Charles and Ray Eames ile Hifi Keyfi
Charles Ormond Eames (1907–1978) ve Bernice Alexandra "Ray" Eames (1912–1988) ikilisi önemli Amerikalı tasarımcılar. Çok sayıda mobilya ve mimari tasarımları tüm dünyada tanınır. Benim en sevdiğim tasarımları Eames Lounge (670) ve Ottoman (671) aslında bilinen ismiyle "Eames Lounge Chair and ottoman" 670 ve 671 tasarımcıların verdiği kodlar. Yukarıdaki fotoğrafta görülen koltuklar. Mekan müthiş, koltuk zaten tasarım harikası. eh minikte olsa müzik sistemi de var. Eh insan başka ne ister...
Esther Bubley ve Müzik Mağazası
Yukarıdaki fotoğrafa bakıp ne güzel bir müzik mağazası ve ne kadar güzel bir kadın diyebiliriz. Hatta kadın müzik dinlerken bambaşka dünyalara gitmiş de diyerek devam edebiliriz. Fotoğraftaki kişi Esther Bubley. 1921 yılında doğan fotoğrafçı kişilerin gündelik yaşamlarından kareler çekerek fotoğraf dünyasında tanınmış. Özellikle de New York kentinde çekmiş fotoğraflarını. Benim elimdeki kaynaklara göre bu fotoğraf kendisi hakkındaki bir haberde kullanılmış. Araştırmalar devam ediyor. Müzik mağazasının güzelliğine bakın. Laf aramızda ben en çok tezgahın başında duran yaşlı amcayı sevdim :)
Bir Müzik Mağazası 1957
Bir müzik mağazası yer New York ve yıl 1957. Raflara şöyle bir göz gezdirince çok tanıdığım plağa denk gelemedim veya mekanın bir özelliği de yok. Ama tezgahın başındaki sarışın teyze hoşuma gitti. O yıllarda insanlar bu yıllara göre daha mı güzeldi daha mı güler yüzlüydü bilmiyorum ama o yılların mağazalarının ve insanlarının insana sıcak gelen bir tarafı var.
Ölümünün 17. Yılında Zeki Müren
Zeki Müren'in vefatının üzerinden tam 17 sene geçmiş. Türk müziğinin en önemli ismi midir derseniz muhtemelen değildir. Ancak bana sorarsanız en önemli ismidir, hep öyle kalmaya da devam edecek. Çok çok uzun yıllar önce anneannem hayatta iken en sevdiği şarkıcıydı Zeki Müren. Çocukken hayal olarak hatırlıyorum radyodan süzülen sesini. Hiç duymadığım ilginç bir diksiyon ve vurgular. Bir çok insan gibi bende büyülenmiş şekilde radyoyu dinliyordum. Seneler geçti sonra televizyonda sanırım özellikle yılbaşlarında TRT programlarında onun her ekrana çıkışı olay oluyordu. Ha bir de Nesrin Topkapı vardı. Tam gece yarısı dans ederdi elinde sopasıyla. Sanırım bugün her türden göbek dansı , burlesque veya pole dansı merakımı da Nesrin Topkapı'ya borçluyumdur. Ne olay oluyordu ama tüm memleket gece yarısını bekliyordu herhalde. Tek kanal dönemi işte. Daha sonra özel kanallar açılınca işin tadı kaçmıştı. Zaten sonraki dansözlerde Nesrin Topkapı değildi. Garip makyajlar, daha açık kıyafetler, saçma sapan hareketler. Olayın tüm estetiği ve zerafeti uçup gidiverdi.
Yaş ilerledikçe genç bir çocuk olarak farklı müzik türlerine merak saldım tabii ki. Heavy metal ile başlayan süreç daha ekstrem türlere gitmiş sonrasında ufak bir sakinleşme döneminin ardından avant garde müziği keşfedince ilşler daha da karışmıştı ama ne zaman Zeki Müren'in şarkı söylediğini duysam oturur dinlerim. İşin komik tarafı istemsizce söylemeye bile başlarım işte bazen. Aklıma kazınmış işte...
Mitleri veya hikayeleri biliyorsunuzdur zaten. O dönemin Türkiyesi acaba daha mı ileriydi veya hoşgörülüydü bilemiyorum. Günümüzde Zeki Müren o dönemlerde yaptıklarını yapsa veya o giydiği meşhur kıyafetleri giyse sanırım büyük olaylar çıkacaktır. Ama Zeki Müren o dönemlerde ne yaparsa yapsın, ne giyerse giysin insanlar onu sevmeye, dinlemeye ve alkışlamaya devam etmişler. Garip değil mi? Muhtemelen Zeki Müren'i kanıksamıştı insanlar. Tabii konserlerine bakınca durumu anlamak mümkün. Bir halk konserinde bile seyirci ile öyle kibar öyle tatlı bir dille konuşmuş ki, insanlar büyüsünün etkisinde kalıyorlarmış. Örneğin meşhur bir Bodrum konserinde Şimdi Uzaklardasın şarkısını söylemeden önce seyircilerden nakarat bölümlerine eşlik etmesini rica ettiği bir bölüm vardır. Seyirciyi öyle bir onurlandırır, öyle bir havaya sokar ki, kameralar seyircilere döndüğünde insanlar hipnotize olmuş gibidir. Ne evlerinde eşleri, ne anne babaları, ne işyerlerinde patronları veya çalışanları oradaki insanlara öylesine zarif şekilde konuşmamıştır muhtemelen. Haliyle insanlar kendilerine gösterilen zerafetin kat be kat fazlasını gösteriyorlardı Müren'e...
Rahmetli anneannem bana fuar zamanlarını anlatırdı. Hatta annemde hatırlıyor bazı şeyleri. O zamanlar İzmir Fuarı anlaşılan şimdiki gibi saçma sapan bir panayır değildi. Ben sanırım sonuna yetiştim dönemin. Zaten her şeyin en güzel olduğu dönemi kaçırmışım ne yazık ki. Hem gazinoları kaçırdım hemde pavyon çağının. Her ikisininde sonuna denk geldim. İşlerin rengi değişmişti ne yazık ki ben yetişene kadar. Neyse Fuar dönemi Zeki Müren'in çıkacağı gazino mahşer gününe dönermiş. Rahmetli hemen her sene seyrettiğinden bahsederdi Müren'i. O dönemin konserleri veya gazino programları da şimdinin konserleri gibi hatta daha ihtişamlıydı videolardan anlayabildiğim kadarı ile. Zeki Müren haliyle sahneye ön son çıkıyordu (bugünün headliner mevzuu gibi) ve istisnasız her şarkıcı sahne alırken önemli bir sunucu (genelde Halit Kıvanç) salonu bir dalgalandırırmış. Öncesinde güzel sözler söyleyip herkesin beklediği sanatçıyı sahneye çağırma konusu bence zarif bir şey. Youtube üzerinde çok güzel örneklerine denk gelebilirsiniz.
Bugün ben dahil en beklenmeyecek insnaların dahi Zeki Müren söz konusu olduğunda söyleyecekleri bir şeyler vardır. Genelde bunlar çok olumlu şeylerdir. Yani birçok kişi sever Müren'i. Hatırlarda o kadar sene geçmiş olmasına rağmen hala yer alır, unutulmamıştır.
Buraya kadar her şey iyi hoş. Ancak şimdi karanlık tarafa geçelim yavaş yavaş. Zeki Müren hakkında internet üzerinde veya yazılı olarak o kadar az bilgi var ki. Açın Wikipedia'nın Zeki Müren maddesini içler acısı durumu görün... Çekilen bir kaç belgesel var Allah'tan, bazı önemli bilgilere ulaşmak mümkün oluyor ama yaşıtları zamana yenik düşüp aramızdan ayrıldıkça bir çok hoş anı, anektod ortadan kayboluyor ne yazık ki...
Diğer rezillik ki, aslında daha fazlasını söylemek lazım böylesine sevilen bir insanın diskografisinin ortalıktan adım adım kalkmış olduğu gerçeği. Kayıtlarda 45'likler dahil 600 adet albümden bahsediliyor. Bunlardan pek azı ulaşılabilir durumda. Benim ve eşimin şahsi arşivlerimizde bir kaç yüze yakın 45'lik var sanırım. Ancak bunların daha güncel edisyonları sözgelimi CD formatında basılmamış veya yok olmuş gitmiş. Sadece Zeki Müren değil, Türk müziğine damga vurmuş önemli isimlerin şarkılarına albümlerine ulaşmak ne mümkün. Tabii ki özel arşivlerde ve koleksiyoncuların elinde harika parçalar olduğunu bizzat gördüm, biliyorum ama size bana bir faydası yok.
Son dönemlerde basılan bir kaç plak, ortaya çıkan bir kaç CD var. Hadi eğri oturup doğru konuşalım durum içler acısı. Tamam bende aldım hepsini ama düzgün şekilde re-master yapılmış bir albüme daha fazlasını vermeye hazırım. Hoş yayınlananların fiyatları yüksek ve o fiyatları hak ettiklerini pek düşünmüyorum. Bunların arasından sadece TTNet müziği pas geçebilirim. Bayağı güzel bir çalışma yapmışlar ve bayağı bir albümü meraklılara sunmuşlar. Kullanıcısı değilim ama liste gitgide genişliyor...
Zeki Müren deyince aklıma gelen şey anneannem ve hepsi güzel anılardır. Zeki Müren'in ölüm yıldönümünde her ikisini de anmış olayım. Nurlar içinde yatsınlar...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)