Sisteme Ufak Bir Ekleme: JBL Studio Monitor 4425
Biliyorsunuz uzun senelerdir müzik sistemimde pek değişiklik olmuyor. Uzun zamandır kullandığım Triangle Comete'lerimi New Advent ile değiştirmiş, arkasında da daha spesifik bir hoparlöre geçiş yapmıştım. Geçtiğimiz aylarda yaptığım tüm incelemelerde Koray Kural yapımı bu hoparlörlerden bahsetmiştim ve bahsi geçen hoparlörleri kullanmıştım. Aslında JBL Studio Monitor 4425 sanırım 5-6 aydır evde çalmaya devam ediyor ve sisteme entegrasyonu konusunda ufak tefek düzenlemeler yapmıştım. Stereo Mecmuası'nın yeni yayın sezonunda ana hoparlör olarak JBL Studio Monitor 4425 modelini kullanacağım.
Şimdilik fazla ayrıntı vermeyeyim. İlerleyen günlerde kapsamlı şekilde görüşlerimi sizlerle paylaşırım. Ama halimden çok çokmemnunum demeliyim...
Company Of Heroes 2
Yazın benim için en önemli olaylarından birisi Company Of Heroes 2'nin (kısaca CoH2) çıkmasıydı. İkinci Dünya Harbinin en kanlı cephesini konu alan oyun yazın bilgisayar başında en keyifli zamanları geçirmeme vesile oldu.
Kısa oyun incelemesi şu şekilde: Oyun en basit ayarlarda bile oldukça düzgün gözüküyor. Oyunu notebook’ta oynuyorum basit/orta ayarlarda bile güzel gözüküyor ortalık.Ancak grafiklerde ciddi bir optimizasyon sorunu var… Süper bir bilgisayarda saçma sapan FPS'lere düşmek mümkün. Zaman içerisinde düzeltilecektir…
Oyunda biraz dengesizlikler var. Rus tarafı ilk adımda biraz daha avantajlı ancak Almanlarla oynamaya alışınca işler değişebiliyor. Bu oyunda işler biraz değişik. Geçmiş CoH larda Almanlar ile hep ilk saldırmaya alıştığımız için bu kez savunma/saldırı dengesine biraz dikkat etmek gerekiyor. Sanırım ilerleyen günlerde bayağı değişiklik olur oyunda.
Oyunun kampanya senaryosu biraz sıradan. Hoş atmosferi solumamıza yardım oluyor mu, evet, sıkıntı yok. Sinematiklere biraz özen gösterilebilirdi. Oyunun oynanışında ise bazı zamanlarda ciddi bir kaos oluyor. Nereye yetişeceğinize karar vermek işin kaderini değiştiriyor. Ben kar ve fırtınayı sevdim. Oyunun hızını kesiyor kesmesine ama insan o dakikalarda biraz rahatlıyor.
Oyunda siper almak geçmişe göre daha önemli hale gelmiş. Ayrıca gerçekten pusu atmak ve yemek daha kolay. True sight olayı bence de çok eğlenceli olmuş. Eğer ek kamuflaj paketleri bu konuda yararlar sağlıyor ise multiplayer oyunlarda işler çok şenlenir. Ayrıca destek silahlarına verilen önem yüzünden bodoslama saldırmak artık çoğu zaman facia ile sonlanıyor. Alternatif saldırı tarzlarına özellikle de sağdan soldan çevirmelere dikkat etmek lazım…
Alman campaign’i olmayınca Theatre Of War ana teması altında hem Ruslar hem Almanlar için solo, co-op grevler eklenmiş. Kısa bir hikaye ile giriş yapılıyor. Eğlenceli sayılır. Sanırım 1945′e kadar her senenin önemli çatışmaları ayrıca yayınlanacak. Theatre Of War DLC’leri en az 3-4 tane olur tahminen. İOyundaki ToW görevleri 1941 yılını kapsıyor ve her iki taraf içinde ilerleyen yıllarda geliştirilmiş ve oyun içinde de bulunan bazı silahları kullanamıyoruz. Dediğim gibi gelecek DLCler ile 1945 Berlin önlerine kadar geleceğiz tahminen.
Bu arada ek tahmin DLC lerde özellikle İspanya ile alakalı bir şeylerde olabilir. Malum iç savaş sırasında Ruslar ve Almanlar oldukça etkin idiler. ToW ekranındaki Barcelona isminin kazaran orada olduğunu düşünmüyorum…
Oyun içerisinde Elephant gibi ilginç silahların eklenmesi çok güzel ama pratikte bu silahların çıkartılması çok uzun sürüyor. Oyunun sonlarına doğru çıkarttığınızdan efektif olmuyor ne yazık ki. Hem Alman hem Rus tarafı için geçerli bu konu. Güzelim silahları keyifle kullanmadan oyunlar bitiyor…
Multiplayer oyunlar şimdilik çok eğlenceli değil ancak herkes alışma aşamasında olduğundan olabilir. Ruslarla oynayanlar ucuz asker gücü basıp Almanları bastırabilirse oyunu alıyor Alman tarafında ise karşı tarafın hamlesini tahmin edebilirseniz ilk evreyi atlatınca oyunu alıyorsunuz. Muhtemelen ilerleyen günler haftalarda oyuna alıştıkça işlerin rengi değişir… Şimdilik dengeler biraz oyuncunun kabiliyetine göre değişmekle beraber ilerleyen dönemlerde düzeltmeler gelebilir. İlk CoH u oynayanlar varsa ek paketlerle oyun nasıl bir hal aldı bileceklerdir…
İlk oyunun fanatiği olarak ben beğendim ve uzun soluklu oynayacağım şimdiden belli. SEGA da ilk oyun için desteğine devam ediyor. THQ serverları kapanınca ilk oyun için Steam server ları devreye sokuldu. Evet bazı problemler var ama ilk oyuna hala destek verilmesi bence çok önemli ve CoH 2 ninde benim gibi fanatikler için uzun yıllar oynanacak bir oyun olacağı aşikar…
Meraklısına şiddetle tavsiye ederim...
Hakancez Oyun Dünyasında: Dell U2412M
Yazın evdeki masaüstü bilgisayar sistemime küçük bir ekleme yaptım. Pivot monitör arayışımı sonlandırıp 24" boyutunda bir Dell UltraSharp U2412M aldım. Pivot monitörü yerel bir firma fırdöndü monitör olarak Türkçeleştirmiş. Olay basit şekilde şu monitörü özel ayağında 90 derece veya daha fazla döndürebiliyorsunuz. Özellikle yazılımcılar, tasarımcılar ve fotoğrafçılar için çok güzel bir özellik. Ayrıca bu tarz monitörler genelde öne yukarı ve sağa sola da hareket edebiliyorlar. Normal bir 24" monitöre göre fiyatları kesinlikle yüksek ama her kuruşun hakkını veriyor bana göre. Dell seçimimde benzer monitörlere göre daha iyi fiyata alabilmemin yanında daha yüksek çözünürlüğününde etkisi oldu. Bu sene desktop hifi denemelerimde bu monitörü sık sık göreceksiniz sanırım ;)
Yaz Bitti ve Artık Yayın Zamanı....
Sevgili dostlar, yaz tatili artık yavaş yavaş bitti sayılır. Hoş ben Ekim'e kadar devam etmeyi planlıyorum ancak artık yavaş yavaş çalışmaya başladım ve hazır fırsat olmuşken Stereo Mecmuası'nı da yeni sezona hazırlıyoruz. Kendi bloğumdaki yaz tatilini de sona erdirdim.
Yaz benim açımdan çok keyifli geçti. Umarım sizlerinde iyi geçmiştir. Ben tatilimin büyük bölümünü Çeşme'de geçirdim. Ancak Çeşme'nin kalabalığından uzak sakin bir bölgesinde. Ne yaptım derseniz, bahçede oturdum, yiyip içtim ve bol bol dinlendim. Bu yaz bahçemiz son derece keyifliydi çok sayıda çiçek açmıştı. Japon gülleri, papatyalar, harika bir koku yayan yaseminler. Kışın bütün stresini uzaklarda bırakmaya çalıştım ve yeni stresler öncesi moral depoladım...
Küçük çaplı tarım bile yaptım denilebilir. Kendi mahsülümüz sınırlı sayıda erikleri yemek ayrıca keyifliydi. Rokalar ve benzeri yeşillikleri de eklemek lazım tabii :) Hoş bu konuda eşimin babasına -kayınpeder- rakip olmak zor. Bütün sene boyunca resmen organik meyve-sebze coşkusu yaşatıyor bize. Ancak yazın bile tabiatın nimetlerinden bol bol faydalandım...
Ve tabii ki deniz. Çeşme'yi seversiniz sevmezsiniz ama denizi gerçekten çok keyiflidir. Çoğu zaman plajda bir kaç kişiydik. Çeşmenin o kalabalığından uzak; sessiz ve sakin. Sanırım bu sene denize girme rekorumu kırdım. Eh vücudumuzdaki kötü elektriği de atmışızdır herhalde...
Artık blogda yeni sezona başlayalım inceden inceden. Yayın akışımız tabii ki aynı. Bayağı ilginç konular buldum, çok ilginç ürünler, güzel resimler ve hatta güzel kızlar. Anlayacağınız kaldığımız yerden devam ediyoruz. Gelecek aylarda plak koleksiyoncuğu rehberimiz çok fena gelişecek, çok kapsamlı yazılarım var. Merakla takip edileceğine eminim. Yine eskisi gibi hemen her gün blogda yeni bir şeyler bulabilirsiniz. Umarım keyif alırsınız ve hep birlikte güzel bir kış geçiririz.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)