Lavazza Blue Kapsül ve Lavazza Kahve Makinesi
Malum kahve içmek birçok insanın keyif aldığı bir şey. Ülkemizde genelde Türk kahvesi çok seviliyor ama her türden kahvenin meraklısı var. Ben espresso seviyorum ve çoğu zaman espresso içiyorum. Ancak normal kahve türlerine göre espresso hazırlamak biraz daha meşakkatli malum. Haydi bardağın ısısını vesaire geçtim, asıl önemli nokta ve haliyle sıkıntı olay sıcaklık ve basınç. Tabii konunun derinliklerine indikçe nem durumundan havanın sıcaklığına kadar bir sürü teferruat var. Bunlar konunun meraklılarının daha doğrusu konunun derinlerine girenlerin üzerinde durdukları mevzular.
Aslında basit tipte ekipmanlarla (ters yönde çalışan bir nevi minyatür düdüklü tencere gibi düşünün) sıcaklık ve basınç kullanarak espresso yapabilmek mümkün. Hoş otomasyon hayatımıza sonradan giren bir konu ancak espresso'nun geçmişi cihazların hayatımıza girmesinden çok daha öncelere dayanıyor.
Açıkçası olayın içerine girdikçe işler karışıyor. Çok fazla seçenek ve yöntem var. Laf aramızda bir kere düzgün bir yatırım yaparak tam otomatik bir cihaz almak en mantıklısı. Kahve çekirdeklerini koyduğunuz özel bölümleri olan ve bir kaç tuşa basarak o çekirdekleri öğüterek espresso haline getiren "güzide" makineler pazarda bol bol var. Philips'ten, Delonghi'ye hatta son dönemlerde yerel ve rekabetçi markalara kadar piyasada bin bir çeşit bin bir özelliğe sahip cihazlardan, Gaggenau gibi kalburüstü üreticilerin ankastre ürünlerine kadar seçenek bol. Tüm bunların maliyetleri 200TL civarlarından başlıyor ve binlerce TL'ye kadar yükseliyor. Ek özelliklere göre tabii ki fiyat artıyor. Genelde çok az uğraşarak gayet başarılı kahveler elde etmek mümkün.
Bir diğer seçenek kapsül ile espresso hazırlayabildiğimiz cihazlar ki benim şahsi favorim bu cihazlar. Tek tuşa basarak neredeyse saniyeler içinde hiç fena olmayan bir espresso elde etmenin mümkün olduğu bu cihazlarda en önemli konu cihazın kendisinden ziyade kapsül konusu. Çarşıya pazara çıktığınızda seçenekler fena değil gibi.
Nespresso makineleri oldukça yaygın şekilde bulunuyor. Gerek kendi markasıyla gerekse de Krupps gibi markalardan cihazlar hemen her büyük zincir mağazada bulunabiliyor. Kapsüllerde ise sıkıntı var. Belirli satış noktalarından satın almak mümkün ama genelde işinizi internet ile halletmeniz gerekecek. Türkiye'ye genel olarak önemli bir miktar çeşit geliyor. Benim tat olarak en favori ikinci kapsül espresso seçeneğim Nespresso.
Cremesso sanırım İsviçre firması ve özellikle Mediamarkt'larda hem makineleri hemde kapsülleri bulunuyor. Espresso çeşidi pek yok, ancak hem makinelerin hemde kapsüllerin fiyatları oldukça ucuz. Bulunabilirlik ve perakende olarak satın alabilmek tabii ki en büyük kolaylık. Ancak iş benim damak tadıma kaldığında ortaya çıkan durumu pek sevmedim. Cremesso ile uğraşmak yerine Tchibo'nun Cafissimo serisine bakmak daha mantıklı.
Tchibo, son dönemlerde Cafissimo serisinin makinelerini oldukça çeşitlendirdi. Fiyatlarda genel olarak makul. Kahve çeşidi dönem dönem özel serilerinde etkisiyle artıyor. Damak tadına uygun bir şeyler bulmak mümkün oluyor. Ancak ne Nespresso ne de Lavazza'daki tadı ve dokuyu bulmak pek mümkün değil. Kapsüllerin kolay bulunurluğu ve perakende alınabilmesi avantaj. Muhtemelen espresso dünyasına giriş açısından fiyat/performans oranı en yüksek seçenek. Bende Cafissimo kullanıcısıyım...
Illy malum sektörün en önemli firmalarından. Hayatımda sadece bir kez Iperespresso kapsüllerden içtim. Çok hoşuma gitti. Ülkemizde makineleri bulunuyor ama kapsüller yine sıkıntılı. Normalde yine oldukça çeşit var ama ülkemizde kutu bazında satılıyor. Örneğin hangi serinin sizin hoşunuza gideceğini tespit etmek için 100'er adet kapsül almanız gerekiyor. Biraz sonra anlatacağım gibi çözüm ne yazık ki eBay'de. Daha fazla deneyimim olsa muhtemelen Illy'i bir veya ikinci sıraya koyardım. Makinelerin çeşit olarak azlığı ve kapsül konusundaki saçmalıklar yüzünden Illy'i alışveriş listesinden çıkartmakta fayda var...
Lavazza cephesinde ise ev kullanıcısına yönelik 2 ana ürün grubu var. MIO ve BLUE. MIO son dönemlerde evde kahve içmek isteyenler için ön plana çıkartılıyor. Kapsülleri ve makineleri farklı. Ben MIO denemedim. BLUE ise hem kapsüller hemde makineler yönünden bir derya. Tat olarak uzak ara benim favorim.
Lavazza dünyasına yine firma için kahve makineleri üreten Hiroshi Ono tarafından tasarlanmış Guzzini marka br makine ile girdim. En yukarıda resmi olan turuncu makineden mutfağımda bir tane duruyor (şu sıralar dünya turunda olan Buket ve Ali çiftine teşekkürler) Makine belki çok şık ama özellikle tepesindeki metal kısmın bence saçma sapan tasarımı yüzünden çok rijit bir cihaz değil. Tasarım muhteşem ve işini iyi yapıyor ama ne yalan söyleyeyim Tchibo'nun ucuz Cafissimo serisi çok daha sağlam bir his veriyor insana.
Bu cihaz Lavazza'nın BLUE serisi kapsüllerini kullanıyor. Şimdi sorun zaten burada başlıyor. Tıpkı Nespresso kapsülleri gibi internet üzerinden satın almak gerekiyor. Vatandaşlık numarası girmeye kadar bol teferruatlı saçma sapan üyelik işlemlerinin ardından BLUE serinin toplam 3, espresso olarak toplam 2 adet kapsülünü memleketimizden tedarik etmek mümkün. Tüm bu işlemleri yaparken web sitesinin de oldukça modası geçmiş olduğu için içinizde şüphe olmuyor değil. Ancak Lavazza'nın Illy'e göre avantajı kapsülleri yüzlük paketler ile değil teker teker alabilmeniz. Laf aramızda al birini vur öbürüne...
İşin acı tarafı BLUE serisinde inanılmaz güzel bir çeşit var. Eh bu noktadan sonra yapılacak iş bu kahveleri tatmak için eBay yollarına düşmek oluyor. En iyi fiyatları İtalyan eBay'inde bulmak mümkün. Bu noktada İtalyan satıcılarla İngilizce anlaşma eziyeti başlıyor. Bir süre debelendikten sonra Türkiye'ye gönderilme safhasına geçip siparişinizi verebiliyorsunuz. Gümrükte sıkıntı yaşamayayım diyerek çok adetli alımlarda yapamamak işin en kötü tarafı...
Tabii uzak diyarlardan sarf malzemesi tedariğinin yarattığı lojistik sıkıntılar sonucu kahvesiz kalmamak için ikinci bir espresso makinesinin de el altında bulunması gerekiyor. Mutfak çok büyük değilse iki adet espresso makinesi eziyetten başka bir şey değil. Ancak yapacak pek bir şey yok.
Bu noktada bu kadar saçma sapan işlerle uğraşmaktansa adam gibi bir espresso makinesi alıp çekirdekten hareket etmek makul mantıklı bir hale geliyor. Ancak Lavazza'nın BLUE serisine alışınca bu hem kolay değil hemde fiyat/performans konusunda kafamda bazı şüpheler var.
Hal böyle olunca espresso meraklıları için kapsüllü makineler arasında giriş seviyesinde mükemmel fiyat performans oranı ile Cafissimo çözümü en iyi seçenek. Üst segmentte ise kapsül tedariğinin sıkıntılı olmasına rağmen göreceli zengin çeşidi ile Nespresso kesinlikle en iyi tercih olur. Aslında Nespresso için, Illy ve Lavazza'nın yanında problemli demek ayıp oluyor.
Tat olarak benim damak zevkime göre Lavazza BLUE uzak ara önde ama Türkiye kapsüllerin internet üzerinden satın alınması büyük bir dezavantaj ancak asıl kötü olan şey kapsül seçeneklerinin fakirliği. Eğer Lavazza olayına girecekseniz eBay ile yaşamaya ne yazık ki alışmak zorundasınız. Umarım Lavazza'nın Türkiye temsilcisi bu konuyu makul ve mantıklı bir şekilde ele alır, sistemine bir çeki düzen verir. Damak tadının son derece kişisel olduğu bir dünyada, satılmıyor veya tedariği sıkıntılı diyerek -veya sorun ne olursa olsun- bu şekilde hareket etmek mantıklı değil.
Ben manyağım başıma dert istiyorum diyorsanız Illy ve Lavazza'yı tavsiye ederim. Lavazza'nın kapsülleri gerçekten çok başarılı, eminim ki, Illy'de farklı değildir ama anlattıklarımdan sonra bende dahil bu işlere kalkışanların pek mantıklı insanlar olmadığını söylemem lazım. Kahve içeceğim diye işkence çekmenin bir mantığı yok. Ha o zaman sen ne halt ediyorsun derseniz, baştan söyledim zaten normal olmadığımı :)
İlerleyen günlerde sizlere bazı DIY denemelerimden bahsederim...
45 Tüplü Garip Bir Ampli
Benzin tankı şeklinde bir amplifikatör son dönemlerde gördüğüm en garip şeylerden birisi ama altında belirli bir mantık var anlaşılan. Amplinin tasarımının arkasındaki isimler tanıdık aslında; Thomas Schick ve Holger Barske. Ampli single ended triode dünyasında tüplerin şahı olarak nitelendirilen 45 üzerine kurulmuş. Şasinin bu şekilde seçilmesinin altında hem espri hemde teknik olarak metal kafesin elektronik gürültüyü son derece iyi absorb etmesi olduğu muhakkak. Enteresan bir proje. Eminim ki sesi de muhteşemdir.
K-Tel Raf
Yukarıdaki ilanı tam olarak anlamadım çünkü Flemenkçe gibi gözüküyor. Ancak raf fikri pek güzel. Aslında küçüklüğümde bu tarz rafları hatırlıyorum ama nedense ortadan kalktılar. Hoş eskiden tel oluyordu bunlar. Aslında çok basit bir şekilde yukarıdaki formun ahşap versiyonu da yapılabilir ve kesinlikle çok şık olur. Hatta en sevdiğim şey plakları kapaklarından seçmek. Çünkü şu an depoladığım şekilde yan yüzlerinden isimlerini ne yazık ki gözlerim görmüyor. Tabii büyük bir alan lazım böyle bir depolama çözümü için ama hayal etmesi bile güzel...
Dead Kennedys - California Über Alles
Dead Kennedys'in marş şarkısı California Über Alles'in canlı bir performans videosu bugünkü videomuz. Şarkı efsane ötesi Fresh Fruit for Rotting Vegetables albümünden. Dead Kennedys’nin müziği karman çormandır, hızlıdır yoğundur serttir ama garaj rock’ı ve saçma sörf müziğine bile göz kırpar. Bunların üzerine Jello Biafra’nın tokat gibi sözleri eklenince müzik bambaşka bir hale gelir. Bu adamlar kendi aralarında kavga edip durmasalar neler olacaktı müzik dünyasında tahmin etmek güç. Fresh Fruit for Rotting Vegetables bu güzide topluluğun ilk albümüdür. 1980′de yayınlanan albüm İngiltere ve Amerika’da farklı plak firmalarından yayınlandı. Tabii ilerleyen yıllarda bahsettiğim kavga dövüş yüzünden albüm üzerinde daha doğrusu baskılar üzerinde bol bol hengame olur. Bir punk albümüne göre anormal satışlarının etkisi ile kavga tabii ki büyür. Jello Biafra’nın ne kadar normal (&%!#) bir adam olduğunu videoda tespit edebilirsiniz. Albümle alakalı kapsamlı bilgi tam burada :)
Vakum Tüp Fetişizmi: F2a11
Bu muhteşem manzara bir Uschi veya bizim bildiğimiz ismiyle Sun Audio ampliden. Oldukça sağlam şekilde modifiye edilmiş olan amplifikatör çıkış tüpü olarak pek az denk geldiğimiz F2a11'leri kullanıyor. 1938'lerde yani büyük harbin hemen öncesinde geliştirilen bu tüp ilk önce radyolarda hemen akabinde ise Alman ordusunun haberleşme sistemlerinde kullanılmış. Yazılan çizilenlere göre en makbul olanı Siemens üretimi olanlar. Zaten tüp dönemin Siemens & Halske tasarımcıları tarafından geliştirilmiş. Bu tüplerin atası ise yine Siemens & Halske tasarımı F2a modeliymiş ki, yeni tasarım daha fazla güç üretme kapasitesine sahip. Manzara muhteşem :) Resim "2A3 Maniac" dostumuzun web sitesinden...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)