KonstruKt & Joe McPhee - Babylon;The First Meeting Of Istanbul



KonstruKt & Joe McPhee - Babylon "The First Meeting Of Istanbul"
Roaratorio Records LP

 KonstruKt ve Joe McPhee'nin İstanbul Babylon'da verdiği konserin plak kaydı yayınlandı. Bizzat dinlediğim bir konserin kaydını bir de plaktan dinlemek bayağı değişik bir olay olacak benim için. Bu konser ile alakalı izlenimlerimi sizlerle ayrıntılı ama "à la Hakan tarzı" paylaşmaya çalışmıştım. Bu kez plak ile alakalı izlenimlerimi paylaşmaya çalışacağım.

 İlk önce Joe McPhee hakkında bir kaç satır yazalım.1939 doğumlu müzisyen, saksafon ailesinin tüm üyeleri ile beraber neredeyse hemen her üflemeliyi çalabilen bir müzisyen olarak tanınıyor. Kariyerindeki ilk albüm 1967 yılında Clifford Thornton'un "Freedom and Unity." Aslında 32 gibi geç bir yaşta müzik dünyasının içerisine giriyor McPhee. Burada bizzat kendisinden dinlediğim bir hikayeyi aktarmaya çalışayım. Bir gün daha müzik piyasasında ismi geçmez iken, otel odasında saksafon çalarken kapı çalınır ve kapıda Ornette Coleman belirir. Çok iyi çaldığını söyler ve herhangi bir toplulukta çalıp çalmadığını sorar ve hikaye başlar. Joe McPhee ile konser öncesinde kuliste uzun uzun sohbet ederken Ornette Coleman'dan hep büyük bir saygı ile bahsetti.

Zaten başta Ornette Coleman olmak üzere John Coltrane, Albert Ayler gibi isimler onun müziğe başlamasında önemli birer figür. 1970'lerde bir çok Amerikalı free-jazz müzisyeninin kariyerinde gördüğümüz üzere Avrupa macerasına başlar. Werner Uehlinger'in meşhur "hat Hut Records" firması McPhee'nin müziğine özel bir önem verir ve çok sayıda albümünü basar. McPhee'de İsviçre'li firmaya bir nevi danışmanlık yapar. Özellikle 90'lı yıllarda Ken Vandermark, Peter Brötzmann, Evan Parker, Mats Gustafsson, Jeb Bishop, The Thing, Clifton Hyde, Jérôme Bourdellon, Raymond Boni ve Joe Giardullo gibi Avrupalı isimlerle plaklar yapar.



Göreceli ilerlemiş yaşına rağmen konserlerde yine fırtına gibi esen müzisyenin örneğin Albert Ayler'i anmak için William Parker, Warren Smith ve Roy Campbell ile 2009 yılında çaldıkları "Live At The Dynamo" konser kaydına bakmak yeterlidir. "Music Is The Healing Force Of The Universe" şarkısındaki sololara bir kulak vermek yetip artacaktır. Tabii benim gibi şanslı kişilerden iseniz İstanbul Babylon'da bizzat bu durumu tespit etmiş olmak ayrıca bir mutluluk..

KonstruKt konserde hemen her zaman ki kadrosu ile çalmıştı. Bir farklılık olarak "Moog Theremin" kulaklarımıza bir yenilik olarak çarpıyor. Konserle ilgili yazımda "KonstruKt bu konserde yeni elektronik oyuncaklar ile donanmış şekilde çıktı sahneye" demiştim. McPhee müzikte özellikle elektroniklerin işin içerisine girmesinden hiç şikayetçi olmadığı gibi destekliyormuş diyerek bir de not düşmüştüm. Hal böyle olunca ortaya ilginç bir sound çıkmıştı. Bakalım plağa nasıl yansımış. Albümde Joe McPhee'yi tenor saksofon ve cep trompetinde, Korhan Futacı'yı tenor ve alto saksafon, zaman zaman vokal ve gitar ve Moog Theremin'de, Umut Çağlar'ı micromoog, elektrikli organ ve gitarda, Özün Usta'yı baslarda ve kurada, Korhan Argüden'i ise davullarda dinleyeceğiz.



Gelelim konserin plak baskına, ilk önce şarkı listesi;

Side A 
Flyswatter (10:32) 
Simple Questions / Complex Answers (11:10) 

Side B 
Involution (12:20)
Tek’e (10:27)

Albümün açılış parçasında yukarıda bahsettiğim yeni oyuncağım sesleri ile kozmik bir başlangıç yapıyoruz.Şarkılar ile ayrıntılı yorumlara girmeyeceğim ancak B yüzünün son şarkısı olan "Tek’e"yi mutlaka dinlemeniz lazım. Anadolu'dan esintiler ile evrensel müziğin çok güzel bir buluşması olan bu şarkı üzerindeki soloların yanında şarkının melodi yapısı ve gelişimi kendi müzik zevkim açısından harika bir şarkı diyebilirim. Konser sırasında bu kadar ayrıntılı şekilde yorumlama şansım olmamıştı haliyle ancak dikkatlice dinleyip şarkıyı irdeledikçe ayrı tatlar bulmak mümkün. Albüm boyunca Joe McPhee'nin az ve öz sololarını duyacaksınız, özellikle on iki dakikaya yaklaşan "Involution" şarkısına özellikle dikkat!

Roaratorio tarafından basılan plak içerisinden dijital kopyasına da erişim sağlanabiliyor. Son derece sade tasarlanan plağın baskı kalitesi ortalamanın azıcık üzerinde ancak müzik yine birinci sınıf! Şarkı sonlarındaki alkışlarda benimde katkımın olduğunu bilmek ve canlı seyrettiğim bir konserin kaydını plaktan dinlemek ayrıca bir keyif oldu.

Plağı nerelerden satın alabileceğinize dair not, en kısa zamanda aşağıdaki yorum kutucuğuna eklenecektir...

Walkman


Yukarıdaki manzarayı hatırlayanlar çoktur okuyucularım arasında. Yabancı dergilerde büyük zincir mağazaların bu tarz reklamları olurdu. Bir çok elektronik cihaz seçeneği fiyatları ile eklenir ve bizlerde Türkiye'den ağzımızın suyu akarak bakardık. Bu kadar çeşidi bu fiyatlarla bizim memlekette bulmak imkansız gibi bir şeydi. Yurt dışına gidenlerden dilenirdik. Benim ilk Walkman'im Philips markaydı ve kaseti ileri çevirme tuşu varken geri tuşu yoktu mesela. Dur bakayım stoklarda bir yerlerden çıkacak mı acaba?

Wurlitzer Zodiac


Wurlitzer'den daha modern tasarımlı Zodiac isimli Jukebox'larının reklamı. Yıllarını tam bilemiyorum ancak dokümanlara bakınca bu modeller 1970'li yılların başlarında üretilmişler. Günümüzde biraz sorunlu oldukları söyleniyor, anladığım kadarı ile plak değiştirmeyle alakalı sıkıntı yaşanıyormuş.Valla evimin bir köşesinde bir tanesi dursa hayır demem doğrusu...

Beats by Dre Öyle Olmaz Böyle Olur!



Beats by Dre, kulaklıkları satın alanlarının büyük çoğunluğunun anlamlı anlamsız elektronik davul döngüleri dinlemekten keyif aldığı önermesinden hareketle meraklılar DC motorlar, karton ve pamuk kullanarak çok daha doğal bir performans elde edebileceğiniz yukarıda videosunu seyredebileceğiniz harika ürünü tasarlamışlar. Janis Weidner tarafından Studio Zimoun için tasarlanan ürüne ben bayıldım. Yapanın eline sağlık. Ben bayıldım ve gönderme çok çok iyi...