Xiaomi Mi Band 2


Çok daha doğrusu "çoooook"  uzun senelerden beri saat kullanmadım. Açıkçası günümüzde cep telefonları varken saat taşımaya gerek duymuyorum. Cep telefonları yokken de köstek ile hayatıma devam ediyordum. Old school adamım yani. Saatin fonksiyonel özellikleri haricinde tabii ki işin görsel, kültür, koleksiyon vesaire boyutları da var tabii ki. Kişisel olarak birkaç kez hoşuma giden tasarımlara sahip saat satın aldım ama pek kullanmadım. Özelikle mekanik saatleri ve Tourbillon mekanizmalarını sevmemek mümkün değil. Zaten aldığım birkaç saatte olayın mekanik yönü cazip gelmişti. Bu ayrı bir kültür ve hobi olayı. Mesela eşim çok sever saat ve saati olmadan yaşayamaz. Ben ise saat ile yaşayamam :)

Akıllı saatların ortaya çıkması bende de bir merak uyandırdı. Ancak çevremde bu saatleri satın alıp şarj olayından şişen çok insan vardı. Her gün en fazla iki günde bir şarj etme gerekliliği en azından bugünün teknolojisi ile çekilecek şey değil. Mesela Apple'ın saatini eşime alalım diye düşündüm bir ara. Kendisi, Apple eko-sisteminde olduğu için her özelliğinden faydalanabiliyor ama şarj olayını duyunca vazgeçti.

Sanırım Xiaomi markasının Mi Band 2 ürünü çıkar çıkmaz  kazaran satın aldım. Bunlar akıllı saat değil de akıllı bileklik olarak geçiyor. Ayrı bir klasman yani....


Ürünün boyutu oldukça küçük. Yukarıda fotoğrafı var, 1TL ile kıyaslayabilirsiniz. Hem hafif hemde küçük olunca benim gibi sıkıntılı adamlar için ürünün cazibesi artıyor. Cihazın maşallah bayağı bir özelliği var. Saat göstermek bunlardan sadece bir tanesi. Bunun haricinde adım sayar, uyku kalitesi ve verimliliği izleme, nabız ölçme, bildirimlerde uyarma gibi bir çok ek fonksiyona sahip. Tüm bu özellikler minik bir ekranda size gösteriliyor. Bu ekran saatlerde olduğu gibi devamlı açık değil. Mesela tuşa basarak veya bileğinizi hareket ettirerek ekranı uyandırmak mümkün.


Xiaomi Mi Band 2'nin en önemli olayı bana sorarsanız şarj olayı. Bu denli minik bir cihaz benim kullanımım ile 20 gün civarında şarj süresi sunuyor ki, bu bana sorarsanız absürd bir süre. Pil küçük olunca şarj etmek de sorun değil, 2 saat civarında şarj edilebiliyor. Şarj etmek kutu içeriğinde bir kablo çıkıyor, bunu herhangi bir telefon adaptörüne bağlayıp akıllı bilekliği şarj ediyorsunuz. 


Bu akıllı saat ve bilekliklerin hayatımıza getirdiği bir diğer yenilik ise kişiselleştirebilme. Xiaomi Mi Band 2 ve neredeyse piyasadaki tüm modelleri binbir çeşit aksesuar ile kendi zevkinize uygun hale getirebilirsiniz. Mi Band için bunun en kolay yolu kayış değişikliği. Metal, plastik, silikon, binbir çeşit renkte bin bir çeşit  desene sahip kayışlar gerçekten makul mantıklı fiyatlara satılıyor.  Her türlü üründe olduğu gibi bunların farklı kalitelerde olanları var. Satın alma yaparken hipoalerjenik bir ürün aldığınıza dikkat edin. Bazı insanlarda farklı malzemelere alerji olabiliyormuş aman dikkat.


Saat oldukça sade bir yazılım ile birlikte kullanılıyor. Android ve Apple cihazlar için mevcut. Burada tüm fonksiyonları ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca saat üzerindeki tüm veriler buraya aktarılarak geriye doğru kıyaslama ve istatistikler çıkartılabiliyor. Ayrıca hedefler konulabiliyor. Amacım her gün 5.000 adım atmak gibi. Bu hedefe ulaşınca saat size bildiriyor. Motivasyon için güzel bir özellik olabilir.


Gelelim işin parasal yönüne. Xiaomi Mi Band 2 ülkemizde 100TL civarlarında satılıyor. Bazen kampanyalar ile cazip fırsatlar çıkabiliyor olsa da, son dönemlerde döviz kurlarındaki artışlarla fiyat arttı biraz. Ben satın aldığımda 40TL filan ödemiştim galiba. Ürünü Çin'den alırım derseniz 25 Dolar civarında bir tutar ödemeniz lazım. Ama bunun karşılığında bir süre beklemeniz lazım. 

Bence bu fiyata harika bir ürün ve uzun zamandır kullanmama rağmen herhangi bir sorun yaşamadım. Bir tarafından akıllı saat olayına yetişeyim derseniz, en iyi seçeneklerden bir tanesi olabilir. 

Logitech G105 ve Düşen Malzeme Kalitesi


Son yıllarda devamlı bir klavye arayışındayım maalesef. Ufaklık doğduğundan beri mekanik klavye kullanamıyorum. En az sesli siviçleri de tercih etsem gecenin sessizliğinde duyulabilir hale geliyorlar. Oğlanın uykusu zaten hafif olunca eski tip membran klavyeler  ile vakit geçirmek durumunda kalıyorum. Doğrusu pek mutsuz olduğumu da söyleyemem. Klavye konusundaki arayışlarımı burada yazmıştım...

Bir süredir Logitech G105 modeli klavye kullanıyorum. Türkçe tuş dizilimi, makro tuşlarının olması vesaire gibi konulardan dolayı aslına bakarsanız bu klavyeden gayet mutlu olduğumu söylemem lazım. Daha doğrusu lazımdı!

Ben elimde her zaman birden fazla klavye tutuyorum. Ofiste, evde hep aynı marka/ modeli kullanmak gibi bir takıntım var. Bunun en önemli sebebi kas hafızası. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında klavyeler aynı gibi gözükseler de, tuşların yükseliği, basım için gerekli basınç gibi çok ayrıntı var ve benim gibi hem iş hemde hobi anlamında her dakika klavye ile işi olan bir adam için dışarıdan bakılınca saçma gelen bu alışkanlık aslında çok işe yarıyor.


Son dönemlerde yıpranan klavyelerimi değiştirmek için alışverişe çıkayım dedim. Hazır yeni Logitech modelleri çıkmış bari biraz değişiklik olsun diyerek G213 modelini alayım dedim. Amerika ve Avrupa'da bu yeni klavye benim kullandığım G105 modelinden daha ucuz fiyata satılıyor. Hem daha yeni model hemde daha ucuz hemde ihtiyaçlarımı karşılıyor diyerek bir teknoloji mağazasına doğru yola koyuldum.

Hemen yeni klavyeyi buldum ve denemeye başladım. Tuşlarda bir acayiplik hissettim. Allah Allah sorun denir diye bakınca tuşların merkezine basmadığımda algılanmadığını fark ettim. Hemen birkaç inceleme videosuna göz attım. Maşallah Türkiye'deki inceleme siteleri "şöyle güzel klavye böyle güzel klavye diye" methiyeler düzerken ecnebi kullanıcılar, benim fark ettiğim sorunlardan dolayı G213'ten uzak durulması gerektiğini söylemişler.

Anlaşılan yurtdışında bu durumdan dolayı yeni model daha üstün özelliklerine rağmen eski G105 modelinden daha ucuza satılıyor. Türkiye'de ise bırakın daha ucuz olmayı G105 modelinin neredeyse 2 katına satılıyor. Allah akıl fikir versin...

Dertsiz başa dert almayayım diyerek bir tane G105 satın alıp eve döndüm.


Yeni aldığım klavyenin kutusunu açar açmaz enter tuşunda takılma fark ettim. Elimdeki eski modellerde hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Defalarca kontrol ettim, hep aynı sorun. Hemen klavyeyi yanıma alıp, satın aldığım teknoloji markete döndüm. Birkaçını daha denedim hepsinde aynı sorun. En azından bendeki klavyelerin tuşlarını yenilerim diyerek iade etmeden eve geldim ve elimin altında G105 durdukça yavaş yavaş canımın sıkılması sebebi ile elimdeki tüm klavyeleri rafa kaldırdım. 

Uzun bir süre Logitech markalı bir ürün alacağımı hiç zannetmiyorum. Son dönemlerde düşen malzeme kalitesine göre ödenen fiyatların makul olduğunu düşünmüyorum. Allah'tan başka bir alternatif buldum da, işlerim aksamadı. 

Bu yazıdan iki sonuç çıkartmak lazım. Birincisi Türk inceleme sitelerine güvenmeyin. Levent Pekcan gibi adamlar bu genelleme haricindedir tabii ki... Müzmin sıkıntıları olan bir ürünü yere göğe koyamamışlar. Bunlara güvenip evinize alsanız saçınızı başınızı yolarsınız. İkincisi ise Logitech'in fiyat performansı yüksek ürünlerinin malzeme kalitesinde düşüş var. Almadan önce bir yerlerde gidip mutlaka deneyin. Sonra üzülmeyin... Üst modeller ise hala o sevdiğimiz Logitech kalitesinde hakkını da teslim edelim.

Lego Bob Ross Figürü


Mutlu ağaçlar, gülen çalılar, eğlenen dereler, hüzünlü karlar, burada yalnız bir ağaç var gibi muhabbetleri hatırlıyorsanız mutlaka "Joy Of Painting" programını seyretmişsiniz demektir. Ressam Bob Ross tarafından her türlü garip malzeme ile yaptığı resimler bir çoğumuzun hafızasına kazınmıştır.

Geçen günlerde Lego Clockwork Orange figüründen bahsetmiştim. Meşhur Çinli alışveriş sitesi Aliexpress'te gezinirken daha doğrusu oğlana oyuncak alırken fotoğraflarını gördüğünüz figüre denk geldim.


Bu defada Çinli kardeşlerimiz Bob Ross figürü yapmışlar. 0,80 Sent gibi saçma sapan fiyata satılan bu figür tahminimin ötesinde keyifli çıktı. Figür tabii ki bir palet ve resim fırçası ile tamamlanmış. Şiddetle tavsiye edilir. Malum alışveriş sitesinde Bob Ross diye aratırsanız mutlaka denk gelirsiniz. 


Not: Palet üzerinde tabii ki Van Dyke kahverengisi unutulmamış :)

Ella Fitzgerald Plaklarına Bakıyor

Bir dönemin en önemli kadın vokallerinden ve müzik tarihine ismini altın harfler ile kazımış Ella Fitzgerald kendi albümlerine bakarken. Muhtemelen o raf sağ tarafa doğru bayağı bir uzuyor olmalı :) Konser kayıtları, B side'lar derken Fitzgerald'ın tüm diskografisine sahip olmak kolay değil...