Bir Can Dündar yazısı üzerine deneme



Can Dündar müzik endüstrisinin gidişatı ile ilgili bir yazı yazmış geçenlerde. Yazıyı okudum gerçekten güncel gelişmeleri ele almış. Ancak ülkemizdeki çöküş ile uluslararası müzik piyasasındaki çöküşün sebepleri birbiri ile hem çok benzeşiyor hemde çok farklı. Ben kendi bakış açımdan olayı ele alayım.

Bundan seneler önce kaset furyası ortalarda iken, kaset fiyatları herkes için el yakardı. En kalitesiz kasetlere doldurulmuş albümler, tam olmayan hatta tek sayfa art work'leri ( o dönem kaset kapağı derdik) ile pahalı fiyattan satılırdı. O dönemde kasetten kasede çekim furyası başladı. Albümlerin fiyatları alınabilir düzeyde olsa kimse almam demiyordu. Bende aynı fikirdeydim ancak yurtdışı seyahatlerimde yabancı kasetlerin fiyatlarını ve içeriklerini görünce beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Bizde bir sayfa kaset kapağı varken ve biz tüm kasetleri öyle zannederken aynı albümlerin kaset kapakları tıpkı plaklar gibiydi. Bizde fiyatlar çok yüksekti birde üstüne. Yurtdışında fiyatlar ucuzladıkça bizde pahalılaşıyordu albümler. Sonunda kaset kopyalama inanılmaz boyutlara ulaştı. O dönemde albüm satan mağazaların hepsi kaset kopyalar hale gelmişti. Bunun elzem olduğu durumlarda yok değildi doğrusu çünkü her albüm ülkemize gelmiyordu. Bu dönem uzun yıllar devam etti.

CD'ler ortaya çıkınca yine benzer senaryolar yaşandı. İlk seneler tüm dünyada CD fiyatları oldukça yüksek iken aradan geçen bir kaç senede fiyatlar düşmeye başladı. Tabii ki fiyatlar bizde düşmedi. Kendisini akıllı zanneden plak şirketlerimiz çağdışı kasetleri satmaya öncelik verdiler yerli albümlerin CD'leri bile inanılmaz pahalıydı. Bu dönemde imdada CD kopyalayan CD-RW'ler yetişti. Özellikle boş CD'lerin ve kaydedicilerin ucuzlaması bu defa bilgisayar sahiplerinin müziği kopyalamasına izin vermişti. Ancak hala bir CD'nin satın alınması gerekiyordu ve daha sonra elden ele belki yüzlerce adet kopyalanıyordu albümler evlerde. Bu dönemde sınır kapılarımızdan içeriye komşularımızda üretilen kopya CD'ler girmeye başladı. Rus ve Bulgar baskısı CD'ler ortalıkta dolanmaya başladı. Bu dönemde yurtdışında CD fiyatları düşme eğilimdeydi ancak bizde fiyatlar hala çok yüksekti.

Olay ülkemizde de daha sağlıklı internet bağlantı imkanlarının erişilebilir olması ile kopma noktasına geldi. Bu dönemin öncesinde plak şirketleri hala CD'leri yüksek fiyatta satmaya çalışıyorlardı. VCD denilen saçma format yurtdışında DVD'lerin fiyatlarına yakın olarak ülkemizde satılıyordu. DVD'ler ise hala can yakıcı fiyatlara sahipti.

MP3 çılgınlığı ülkemize bomba gibi düştü bir anda. İnternet bağlantısı olmayanlar korsan tezgahlarında tek CD'de sevdikleri tüm şarkıları hatta beğendikleri topluluk veya yorumcuların albümlerinin tamamını satın alır hale geldiler. Uluslararası plak şirketleri durumun farkına geç vardılar; fiyat olarak ucuzlamaya gittiler ve yasal mücadeleye başladılar. Bizde de benzer bir durum ortaya çıktı. İlk adımda yerli CD'ler ucuzladı, sonrasında yabancı CD'ler düşmeye başladı. Tam da bu dönemde Amazon ve benzeri sitelerle tanıştık. Burada 30 TL olan albümleri 15TL'ye bile alabilir hale geldik. Yediğimiz kazıklar tüm açıklığı ile gözler önüne serilmişti. Birde üzerine ikinci el CD satan internet mağazaları ile tanışınca olay hepten kopmuş oldu. Orijinal CD satın almak isteyenlerin çoğu isyan etmeye başlayınca albümler adım adım mantıklı noktalara inmeye başladı. Bandrol, KDV ve benzeri vergilerin yanında yüksek kar marjları koca bir sektörün yokolmasına sebep oldu ki, bence burada en az müzikseverlerdir. Koleksiyonları için hala albüm almak için istekliyken karşılarına çıkan fiyatlar evlere şenlik hale gelmişti. Sonuçta herkes internete saldırdı, devlet toplayacağı vergiden oldu, plak şirketlerimiz yüksek kar marjı ararken birer birer battılar. kazançlı çıkan müzikseverler oldu.

Çok uzağa gitmeyin benzer bir durum DVD'lerde de var. Bugün 4-5TL'ye filmler alabilirken neden 2 sene önce alamıyorduk. Vergi oranlarımı değişti yoksa DVD üretimimi kolaylaştı. Eminim telif ücretleri azalmıştır diyeceklerdir. Ama olay ortada, DIVX gibi kolay ulaşılabilir ve bedava bir format ortaya çıkınca senelerdir özlenen ucuzlama oldu. Şimdi aynı senaryo Bluray disklerde oynanıyor. Ülkemizde satılan fiyatlarla yurtdışındaki fiyatları bir karşılaştırın.

Demek ki ülkemizde bir şeyin korsanı çıkmadan orijinali ucuzlamayacak ben bunu anladım. Eh plak şirketlerimiz -işini düzgün yapan ve mantıklı fiyatlandırma stratejileri izleyenler hariç- film dağıtıcılarımız bu kafayla daha çok ağlarlar. Uygun fiyatlarla orijinali satabildiğinizi gördüğünüz halde neden hala yüksek fiyatlarla satış yapmaya devam ediyorsunuz. Bandroller ve diğer vergiler için mücadele etmiyorsunuz.

Sevgili Can Dündar şu konuları da bir ele alsan ne güzel olur!

Hiç yorum yok :