Peter Brötzmann ve KonstruKt Konseri



KonstruKt ve Peter Brötzmann konserinin olma olasılığından bundan aylar önce haberim olmuştu. İlk duyduğum andan itibaren heyecanlanmıştım. Konserin yapılabilmesi için birçok sorunun üstesinden gelinmesi gerektiğini biliyordum. Tüm o zorluklardan haberim vardı. Ama adım adım tüm sorunlar şükürler olsun ki çözüldü. Bir şekilde konserin düzenlemesi kesinleşince bende planımı programımı yaptım. Hatta konserin duyurusunu kendi bloğuma da ekledim. Son derece ters bir zaman gelmiş olmasına rağmen bir şekilde konsere gitmeliydim. Karmakarışık bir ruh haliyle planımı programımı yaptım.

Konser öylesine ters bir zamana gelmişti ki! Ama yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Peter Brötzmann konsere geliyordu ve şartlar ne olursa olsun orada olmalıydım. İzmir'den İstanbul'a doğru yola çıktım.

Konserin olduğunu günle ilgili birkaç yazı yayınladım. Önce sevgili Reha Arcan'ın sistemini dinledik, sonrasında Radyo Babylon'da tüm zamanların en ilginç radyo programlarından birisi yapılırken olaya şahit oldum ve artık konser zamanı gelmişti. Sevgili Reha ile Radyo Babylon'dan aşağıya indik ve konserin yapılacağı Nublu'ya girdik.

Nublu, küçük ama çok hoş bir mekan. İzmir'de ne yazık ki böylesine güzel kulüplerimiz yok. Daha konserin başlamasına vakit vardı ve barda oturan ve arkası dönük bir silüet  bu güzel maceranın odağındaki isimdi; Peter Brötzmann. Hemen yanına gidip kısa da olsa sohbet etme fırsatı buldum. Neredeyse herkes konsere uzaklardan birisinin geleceğini biliyordu hatta Peter bile. İzmir'den  gelen sen misin diye sordu ve İzmir'in çok farklı bir şehir olduğunu duyduğunu söyledi. O an çok mutlu olduğumu söylemem lazım. Caz müziğinin özellikle de Avrupa cazının değişmesinde önemli etkisi olan müzisyenlerin bir tanesi (hatta en önemlisi)  ile sohbet etmek nasıl bir duygu anlatabilmem mümkün değil. Tarihe tanıklık etmiş hatta tarih yazılırken içerisinde bulunmuş ve hatta tarihi yeniden yazmış bir kişi ile karşı karşıyasınız. Büyük müzisyenliğin yanında büyük insan olmakta çok önemli. Düşünsenize keyifle hiç tanımadığınız bir insanla sohbet ediyorsunuz. Sohbet ettiğiniz kişi de, Peter Brötzmann. Aradan geçen yıllar Peter'a neredeyse hiç dokunmamış. Videolarından, canlı performans görüntülerinden tanıdığımız haliyle kanlı canlı şekilde karşımda buldum onu. Şaka değil 1941 doğumlu Peter yani 70 yaşında.  Sohbetin ardından KonstruKt müzisyenlerinin bir kısmı  ile de tanıştım.  Tüm bunlar olurken sevgili Reha, Brötzmann /KonstruKt albümü Dolunay'ı benim için imzalatmış bile.


Soldan sağa, Reha Arcan, Peter Brötzmann ve bendeniz Hakan Cezayirli. Hayat boyu unutulmayacak bir an!

Konser başlamadan önce Stereo Mecmuası forumlarından tanıdığım ve genç yaşına rağmen free jazz konusunda gayet bilgili olduğunu gördüğüm ama bunlardan daha önemlisi tam anlamı ile bir müziksever olduğunu hissettiğim Can Tutuğ ile de gerçek hayatın içerisinde tanışmış olduk.

Konserin olduğu gün sevgili Reha ile buluşmadan önce konsolosluktaki işlerimin arasında bir merhaba demek için uğradığım A.K. Müzik'in K'si yani sevgili Kerim Selçuk'ta konsere gelen tanıdıklardan bir tanesiydi.

Konserin başlamasına kısa bir süre kala, sahnenin en önündeki masaya oturduk Reha Arcan ve Kerim Selçuk ile. Konseri başlatmadan önce biraz serzeniş cümleleri yazmak istiyorum. Konsere İzmir'den kalkıp gelmiş bir kişi olarak buna hakkım olduğunu düşünüyorum. İstanbul dünyanın en önemli kentlerinden bir tanesi. Nüfus açısında devasa bir şehir. Bu koskoca şehirde free jazz dinleyen kaç kişi vardır bilemiyorum. Ancak konserin başlamasından önce Nublu'ya baktığımda görebildiğim insan sayısı neredeyse 50 kadardı. Konser belki iyi duyurulmamış olabilir, Çarşamba akşamı dışarıya çıkmak için ters bir akşam olabilir ama ne olursa olsun çok daha büyük bir kalabalığın olacağını hayal etmiştim ben. Tamam dünyanın herhangi bir yerinde bu tarz müziğin çalındığı bir mekanda binlerce kişi olmaz. Ama bu kadar ilgisizlik beni hayal kırıklığına uğrattı ne yalan söyleyeyim. Örneğin ben bir saksafoncu olsam ama free jazz çalmasam hatta bu tarz ile ilgilenmesem bile böylesine bir müzisyenden belki birkaç şey öğrenirim diyerek konsere gelirdim. Bir de konserin fiyatını söyleyeyim sizlere; giriş ücretsizdi. Neyse olan artık olmuştu. En önemlisi ben sahnenin önünde yerimi almıştım ve çok ama çok mutluydum. O an dünyanın sonu gelse umurumda olmazdı.


Büyük usta dinliyor. Brötzmann Korhan Futacı'nın girişin dinlerken


Konserde KonstruKt müzisyenlerine ek olarak gitarist Barlas Tan Özemek'i dinleme fırsatı buldum. İsterseniz ilk önce KonstruKt müzisyenlerini sizlere tanıtayım; nefesli enstrümanlarda Korhan Futacı, gitarda Umut Çağlar ve davullarda Özün Usta ve Korhan Argüden. Sahnede iki davul, iki gitar ve iki saksafon olacaktı. Nasıl bir coşkunun içerisine gireceğimizin ilk işareti bu kombinasyondu zaten.

Konser başlayınca zaman ve mekan kayboldu benim için. Peter, o yaşına rağmen yine videolarda ve albümlerde gördüğümüz gibi yıldırım gibi soloya çıkıyor ve sanki hiç durmayacakmış gibi devam ediyor. Nasıl bir şeydir bu, anlayabilmek mümkün değil. Çalınan müziğin herhangi bir kuralı yokmuş gibi düşünebilirsiniz ama bu konuda yanılırsınız. Serbest emprovizasyon ve dolayısıyla free-jazz ben çaldım oldu müziği değil. Eğer böyle düşünüyorsanız bence daha fazla konsere gitmeniz lazım. Her müzisyen diğerinin ne çaldığını takip ediyor ve kendi içerisinde mantığa (aslında mantık değil de başka bir kelime kullanmak lazım ama aklıma uygun bir şey gelmedi) sahip döngüler ile müzik gelişiyor. Yani bir çoklarının zannettiği gibi müzisyenler diğer tarzları çalamadıkları için değil bu müziğe gönül verdikleri için free-jazz çalarlar. Sahnede işte tam bu türden bir müzik fırtınası kopuyordu. KonstruKt için bir kaç cümle yazmak gerekirse lafı uzatmadan hem konserde hemde İzmir'e döndüğümde defalarca dinlediğim albümlerinde müthişler. Bir şekilde albümlerini alın dinleyin, söylediğime hak vereceksiniz.

Konserin afişi, fotoğrafta belli olmuyor ama herkesin imzası var :)

Konserin başlaması ile bitmesi bir oldu benim için. Müzik aktı, zaman geçiverdi. Tam bu noktada çalan herkese teşekkür etmem lazım. Nublu'daki dinleyici sayısına benim moralim bozulmuş olsa bile sahnedekiler bir saniye için bile olsa böyle bir şeyi bana hissetirmediler. KonstruKt sahnede Peter Brötzmann'la beraber çalmaktan mutluydu ve bu duyguları bizlerle de paylaştılar. Peter'ı seyretmek bile başlı başına bir keyif. Bir solo öncesi kamışı çıkartıp yenisini takması, cebinden çakısını çıkartıp istediği tonu yakalamak için kamışı modifiye etmesi, bir müzikseverin her konserde denk gelebileceği mevzuular değil. Sadece o değil, bir sürü analog ve dijital işlemcinin arasında Umut Çağlar'ın ton ayarlaması, davullardaki Özün Usta ve Korhan Argüden'in yaptığı ve davulun tonunu bir anda değiştiren numaralar, anlık olarak müziğin etkisinden çıkıp dünyaya döndüğümde gördüğüm ve aklımda kalan enstantanelerdi. Şu müziği seven insanların gerçekten orada olması lazımdı, inanın müthiş bir akşamı kaçırdınız. Buna emin olabilirsiniz.

Konser aktı geçti ve her güzel şeyin olduğu gibi bu akşamında sonu geldi. Konser sonrasında Nublu'nun dışındaki konser afişini çok sempatik bir görevlinin yardımı ile söktüm. Tüm müzisyenlere teker teker imzalattım. Bu sırada herkes ile muhabbet ettim. Çok garip bir şey bu. Neredeyse 15 dakika önce sahnenin tozunu atan adamlarla beraber sigara içiyosunuz ve sohbet ediyorsunuz. Nasıl keyif aldım sizlere anlatamam. Konser sonrasında emeği geçen herkesin imzasının olduğu afişi hayatımın sonuna kadar saklayacağım. Muhtemelen çok uzun bir zaman bu konseri anlatmaya devam edeceğim. İşte öyle bir akşamdı yaşadığım...


Büyük ustanın imzası

İstanbul'da harika bir Çarşamba akşamı geçirdim. Her türlü soruna ve sıkıntıya rağmen o anı kaçırmadığım için çok ama çok mutluyum. Yeni evli bir insan olarak 4-5 gün yalnız başıma İstanbul'a gitmeme ses çıkartmayan ve hatta Peter Brötzmann'ı ne kadar sevdiğimi bildiği için konseri kaçırmamam konusunda sonuna kadar destek olan Seçil'e ne kadar teşekkür etsem az. Gerçekten çok şanslı bir insanım; çevremde bir sürü değerli insan olduğu için, beni bu kadar sevdikleri ve değer verdikleri için. Her zamanki gibi beni evinde ağırlayan Okan'a, konser gününü benim için son derece renkli hale getiren sevgili Reha Arcan'a teşekkürler. Sanırım Nublu'ya gelen müzikseverler konserin gerçekleşmesinde emeği geçen Murat Akduman, Reha Arcan ve Ebru Özdemir'e teşekkür etmeli.

Ama en önemlisi Peter Brötzmann ve KonstruKt'e teşekkür etmem gerekli. Elinize, kolunuza, nefesinize ve yüreğinize sağlık. Bu ülkede böylesine işler çıkartan herkese teşekkürler...

Konsere ellerinde olmayan sebeplerden dolayı gelemeyenler için bir video ekleyeyim. Ne mutlu bana ki, şunu yazabiliyorum; "Evet ben de oradaydım"

1 yorum :

ahmet dedi ki...

Detaylı yorumlarınız ve video için teşekkürler, gidemeyen biri olarak neler kaçırdığımı çok iyi tahmin edebiliyorum.Gelen kişi sayısının azlığı bence günü ve saatiyle alakalı ancak dediğiniz gibi çok daha fazlasını hakediyordu .Fotoda çok samimi bir görüntü oluşturmuşsunuz.
Vigo