Sünnet sonrası ise biraz sıkıntılı tabii. Ancak eski dost karton bardaklar burada devreye giriyor ve ucu kesilerek bezin içinde pipiyi korumak için bir kalkan görevini görüyor. Bir gün sonradan itibaren yıkanmak ise serbest. Yaralar ise yaklaşık 1 hafta 10 günlük bir süreçte toparlanıyor. Yani onbeş günde oldu da bitti MaşAllah moduna girebiliyorsunuz.

Ben bu süreçte ne öğrendim. Kendi psikolojiniz için doğumdan bir gün sonra yapın kurtulun sünnet olayını. Hem ufaklığa günah hemde size. Küçük bebeklerde yaralar daha hızlı düzeliyor ve elini pipisine atma olasılığı düşüyor. Öbür türlü bol bol yaygara, elini atıp kanatma gibi riskler var. Hele ki daha büyük yaşları düşünemiyorum bile. Bir sonraki konuda sünnet konusunda diğer olayları tartışırız.