Ali'nin Akvaryum Maceraları: Hata Hata Üzerine


Yaşadığımız fanus faciasından sonra biraz daha mantıklı bir akvaryum kurmak üzere yola koyulduk. Ali'nin rahatlıkla görebileceği ve balıklarını besleyebileceği bir akvaryum kurulumu yapmak istedik. 60x22x35 boyutlarında bir akvaryum satın aldık. Bu boyutu tercih etmemizdeki amaç yukarıda görmüş olduğunuz çekmece ünitesine sığması idi. Bu ünite içerisine Ali kendi oyuncaklarını koyuyordu. Sağlam olması için iki üniteyi birbirine ve duvara sabitledim. Arkasında da duvara sabitleme işlemini yaptım. Aslında yaptık demem lazım, bu tarz işleri oğlan ile yapmaktan keyif alıyorum, o da aynı şekilde.

Siz siz olun çocuklarınızı bu tarz etkinliklerden uzaklaştırmayın. Aksi takdirde ileri de bir ampul değiştirmekten aciz bireyler yetiştirmiş olursunuz. En azından bence. Bu arada matkap vesaire kullanacağınız zamanlarda gerekli güvenlik önlemlerini almayı unutmayın!

Akvaryum dünyasında küçük akvaryumlar daha kırılgan olarak nitelendiriliyor. Bunun sebebi hacmi düşük olduğundan su değerleri vesaire çok çabuk bozulabiliyor. Acemiler için daha büyük boyutlu akvaryumlar daha mantıklı bir seçim. Ancak bunu bilsem de, ben kendimi kontrol ettim. Daha doğrusu Seçil'e kontrol ettirdim.

Akvaryum hacmi derken hemen bir tüyo vereyim. Dedim ya bizim akvaryum 60x22x35cm boyutlarında diye. Bu üç rakamı birbiri ile çarpıp 1.000'e bölerseniz akvaryum hacmini bulabilirsiniz. Bizim akvaryum yaklaşık 46 Litre bu hesaba göre. Ancak bu rakamdan ileride koyacağınız kum, kaya ve benzeri dekor ve aksesuarları çıkartacaksınız.

Hifi dünyasına bakarsak akvaryumculuk konusu ciddi şekilde ucuz. En azından giriş seviyesi için konuşayım. Tabii ki absürd kurulumlar, özel deniz akvaryumları vesaire de var ancak daha basit bir akvaryum kurmak gerçekten çok masraflı değil.

Yukarıda gördüğünüz akvaryum, ısıtıcı, iç filtre, kum, aksesuarlar ve diğer tüm ekipman ile beraber sanırım 250TL civarına mal oldu. İkinci el işine girerseniz bu tutarı yarı fiyatına bölün.

Şimdi bakıp aman ne güzel bir akvaryum oluyor diyorsanız benim gibi hata yapıyorsunuz demektir. Bir kere yapay bitki ve dekorlar akvaryum dünyasında sevilmeyen şeyler. Çünkü bunlar suya zaman içerisinde salınım yaparak balıklarınızı zehirleyebiliyormuş. Yani boşu boşuna satın almayın ilk baştan.

İkinci hata seçtiğimiz kum. Daha doğrusu bize verilen kum. Silis kumu tabir edilen kum defalarca da yıkasanız akvaryumun içini toz bulutu haline getirebiliyor. En basitinden dere kumu tarzı bir şey almak daha garanti. Birkaç kez yıkadığınızda en azından yukarıda görüldüğü şekilde toz bulutu sorunu yaşamazsınız.

Üçüncü hatamız seçtiğimiz ışık. Burada basit mavi renkli bir florasan lambası var. Yani akvaryum pavyon ortamına dönüşmüş halde. Çok basit mantıkla akvaryumda doğayı taklit edecek isek, mavi ışığın ne işi var demek lazım. Bunları yazıyorum siz bizim hatalarımızdan ders alın diye.

Teorik olarak şimdilik doğru yaptığımız şey ise, akvaryum ve tüm malzemelerini güzelce yıkamak. Dekoru bitirdikten sonra damacana suyu ile akvaryumu doldurup boş çalıştırmak diyebilirim. Bu arada damacana suyuna aslında gerek yok. Ancak bizim gibi ilk kez akvaryum kuruyorsanız evinizde dinlenmiş su olacağını pek zannetmiyorum.

Dinlenmiş su dediğim şey, çeşmeden suyu uygun bir yere doldurarak içerisindeki klorun uçması için bir hafta bekletmek. Eğer bir akvaryum almak istiyorsanız 1 hafta önceden suyunuzu dinlendirebilirsiniz.

Neden akvaryumu boş çalıştırıyoruz ve balık koymuyoruz konusuna bilahare döneceğiz.

Bir Gelenektir....


İç çamaşırı ile plak dinlemek :)

Eski Zamanlar: 3 Dolara 8 Tane Plak


8 adet 10 inçlik plak üzerinde 16 en popüler Fox Trot ve Vals şarkıları. Tamamı 2.98 Dolar. Bunları gördükçe çok yanlış bir zamanda doğduğumu düşünüyorum. Bir kere dinleyecek bile olsam herhalde gözü kapalı satın alırdım bu plak setini.

Bu arada plak fiyatları gerçekten uçtu yahu. Plağa eskiden pahalı bir hobi derdik, şimdi facia oldu laf aramızda :)

Spigen Play 360 Designed For Apple iPad

Çocuklarımızı ne kadar teknolojiden uzak tutmaya çalışsak da, maalesef bu konuda çok başarılı olamıyoruz. En güzeli -en azından bizim bulduğumuz yöntem- gün içerisinde belirli saatlerde tablet ile uğraşmasına izin vermek. 2 kere 30 dakika gibi. Malum ülkemizin koşulları en çok tercih edilen Apple iPad'lerin fiyatları malum. Ellerinden düştüğü an mesela cam kırılsa tamir için ödeyeceğiniz tutar evlere şenlik. 

Bir arkadaşım bu ürünü tavsiye etti. Sağolasın Taşkın. İsmi, Spigen Play 360 Designed For Apple iPad olarak geçiyor. Defalarca elinden düşürmesine rağmen tableti her türlü hasardan korudu dolayısıyla tavsiye edebilirim gönül rahatlığı ile... 



Ali'nin Akvaryum Maceraları: Fanus İçinde İşkence Gören Japon Balıkları


Bundan çoook uzun zaman önce herhalde 2000'li yılların başında Seçil bana minik bir akvaryum satın almıştı.Bu küçük akvaryumda bilinçsiz bir şekilde bazı balık cinsleri beslemeye çalışmıştık birlikte. İlk olarak sarı prenses denilen çiklet balıkları ile başladık. Sonuç tam bir facia oldu maalesef. Devamlı balıklar birbirini öldürüyor her sabah ölü balıklar ile karşılaşıyorduk.

Meğerse gündüzleri aman ne güzel balıklar birbirini kovalıyor diye keyifle seyrettiğimiz şey, aslında birbirine rakip olan erkek balıkların birbiri ile kavgası imiş. Bir de bu balıklar sert balıklar olduğu için yanına ne atarsak atalım sonuç katliam oluyordu. Çok sonraları çiklet balıklarını beslemek istiyorsanız erkek ve dişi oranına dikkat edilmesi gerektiğini ve daha büyük akvaryumlarda beslenmeleri gerektiğini öğrenmiştik. Sonunda çiklet balıklarından vazgeçtik, kısa bir süre Lepistes besleyip yavru almayı başarmıştık. Ancak balık ölümlerinin devamı gelince, sinirlenip akvaryumu kaldırmıştım...

Ali dünyaya geldikten sonra Seçil, bir gün elinde minik bir akvaryum ile geldi. Minik derken minyatür demek lazım aslında. Bir torba içerisinde 3 adet Japon Balığı almıştı. Akvaryumun içerisine rengarenk taşlar satın almış. Aslında bu olayın başlangıcında bana sorarsanız suçlu biz değiliz. Evet bir şekilde bizim de hatamız var ama akvaryumdaki satıcının "arkadaş bu balıklar bu kadar küçük akvaryumda yaşamaz" demesi lazım. Neyse buraya geliriz.

Büyük bir hevesle taşları yıkayıp akvaryuma koyduk. Arkasından balıklarımız kıymetli ya, içme suyu ile akvaryumu doldurduk. Japon balıkları da cumburlop akyaryumun içerisine. Oğlan halinde memnun. Balıkları besliyor, bir yandan mutfak masasında rengarenk yüzen canlılar gerçekten keyifli.

Ancak kısa zaman sonra ilk balığımız öldü. Küçücük çocuğa balık öldü diye anlatsan dert anlatmasan dert. Hadi bakalım diğerlerine dikkat edelim diye motivasyonumuz en üst düzeyde ancak birkaç içinde balıklarımızın tamamını kaybettik.

O zaman aramızda konuşuyoruz Seçil ile "ulan bu hayvanlara işkence yapıyoruz biz diye" Isıtıcı yok, havayı temizleyecek herhangi bir filtre yok. Tek yaptığımız hafta bir akvaryuma temiz su ilave etmek. Bu koşullarda bırak balığı hiçbir canlı yaşayamaz.

Gün sonunda o akvaryumu çöpe attık. Oğlanın biraz daha büyümesine karar verdik. Ancak bazı deneyimler elde ettik. Bunlardan en önemlisi şudur,

Balık satan esnafın "çoğunun" derdi, size uygun koşullarda balık besleyebileceğiniz bir ortamı sağlamak yerine, uygun fiyatla basit bir akvaryum hatta fanus satıp, asıl önemlisi balık satmak. Böylelikle kısa zamanda balıklarınızı öldürüp yenisini almak ile kendilerine ticari bir döngü oluşturmak. Bu son paragrafı unutmayın defalarca hatırlatacağım sizlere...