HP XB4 Docking Station



Bu sene sanırım Mayıs ayı gibi HP Pavillon DV6 dizüstü bilgisayar almıştım. Çiğli Bimeks'te Tolga İzgür sağolsun çok yardımcı oldu, fiyatına göre oldukça başarılı bir bilgisayar sahibi oldum. Geçtiğimiz günlerde bu cihaz için uygun bir docking station alayım dedim. Hemen internete baktım tabii, HP'nin kendi sitesinde bulduğum HP XB4 kodlu docking station benim ihtiyacımı görecekti. Bu sitede alışveriş yapma imkanımda olduğu için fiyatına bakayım dedim, 99 dolarlık fiyat (100 dolar indirim yapmışlar) verebileceğim bir tutardı. Bunun üzerine ebay'i de kontrol ettim. Bir çok satıcıda fiyat aynı şekilde 100 dolardı. 2010'nun ilk günlerinde alırım dedim bende. Geçen gün burada yazdığım Best Buy turu sırasında bu ürünün raflarda olduğunu fark ettim. Hadi dedim alayım. Fiyat etiketine baktığımda gözlerime inanamadım. 499TL'lik bir fiyat etiketi vardı. Ürünün Amerika ve Avrupa'daki fiyatının üzerine %18 artı bir o kadar ÖTV ekledim taş çatlasın 220TL ediyordu. Ulaşım maliyetinin koskoca firma için bir şey tutmayacağını göz önüne alırsak geriye kalan 200TL'nin üzerindeki fark ne idi acaba? Olayın Best Buy'la alakası var mıdır bilmem ama HP Türkiye ile daha alakalı gibi geliyor bana. Bu konuyu da araştıracağım. Bilgilere ulaşır ulaşmaz buraya da eklerim.

Bu tarz ürünler meraklı işi ürünler. Gidip kimse notebook'una bu tarz ürünler almaz. Alacak olanda araştırıp alır. Bu noktada Best Buy, Teknosa, Bimeks, Mediamarkt, Vatan ve benzeri tüm elektronik market yetkililerinin dikkat etmesi gerekli. Günümüzde internet'ten alışverişin gitgide arttığı bir dönemde bu tarz şeylere dikkat etmek gerekiyor. Tek bir üründe tüm marka imajı yerle bir oluyor.

Sonuç olarak bir kaç gün içinde siparişimi verip HP XB4 docking station'ımı internetten alacağım. Olurda almak isteyen olursa bu tarz ürünlerin yurt dışındaki fiyatlarını kontrol edin. Göz göre göre kazık yemeyin...

Haftanın Resmi 08.01.2010


1950'lerden ilginç bir reklam. Taşınabilir müzik sistemi :) Leak marka olduğunu tahmin ettiğim bir vakum tüplü amplifikatör, yine aynı markadan bir hoparlör. Pikap konusunda ise hiçbir fikrim yok. Sempatik bir reklam.

Best Buy Ziyaretim, Magnolia Konsepti ve Düşüncelerim


Marmariste yaşayan sevgili dostum Burak'ın ve İzmir dışında yaşayan meraklıların ısrarları sonucunda Best Buy İzmir mağazasını gezdim. Görüşlerimi kendi penceremden sizlerle paylaşacağım.

Best Buy, Türkiye'deki ilk mağazasını bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl içerisinde İzmir'de açtı. Bu aralar İzmir'in gözde moll (biz AVM diyelim AlışVeriş Merkezi) semti Balçova'daki mağazaları kendileri açısından Türkiye'deki rekabetin mikro ölçeklisini yaşayabilecekleri bir konumda. İsterseniz konuma kısaca bir göz atalım. Bu bölgede yeni açılmış bir MediaMarkt, Migros, Agora alışveriş merkezi içerisinde bir Teknosa, İzmir'in teknoloji ürünleri açısından uyuyan devi Kipa-Tesco hatta biraz daha ilerde Özdilek, Best Buy'ın rekabet yaşayacağı diğer markalar.

Migros aslında tam anlamıyla bir elektronik mağazası değil ancak dönem dönem promosyonlarında yer verdikleri ürünler ile dikkat çekiyorlar. Kipa-Tesco için ise ne yazık ki aynı şeyi söylemek zorundayım. Tesco öncesinde Kipa başlı başına bir bilişim sektörü rekabeti yaratabilecek kadar güçlüydü. Eski müşteriler özellikle telefon, elektronik ve bilgisayar (aslında beyaz eşyada eklenebilir) alanlarında bu durumu hatırlayacaklardır. O güzel dönemlerde bende bir Kipa çalışanı olduğumdan bunu rahatlıkla yazabiliyorum. Ülkemizin farklı kentlerinde Kipa-Tesco'yu birleşme sonrası tanıyanlar böyle bir şeyi hayal bile edemeyeceklerdir. Özdilek'te tıpkı Migros gibi dönem dönem ilgi çekici ürünlere promosyonlarında yer verebiliyor.

Best Buy'ın rekabet edeceği en önemli rakip MediaMarkt. MediaMarkt bir açıdan elektronik sektöründe hard discount denilebilecek agresiflikte fiyatla oynayabilen, oldukça zengin bir ürün yelpazesi olan ve en önemli özelliği rekabete çabuk uyum sağlayabilen bir yapıya sahip. Daha önce büyük ümitlerle Türkiye pazarına giren ve sonu üzücü şekilde biten Alman EP (Electronic Partner) grubunun yaptığı hataların hiçbirisini yapmamaları bence çok önemli. Laf arasında EP'in (Electronic Partner) neden adını geçirdin diyenler varsa hemen bir not düşeyim. Ben bir süre EP'de İzmir mağazasında yönetici çalıştım. İzmir mağazasının açılışı sırasında sorumlu olduğum reyonlar bitmiş son düzenlemeleri yaparken işinin profesyoneli olduğunu anlatan bir Alman yönetici haftalar boyu çok güzel olmuş dediği rafların açılışa bir kaç gün kala aslında yanlış olduğunu fark etmiş ve değiştirmemizi istemişti. Bende zaten canı çıkmış personelimin önünde adamla biraz tartışmıştım. Sonuçta neredeyse bunun benim hatam olduğu sonucuna varan bir tartışmanın sonucunda bunlardan mağazacı olmaz, Türkiye operasyonu en geç 6 ay sürer deyip işimden ayrılmıştım. Zaten sonuç tamda benim söylediğim gibi çıkmıştı. Neyse MediaMarkt diğer Alman rakibinin aksine Türkiye rekabetini iyi özümsemiş ve çok kısa zamanda tüketici elektroniği konusunda bende varım demeyi başarmış. MediaMarkt Türkiye bir alkışı hak ediyor bence bu konuda. Teknosa için ise bir şeyler karalamaya gerek bile yok. Hemen herkesin alışveriş yaptığı bir mağazalar zinciri.

İşte Best Buy bu şekilde bir ortamda ayakta durmaya çalışacak. Gelelim ziyaret notlarıma. Best Buy oldukça sevimsiz bir AVM olan Ege Park binasında kapılarını açtı. AVM aslında bir iş merkezi olarak tasarlandı ancak uzun zaman inşaat halinde kaldı. Best Buy ile ilk tanıştığınız an vitrinleri ile oluyor. Gayet şık ve etkileyici. Ana kapıdan içeriye girdiğinizde Geek Squad masası sizi karşılıyor. Buna bir nevi müşteri hizmetleri servisi diyebilirsiniz ancak mağazanın girişinde tam karşınızda kalan turuncu renkli ve şık bir düzenlemeye sahip bu servisin ismi bence çok itici. Mağaza içerisinde birazcık dolandım hemen. Sunum oldukça şık, mağazadan çok sanki bir fuar alanı gibi. Hemen her ürünün denenebilmesi için alanlar oluşturulmuş. Çoluk çocuk herkes cihazların özellikle de konsolların başına geçmiş bir durum gözlemledim. Örneğin ben bir tüketici olarak bu tarz bir gürültü ve karmaşadan nefret ederim. Ama sevenlerde vardır. Ancak Türk tüketicisini tanıyorsam bu deneme alanlarının çoğu ailecek hafta sonu eğlenmek amacı ile çocukları ile Best Buy'a gelenler tarafından işgal edilecektir. Çocuklarını baba bana Wii almadan Wii almış kadar mutlu edecek çözümler Best Buy tarafından tüketicilere sunulmuş. Kısacası ailenizle mağazaya gidip hiç bir şey satın almadan saatlerinizi rahatlıkla geçirebilmeniz mümkün. Meraklısına duyurulur.

Bilişim sektöründeki ürünlerden en dikkat çekici olan Alienware tabii ki. Alienware benim uzun zamandır takip ettiğim bir markadır. Bildiğiniz gibi çok uzun olmayan bir süre önce Dell tarafından satın alındı. Best Buy bu ürünü ülkemize getirmiş. (Aslında muhtemelen Dell getirmiştir) Dikkate alınmayan en önemli nokta Alienware ve benzeri ürünlerin özelleştirilebilme opsiyonlarının tüketicilere cazip gelmesi. Fiyat etiketleri 5.000TL olan masa üstü bilgisayarları veya 8.000TL olan dizüstü bilgisayarları alacak meraklıların ülkemizde oldukça az olduğunu düşünüyorum. Zaten bu denli harcama imkanı olan bir çok meraklı ürünü Avrupa'daki Alienware satış noktaların satın alabilirler ki zaten bir çoğu böyle yapıyor. Raflardaki diğer ürünler ise genelde bir çok bilişim mağazasından farklı değildi. Elektronik reyonlarında ise ciddi bir renklilik söz konusu. Ülkemizde yine ilk kez gördüğümüz bazı ürünler ülkemize gelmiş. Bu ürünlerden bazılarının tamamen prestij amacı ile getirildiği belli. Umarım ilgi görür bu tarz ürünler. Bu ürünlerin ülkemize getirilmesi bence çok olumlu. İnşallah satış baskısından dolayı ürünler ilerleyen dönemlerde raflardan kaldırılmaz.

Best Buy üzerinde en çok konuşulan şey Magnolia konsepti idi. Magnolia en basit anlatımla şu, kendinizi evinizde hissedebileceğiniz özel bir demo odası. Bu durum özellikle forumlarda oldukça gürültü koparttı ancak günümüzde bir çok firmanın kendi demo odaları var. Burada sattıkları ürünlerle ilgili benzer ortamları müşterilerine sunabiliyorlar. Örneğin İzmir'de Egemen Montrö mağazasında, Fonetik mağazasında bu tarz konsept demo alanları mevcut. Hatta bir çok firma özellikle üst düzey sistemlerde ev demoları da düzenleyebiliyorlar. Durum İzmir'de böyle iken İstanbul'da daha da yaygın durumda. Magnolia konseptinin ilkel kalacağı demo odaları ülkemizde mevcut. Anlayacağınız Magnolia bu tarz ürünleri almak isteyen insanlar için zaten çok önemli bir kriter değil. Neden mi?

Öncelikle Magnolia konseptinde oda akustik olarak düzenlenmemiş ve odanın içi hoparlör dolu. Bu durumda çıkan sesi tahmin etmek gayet basit. On tane pasif subwoofer'ın çalıştığı bir ortam. İşin en acı olan tarafı seslerini çok iyi bildiğiniz hatta sevdiğimiz markaların hoparlörlerinin berbat çalıyor olması. Ne olduğunu bilmeyen bir meraklının aklında kalacak ilk imaj açısından durum oldukça vahim. Ortalık tam anlamıyla bir bas ses yığını ile doluyor, tizler ve midler ise ortalarda yok. Bu noktada benim özellikle hifi alanında faaliyet gösteren değerli dostlarımıza ufak ve dostça bir önerim olacak. Seneler boyu büyük uğraşlarla piyasada yerini sağlamlaştırmaya uğraştığınız markalarınızın ürünlerini bu tarz marketlere vererek belki (orası da meçhul) ilk adımda iyi bir satış yakalayabilirsiniz. Ancak uzun vadede özellikle ev sineması ve hifi alanında daha üst modellere yönelecek müşterilerin algılarında ilk duydukları ses referans kalacağından marka imajı açısından geri dönülmez sorunlar yaşanabilir. Dünyada bu konsepti bilen bazı üreticiler bu tarz mağazalar için özel ürünler üretirler. Yine marka aynıdır ancak ürünler sadece bu tarz zincir mağazalarda bulunur. Bu tarz çalışmaları ben sizlerin yerinde olsam bu tarz ürünlerle yapmaya çalışırdım. Tabii ki bunlar benim görüşlerim. Katılmayanlarda mutlaka olacaktır.

Magnolia raflarındaki elektronikler standart sistemlere bağlanıyor ve otomatik şekilde üründen ürüne geçiş yapılabiliyor. Bu durumda raflardaki üst modelleri almayı düşünen müşterilerin kablo denemeleri vesaire konusundaki hayalleri de suya gömülmüş oluyor. Özellikle orta ve üstü sınıflarda ürünleri almayı planlayan meraklıların Best Buy vesaire gibi zincir mağazalarla değil direkt olarak butik mağazalara yönelmesi gayet normal olacaktır ve muhtemelen kendi hayırlarına olacaktır.


Bu arada iki üzücü hususu da ekleyeyim. Birincisi Focal'in üst serisi Maestro Utopia'sının demodaki hali. Yan taraftaki elektronik reyonundan gelen ses karmaşasının içerisinde bu güzel hoparlörler başları önlerinde duruyorlar. Bu hoparlörlerin büyük abisini İstanbul'da Extreme Audio Villa'da Gryphon'un üst düzey elektronikleri ile dinleme fırsatım olmuştu. Serinin bookshelf'ini de Accuphase ürünleri ile dinlemiştim. (bu konuyla ilgili ayrıntıları İstanbul Özel Sayımızda bulabilirsiniz. Ulaşmak için tıklayınız Focal'i seversiniz veya sevmezsiniz. Ancak hakkını vermek gerekir ki, Utopia serileri daha ilk örneklerinden beri her zaman etkileyici hoparlörler olmayı başarmışlardır. Çeşitli forumlarda meraklılar bu hoparlörle ilgili oldukça kötü yorumlar yapıyorlar. Best Buy'da iken bende bu kötü yorumlara katıldım ancak hoparlörleri layık oldukları şekilde sürdüğünüzde ortaya çıkan sonucun Best Buy'daki ile uzaktan yakından alakası yok! İmkanınız olursa Extreme Audio'da bu hoparlörlere kulak verin, sizde bana hak vereceksiniz.

İkinci üzüldüğüm nokta ise oldukça uygun fiyatla satışa sunulmuş olan Audioengine hoparlörlerin yeri ve konumu ile alakalı. Bu hoparlörler hifi piyasasında fiyat/performans oranı ile fırtına yaratmış ürünler. İyi bir ortamda şaşırtıcı performanslar ortaya koyuyorlar. Best Buy'daki sunumda hoparlörler üstte bir rafta bir nevi fon olarak yerleştirilmişti ben gördüğümde. Ancak bir yerden haber alıp gidip ürünü bulmanız gerekiyor. Öylesine saçma sapan ürünler ortalıkta atılırken bence Audioengine daha fazla ilgiyi hak ediyordu. Bence yazık olmuş.

Şimdilik bu kadar yeter sanırım. Bir kaç gün sonra son değerlendirmemi sizlerle paylaşırım.

Haftanın Videosu: Animal Davul Solo



Haftanın videosunda kısa ama eğlenceli bir video eklemek istedim. Tatil dönüşü haftaya güzel başlayalım. Muppet Show'u hatırlayanlar bilir bir çoğumuzun favori karakterlerinden birisi de Animal'dı. Bu videoda Animal adına uygun bir davul solo yapıyor :)

Google Public DNS



Geçtiğimiz günlerde Stereo Mecmuası forumlarına Youtube'den videolar eklenmeye başlanınca bu videoları izleyemeyen okuyucularımız için bir çözüm bulmamız gerektiğini düşündük. Bu çözüm kolay uygulanabilir ve en önemlisi güvenli olmalıydı. Çözümü Google'ın Public DNS hizmetinde bulduk. Yukarıdaki resim aslında nasıl yapılacağını çok rahat şekilde anlatıyor.  Ayarlara ulaşmak için şu yolu takip etmek gerekiyor;

Denetim Masası &Ağ Bağlantıları > Özellikler (Ağ bağlantılarına sağ tıklıyoruz) > TCP/IP (Eğer Vista veya Windows 7 kullanıyorsanız TCP/IPv4'e tıklayacaksınız)

Önümüze gelen ekranda Aşağıdaki DNS sunucu adreslerini kullan kısmına tıklayıp Tercih Edilen DNS sunucusu için 8.8.8.8 ve Diğer DNS sunucusu için ise 8.8.4.4 değerini girmeniz yeterli. Daha ayrıntılı bilgi ise Google Public DNS sayfalarında mevcut. Ulaşmak için tıklayınız

Çözüm için Gür'e teşekkürler...