1950'li yıllardan Telefunken'in radyo vakum tüpleri için hazırladığı reklam. Çok keyifli !
Absürd Plak Kapakları: Cher - Take Me Home
Yukarıda gördüğünüz plak kapağı 1979 yılında Cher'in yayınladığı "Take Me Home" albümünün. O döneme kadar neredeyse 10'dan fazla albüm yayınlayan Cher'in albüm kapakları birbirinden kötüdür ancak bu albüm hepten facia. Bir nevi fantastik filmlerdeki kötü büyücü ablalara benzeyen Cher bu albümle önemli bir ticari başarı kazanmış. Albüme adını veren şarkı ""Take Me Home" bir hit haline gelmiş. Albümden ayrıca "Love & Pain" ve "Happy Was The Day We Met" şarkıları da önemli ticari kazanmış. Ancak kapak facia :)
İlginç Bir Dönüşüm; Extreme Audio ve Reklamlar
Geçtiğimiz ay içerisinde “Müzik Sisteminiz Prestijinizdir” motto'lu Extreme Audio reklamından bahsetmiştim ve hi-fi dünyamız için bunun önemli bir adım olduğundan bahsetmiştim. Geçen gün, uzu(uu)n bir süre sonra Facebook hesabıma girip, çevremde ne oluyor ne bitiyor diyerek bakınırken Extreme Audio sayfalarında bir çok yeni habere denk geldim. Ülkemizin büyük televizyon kanallarında ve onların web sitelerinde çeşitli reklamlar ve yazılar eklendiğini hatta bir televizyon şovunda (aslında sohbet programı mi demeliyiz bilemiyorum) programında yayınlanan bir reklama denk geldim. Aslında bunun reklamcılık jargonundaki tanımı advertorial oluyor sanırım.Pikabın ön plana çıktığı bu reklamın eminim ki Stereo Mecmuası'na da faydası olacaktır. Pikap ve plak denildiğinde internet üzerinden çok ciddi bir trafik aldığımızı sanırım tahmin edebiliyorsunuzdur.
Bu reklam stratejisini gerçekten çok önemsiyorum. Sonuç olarak bunun fayda ve getirilerini daha doğrusu efektifliğini, sayılara dökülmüş halde tabii ki elde edemeyeceğiz. Bunlar ticari sırlardır ancak hi-fi konusunun ülke genelinde büyük yayın organlarında öyle veya böyle yer bulmasının çok ilginç getirileri olacağını düşünüyorum.
Ülkemizde bu alanda yeni bir şeylerin deneniyor olması bence önemli. Bildiğiniz gibi hi-fi sektöründe yıllardan beri en önemli kabul edilen rekabet enstrümanı rakip firmaların markalarına yönelik yapılan hamlelerdi. Özellikle büyük İstanbul firmalarının baş rolde olduğu marka savaşları olarak nitelendirdiğim bu durumun, uzun vade de ne firmalara ne de tüketicilere bir faydası olmadığını düşünüyorum. Tabii ki, bu enstrümanın kullanımının sonu gelmeyecek olsa da, rekabette yeni bir enstrümanın kullanıma girmesi ve bu enstrümanın potansiyelinin çok büyük olması hi-fi sektörünü bambaşka bir yere götürebilir. Bunun sonuçlarını ilerleyen dönemlerde hep birlikte göreceğiz.
Birbiri ardına açılan ve inanın Avrupa'da ve Amerika'da bile ancak iki elin parmakları kadar olan büyük show room'lar ve mağazalar bambaşka tüketici kitlelerini hi-fi dünyası ile tanıştırmak için önemli adımlardı. Son dönemlerde özellikle İstanbul'da bu tarz show-room'ların sayısı arttı ve görünüşe göre artmaya devam edecek. Ancak bu ulusal kanallardaki reklamların daha önceden atılan tüm adımlardan daha dikkat çekici olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Hele televizyonun ülkemizdeki konumunu göz önüne alırsanız...
Ancak böylesine reklamların getirdiği ülke çapındaki bilinirlik ve sağladığı prestijin yanında ticari getirileri de olacaktır. Satışlara yansımasının ne olacağını asla bilmeyecek olmamıza rağmen, böylesine bir durumun satın alma aşamasında bile kullanılması önemli getiriler sağlayabilir. Ticaretin en önemli kuralı bence "satış yapmadan önce yani satın alma aşamasında kazanmaktır" Sadece bu noktada bile önemli getiriler sağlayacağını düşünüyorum bu yeni reklam stratejisinin. Marka bilinirliği, prestij konularını sanırım yazmaya gerek bile yok... Tüm bunları ticaret hacmini arttırıcı önemli faktörler.
Büyük bir merakla ve beğeni ile izliyorum bu adımları...
Wurlitzer Reklamları: Parti Zamanı
Şu eski Wurlitzer reklamları ne kadar keyifli oluyor :) Keşke daha yüksek çözünürlüklerini bulabilsem...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)