Ereshkigal, Sevinmek veya Üzülmek Arasındaki İnce Çizgi


Benim Ereshkigal pikap projemi sanırım biliyorsunuzdur. En azından zaman içerisindeki gelişimi bloğumda okuyucularımla paylaşmıştım. Hatta Stereo Mecmuasında proje ile alakalı bir yazı da yayınlamıştık. Okumadıysanız sizi buraya alalım. Neredeyse 3 sene boyunca tasarımı olgunlaştırmak için çok araştırıp, çok fazla okuyup, çok fazla denemeler yapmıştım. Yaptığım çalışmaların bir kısmını bilinçli olarak yaptım, bir kısmı şans eseri aklıma geldi. Velhasıl kelam, ortaya çıkan sonuç son derece güzel oldu.

Sizlere bir önceki yazımda L'Audiophile'in senelerdir aradığım sayılarını bulduğumu söylemiştim. Dergide yayınlanmış yazıları okurken 1980'de yani bundan 30 yıl önce yayınlanmış bir yazı çok ilgimi çekti. Yazı, toplam 3 bölüm halinde yayınlanmış. Haliyle yazı dizisi diyebiliriz. Dizinin ismi; "Réalisation d'une platine de très haute qualité" Çok üst kalite bir pikabın tasarlanması (veya üretilmesi) şeklinde çevirebiliriz. Yazıdaki bazı bölümler benim yaptığım pikap çalışması ile bayağı şekilde benzeşiyor. Açıkçası hem kendime hayret ettim, hemde üzüldüm. Kendime hayret etme sebebim, bir mühendis olmamama rağmen bazı doğruları kendi kendime bulmuş olmam. Tabii bunları insanların 30 sene kadar önce bulması biraz acı veriyor insana. Oldukça kısıtlı matematik, fizik ve benzeri fen bilimleri bilgimle 3 senelik çalışmanın sonucunda 30 sene önce yazılan çizilene ancak ulaşmış olmam, üzücü bir durum mu, yoksa sevindirici mi bilemiyorum. Asıl üzücü durum, bu yazılara 3 sene önce ulaşmış olsaydım, tasarımımı çok daha hızlı şekilde şekillendirebilirdim. Ancak o zaman fazlasıyla esinlenilmiş olurdu. En azından bugün kendi kendime yaptığım işin tasarım aşamasının özgün olduğunu söyleyebiliyorum. Tabii son tasarım için bunu söylemek mümkün değil (miş)

Yukarıdaki bölüm, aslında iki ayrı sayfadan alıntı içeriyor. Makalenin bu bölümü, pikap şasisi için ölçülere ve malzemeye karar vermek konusunda bilgiler içeriyor. Bu bölümü okuyup, konuda uzmanlaşmış atölye kısmını görünce aklıma Fatih Burs geldi. Umarım kulakların çınlar. Her şey için tekrar teşekkürler! Makalenin ilerleyen kısımlarında granit ile alakalı bilgiler ve hesap işlemleri var. Anlayabildiğim kadarı ile burada anlatılan optimal şasi oluşturma işini, biz kazaran doğal yekpare malzemeden benzer şekilde ve benzer ölçülerle yapmışız.

Yukarıdaki bölümde ise öncelikle motor sisteminin şasi dışına alınması ile alakalı bilgiler verilmiş. Ancak asıl ilginç olan makalenin sol alt köşesindeki resim. Makalenin son bölümünde resimde gösterilen yapı, benim pikabım için tasarladığım yapıya son derece benziyor. Tabii bu bölüm kol için tasarlanmış, ancak ben pikabın geneline bu tasarımı uygulamışım. Bunun avantaj ve dezavantajları yazıda anlatılmış.

Bu kadar yazıyı ne için yazdım. Günümüzde ülkemizde DIY projeleri konusundaki anlayış bir miktar değişmiş olsa da, yine bir çok meraklının bakış açısı olumsuz. Hatta kendisi bir şey yapmak isteyenler bile, zorluklar karşısında kolayca vazgeçebiliyorlar. Ancak ben ve benim gibi mühendislik bilgisi olmayan, temel matematiğin ötesindeki işlemlerle, karmaşık fizik ve diğer fen dalları ile en ufak bir alakası olmayanlar bile ders çalışarak, üzerinde uğraşarak veya deneyip yanılarak belli doğrulara ulaşabiliyorlar. Evet günümüzde bir çok şey, çok daha önceden keşfedilmiş olabilir. Ancak keşfedilen şeyleri bile kendi kendimize anlamak bile önemli bir adım.

Uzun lafın kısası, aklınızda bir şeyi yapmak varsa, elinizden gelen gayreti gösterip, yapmaya çalışın. Bazen -kazaran dahi olsa- ortaya çıkan sonuç başarılı olabiliyor. Benim mütevazi projem bunun bir örneği olabilir.

Hiç yorum yok :