Klipsch The Sixes


Valla Klipsch özellikle de eski modellerini ben severim. O büyük kasalar nedense hep ama hep ilgimi çekmiştir. Ha bu heyüla gibi hoparlörleri evlerimize bugünün koşullarında koymak pek mümkün değil. Yeni nesil Klipsch'ler konusunda ise o kadar hevesli değilim en azından modern tasarımlı olanlara. Ama Prestige serisi her zaman sevdiğim bir seri olmuştur. 

Bu sene Klipsch bir sürpriz yaparak "The Sixes" diye bir aktif monitör duyurdu. Hemde ne monitör, tasarım vesaire muhteşem, fiyat ise Amerika için 600 Doların altında. Kaşınıyor muyum evet kesinlikle... 



Basın bülteninde şöyle yazmışlar; 

Öncelikle, potansiyel sahipleri, The Sixes'ın güçlendirilmiş monitörlerden çok daha fazlası olduğunu bilmelidirler: bunlar tek noktadan daha çok ses çözümüdür. 192kHz / 24-bit çözünürlüğe sahip yerleşik bir DAC, optik (Toslink), koaksiyel, USB veya Bluetooth dahil olmak üzere çok sayıda dijital bağlantı seçeneği sunar. Hoparlörler, hat seviyesinde girişleri de kabul eder. Tek bir çift RCA konektörü ve bir stereo mini jak, hoparlörlere birden çok harici kaynak için ekstra çok yönlülük sağlar. 

The Sixes geleneksel kutulu bir şekle sahipken, retro stil güzel bir estetik dokunuş sunuyor. Bakır rengini tamamlayan Ceviz kaplama kabinlere sahip test çiftimiz, bu hoparlörleri görsel olarak öne çıkarıyor. Şirket ayrıca alternatif bir kaplama seçeneği arayanlar için bir Ebony versiyonu da sunuyor.

Bang & Olufsen Beogram 4000c



Bang & Olufsen Beogram 4000c yeniden elden geçirilerek üretilmiş, gerçekten görülmesi gereken bir pikap veya benim için bir manzara. Geçmişe selam çakan bu tanıdık pikap, ikonik orijinalini temel alıyor. 

1970'lerde lanse edilen Beogram 4000 serisi pikaplar, bir dönemin estetiğini tanımladı: sanat müzeleri tarafından toplanan ve tasarım tarihi kitaplarında yer alan müzikseverler için bir klasik haline gelmek. Etkisi bugün hala görülebilir ve duyulabilir. Müzik ve teknoloji gelişmeye devam ederken bile, bir ürünü güzel ve benzersiz kılan değişmeyen değerlerin olduğunu kanıtlamak için Beogram'ı yeniden ele aldılar. 


Herşey iyi hoş ama  bu sınırlı sayıda üretilen pikabı evinizde istiyorsanız hızlı hareket etmeniz gerekecek çünkü sadece 95 adet mevcut olacak! Zamansız bir klasiği yeniden canlandıran Bang & Olufsen Beogram 4000c, tamamen yeni bir ürün değil. Bunun yerine şirket, parçalarını söküyor, inceliyor, temizliyor ve yepyeni parçalar ekliyor. 

Fiyat mı, 12.000 Dolar civarında.... Bu para verilir mi, bilmiyorum, verebilirim sanırım... 

Betta Camiası ve İlk İntibalarım


İlk akvaryumumu kurduğum dönemlerde black water tankları gördüğüm zaman bunlardan bir tane ben yapmalıyım diye düşündüğümü yazmıştım. İlk akvaryumumu bir şekilde tamamlayıp rahata erince bu tarz karanlık akvaryumlarda ne tarz balıklar besleyebileceğimi araştırmaya başladım. Malumunuz Güney Amerika bu tarz kurulumlar için harika bir çeşitliliğe sahip. Discus, Melek gibi balıklar gösterişli tarzları ile hemen dikkat çeken 2 tür. Ama doğruyu söylemek gerekirse benim ilgimi çeken türler değildi. Kardinal, neon ve onlarca Tetra türü yine bu tarz suların müdavimlerinden. Tetra'ları listeme ekledim hemen. Bu sürü balıkları çok şirinler ve hoşuma da gidiyor doğrusu. İlgimi asıl çeken tür ise Apistogramma ailesi oldu.   

Karanlık suların Asya temsilcileri ile ilk karşılaşmam akvaryum.com sitesinde Sn. Orkun Kırcı'nın konu başlığı sayesinde oldu; Wild yani yabani Betta'lar. O ana kadar böyle bir balığın varlığından bile haberi yoktu. Hiç yalan söylemeyeyim. İlgimi hızlı bir şekilde Güneydoğu Asya bölgesine doğru çevirdim. Gurami türleri gerçekten müthiş görüntüleri ile bir seçenek idi. İkinci tür -ki bu B planım- Rasbora ailesi oldu. Bunlar bir nevi Tetra'ların Asya'daki karşılıkları. Wild yani yabani Betta'lar ise okudukça, araştırdıkça ilgimi daha fazla çekmeye başladı. 


Araştırma deyince bu konuda birkaç kelam edeyim. Eğer yabancı diliniz varsa -İngilizce özellikle- ve Betta'lar hakkında araştırma yapacaksanız anormal geniş bir kütüphane var. Özellikle bir çok Asya ülkesi başta Tayland olmak üzere bu balıklara özel bir anlam yüklediği için akademik araştırmalar, makaleler inanılmaz sayıda. Renk pigmentlerinden, DNA yapılarına kadar çok spesifik alanlardan daha genel bilgilere kadar yıllar boyu okunacak kaynak var.. Wid Betta'lar söz konusu olunca listeye İngilizce'nin yanında Fransızca, Almanca'da ekleniyor. Bu iki Avrupa ülkesinde oldukça fazla Wild Betta meraklısı var gerek makaleler gerekse de tartışma platformları acayip zengin. Endemik türler hakkında çok yazışma var. Bu platformlarda gerçekten acayip bir yardımlaşma söz konusu ama Türkiye şartlarında gerçek bir adanmışlık lazım bu türlere girebilmek için. 

Türkiye'de ise durum fena değil diyelim. En azından daha bilindik Betta'lar konusunda... 

İlk olarak Kerimin Pet Dünyası isimli bir web sitesi var. Genç bir arkadaşımız tarafından gerçekten özverili bir çalışma ile yapılmış bir web sitesi ve video içerikleri de var. Yine video içerik yapan BettAngora diye bir kanal var. Bu kanalın içeriği görebildiğim kadarı ile bayağı ilgi çekici. Ancak ben video seyretmeyi sevmediğim için yazılı kaynakları takip ediyorum. Çeşitli sosyal platformlarda Sn. Ozan Bilgisun isimli meraklı tarafından yazılmış makaleler var.. Bunlar haricinde akvaryum.com sitesinde Sn. Orkun Kırcı gibi meraklıların Wild Betta'lar, ismini sayamayacağım kadar çok meraklının Betta'lar hakkında yazılarını bulabilirsiniz. Betta satın alacağım derseniz ve özel türler konusuna meraklı iseniz Sn Burak Bey'in Beta Petshop sitesi en bilinen platform. 

Ancak asıl şenlik sosyal platformlar üzerinde. İşin komik tarafı ben bunların hiçbirisini kullanmıyorum normalde. Yani otomatik olarak kullanıyorum diyelim. Sitelerimden yazılar otomatik olarak ekleniyor. Kendim açıp Facebook'a bakmayalı seneler olmuştur örneğin. Betta'lar ile ilgileniyorsanız bir kere Instagram ve Facebook platformlarını takip edeceksiniz. 


Burada bence bir sorun var. Örneğin Sn Cihan Yapıcı diye bir meraklı var. Wild Betta söz konusu olunca tüm oklar kendisini gösteriyor. Fakat benim gibi konulardan bihaber bir insanın Cihan Yapıcı ismine denk gelmesi imkansız. Yine işin içindekilerin yakından tanıdığı bir isim olan Sn Erdal Türkoğlu aynı şekilde. Bu isimlere Instagram, Facebook vesaire üzerinden ulaşabiliyorsunuz örneğin. Yine bu isimler öyle veya böyle camiada bilindik isimler, bir de bilinmeyen ve az bilinenler var ki, o da ayrı bir şenlik. 

Anlayacağınız Betta camiası oldukça garip bir camia imiş. Resmen underground bir piyasa.. Haa bir de whatsapp grupları var ki, o da ayrı bir yazının konusu olsun.... 



Sapphire

AMD Radeon serisi ekran kartı alacağımız zaman en iyi markalardan bir tanesi Sapphire firması kesinlikle.  5700 XT serilerinde de bu durum değişmedi. Ancak Sapphire firmasının hem NITRO+ hem de Pulse serilerinin özellikle arka plaka veya back plate'leri ne kadar çirkin yahu. O kadar özendik bezendik bilgisayarımızı yaparken bir eski back plate'e bakın, bir de yukarıdakine... 

Yukarıdaki manzara benim bilgisayarımda. Şimdi bunu kaldır yenisini tak iyi hoş ama görüntü mahvolacak. Neyse bir yolunu bulacağız bakalım... Son bilgisayarımı toparlarken çok özenip uğraşmıştım. İçine etmeden bir yolunu bulacağız inşallah... 

Kart için Murat'a çok teşekkürler.... 

Micro Seiki MR-222


Micro Seiki MR-222 pikap. Belt drive bir model. Üretim tarihi: 1972. Operasyonelliği ve işlevselliği ön plana çıkartan kayış tahrikli bir plak çalar. Kayış tahrik sistemi, 4 kutuplu senkron motorla optimize edilmişti.

Micro Seiki fiyat rekabetini ön plana aldığı bu modelinde kullanıcı dostu özellikleri de unutmamıştı. Otomatik başlama, durma gibi. Kol tabii ki ileride gelecek kollardan çok daha basit yapıdaydı. Aynı dönemin ortalarından itibaren ise tanıdığımız ve sevdiğimiz Micro Seiki pikaplar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacak idi...