Gerizekalılar
İnternet yaygınlaşınca insanın çektiği fotoğraflara dikkat etmesi gerekiyor. İşte güzel bir örnek. Bu fotoğrafı plağın nelere alet olabileceğinin ibret vesikası olarak eklemek istiyorum. Daha fazla yorum yok!
The Roses of Heliogabalus - Lawrence Alma-Tadema
Yukarıdaki tablonun adı “The Roses of Heliogabalus” veya Türkçesiyle “Heliogabalus'un Gülleri” ressamı ise Lawrence Alma-Tadema. Alma-Tadema ilginç bir ressam. 1836 yılında Hollanda'da doğan ressam 1870 yılında İngiltere'ye göç etmiş. Genel olarak klasik konuları resimlerinde işleyen ressamın benim ilgimi çeken yönü Roma İmparatorluğu dönemine olan ilgisi ve bu konularda çizdiği resimler. Tabii bu resimlerin bir kısmı daha bilindik konuları işlerken yukarıdaki örnek gibi son derece ilgi çekici resimleri de yok değil. “The Roses of Heliogabalus” Roma İmparatoru Elagabalus'u konu alıyor.
Elagabalus tüm Roma imparatorları arasında en tartışmalı olanlardan bir tanesi. Elagabalus saltanatını ilan etmeden önce rakiplerini yok etti. Tüm bunlar olurken İmparator daha ergenlik dönemlerindeydi. Düşmanlarını öldürdükten sonra Jıpiter'in yerine El-Gabal bir nevi güneş tanrısıydı ve İmparatorluğun uzak diyarlarındaki kültürlerin tanrıları ile Roma tanrılarının bir karışımı gibiydi. Bilgi olarak Roma İmparatorluğu Panteonu'nun ana tanrısı Jüpiter yüzyıllar boyunca önemini korudu. Din üzerinde bu değişiklikleri yaparken var olan tüm inançları alaşağı etti. Hayatlarını tanrıça Vesta'ya adamış rahibelerin evlenmesi kesinlikle yasaktı. Ancak Elagabalus bu kuralı değiştirdi hatta daha ileri giderek bir rahibe ile evlendi. Saltanatı döneminde her türden acayiplik yaşanmıştır. İşin güzel tarafı İmparator Elagabalus, tüm bu olan bitenleri 18-19 yıllık kısa ömrüne sığdırmayı başarmıştır. Bu güzel tablo, işte bu garip imparatoru ve çevresinde yaşananları çok güzel resmediyor. İmparator için Historia Augusta'nın Antoninus Heliogabalus (1) maddesine bir göz atabilirsiniz. Meraklısına orjiinal metin Latince olarak elimde mevcut. Edinmek için bir e-mail atabilirsiniz...
(1) Elagabalus için Heliogabalus ismi de kullanılır. İsmin kökeni eski Yunanca güneş kelimesinden türetilmiş.
Lautlos Rein Plak Temizleme Makinesi
Bir kaç gündür Stereo Mecmuası Forumlarında plak temizleme makineleri ile alakalı bir devinim yaşıyoruz. Her DIY projesinde olduğu gibi ilk önce beyin fırtınası ile başlayan bu devinim sonucunda bakalım somut bir şeyler ortaya çıkacak mı? Konuyla alakalı küçük bir araştırma yaparken yukarıda fotoğrafını gördüğünüz plak yıkama makinesine denk geldim. Lautlos Rein üründe ilginç bazı fikirler var. Tasarım ise başlı başına bir olay zaten. Fiyatı konusunda bir fikrim yok ama çok iyi bir pikap kadar pahalı olduğunu düşünüyorum... Forumdaki konu başlığına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Mum Diskografisine Bir Bakış Atalım
Múm, İzlandalı bir müzik topluluğu. Bu topluluktan Stereo Mecmuası'nda yayınladığımız “Screaming Masterpiece” DVD'siyle alakalı yazımda bahsetmiştim. Múm, çok ilginç bir müzik tarzına sahip. Bir yanıyla karanlık, bir yanıyla son derece yumuşak, bir yanıyla da deneysel.
Müziklerindeki en belirleyici özellik, kesinlikle vokaller. Bunun yanında görmeye alışkın olmadığımız ilginç enstrümanları elektronik öğelerle birleştiriliyor. Topluluğun kadrosu biraz karmaşık. Yazması ve okuması ölüm olan diğer üyelerden ziyade bence önemli iki kişiden habsedeceğim. İki kardeş Gyða ve Kristín Anna Valtýsdóttir, topluluğun karakteristik vokal tarzı ve ilginç enstrümanlarının bir kısmını çalarak bence Múm'un müziğinin omurgasını oluşturuyorlar(dı). Ancak iki kardeş, eğitim hayatı filan derken toplulukla ilişkilerini ilk dönemlerdeki kadar sıkı tutamıyorlar. Bence ilk albümlerden bugünlere gelirken müziklerindeki olumsuz dönüşümü bu şekilde açıklamak mümkün. İşin kötü tarafı topluluğun ilk 2 albümünü bulmak pek kolay değil. Arayışlarınıza dijital alanda devam etmek gerekiyor.
2000 yılında yayınlanan “Yesterday Was Dramatic” ve 2002 yılında yayınlanan “Finally We Are No One“ albümlerini edinmenizi tavsiye ederim. Adını okumanın imkansız olduğu ve ancak kopyala yapıştır ile yazabildiğim Kristín Anna'nın ayrılışından sonra yayınlanan 2007 yılı albümü “Go Go Smear the Poison Ivy” yine bir şekilde ortalamanın bayağı üzerinde bir albüm. Bu albümde vokaller tamamen değişik, müzik tarzında da farklılıkları görebilmek mümkün. Ancak 2009 yılı albümü “Sing Along to Songs You Don't Know” için pek olumlu konuşabilmem mümkün değil. Evet yine çok farklı bir albüm ama topluluğun ilk albümleri kadar etkileyici değil. Hatta sıkıcı olarak nitelendirebilmek mümkün...
Şarkıları teker teker ele aldığınızda sorun olmuyor ama albümü baştan sona dinlerken eh yeter artık diyebilme potansiyeliniz var. Aşağıda topluluğum 2009 yılı albümünden "Sing Along" parçasına çekilen video klip var.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)