Renkli Kasetler


Eskiden kasetlerin hüküm sürdüğü çağlarda bir anda ortaya çıkan renkli kaset akımını hatırlıyor musunuz? Hatta yerli üretici RAKS bile o dönemlerde böyle renkli kasetleri piyasaya sunmuştu. Ben ilk önce Maxell markasında görmüştüm bu kasetleri. Yurtdışında bir müzik mağazasında turuncu renk kasetleri görünce hemen satın almıştım. Tabii rengarenk seçenekler vardı. Geçenlerde internette gezinirken bu trendi kimin başlattığına dair bayağı yazışma vardı. Söylenenlere göre ilk renkli kaset Sony tarafından pazara sunulmuş. Kimse emin değil tabii :)

Yeni Oyuncak: Grundig TK245 Deluxe



Aslında oyuncağım pek yeni değil. Daha önce amcam Serbülent Cez'in evinden almıştım bu güzel manyetik bant okuyucuyu. Ancak zaman içerisinde Revox B77 edinince bu güzel cihaz bir köşeye kalkmıştı. Son dönemlerde Revox'tan sıkılınca depodan çıkarttım ve eve getirdim. Eğlenceli bir cihaz Grundig TK245 Deluxe. Hoş tabii ki özellik ve donanım olarak Revox'un yakınına bile gelemez. Ancak nedense benim hoşuma gidiyor. Sanırım Revox'u kısa zaman içerisinde elimden çıkartıp, Grundig ile yaşamaya devam edeceğim. Tabii rahat durmayıp teknik şemaları indirip yavaş yavaş eski güzel günlerine getirmeye çalışıyorum. Bir kaç eksik veya yıpranmış parçayı şans eseri tedarik ettim. Orijinal logolu Grundig bantları bulmayı da başardım. Aslına bakarsanız manyaklık işte. Allah'tan okuyucularımın beni anlıyordur. Aslında bu işlerle uğraşan kimse normal değil:)

Neyse ilerleme kaydettikçe buraya da eklerim...

Video: Plak Toplamanın B**kunu Çıkartmamak Lazım!



Yukarıdaki video oldukça eğlenceli. Özet geçmek gerekirse; DJ'lik ve prodüktörlük yapan Harry Love isimli vatandaş, bol bol plağa sahiptir. Ancak işin dozajını kaçırınca evin her tarafı, mutfak, antre hatta tuvalet bile plak ile dolar. Garip vatandaşın kız arkadaşı videoda fazla bir şey söylemiyor ama tahminen cinnet geçirip "ya ben ya plakların" diyor. Geleneksel olduğu şekilde "çocuğumu da alır anamın evine dönerim" restinin ardından çaresiz DJ arkadaşımız IKEA'dan yardım ister. IKEA'cılarda bu zavallı vatandaşa acıyıp müzik odasını adam ederler. Video kısaca böyle bir konuya sahip.

Tabi videoda bazı muallak olaylar var, örneğin bu düzenleme çalışmasını IKEA'cılar mı finanse ediyor yoksa İngiliz arkadaş para mı harcamış belli değil. Kız arkadaşının videodaki ilk görüntüsüne bakarsak finansmanı IKEA'cıların yaptığını tahmin ediyorum. Hanım kızımız bir "oh" geçip videonun sonunda takmış takıştırmış olduğuna göre büyük ihtimal finansman IKEA'cılar tarafından sağlanmış. Tabii hanım kızımızın ilk görüntülerinde kız arkadaş olarak etiketlenmiş. Haliyle ortalıkta dolaşan velet biraz kafa karıştırıyor. Evlilik yok, çocuk var; sakat işler :)

Espri bir yana keyifli bir video. Seyretmenizi tavsiye ederim.

Zamanı Hatırlıyor Musun?

Abbey Road: Kazaran Orada Olmak



Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz amcanın ismi Paul Cole. Amerika'nın Florida kentinde yaşayan Cole, 1969 yılında eşiyle beraber İngiltere'ye tatile gitmiş. Londra'da bulundukları gün, Beatles'ın meşhur Abbey Road albümünü plak kapağı çekiliyormuş. Cole o enstantanede orada bulunuyormuş ve bu kılıksızlar (Beatles üyeleri için söylüyor) ne yapıyor diye bakarken fotoğraf karesinin içerine girmiş. Tabii o sırada bu olayın farkında değil.

Neyse bundan bir sene sonra eşi albümü görünce Cole'u tanıyor ve plağı alıp eve geliyor. Ancak Cole albümü hayat boyu hiç dinlemiyor. Gerekçesi de şu, zamanında Beatles'ı televizyonda dinlemiştim müzik tarzları hiç hoşuma gitmedi. Ben zaten klasik müzik dinleyicisiyim ne işim olur Beatles'la demiş.

Dünyanın en ünlü plak kapaklarından bir tanesinde kazaran bulunan bir kişinin hikayesi buymuş işte. Çok eğlendim orijinal haberi okurken, bloğuma da ekleyeyim dedim:)

Aranıyor; Fuji S2950 Elektrik Adaptörü



Fuji S2950 fotoğraf makinem için elektrik adaptörü arıyorum. Aradığım parçaların kodları şu şekilde; AC Power Adapter AC-5VX ve DC coupler CP-04. Yanılıp Fuji Türkiye'ye sorayım dedim dakikalarca oradan oraya aktarıldıktan sonra böyle bir ürün yok cevabını aldım ama Fuji'nin Amerika (hatta tüm ülkelerde) bu adaptörler var. Hatta eBay gibi sitelerde yan sanayi versiyonlarını almak mümkün. Yurtdışından almadan önce şansımı buradan deneyeyim dedim. Elinde olup satmak isteyen olursa aşağıya bir not bırakması yeterli.

Şimdiden teşekkürler

Ekleme: AC Power Adapter AC-5VX ve DC coupler CP-04 operasyonunu tamamladım. Artık makinemi elektriğe bağlı şekilde pil ile uğraşmadan kullanabiliyorum. Ayrıntılar için buraya tıklayabilirsiniz

Evin Neresidir?



İnternette gezinirken denk geldiğim çok hoşuma giden bir illüstrasyon. Yazı kısmını çevirmek gerekirse "evin pikabımın olduğu yerdir" Eminim ki bu şekilde düşünen bir çok okuyucum vardır. Aslında buna benzer bir poster yapsam bayağı satılacağına eminim. Bu aralar kafam ticarete çalışmaya başladı, hadi hayırlısı :)

BlueTube Ampli ve Hoparlörler



Kickstarter projeleri çok hoşuma gidiyor. Bazı projeleri yakından takip ediyorum. Daha önceden bahsettiğim gibi bir ürün geliştiriyorsunuz. Bunu üretmek için finansmana ihtiyacınız var. Burada insanlar ürününüzü sevdiler ise finansmana yardımcı oluyorlar. Farklı tutarlarda seçenekler var, tabii ki karşılığında size bir şeyler veriyorlar. Bir nevi imece usulünün internet edisyonu gibi.

BlueTube isimli bir firma, Kickstarter'da bir proje ile yer aldı. Basitçe anlatmak gerekirse tüplü bir ampli ve opsiyonel hoaparlörler artı subwoofer. Ürün şaşırtıcı şekilde vakum tüplü. Ancak genç tasarımcılar hifi dünyasından çok geniş kitleleri hedefleyerek ürüne Bluetooth desteği eklemişler. Böylelikle telefonunuzu, tabletinizi hatta bilgisayarınızı kablosuz olarak müzik sisteminize bağlıyorsunuz. Gerçek ahşap kaplamalı ürün son derece şık görünüyor. Hatta ek girişleri bile var.

Tasarımcılar, yola 35.000 Dolar bulmak için koyulmuşlar ancak tam iki katı yatırım almışlar. Projeye 695 Dolar katkıda bulunanlar hem ampliyi hemde hoparlörleri alabiliyorlar. Eğer ürünü daha sonra satın alacak olursanız 1.000 Dolar ödemeniz gerekecek.

Ses kalitesi nasıldır bilmem ama geniş kitlelerin ilgisini çekmek istiyorsanız günümüzün popüler teknolojilerine yer vermek şart. Bence hoş görünüyor...

Teşekkürler: Fuat Baydoğan



Geçtiğimiz aylarda Sn Fuat Baydoğan fikir sormak için bir plak listesi göndermişti bana. Listeyi incelerken yukarıda gördüğünüz 45'liği görünce o saçma nakarat beynimde yankılanmaya başladı;
cambaz, ip üstünde oynuyor cambaz,
ip üstünde ağlıyor
hayat ip üstünde geçiyor
hayat her an gelip gidiyor

Siz benim saçma dediğime bakmayın tüm şarkıyı ezbere biliyorum. Çocukluğumda -hatta çok küçüktüm- annemin mavi taşınabilir çanta şekilde bir pikabı vardı. Pikap rahmetli anneannemin (nurlar içerinde yatsın) evinde duruyordu. Her gittiğimizde o pikaptan bu şarkıyı dinlerdim. Resmen beynime kazınmış şarkı. Tabii küçük olmanın etkisiyle o pikabı parçaladım, plaklar ise kayboldu. Bende tüm bunları unuttum. Ta ki, listeyi görene kadar...

Bu 45'liği listede görünce satın almak istedim. Satın alamadım :) Sağolsun Fuat Bey, plağı hediye etti bana. Yeniden dinlediğimde uzak ufuklara gittiğim, geçmişi hatırladığım bir 45'lik oldu. Muhtemelen para verip aldığım bir sürü plaktan daha değerli. Anıları var, geçmişi var.

Buradan bir kez daha sevgili Fuat Bey'e teşekkürler...

iTunes Türkiye ve İkilemler



2012 yılının son günlerinde Apple, iTunes Store yani sanal mağazasını ülkemizde de yayına aldı ve resmi olarak açılış yapıldı. Benim gibi arşivini genelde fiziksel formatlarda yapan bir kişinin ilk adımda iTunes mağazasına burun kıvırması normal. Sonuçta sevdiğim albümleri CD veya plak formatında uzun yıllardır hafiye gibi arıyorum ve bu durumdan genel olarak memnunum. Ancak bir süre sonra özellikle ara albümler ve az baskılar söz konusu olunca gelir düzeyimi aşan paralar konuşulmaya başlanıyor. Özellikle popülerlikten uzak alt türler ve müzisyenlerde albüm bulmak ayrı bir dert bulduğunuzda satın almak bir dert.

Neredeyse kanlı geçiyor diyebileceğim eBay açık arttırmaları, gecenin bir vakti bitecek açık arttırma için bilgisayarın başına tünemeler (vallahi samimi söylüyorum) en acı olan taraf delinin birinin gelip tam aldığım diye sevindiğim albüme iki kat fazla para basması ile elimden uçup gitmesi... Bu tarz durumları yaşayanlar beni mutlaka anlayacaklardır.

iTunes ülkemize geldikten sonra bir gün meraktan iyice bir araştırma yapayım dedim. Ah keşke demez olaydım. İlk aklıma gelen bazı isimlere baktım. Mesela John Zorn. Uzun zamandır bazı DIW ve Tzadik baskıları arkasında koşturuyorum. Bir kaç tuşa basıp liste karşıma çıkınca canım sıkıldı. Son dönemlerde 2 albüme verdiğim parayla tüm Zorn diskografisini hadi abartmayalım tüm önemli albümleri edinebilmek mümkün. Tamam satın aldığınızda binbir türlü kısıtlama var. Format hifi dünyasında popüler olan FLAC değil. İlla ki iTunes yüklü bir bilgisayar, tablet veya dijital müzik çalara ihtiyacınız var. Ancak bunların yanında fiyatlar olacak gibi değil.

Hani hep yazıp çizdiğimiz olay, önemli olan müzik dinlemek ise elimizin altındaki imkanlar müthiş. Makul fiyatlara bazen eBay'de 50 Doların çok üzerinde seyreden albümleri dakikalar içerisinde edinmek mümkün. Koleksiyon fetişini bir kenara bırakınca imkanlar muazzam.

Bu işin sonu ne olacak bilemiyorum. Ülkemizde popüler işler yapmayan plak şirketlerinin durumları çok parlak değil (hoş dünyada da böyle) Kendi kendime bir karar adlım. Ülkemizde dağıtılan albümleri iTunes'den almayıp, bulma olasılığının çok çok az olduğu albümleri almaya karar verdim. Hoş bu durumdan pek mutlu değilim. O albümlerin fiziksel edisyonlarını edindiğimde o kadar çok mutlu oluyorum ki, bu iTunes üzerinden satın alma işi hiç heyecanlı değil. Öte yandan senelerdir aradığım ve bütçemin almaya izin vermediği albümler 5 dakika içerisinde dinlenmeye hazır.

Teknoloji de bazen iyi bir şey değil yahu..

Gerçeklik İçin Geliştirildi :)


Geçen gün Mavi Hifi firmasından gelen haber dolayısıyla Amerikalı kablo üreticisi Wireworld'un web sitesine bakındım. Bu esnada reklamlar bölümünde yukarıdaki afişi buldum. Kablo üreticileri son yıllarda ilginç afişler tapıyorlar. Sanırım diğer bir ilginç afişlere imza atan firma Crystal Cable'dır. Ancak Wireworld reklamı konspet olarak benim bloğuma daha uygun sanki. Tabii bu reklamlarda ilk adımda kimse kabloya bakmıyordur eminim ki. Firmanın mottosu da ilginç bir anlam kazanmış sanki, "Gerçeklik için geliştirildi" Nasıl yani?