Ali'nin Akvaryum Maceraları: Karalamalar


07 Aralık 2010. Bu aralar bayağı ziyaret yaptım dostlarıma. Eskiden akvaryumlarda sadece aman ne güzelmiş diye bakıp geçerdim şimdilerde özellikle teknik manada inceleyip çokça bilgi alıyorum. Birkaç tank ilgimi çekti. Ancak Türkiye'de birçok hobide olduğu gibi ekipmana erişim ve maddi kaynak yaratmak konusunda ne kadar sıkıntı yaşadığımızı gördüm.

Örneğin ışık konusu bitkili akvaryumlarda malumunuz çok önemli. Ben şimdiye kadar hiç bakmamıştım ama kullandıkları ışıkları görünce ilgimi çekti. Ne olduklarını sordum. Bir tanesi önemli bir Japon firmasının ürünü imiş mesela. Acayip bir rakam telaffuz ediliyor ancak mesela bu tarz ürünlere erişim ülkemizde olmadığı için bahsi geçen ürünleri yurtdışına gidip almanın çok daha mantıklı olduğunu öğrendim mesela. Örneğin İzmir ülkenin üçüncü büyük kenti bayağı iyi akvaryum firmaları da var. Mesela hiçbirinde bu tarz ürünler görmedim. Pardon bir yerli firmanın ürünleri vardı. Onların da gayet güzel olduğu söyleniyor.

Bu dost ziyaretlerimde gerçekten çok güzel akvaryumlar çok güzel balıklar falan gördüm ama beni en çok etkileyen akvaryum son derece basit bir Beta akvaryumu oldu. Gayet derli toplu, hiç abartılı ekipman kullanılmamış bir akvaryumdu.

Darkwater gitmek istediğim yön. Artık eminim. Ofisime yaparım herhalde.

Dikkat ettiğim bir diğer konu aslında benimde hayatımın her döneminde yaşadığım ekipman fazlalığı konusu oldu. Bir dönem ben ne yapıyorum demeden önce belki 10 çift hoparlör, 15 tane pikap, 10 tane amplifikatorum olduğu zamanlar hatırlıyorum. Akvaryum dünyasının derinliklerine giren insanlarda da bu durum hatta beteri varmış. Şu an amiyane tabiri ile gaza gelsem eve 10 tane tam donanımlı akvaryum kurabilirim herhalde bilabedel. Olayın iki yönü var sanırım bir asil ekipman bozulursa yedek olarak tutmak iki özellikle üst sınıf ekipmanın Türkiye'de ikinci el pazarı yok anladığım kadarı ile. Daha çok es dost arasında değişimler hadi doğru tabir ile trampa oluyor anlaşılan.

Üst sınıf veya doğru tabir ile high tech akvaryum konusu hiç benlik değil onu da gördüm. Özellikle büyük boyutlu akvaryum başlı başına bir kaosmuş. Arkadaşımın esi salonun ortasındaki devasa tüpe isyan ediyordu mesela. Deniz akvaryumu ise başlı başına ayrı bir dünya. Güzel gözüküyor ama ben uğraşamam mesela. Tekne konusu gibi giderim arada bakarım, ondan sonra evimdeki küçük akvaryum ile uğraşmaya devam ederim. :-)

Nazar konusu ise ilgimi çeken bir diğer konu oldu. Hayatımda bu kadar çok Maşallah duyduğumu hatırlamıyorum. Hifi dünyasında uzun senelerdir bir sürü sistem gördüm, bir sürü makale yazdım. Bazı sistemler binlerce Dolar değerinde idi, birkaç bin değil, birkaç hatta bol yüzbin. Fotoğraf çekme konusunda pek sıkıntı yaşamadım. Akvaryum dünyasında anladığım kadarı söz konusu canlılar olduğu için nazar konusuna istisnasız herkes inanıyor. Bir sürü fotoğraf çekmeme rağmen yayınlamamı istemediler. Bende nazara inanırım da, bu kadar değil.

Otomasyon sistemleri benim kişisel olarak ilgilenmeyi sevdiğim seyler. Biliyorsunuz zaten. Yapay zeka, otomasyon vs çok komplike akvaryumu olan insanlarda bile bir ihtiyaç olarak gözükmüyor. İlgimi çekti. Mesela benden büyük abilerin yaptığı bu isleri şahsım adına ben gözümde büyütürüm. Bir şekilde bunu nasıl daha kolay yaparım diyerek başlarım araştırmaya. Ancak sağlam hobici diye tabir edeceğim arkadaşlar bu konuya son derece karşılar mesela. Bir kısmı bunun zor gelmediğini hatta bir nevi terapi olduğunu söylüyor bir kısmı alışkanlıklarından vazgeçmiyor, bir kısmı da bu sistemlere güvenmiyor. Hak veriyorum hepsine. Bende elimin altında muzik dinlemek için Spotify ve benzeri stream servisleri olsa da, plaktan vazgeçemiyorum.

Bazı geceler özellikle 45 devir dinleyeceğim zaman 15 dakikada bir ayağa kalk otur hatta bunu saatler boyunca yapmak zor gelmiyor. Hatta keyif. Ama akvaryumun suyunu değiştireceğim zaman ayni şeyi söyleyemeyeceğim.

Anlayacağınız minimal şekilde devam ;-)


Hiç yorum yok :