Yazık Lan Bu Zamanın Gençlerine!
Geçenlerde bir arkadaşlarımız ile beraberdik. Onların ufaklıklar tam teenage dediğimiz yaştalar. Tam böyle gezme, tozma zamanlarındalar. Sohbet muhabbet devam ediyor, çocuklar dedim ne dinliyorsunuz. Hakan amca (ulan, nasıl yani, ne amcası) Miley Cyrus, Justin Bieber, Rihanna, Beyoncé falan dinliyoruz dediler. Eh dedim olur, bizde bu yaşlardayken popüler müziği biliyor ve dinliyorduk. Ama tabii ufak bir fark vardı, o dönemlerde pop müzik dünyasında Madonna var, Michael Jackson var, var oğlu var... Şanslı bir gençlik idik sanırım.
Justin Bieber'in bir kaç şarkısını duymuştum daha önce. Nasıl söyleyeyim size bildiğiniz facia, müziğin katledilmesi gibi bir şey. Hep aynı ritm, üzerine "kız ben seni yirim" tarzı saçma sapan sözler al sana pop albümü. Rihanna'yı da biliyorum ama ilk zaman şarkıcı mı manken mi ondan emin olamamıştım. Bunların içinde en müzik ile alakalı olanı Beyoncé denilen hanım kızımız ama bana sorarsanız müziği dayanılacak gibi değil. Neyse, Miley Cyrus neymiş diye bir bakayım dedim. Cyrus soyismi yabancı değil, meğer country müzisyeni olan Billy Ray Cyrus'un kızıymış. Neyse üç beş şarkısına bakındım, aman Allah'ım dedim. Kızım olsa evlatlıktan redderim. Neyse büyük konuşmayayım şimdiden. En son klibini yukarıya ekliyorum.
Müzik dersen facia, sözlerden zaten kimse bir şey beklemiyor da, çıplaklık işinin b*ku çıkmış artık. Tamam bu olaylara hiç karşı değilim tam tersine severim bile. Bizim zamanımızda da Madonna filan yapardı böyle şeyler ama bir yerlerinde biraz estetik olurdu, gözünüze girmezdi. Tabii ki gençler dönemin popüler müziğini dinleyecek ama ben popüler müziğin bu kadar b*ktan hale geldiğini bilmiyordum.
Bir yandan da aklıma kötü şeyler geliyor. Düşündüm çocuğum olmuş, büyümüş baba bana Miley Cyrus'un albümü al diyecek. Tabii ki eşşek gibi alacağız, ondan sonra evde bangır bangır bu müzik çalacak. Bari metalci olsa ona alışkınım biraz... Bu olacak gibi değil be! Wrecking Ball kafana düşsün be kızım!
Braven 855S
Braven 855S yine küçük bir bluetooth hoparlör sistemi. Braven bu sayfalarda zaman zaman yer verdiğim saçma sapan ürünlere göre çok daha ciddi ürünler bir firma. Braven 855S şokları absorbe edebilen, sudan etkilenmeyen bir hoparlör sistemi. Üzerinde bulunan kaliteli piller ile yaklaşık 20 saat civarında müzik çalabilen ürün 20W güç üretebiliyor. Ürün aslında mono ama bir diğer 855S entegre ederek stereo hale getirebilmek mümkün. Gelelim fiyatına. Bu tarz ürünlerde değişmeyen tek şey saçma sapan fiyatlar. 300 Dolar civarındaki fiyatına stereo performans için ikinci bir hoparlör ekleyince saçma sapan fiyatlara yine ulaşabiliyoruz. Allah akıl fikir versin!
BASF Kasetler
Son dönemlerde alakalı akasız bir sürü yerde BASF reklamı görüyorum. Bu şirket kimya yapar gibilerinden bir başlığı vardı sanırım reklamın. BASF bana sorarsanız dünyanın en kılıksız kapaklarına sahip kasetlerinden bir kısmını üreten firmadır ve hep öyle kalacaktır. Yukarıdaki kasetler mutlaka elinizden geçmiştir. Bunların ucuz versiyonları aslında daha yaygındı ve onların etiketleri gri renkte idi yanlış hatırlamıyorsam. Bu kılıksız tasarımlar benim gözüme hala oldukça hoş geliyor bu arada...
Ampex Kasetler ve Bee Gees
Ampex firmasının kasetleri için 1980 yılında yayınladığı bir reklam. Reklamın ana fikri Bee Gees kullanıyor sizde kullanın ama benim gibi bu topluluğu sevmeyenler Ampex'ten uzak mı duracak.. Şaka bir yana Ampex'in hem makara teypleri hemde kasetleri bayağı kaliteliydi. Bee Gees'in sadece Odessa albümünü dinleyince şaşırmıştım. Bakın Stereo Mecmuası'nda neler karalamışız bu albüm için; Bee Gees’in yaş ortalaması 21 olmasına karşın, arkalarında milyonlar satan 4 adet LP ve I Started a Joke, Massachussets, New York Mining Disaster 1941, Words gibi uluslararası hit olmuş parçalar olmasına rağmen Gibb kardeşler biraz da genel trende uyarak biraz daha dişe dokunur birşeyler yapmaya karar verirler. Ingiltere’de Beatles Sgt. Pepper’ı yayınlamış, The Who A Quick One dan sonra Tommy’ye el atmiş, The Kinks Village Green Preservation Society ile büyük gürültü koparmış, Pretty Things de S.F. Sorrow ile kritiklerin sevgilisi olmuşken ABD’de de Frank Zappa konsept albümleri arka arkaya sıralıyordu. Bee Gees de modaya uyup 19. yüzyılda İngiliz Kraliyet donanmasına ait ve tüm mürettebatıyla batıp kurtulanı olmayan bir geminin hikayesini müziğe uyarlamaya koyulur. Bunun için Robert Stigwood’un denetimi altında New York’a taşınırlar.
Ancak alışkın oldukları 3′er dakikalık pop şarkılarının dışına çıkmak tahminlerinden zor olacaktır. Bitmeyen veya bir türlü sonuçlanamayan tartışmalar sonucu gitarcıları gruptan ayrılır hatta Robin Gibb kısa süre sonra geri dönmek üzere kardeşleriyle vedalaşır. New York’tan Londra’ya geri gelirler ve kayıtlara orada da devam ederler. Tüm sıkıntılara rağmen uzun bir çalışma sonucu Gibb kardeşler bir başyapıta imza atalar.
İşte böyle bir albümdür Odessa...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)