Küçülen Dünya ve Magali Noël



Bundan seneler önce Magali Noël hakkında bir yazı yayınlamıştım. Belki hatırlayanlar vardır ama yazı nedense pek ilgi çekmemişti. Aslına bakarsanız Noël oldukça değişik bir hayat hikayesine sahip ve en önemlisi yolu Türkiye ile kesişiyor. Yazıdan bir bölüm aşağıda, devamı ise burada.
Magali Noël ismini daha önce duydunuz mu? Belki çok çok fanatik bir sinema meraklısıysanız cevabınız evet olacaktır. Müzik meraklısı iseniz özellikle de Fransız müziği ilgi alanınıza giriyor ise cevabınızın düşük olasılık bile olsa evet olması mümkün. Aslına bakarsanız Magali Noël’i bende tanımıyordum. Elime 45′likleri geçtiğinde tanıma şansım oldu, sonra hızlıca eksiklerimi tamamladım. Tabii bunlar çok seneler önce oluyor. Neyse aklıma geldi ve bu pek duymadığımız ismi okuyucularımla paylaşmak istedim. Çünkü nereden nereye denilebilecek bir hikayesi var.

Magali Noël veya asıl adıyla Magali Noëlle Guiffray; 27 Haziran 1932′de doğmuş. Şimdi sıkı durun, doğum yeri İzmir. Çocukluğu da İzmir’de geçmiş. Daha sonra Fransa’ya göç etmiş. Herhalde expatirié (1) olarak 1940′larda Türkiye’de yaşamak oldukça zordu. Bilemiyorum.

1950′lerde sinemada boy göstermeye başlamış. Bu yıllarda bazı çok önemli yönetmenlerle çalışma fırsatı bulmuş. Costa Gavras, Jean Renoir, ve Jules Dassin bunlardan sadece bir kaçı. Ancak asıl önemli olan ise Federico Fellini. Noël, Fellini’nin La Dolce Vita (1961), Satyricon (1970) ve Amarcord (1974) filmlerinde oynamış. Yazılan çizilenlere göre Noël, Fellini’nin o çok iyi bilinen takıntılı derecede sevdiği oyunculardan bir tanesi(ymiş) Noël kariyeri boyunca bir çok ödül almış.

Son dönemlerde Noël hakkında bayağı mesaj alıyorum. Ancak ülkemizden değil, çok uzaklardan Japonya'dan. Sanırım bir grup Japon dostumuz internet aramaları sonucunda benim siteme denk geliyorlar ve 45'likleri görünce bazı ayrıntıları öğrenmek istiyorlar. Bir şekilde çevirimiçi tercüme araçları ile konuya da hakim olmuşlar. Son günlerde bu plakların ve 45'liklerin ayrınt fotoğraflarını çekmek için bayağı çaba sarfettim. Anlaşılan bir grup Japon okuyucumuz (dolaylı da olsa) Fellini'nin takıntılı oyuncularından Noël'e kafayı takmışlar.

Dünya iyice küçüldü anlayacağınız...

İş Planı


Son günlerde elime geçen en güzel illüstrasyonlardan bir tanesi. Tabii ki iş planı konusunu bu kadar basitleştirmek pek mantıklı gözükmüyor ama öyle veya böyle sonuçta her zaman sonuç olarak yukarıdaki tablo çıkıyor ortaya. Önce ne yapayım sorusu, arkasından akla gelen bir fikir. Tutarsa para kazanırım tutmazsa yeni bir fikir arayışına girerim. Aslında konu işte bu kadar basit.

Türkiyeden Yeni Hifi Blogları



Blog'culuğun öneminden ve hifi bloglarının ülkemizde artmasını tüm kalbimle isteyen bir kişi olarak son dönemlerde açılan ve yavaş yavaş içerik olarak dolmaya başlayan ülkemizden bloglardan bahsedeyim sizlere. Gözünüzden kaçmış olanlar belki vardır. Sık kullanılanlar listenize eklemek istersiniz.

Fuat Baydogan's Vinyl Record Collection
Sn. Fuat Baydogan'ın plak koleksiyonu ile alakalı açtığı blog. Şu an için yazılı çok fazla bilgi olmasa da, ilerleyen dönemlerde bu konuda ilerlemeler olacak gibi hissediyorum. Bu arada Sn. Fuat Baydogan Stereo Mecmuası forumlarında Opeth44 mahlası ile yazıyor. Son dönemlerde Erkin Koray koleksiyonunu tamamlamaya çalıştığını okuduğumuz için gelecekte orada burada görülmesi pek kolay olmayacak ilginç plakları da görebiliriz diye düşünüyorum. Ulaşmak için tıklayınız

Tiguan'in Bloğu
Stereo Mecmuası forumlarında Tiguan mahlası ile yazan dostumuzun (isimini ne yazık ki bilemiyorum) yavaş yavaş oluşturmaya başladığı blog.  Bloğun altında DIY projeler ve hifi dünyasındaki maceraların yanı sıra şimdilik aktif olmayan bir de seyahat başlığı bulunuyor. Blogun en dikkat çeken yazısı Jensen Black Hawk hoparlör çalışması. Daha önce evrelerini SM Forumlarında takip ettiğimiz bu projenin harika görünen bitmiş haline uzanan macerası keyifle okunacak türden bir yazı. Ulaşmak için tıklayınız

firochromis.com
Yine Stereo Mecmuası forumlarından tanıdığımız Firochromis mahlaslı Fırat Çıngı'nın bloğu. Hifi haricinde Sn Fırat Çıngı'nın ilgi duyduğu Akvaryum, Fotoğraf, Flora gibi konularda yazılar bulabileceğiniz blogta bayağı bir yazı arşivi oluşmuş. Benim hiç alakam olmamasına rağmen örneğin Akvaryum konusundaki bir çok yazıyı keyifle okudum. Bu arada Sn Fırat Çıngı bugünlerde evleniyor olmalı kendisine buradan da tebriklerimi iletmek isterim. Ulaşmak için tıklayınız

Plak Koleksiyoncusu Kimdir? Bir Kavram Karmaşası



Ülkemizde kendi yaptığımız bir şeyi büyük, farklı veya özel göstermek için hemen bir etiket eklemek konusuna çok meraklıyız. Son dönemlerde ortalık plak koleksiyoncusundan geçilmemeye başladı yine. Kime sorarsanız plak koleksiyoncusu. Ancak işler ne yazık ki öyle basit değil. Elinizdeki plakların bir koleksiyon oluşturması için bazı önemli noktalar var.

Bu aslında neye benziyor biliyor musunuz? Eskiden ilkokullarda hemen her çocuğun pul koleksiyonu olurdu. Toplum olarak nasıl bir fetişizme meraklıysak dilimize “pul koleksiyonunu göstermek” gibi terimler girmiştir. Ancak ne yazık ki, bu bir dönemin hastalığıdır ve ilerleyen yıllarda pul koleksiyonları kenara atılır. Bunun nedeni, bilinçsizce bir sürü pul toplayıp, bunlara birkaç kez baktıktan sonra değerini yitirmesidir. Ancak gerçek bir pul kolesiyoncusu için işler hiç böyle değildir. Uzun yıllar boyu türlü eziyet ve cefa ile toplanan pullara bilinçli şekilde bakmak insana büyük keyif verir. Ancak bu işler zannedildiği gibi parayı bastım en kalitelisinden pul defterini aldım, içerisine de rengarenk bir sürü pul koydum, en kral pul koleksiyoncusu benim şeklinde yürümez. Çeşitli yayınları takip etmek, Posta İdaresine gidip ilk gün baskılarını almak için kuyrukta beklemek gibi kendini adanmışlık gerektirir. Kendiniz gibi bu konulara meraklı insanlarla doyumsuz sohbetler içerisine girdiğiniz, bambaşka bir dünyanın kapılarını açarsınız. Aslında hobiler dünyası böyledir.

Günümüzde sayısı mühim olmamakla beraber herkes plak koleksiyoncusu. Ancak olayı daha bilinçli yapan kişileri hatırlattığınızda onlar profesyonel plak koleksiyoncusu oluyor(muş) Resmen kavram karmaşası.

Hiçbir emek göstermeden tabiri caiz ise parayı basıp harika plaklar edinmek çok zor bir şey değil. Ancak konuları biraz merak ediyorsanız aldığınız veya sahip olduğunuz plakları incelemeye araştırmaya başlarsınız. İlk baskısı kaç yılında yapılmış, nerede yapılmış. Bu basit bilgiler ilk adımda anlamlı gözükmeyebilir ancak adım adım gerçekten koleksiyonculuğun gereklerini ve aslında keyifli yönlerini keşfetmeye başlarsınız. Yoksa rafınızda harika plaklar olup bunların ne olduğundan bihaber iseniz, istediğiniz kadar kendinizi etiketleyin o büyülü dünyaya giremezsiniz.

Müziği plaktan dinlemeyi seven bir müziksever olmak en az koleksiyoncu olmak kadar değerli bir şeydir. İlle kendinize bir etiket yapmak zorunda değilsiniz. Bir sürü plağa sahip olan bir müziksever olmak bence çok keyifli bir şeydir ki, bende kendimi o sınıfın içerisinde görüyorum.

Gelecek yazılarda gerçek plak koleksiyonculuğu dünyasına götüreceğim sizleri...


Koichi Futatsumata Ampli


Dünde Japonlardan bahsetmiştim, eh devam edeyim bari... Koichi Futatsumata, Japonya'da eğlenceli tasarımları ile ilgi çeken bir kişi. Çeşitli firmalar için ürünler ve kit'ler üreten Futatsumata  oldukça ekonomik bir fiyat etiketi taşıyan entegre amplifikatörü ile bayağı ilgi çekiyor son günlerde. Çıkış katı solid-state giriş katı ise tüplü tasarlanan ampli kanala başına 10W güç üretebiliyor. Sadece 38W elektrik tüketen ürün pazarda bayağı ilgi çekince EK  Co adlı bir firma  tarafından seri olarak üretilmeye başlanmış. Bu arada tasarım iyi hoş ama şu düğme tasarımını ben bilindik bir hifi firmasından hatırlıyorum. Aklına gelen olursa aşağıdaki yorum kutusuna not bırakabilirsiniz...