Hoş Geldin, Hendrix!



Bu aralar sistemimde yeni bir hoparlör var. Şu sıralar dinleme alışma safhasındayım ancak yakın gelecekte ciddi bir modifikasyon sürecine gireceğim. Süreç hakkındaki ayrıntıları adım adım anlatırım her zamanki gibi. Sistemin görselinde ufak bir farklılık oldu dün gece. Ella Fitzgerald ile bir süreliğine vedalaşıp yerine Jimi Hendrix'i konuk aldık. Durum böyle olunca artık gece kapanış şarkısı değişmek zorunda, "Little Wing" mi olur "Castles Made Of Sand" mi olur bilemiyorum artık... Poster sevgili Nadir Ersan'ın (aka Ionian) hediyesi. Kendisine tekrar teşekkür ederim ;)

Triple Jazz Treat: Sun Ra Arkestra



Sun Ra Arkestra'nın 1981 yılında Chicago Jazz Festival'inde gerçekleştirdiği oldukça dikkat çekici bir konser bu bölümün konuğu. Sun Ra Arkestra'nın 1980'lerin başlarındaki kadrosu videoda görülebiliyor; Ronnie Brown, Tyrone Hill, Vincent Chancey, günümüzde orkestrayı yöneten Marshall Allen, Eloe Omoe, John Gilmore, Danny Ray Thompson, James Jacson, Carl LeBlac, Hayes Burnett, Samarai Celestial (Eric Walker) Craig Haynes ve June Tyson. Konserin ilk başı yukarıdaki videoda var, "Along Came Ra" veya Sun Ra'ya nasıl hitap etmek lazım girizgahı :)


Sun Ra Arkestra'nın keyfi yerinde olduğu zaman klasik büyük orkestralar dönemine ne kadar iyi atıfta bulabileceğinin kanıtı ise yukarıdaki video...



Tüm Sun Ra konserlerinde ortalığın birbirine girdiği anlar, emprovizasyon bölümü. Bu arada prodüksiyon müthiş, dansçılar, kıyafetler. Konserin ne kadar kalabalık olduğuna da özellikle dikkat!

Telefonlarınız İçin: Pompa ve Klozet :)



Böyle bir ürünü tasarlamak aklıma gelmeyeceği gibi satın almakta gelmez. Kimin gelir ki demeyin çünkü bu set satış rekortmeni. Aklı evvel bir Amerikalının tasarladığı bu set iki adet klozet ve bir adet pompadan oluşuyor. Hayır bu bir tuvalet seti değil. Klozetler aslında birer hoparlör ve klozet kapağını açınca ses veriyorlar. Klozet kapakları tabii ki müessesenin hediyesi. Pompa ise bir stand daha doğrusu standvari bir "şey" Yukarıda görebileceğiniz gibi telefonunuzun arkasına bastırıyorsunuz ve telefonunuz istediğiniz açıyla duruyor. Bu setin fiyatı tam tamına 100 Dolar...

İleri Seviye Koleksiyoncular İçin Bilgiler: Matriks Kodları


Matriks kodları deyince aklınıza hemen Matrix filminde ekranın yukarısından aşağısına süzülen yeşil sayı kodları geliyor olabilir. Ancak size bahsedeceğim şey tabii ki kodlar değil. Rahat bir yere oturun, yanınıza güzel bir kahve alın. Sizi bambaşka dünyalara götüreceğim.

Benim sizlere bahsedeceğim matriks kodları, plak üretimi sırasında üretim bilgilerini içeren kodlardır. Üretim için bu çok önemli bilgiler zaman içerisinde koleksiyoncular için de büyük önem kazanmıştır.

Bu yazıyı okumadan önce daha önce bloğumda yayınladığım Plak Üretimi Videosuna bakmanızı tavsiye ediyorum. Plak üretiminin nasıl yapıldığı konusunda biraz bilginiz olursa yazıyı daha keyifle takip edeceğinize eminim...

Matriks kodlarında genelde iki ana rakam grubu dikkat çeker. Birinci kod genelde plak etiketinde yani plaklarımızın ortasında bulunan kısımda bulunur. Bu bölümde genelde plak şirketinin ismi, üretim tarihi, plak şirketinin katalog kodu ve genelde pek bir anlama gelmeyen rakam ve harf kombinasyonundan oluşan genelde bir kutucuk içerisine yerleştirilmiş bir kod bulunur. Bu kod ilk bakışta anlamsız gibi gelir ama işin aslı hiçte öyle değildir.



Plağın iz olmayan bölümünde -Amerikalılar buna dead wax derler- de bazı kodlar bulunur. Bu bölüm plağın son şarkısının bitimiyle etikete kadar olan bölümdür. Bu bölümde iğneniz bir döngüye girer. Böylelikle etiket yaklaşıp zarar görmesi engellenir. İşte bu bölüm plak koleksiyoncuları için çok önemli bilgiler verir. Bu bölümde bazen makine ile bazen de el ile yazılmış bir kodlar görebilirsiniz. Bu kodların bir kısmı ile plak etiketinin üzerindeki kodlar birbiri ile aynıdır. Bu kod genel olarak plağın her iki yüzünde bulunur. Ancak bu olmaz ise olmaz değildir. Bunun sebeplerini birazdan göreceğiz.

Bu rakamlar bize plak hakkında önemli bilgiler hatta şeceresini verir. Şecere derken abarttığımı pek düşünmüyorum. Çünkü çoğu zaman plağın hangi makinede kaçıncı kopya kullanılarak kullanıldığından, hangi teknisyen tarafından hazırlandığına kadar önemli bilgileri izler bu kodlar.


Lüften sağ taraftaki (A 55A) koduna dikkat edin ve aşağıdaki resme bakın

Diyelim ki, bir plak üzerinde etiket bölümünde HC975 diye bir kod görüyoruz. İlk yapmamız gereken plağın iz olmayan bölümünde bu kodu aramaktır. Bu kod genelde HC975-x şeklinde bulunur. X yerine genelde bir rakam gelir. Genel olarak bu basit kod sisteminde X plağın bu yüzünün kaçıncı kesim sırasında üretildiği bilgisini verir. Yukarıdaki videoyu seyrettiyseniz plak üretimi öncesinde bazı özel kalıplar üretiliyor. Bu işleme kesme işlemi deniyor. Ve her kalıp ile belirli sayıda plak basılabildiğinden birden fazla kalıp üretilir. HC975-x kodunun X kısmı işte bu kalıbın üretim numarasını gösterir.

Yani HC975-1 kodlu bir plağı, kesilen ilk kalıptan üretilmiş bir baskı olduğunu anlayabiliriz. Bu belki sizin için çok önemli gibi gözükmeyebilir. Haydi gelin başka bir açıdan bakalım bu bir Pink Floyd plağı ve üretim hattında ilk kesilen kalıplardan üretilmiş bir Dark Side Of The Moon var elinizde. İşte bu tam anlamı ile gerçek bir ilk baskıya sahipsiniz demektir. Plağınızın değeri bir anda artacaktır, hem parasal hemde koleksiyon değeri açısından.


Bu resimde A 55A kodu görülüyor ve yan kısımda ilk kalıp olduğunu anlatan 1 rakamı görülüyor.

Peki bir de şu duruma bir bakalım plak etiketinizde yine HC975 kodu var. Ancak plak üzerinde bambaşka bir rakam topluluğu var. Bu demektir ki, elinizdeki plak daha sonradan üretilen ve farklı kodlarla işaretlenen kalıplardan üretilmiş. Bu bize plağın müzikseverlere sunulduğu yıldan daha sonra üretildiği ipucunu verir.

Dikkat edeceğiniz üzere meraklıların ilk baskı olarak isimlendirdikleri olayın sadece o plağın üretildiği yılla alakası olduğu kadar orijinal matriks koduna ve eğer mümkün ise ilk kesilmiş kalıplardan üretilmiş olması önemlidir.

Umarım yazı hoşunuza gitmiştir. Merak etmeyin devamı gelecek...