Ali'nin Akvaryum Maceraları: Elden Geçirme


Geçtiğimiz haftalarda Cumartesi günü işlerimi halledince oğlumla akvaryumumuzda yapmak istediğimiz modifikasyonlara odaklandık. Daha önce Hagen kumu satın alıp güzelce yıkamıştım.

Bu Hagen denilen kum çok acayip bir mevzuu Türk akvaryum camiasında.. Aslında ortalıkta Hagen kum diye bir şey yok. Siyah renk kumlara bu isim veriliyor ancak üreticileri ve özellikleri hep farklı farklı.. Bir de üzerine bunun hileli olanları varmış. Zaman içerisinde salınım yapıp balıklarınızı bir güzel öldürüyor. O yüzden mıknatıs testi öneriliyor. Konunun derinliklerine akvaryum.com sitesinden dalabilirsiniz. Ben işimi şansa bırakmayıp gidip İzmir Malawi Akvaryumdan satın aldım.

Yine akvaryum.com  sitesinden kolay bakılabilir bitkiler konu başlığını okuyup bitki konusunda bir strateji belirlemiştik daha önce. Bakımı kolay, göreceli olarak arsız Egeria Densa ve saz bitkilerinin bizim gibi acemiler için uygun olacağına karar verip. Hazırlıklarımızı yaptık.

Oğlumla 4 adet Molly'nin akvaryum dışına alınacağı konusunda anlaşmıştık. Ancak vatoz ve çöpçüler konusunda olay çok sıkıntılı. Balıklarına her birine ismi ile hitap edecek kadar bağlanmış durumda. Bıyıklı çöpçü, çılgın vatoz gibi isimleri var. Bu durumda bu balıkları akvaryumdan çıkartmak maalesef mümkün olmayacak ki bu durum ebebeyn olarak benim hatam.

Keşke araştırıp alsaymışım, satıcıyı dinlemeseymişim. Akvaryumdan balıkları ayırmak için ufak çocuklar nasıl kafalanır gibi bir rehberde yok sitede maalesef :)

Buradaki seçeneğimiz pek yok gibi. Ya akvaryum büyütülecek veya olay şansa kalacak... Eşimde bende işimizi şansa bırakmak konusunda hemfikiriz. Karakter olarak akvaryumculuk hobisinin derinliklerine dalmak istemiyorum. Hem diğer hobilerimden dolayı ekstra vakit yaratmam mümkün değil, hemde olaya -amiyane tabiri ile- sararsam uzmanlaşmadan rahat etmem mümkün değil. Artık o noktadan sonra deniz akvaryumuna mı girişiriz bilemiyorum. Eşimde durumu bildiği için aman Hakan diyor... Ufaklıkta akvaryum bu kadar sahiplenmişken hevesini kırmak istemiyoruz.

İşlemleri benim gibi acemi arkadaşlar açısından bilgilendirme olması açısından kısaca yazayım. Hatalarımız varsa -ki vardır- daha deneyimli arkadaşlar düzeltirler. İlk önce plastik konteynırı temizleyip akvaryumdan çektiğimiz su ile doldurduk. Akvaryumu ilk kurarken satın aldığım iç filtreyi de konteynıra taktık. Konteynır oğlumun yedek oyuncaklarına ev sahipliği yapıyordu. Akabinde balıklarımızı dikkatlice yakalayarak konteynır içerisine koyduk. Dış filtremizi kapattık.

Akvaryumdaki kalan suyu boşalttık. Kirli su balkondaki bitkilere, temiz olan katman ise geri konulmak üzere kovaya ayrıldı. Kumları oğlanın oyuncak küreği ile boşalttık. Bunları yaparken oğluma eldiven giydiriyorum. Keza bende aynı şekilde. Sonunda akvaryum kaldırılabilecek ağırlığa düşünce güzelce temizliğimizi yaptık. Hagen veya artık gerçekte neyse kumumuzu ekledik. Bitkilerimizi diktik. Görsel olarak evet daha düzgün bir şeyler yapılabilirdi ancak tüm işlemleri oğlum yaptığı için kendi beğenisine göre yaptı. Bizde olduğu gibi kabul ettik tabii ki.

Akabinde daha önceden akvaryumdan çektiğimiz suyu akvaryuma geri koyduk. Akvaryumun içindeki su ile konteynır içerisindeki su arasındaki eksik suyu hesaplayarak damaca su kullanarak tamamladık. Bu işlemin ardından dış filtrenin çalışabileceği su seviyesini elde ettiğimiz için sistemi çalıştırmaya başladık. İçerisine Seachem Stability sıvısı ekledik.

Bir gün sonra ilk önce damlama yöntemi ile konteynıra ana akvaryum suyunu geçirirken, konteynırdaki suyu da yine aynı yöntemle akvaryuma geri pompaladık. En sonunda balıklarımızı yakalayıp ana tanka geri koyduk. Balıkların kepçe ile yakalanması işlemi oğlanın en çok hoşuna giden şey özellikle de vatozlar. Sonunda elini suya daldırıp yakalamaya bile çalıştı. Seyretmesi çok zevkli bir süreç. Akabinde normal işleyişimize geri döndük tabii ki..

Bundan sonra su değişimi vesaire gibi gündelik işlemler ile 2 ay civarı balıklarımızı yaşatmaya çalışırız. Akabinde dış filtre içerisinde modifikasyon yaparız herhalde. Elyaf değişimi, seramik vs... O konuda ayrıca görüş teatisi yaparız.. Ha bir de eğlence olsun diye Reef-Pi otomasyon sistemi yapacağım. Led lambaları kontrol etme, sıcaklık kontrolü gibi özellikleri çok gerekli olmasa da, eğlenceli vakit geçirmek için ideal gibi gözüktü bana.

Tüm bu süreçte anladığım iki şey var.. Benim gibi beli çok sağlam olmayan insanlar için akvaryum hobisi biraz "zul" haline gelebiliyor. Daha doğrusu bu tarz işlemler. Yoksa karşısına geçip oturmakta sıkıntı yok. Eğer evinizde 4-5 yaşlarında bir ufaklık varsa kaya gibi sağlam sinire ihtiyacınız var. Her işi yapmak istedikleri için ciddi bir koşuşturma ortamı oluyor. Ayrıca heyecan faktörü de ufaklıklarda maksimize oluyor. Benim açımdan bu büyük eğlence ama herkes için olmayabilir. O yüzden dikkat diyeyim.


Kedi Var!


Punks Not Dead


Geçenlerde bir yerlerden geldi bu çizim. Direkt aklıma gelen şey Punks Not Dead oldu. Misfits, Black Flag, Ramones... İnsanın aklına başka ne gelebilir ki?

Spigen Play 360

Size daha önce burada Spigen Play 360 kılıftan bahsetmiştim. Bir süre boyunca bu ürünü kimse bulamamış ve sadece siyah rengi vardı sanırım piyasada. Geçenlerde yine denk geldim. Ufaklıkların eline vereceğiniz tabletleri korumanın en iyi ve en eğlenceli yolu bu ürün herhalde. Şiddetle tavsiye ederim..

Not. Fiyat 100 Lirayı biraz geçiyor ama şiddetle tavsiye ederim...

Marshall Stockwell


Ses kalitesi şöyledir böyledir onu tartışırız. Ancak şahsım adına tasarımları çok beğeniyorum... Stockwell, Marshall tarafından bugün yapılan en küçük seyahat hoparlörüdür. Bu taşınabilir aktif stereo hoparlör sadece 1,20 kg ağırlığında. Şarj edilebilir lityum iyon piller, 25 saatlik çalma süresi sağlıyor. USB bağlantı noktası, hareket halindeyken cihazlarınızı şarj etmenizi de sağlar. Stockwell, 2.25 ”woofer ve iki kanallı D Sınıfı amplifikatöre sahip. Ek koruma için Stockwell çok fonksiyonlu bir flip clover ile birlikte gelir. Gitar koruma kılıflarından ilham alan kapak, kadife kırmızı astar, ve kasanın önünde altın bir Marshall logosu ile çok ama çok şık gözüküyor.

Bayıldım valla...





Dynaco Mark III


Dynaco Mark III amplifikatörün kullanım ve birleştirme kılavuzu. Fiyatı 1 Dolar olarak belirlenmiş. O dönemlerde bazı firmalar kullanım kılavuzlarını para ile satıyorlarmış... Dynaco Mark III diğer bir çok Dynaco amplifikatör gibi zamanında çok sevilmiş ve hatta günümüzde de çok seviliyor. Retro görünümleri, göreceli makul fiyatları, kolay üretilebilir olmaları bu ürünleri günümüzde hala popüler kılıyor..

Bang & Olufsen Pikap 1930'lar


Avrupa'dan bir reklam. 1930'ların Bang & Olufsen kataloğundan. Normalde B&O deyince süper modern tasarımlar aklımıza gelir. 1930'larda yukarıdaki tasarım ne kadar modern idi, bilmiyorum ama firmanın eski tasarımları böyle imiş diyelim...