Henry Kloss etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Henry Kloss etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Advent Restorasyonu Yapılan İşler Listesi





Evet bir süredir yazmaya devam ettiğim Advent Restorasyon projesindeki yazıları bir listelemenin sırası geldi galiba. Şimdiye kadar toplam 8 bölüm boyunca hoparlörümüzün üzerinde bazı çalışmalar yapmıştık. Aşağıda tüm listeyi toplu halde bulabilirsiniz. Linklere tıklayarak ilgili konu başlığına gidebilirsiniz...

Bölüm I: İlk Tur Zımpara
Bölüm II: Ezik ve Vuruklar
Bölüm III – Ön Yağlama
Bölüm IV: Boya Rötuşları
Bölüm V: Büyük Rötuşlar
Bölüm VI: Büyük Yağlama
Bölüm VII Ayak Yapıyoruz Bölüm I
Bölüm VIII Ayak Yapıyoruz Bölüm II

Sanırım artık son bölümü yazmanın zamanı geldi. Son bölümde hoparlör ön koruyucularını yeniden yapacağız demiştik. Muhtemelen bir hafta içerisinde bu yazıyı da tamamlayıp Advent konusuna farklı açılardan devam edeceğiz.

Bir Restorasyon Projesi: Ayak Yapıyoruz Bölüm II



Geçen yazımızda hoparlörlerimizin ayaklarını hazırlamaya başlamıştık. İlk önce zımpara arkasından boyama işlemlerini yapmış ve kurumaları için bir kenara koymuştuk. Kuruma süreci tamamlandığında çok ince bir zımpara ile ayakları oluşturacak parçaları elden geçiriyoruz. Hemen ardından daha önce hoparlörlerimizi yağladığımız endüstriyel ürün ile ayaklarımızı parlatıyoruz. Burada dikkat edilecek şey, yağlama için kullandığımız pamuklu bezi çok bastırmamak.



Yukarıdaki fotoğrafta görebileceğiniz gibi ham ağaçtan oldukça farklı bir ton elde etmeyi başardık. Bunu orada burada kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle yapmak son derece keyifli. Yağlama işlemi bittikten sonra ayaklarımız harika gözüküyor.



Şimdi tek yapmamız gereken ayakların kurumasını beklemek. Kuruduktan sonra ayakların alt ve üstünü hangi malzemeler ile kaplayacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Aklıma iki farklı malzeme geldi, kauçuk ve keçe. Bu konuda bir deneme yapmayıp direkt olarak keçe kullanmaya karar verdim. Doğal malzeme kullanmak her zaman en iyisidir:)  Özel keçe parçalarından uygun ölçülerde kesip hızlı ve güçlü bir yapıştırıcı ile ayaklara yapıştırdım. Böylelikle ayaklarımı da tamamlamış oldum. Bir sonraki adımda hoparlör toz korumalarını sıfırdan yapacağım.

Devam edecek....

Bir Restorasyon Projesi: Ayak Yapıyoruz Bölüm I



Bir önceki yazımda hoparlörlerin sürücü bölümlerine bakmış ve ufak rötuşlar yapmıştım. Şimdi sırada hoparlör ayakları konusu var. Hoparlör ayağı için çeşitli denemeler yaparak olaya başladım. Kloss hoparlörlerin altına briket tarzı bir yükselti koyup dinlemeyi öneriyordu. Benim oturma ünitem yerden biraz alçak olduğundan bir briketin yüksekliği olan 8,5-9cm bana biraz fazla geldi. Bunun üzerine farklı yüksekliklerde denemeler yaptım hatta hoparlörü bir stand üzerine yerleştirdim. Anlaşılan o ki, bu hoparlör spike'lardan (hani o sivri ayaklar) pek hoşlanmıyor. Denemeler yaparken Cardas'ın Myrtlewood parçaları ile şaşırtıcı bir performans elde edince ayak yüksekliği belli olmuştu, yaklaşık 6.6 cm..

Hal böyle olunca elimde bulunan Myrtlewood'ları hoparlörlerin altına yerleştirmeye karar verdim. Ancak pre-amplimin altında duranları yerinden kaldırdığımda sistemin genel sesinde sorun oluştu ve böylelikle 3 adet Myrtlewood pre-amplimin altındaki yerlerine döndü. Durum böyle olunca hoparlörlerin arkasında frekans ayar bölümüne Cardas'ları yerleştirmeye karar verdim. Eksik olan bir adedi ise sağolsun sevgili Ali Erkol tedarik etti.



Ayakları yapmak için aklıma gelen çözüm ham ağaçtan uygun parçalar kestirmekti. Kayınpederimin tanıdığı bir marangoz bu işi benim için halletti. Aklınızda bulunsun bir marangoza ölçüler kesin ve kati şu olacak dediğinizde böylesine küçük işleri başlarından savıyorlar. Ancak 6.5-7cm arası deyince dakikada kesiyorlar. Ölçüler milimetrik değil ya:)  Arada kalan fazlalığı evde kendi imkanlarınızla düzeltebilirsiniz. Benim ayakların bana maliyeti sıfır Lira oldu.



Ayaklar elime ulaşınca ilk işim bütün köşeleri yuvarlatmak oldu. Arkasından ağaçları güzelce zımparaladım. Zımparala işlemi bitince ağaçları hoparlöre uygun bir renge boyamam gerekiyordu. Bunun için yine ayakkabı boyası temelli bir karışım hazırladım. Kat kat boyama işleminden çok daha hızlı bir çözüm. Buradaki yazımda konuyla ilgili ayrıntılar bulabilirsiniz.



Adım adım ağaç parçaların tüm yüzeylerini boyadım. Bu işlem biraz pis bir iş. Ayaklarda kullanacağınız parçalar aslında gözükmeyecek normal koşullarda çok özenmenize gerek yok. Ancak bende bir kere yapıyorum tam yapayım mantığı olduğundan ağaç damarlarını ortaya çıkartacak şekilde koyu ve açık tonları birbirine yedirerek yavaş yavaş boyama işlemi yaptım. Tüm boyama bittiğinde parçaların kuruması için bir kaç gün bir kenarda bırakın...

Devamı gelecek...

Bir Restorasyon Projesi: Hoparlör Sürücülerine Bakalım



Bir süredir restorasyonuna devam ettiğim Large Advent'in sürücülere ev sahipliği yapan bölümünde çok fazla çalışma yapmama gerek yoktu. Bendeki Advent'in seçeresine baktığımda son nesil ceviz kaplamalı yuvarlatılmış çerçeveli modellerden olduğunu biliyorum. Bu modellerin en karakteristik özelliği "fried egg" (pişmiş yumurta) denilen tiz sürücüsü. Bunun yanında 12" boyutundaki bir metal çerçeve içerisine yerleştirilmiş 10" mid/bas sürücü hoparlörün karakteristik özelliği. Bu hoparlör Kloss'un Advent markası altında tasarladığı son hoparlör. İyileştirilmiş kros-over ve daha iyi bir toz örtüsü hoparlörün diğer bilinen farklılıkları. Kloss hakkında bilgiye buradan ulaşabileceğiniz hatırlatıp konuya devam edeyim...

Sürücüler gayet iyi durumda olduğu için bu bölümde fazla bir işim yok. Sadece sürücüleri çıkartıp kontrol ettim, kros-over üzerinde arızalanmış veya yıpranmış bir komponent var mı diye baktım. Kontrollerim bitince tüm aksamı yerine taktım.

Siyah kabin yüzeyindeki hataları rötuşladım ve hoparlörün metal çemberinde dökülmüş bir yeri zımparalayıp yeniden boyadım. Böylelikle bu bölümdeki çalışma bir kaç saat içerisinde bitti.

Hoparlör üzerinde herhangi bir modifikasyon yapmayacağım. Bu konuda bence bir sıkıntılı durum var. Genel görüş, hoparlör içi kablolamanın değişmesinin veya kros-over üzerindeki kapasitörlerin değişmesinin, hoparlörleri fersah fersah ileriye götürdüğü düşüncesi. Ben bu konuda pek emin değilim. Hi-fi dünyasında öğrendiğim en önemli şey, bir şeyin getirisi olduğu kadar götürüsünün de olduğudur. Bir anda bu tarz değişiklikler yapmak yerine ille bir şey yapılacaksa bunun adım adım yapılması ve her halükarda geriye dönüş olasılıklarının ortadan kaldırılmaması önemlidir. Ben önümüzdeki dönemlerde hoparlörü şu an ki şekliyle kullanmayı planlıyorum. Belki uzun seneler sonra biraz oynama yaparım...

Bir sonraki yazımda hoparlör ayaklarına girişiyorum...

Bir Restorasyon Projesi: Kasaya Girişelim Bölüm VI: Büyük Yağlama



Geçen yazımda Advent üzerinde yaptığım son rötuşlardan bahsetmiştim. Bu işlemin ardından hoparlör kabini üzerinde yaptığımız büyük çaplı işlemler bitmiş oldu. Bu sürecin bitiminden sonra hoparlörün yağlanması işlemine başladım. Bir ahşap yüzeyi parlak ve hoş göstermek için cila yapmak mümkün. Ancak ev ortamında atılacak cila pek sağlıklı olmayacağından yağlama yapmak daha mantıklı. Yağlama işlemi cila gibi uzun süre ahşap yüzeyi parlak göstermediğinden yaklaşık 6 ayda bir tekrarlamak lazım.

İşleme başlamadan önce çok çok ince kum bir zımpara ile tüm yüzeyleri zımparalıyoruz. Bu işi abartmadan yapmak çok önemli. Eğer eliniz fazla kaçarsa bir önceki adımda yaptığınız tüm işlemler berbat olacaktır. Güzel pamuklu bir kumaş ile hoparlörü adım adım yağlıyoruz.



Bu noktada tek dikkat edilecek konu hoparlörün sürücülerine yağ damlatmamak ve aşırı derecede yoğun bir tabaka oluşturmamak. Hoparlörün ön bölümünü maskeleme bandı ve gazete ile koruyabilirsiniz. Yavaş yavaş yapacağınız yağlama işleminden bir kaç gün sonra yukarıdaki gibi bir yüzey elde etmiş olacaksınız. Bu parlaklık duruma göre aylarca kalacaktır. Harika görünüyor değil mi?

Bir sonraki yazımda sürücülere bir bakış atacağız.

Bir Restorasyon Projesi: Kasaya Girişelim Bölüm V: Büyük Rötuşlar



Bir önceki yazımda hoparlörde bulunan boya sorunlarına ilk rötuşları yapmıştım. Şimdi daha büyük sorunları gidermek için çalışmaya başlayacağım. Bu işlem için pek yaratıcı olmayan ama genelde çözüm garantisi olan bir şeyler yapmayı planladım. İlk önce farklı renklerde ayakkabı boyaları edinmek gerekli. Genelde Çin malı ürünler satan mağazalarda 1 ila 1,5TL arası hemen her renkte ayakkabı boyası bulabilmek mümkün. Ayakkabı boyasını istediğiniz şekilde inceltmek mümkün ve farklı içeriklerin içerisine girebiliyor. Sanırım kimyasal yapısından dolayı. Şimdi biraz simyacılık oynamanın zamanı.



Ham bir tahta kullanarak çeşitli renklerdeki ayakkabı boyalarını karıştırıp hoparlörümüzün rötuş yapacağımız bölümüne uygun rengi bulmakla işe başlıyoruz. Bu süreç biraz uzun sürebilir ama ben zamanında resim hobisiyle birazcık uğraştığım için doğru renk kombinasyonunu çok kolaylıkla bulabiliyorum. Bir spatula veya esnek bir bıçak ile ahşap yüzeyde denemeler yapabilirsiniz. Amacımız ince bir katman boyayı hoparlör yüzeyine sürmek. Uğraşılarımın sonucunda istediğim rengi tutturdum. Dikkat ettiğiniz gibi boya ile uğraştıkça akıcılık oranı düşüyor.



Ortaya çıkan bu karışımı sanki bir astar gibi ahşabın üzerine sürüyoruz ve daha derine işlemesi için biraz yağ ile üzerini kaplıyoruz. Bugünlük ara vermenin zamanı geldi. Yaptığımız astar bir gün içerisinde ahşabın farklı damarları tarafından farklı miktarda çekilecek ve ortaya doğal bir görüntü çıkacak...

Devam edecek...

Bir Restorasyon Projesi: Kasaya Girişelim Bölüm IV: Boya Rötuşları



Bir önceki yazımızda hoparlör kasasındaki vurukları onarmıştık ve arkasından hoparlörümüzü biraz parlatmıştık.  Bu işlemin hemen arkasından içerisinde cila veya parlatıcı olmayan bir temizleyici ile hoparlör kasasını yeniden temizliyoruz. Bu sayede geldiğimiz durumu daha iyi görebilmemiz mümkün. Şimdi çok eğlenceli bir bölüme geçmenin zamanı geldi, boya kalemleri ile oynayacağız.

Hoparlörün orijinalinde bulunan veya belki ilerleyen yıllarda oluşan bir sorun vardı. Ön bölümde renk sorunu ortaya çıkmış. Ama ciddi bir renk geçişinden bahsediyorum. Sanki bu bölümler hiç boyanmamış gibi açık renkte. Aşağıdaki fotoğrafta ön çerçeve ile hoparlörün şasisinin birleştiği yerde bu ton farklılığını kolaylıkla görebilirsiniz. Ayrıca bir önceki yazımdaki fotoğraflarda da bu renk değişikliği dikkat çekiyor. Hoparlörün vuruk bölümünü hallettikten sonra en çok gözüme takılan kısım bu olduğundan, sırada bu bölümü adam etmek var...



Yine her  zaman olduğu gibi alışverişe çıktım. Çeşitli yapı marketlerde Edding gibi dünyaca ünlü markaların ahşap rötuş kalemleri satılıyor. Ancak geçmiş deneyimlerden bu ürünlere bu kadar para vermenin gereksiz olduğunu çok iyi biliyorum. Bu yüzden çeşitli nalburiyelerde satılan markası olmayan kalem setlerinden almaya karar verdim. Küçük sorunları bu sayede halletmek mümkün oluyor. Ödeyeceğiniz tutar ise 10TL veya daha azı.

Bu işleme girişmeden önce tüm hoparlörün ön çerçevesini güzelce zımparaladım. Bu işlem için ince kum bir zımpara kullanmakta fayda var. Önemli olan üst tabakayı müdahale edilebilir hale getirmek. Zaten hoparlörü bir kaç kez zımpara işleminden geçirdiğimiz için çok kalın kum zımpara kullanmaya gerek yok.



Zımpara işleminin arkasından ham ağaç üzerine aldığım rötuş kalemlerinin en açık rengi ile bir astar çektim. Bu kalemleri kullanırken en dikkat edilecek konu şu, bu kalemleri üst üste kullandığınızda renk gitgide koyuluyor. Bu yüzden ağaç damarlarına yatay şekilde hatlar çizip, bunların renk yoğunluğunu farklı yapmak daha gerçekçi bir görüntü çıkartıyor ortaya. Arada daha koyu renkleri de kullanarak yavaş yavaş işleme devam edin. Arada sırada pamuklu bir bez ile boya katmanlarını birbirine yedirirseniz daha da doğal bir görüntü elde edebilirsiniz.

Bu işlemler bittiğinde kuruma sürecinin hemen ardından tüm ön çerçeveyi güzelce yağladım. Bu işlemi yaparken bezinizi çok bastırmayın ki, boya yaptığınız yerler zarar görmesin. Yağlama amacım boyanın ahşabın derinliklerine daha hızlı şekilde çekilmesini sağlamak. Yukarıdaki fotoğrafta işlemin sonucu var. Bir önceki fotoğrafta görülen yüzeyler artık hoparlörün renginde. Bu işlemin ardından ön panelin bir kaç gün kuruması için hiçbir işlem yapmadım.

Devam edecek...

Bir Restorasyon Projesi: Kasaya Girişelim Bölüm III - Ön Yağlama



Bir önceki yazımda hoparlörün kasasındaki vurukları düzeltmiştim. Şimdi ise hoparlörün kasasına çok çok ince bir kat yağ sürerek durumumuzu kontrol edelim. Bunun yanında yaptığımız işlemlerin sonuçlarını görmek moralimizi daha yüksek bir noktaya götürür ve çalışma şevkimiz artar. Yapacağımız işlem aslında çok basit. İhtiyacımız olan şey, pamuklu bir kumaş ve yağ. Yağ olarak limon yağı, tik yağı veya benzer bir ürün kullanabilirsiniz. Ben, sevgili Deniz Karaşahin tarafından tedarik edilen ve yatlarda kullanılan bir yağ kullandım.



Yapacağımız şey, pamuklu kumaş üzerine çok çok az miktar yağ sürüp hoparlörün ahşabına yedirmek. Burada çok az miktar kullanmamızın sebebi, ilerleyen günlerde yapacağımız işlemlerde ağacın aşırı yağlı olmasını önlemek. Eğer çok yağlı olursa rötuş işlemlerinde sıkıntı yaşarız.

Yukarıdaki fotoğraflarda hoparlörlerin çok ince bir tabaka yağ ile kaplanmış hali var. En üst fotoğraftaki ön çerçeve ile kabinin birleştiği noktaya dikkat edin. İlerleyen adımlarda o bölgeyi normale döndürmek birinci hedefim olacak...

Bir Restorasyon Projesi: Kasaya Girişelim Bölüm II: Ezik ve Vuruklar



Geçtiğimiz yazıda hoparlörün kasasına girişmiş ve ilk tur zımpara işlemini yapmıştım. Bu işlem sonucunda kasa üzerindeki hatalar ortaya çıkmıştı. Bu hataların benim için en önemlisi bir hoparlörün sağ köşesinde bulunan vuruk kısımdı. Bu bölümü onarmanın benim ruh sağlığım için önemli olduğuna karar verdim. Nedense gözüm hep hoparlörün orasına takılıyordu. Ne yapacağıma karar verince hemen malzeme almaya çıktım.



İşlemde kullanılacak şey, ağaç macunu adı verilen bir tür yarı akışkan malzeme. Çeşitli yapı marketlerden 3-4 Liraya, nalburiyelerden ise 2 Lira civarına satın alabilirsiniz. Bu macunu kullanmadan önce yüzeyi biraz zımparalıyorsunuz. Arkasından macunu ezik veya vuruk olan bölüme dolduruyorsunuz. Macun yaklaşık 1 saat içerisinde kuruyor. Macunun üzerini tekrar zımparalayıp yaptığınız  hataları düzeltmeniz mümkün..



Bu macunların farklı renkleri satılıyor. Mümkün olduğunca açık rengini almak mantıklı. Çünkü açık rengi koyultmak mümkün iken, koyu rengi açmak mümkün değil. Son kat macunu çektiğinizde spatula gibi bir araç ile düzgün olmasını sağlayabilirsiniz. Bu işlem sırasında ortalık biraz batacağı için yanınızda bir elektrik süpürgesi bulundurun. Çünkü macunu ıslak şekilde değil kuru halde zımparalamak gerekiyor. Bu da bol bol toz yani pislik demek...

Devam edecek....

Bir Restorasyon Projesi: Kasaya Girişelim Bölüm I: İlk Tur Zımpara



Advent Hoparlör restorasyon projemize başlayalım artık. Bu restorasyondaki tüm önemli etapları adım adım sizlere anlatmaya çalışacağım. Bu süreç sonunda yukarıdaki fotoğrafta görünen hoparlörleri buradaki başlıkta görülen hoparlörler haline getirmiş olacağız. Umarım çok kısıtlı imkanlarla gerçekleştireceğim bu yenileme çalışması elinde bu tarz hoparlörleri olup yenileme yapmak isteyenlere cesaret verir. Haydi başlayalım...

1970'lerde üretilen Large Advent restorasyonuna ilk önce hoparlör kasasını (1) daha iyi hale getirmek ile başlamaya karar verdim. 40 yaşındaki bir hoparlörün zamanın etkilerine karşı durması pek kolay bir şey değil. Aslında hoparlörün sahibi sevgili Hakan Ağustos bu konularda çok titiz bir insandır. Ancak evindeki yer sıkıntısı dolayısıyla uzunca bir süre hoparlörlerini bir başka kişiye vermek zorunda kalmış. Hoparlörleri kullanan kişi pek özen göstermemiş ne yazık ki.



Hoparlörün durumunu inceleyince boya izleri, köşelerde ezilmeler, ufak tefek vuruklar kolaylıkla fark ediliyordu. Kloss, hoparlörü tasarlarken ön bölümü masif ağaçtan, diğer kısımları ise ağaç kaplama şeklinde tasarlamış. Dikkatli bir çalışma ile hoparlörün kasasını eski güzel günlerine getirebilmek mümkün olacak gibi görülüyordu.

Bu noktada karar vermek gereken bir durum var. Hoparlörü tıpkı eski günlerinde olduğu gibi mi görmek istiyoruz, yoksa zamana meydan okuyan herhangi bir hoparlörde olabileceği gibi ufak tefek kusurları gözardı mı edeceğiz?



Ben ikinci seçeneği tercih ediyorum. Bu durumda daha yüzeysel bir çalışma yapmam gerekiyordu. Bu durumda ilk yapmam gereken hoparlörü iyice temizlemek. Çeşitli mağazalarda bulabileceğiniz cila içermeyen ahşap temizleyicilerden bir tanesini kullanmanız mümkün. Benim aklıma parke silmek için kullanılan temizleyiciler geldi ve hoparlörü iyice temizledim. Tüm vuruklar, çizikler ve hatalar ortaya çıktı. Şimdi sırada hoparlörün üstünde kalan eski cila veya vernik kaplamalarını çıkartmak var.

Bunun için biraz kalın kumlu bir zımparaya ihtiyacımız var. Hemen bir bilene danışayım dedim ve Sevgili Deniz Karaşahin ile Sanayi Sitesi yollarına düştük. 3M firmasının ürettiği yeni nesil zımparalar bu işler için biçilmiş kaftan. Arkası süngerli bu tasarımlar elden kaymadığı için amatör zımpara işlemlerinde rahat kullanım sunuyor fiyatları da gayet uygun. Ben 5 farklı zımparaya yaklaşık 5TL ödedim.



Evde çalışacağımdan dolayı toz çıkartmamam gerekiyordu. Bunun için zımpara yapacağım yerleri ıslattım aslında nemlendirdim daha doğru bir terim olur. İsterseniz su ile isterseniz limon yağı veya bu işler için üretilmiş özel yağları kullanarak zımpara işlemlerini yapabilirsiniz. Bu sayede son derece az toz çıkıyor.

Devamı gelecek...

(1) Aslında kabinde diyebiliriz ama bu yazı dizi boyunca ben kasa şeklinde yazmaya karar verdim... 

Bir Restorasyon Projesi: KLH Hoparlörler Kronolojisi



Henry Kloss yazı dizimizin bu bölümünde sizlerle KLH modellerini paylaşacağım. Kloss biyografisinde sizlerle paylaştığım gibi tasarımcı ilerleyen yıllarda efsane haline gelecek KLH Model Five ve Six modellerini KLH çatısı altında üretir ve üstün özelliklere sahip küçük FM radyo alıcıları KLH markası ile satılır. Aşağıda KLH markası ile satılan ürünlerin listesi bulunuyor. Evet çok fazla kişiyi ilgilendirmeyecek ama arşivsel sebeplerle bloğuma eklemek istiyorum. hemen iki küçük not; aşağıdaki listedeki ürünlerden 1967 yılı sonrasında geliştirilenler Kloss tarafından tasarlanmamıştır ve die-hard (bir nevi fanatik ve hatta ötesindeki) Kloss fanları tarafından kabul görmemektedir. Yukarıdaki fotoğraftaki sistem ise Model Twenty Plus Sistemi. 3.500 adet üretilmiş çok şık bir tasarım...
  •  Model One Hoparlör 1957 2 adet 11” bas/mid sürücü, arzuya göre tiz sürücü dahil edilebiliyor
  •  Model Two Hoparlör 1957 1 adet 11” bas/mid sürücü, arzuya göre tiz sürücü dahil edilebiliyor
  •  Model Three Hoparlör 1957 1 adet 11” bas/mid sürücü
  •  Model Four Hoparlör 1958 3 yollu tam frekans bandını kapsayan hoparlör
  •  Model Five Hoparlör 1958 3 yollu doğrudan radyal tiz sürücü tam frekans bandını kapsayan hoparlör
  •  Model Six Hoparlör 1958-72 2 yollu 10” bas/mid sürücü
  •  Model Seven Hoparlör 1959-61 2 yollu 12” bas/mid sürücü, iki adet tiz sürücü
  •  Model Eight Radyo 1960-63 Vakum tüplü FM mono radyo alıcı, hoparlörleri ayrı satılmış
  •  Model Nine Hoparlör 1962 Elektrostatik panel tasarımlı hoparlör. Tasarım Author Janszen tarafından yapılmış
  •  Model Ten Hoparlör 1962-63 2- yollu 10” bas/mid sürücü
  •  Model Eleven Pikap 1962-70 Garrard pikap değiştiriciye sahip amplili ve hoparlörlü komple pikap çözümü
  •  Model Eleven W Pikap Garrard pikap değiştiriciye sahip amplili ve hoparlörlü komple pikap çözümünün kendinden raflı versiyonu
  •  Model Twelve Hoparlör 1968-72 3 yollu 12” bas/mid sürücü, iki adet mid sürücü, bir adet tiz sürücüye sahip hoparlör
  •  Model Thirteen Adaptör 1963 Farklı hoparlörlere geçiş yapmak için özel bir değiştirme kutusu
  •  Model Fourteen Hoparlör 1963 İki adet 3” hoparlör. Küçük yapılı duvar hoparlörü. Bas refleks yapıda
  •  Model Fifteen Sistem 1965 Garrard pikap, FM radyo alıcı, hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Sixteen Amplifikatör 1965 Bilgi bulunmadı.
  •  Model Seventeen Hoparlör 1965 2 yollu 10” bas/mid sürücü
  •  Model Eighteen Radyo 1965 FM radyo alıcı Mono veya Stereo
  •  Model Nineteen Sistem 1965 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty Sistem 1965-70 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, 10” bas sürücülerle donatılmış hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty One Radyo 1965-70 FM Radyo alıcı
  •  Model  Twenty One/II Radyo 1971-73 FM Radyo alıcı AM bandı opsiyonel sunulmuş.
  •  Twenty Two Hoparlör 1968 2 yollu 8” bas/mid sürücü
  •  Twenty Three Hoparlör -1968 2 yollu 12” bas/mid sürücü
  •  Model Five Hoparlör 1968-72 2 yollu 12” bas/mid sürücü ile donatılmış hoparlör. Ürün Model Five yerine üretildi.
  •  Model Twenty Four Sistem 1968-70 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, 8” bas sürücülerle donatılmış hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty Five veya  Twenty Plus Sistem 1968 Hem konsol hemde modüler tip müzik sistemi. Mobilya tasarımı David Price tarafından yapılmış
  • Model Twenty Six Sistem 1969-70 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, 8” bas sürücülerle donatılmış hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty Seven Receiver 1969 AM/FM radyo alıcı
  •  Model Twenty Eight Bilgi bulunmadı.
  •  Model Twenty Nine Bilgi bulunmadı.
  •  Model Thirty Sistem 1971 Bilgi bulunmadı.
  •  Model Thirty One Hoparlör 1971-74 2 yollu 8” bas/mid sürücü
  •  Model Thirty Two Hoparlör 1971-74 2 yollu 8” bas/mid sürücü
  •  Model Thirty Three Hoparlör 1971-74 2 yollu 10” bas/mid sürücü bas refleks yapıda
  •  Model Thirty Four Sistem 1971-74 Bilgi bulunmadı.
  •  Model Thirty Five Sistem 1971-74 Bilgi bulunmadı.

Bir Restorasyon Projesi: Henry Kloss u Tanıyalım...



Bu yazımda sizlere önemli bir ismi tanıtacağım; Henry Kloss. Yazı bir biyografi olmasına karşın Kloss'un renkli kişiliğini göz önüne alarak biraz esprili bir şekilde yazdım. Bu yazı Kloss hakkında kaleme alacağım yazıların ilk bölümünü oluşturuyor. Sanırım keyifle okuyacaksınız...

Kimdir?
Henry Kloss (1929 - 2002) Amerikalı bir ses mühendisi ve iş adamıdır. Bir ses mühendisi olarak özellikle 50'li yıllarda hi-fi hoparlörlerin tasarımlarına önemli katkılar sağlamış ve radyo alıcılarının gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Kloss aslında biraz garip bir adamdır, önemli bir teknik üniversiteye (MIT) kabul edilmiş olmasına rağmen bir noktadan sonra eğitimini yarım bırakmış (sonra onursal diploma vermişler) ancak buna rağmen bir çok ilgi çekici tasarıma imza atmıştır. Tasarımların yanında önemli birkaç buluşu da vardır, bunlardan en önemlileri akustik süspansiyona sahip hoparlörler, projeksiyon televizyon ve yüksek hassasiyetli kaset çalarlardır.

Ne Adamsın Kloss!
Kloss, kariyeri boyunca bir çok önemli firmada çalıştı. Önemli firmalarda çalışmasına rağmen hiçbir zaman acayipliklerinden vazgeçmemiştir. Örneğin üst düzey yönetici veya şirket sahibi olduğu zamanlarda bile garip elbiseleri hatta takım elbiseleri ile bisikletle işe gidip gelmiş. Tabii günümüzde bu normal gibi gözükebilir ama Kloss bunları 1950'lerde yapıyordu.

Kloss Industries Macerası
1950'lerin sonunda Kloss evinde hoparlör tasarlamaya başlar. Bu sırada MIT üniversitesinde öğrencidir. Evinde tasarladığı bu hoparlörler köşe tipi hoparlörlerdi ve dört adet 5” boyutunda sürücüye sahipti. O dönemde hoparlörlerin tanesini 25 Dolara satıyordu. Sıkı durun hoparlörün Deluxe versiyonu (şimdiki terminolojide Signature, Reference gibi bir şey) 30 Dolar'dı. Deluxe edition'ın standart'tan farkı daha özenli bir kasasının olması ve toz ızgarasının bulunmasıydı.

Bir Efsane Doğuyor; Acoustic Research
1954 yılında Kloss, Edgar Villchur ile birlikte meşhur Acoustic Research Corporation (AR diye tanınır) firmasını kurar. Edgar Villchur, Kloss'un aslında üniversitede öğretmenidir ve kadere bakın ki, hoparlör tasarımının incelikleri ile alakalı kitabı Kloss'un ders programında okuduğu bir kitaptı. İkili beraberce AR Model 1 hoparlörünü tasarlar. Bu hoparlör çok başarılı olur ve büyük adetlerde üretilir. Hoparlörün kasasında herhangi bir port (delik) yoktu yani kapalı (sealed)  tasarımdaydı. Bu sistem sayesinde kabin içerisinde hapsedilen hava özellikle bas sürücünün titreşimlerini sönümlüyordu. Bu sistem sayesinde daha ucuza bir hoparlör tasarlamak mümkün olmuştu. Üzerine daha az distorsiyon üretiyordu ve herşeyden önemlisi klasik tarzdaki bir hoparlörden daha az güçle çalışıyordu. (1) AR Model 1 monitör (raf tipi) bir hoparlördü ve ticari olarak başarı kazanan ilk akustik süspansiyonlu hoparlör idi.



Sıkıldım, Yeni Şirket Kuruyorum; KLH

1954 yılında başlayan Acoustic Research macerasının sonu Kloss için 1957 yılında gelir. Bir şekilde sıkılan Kloss, kendi isim ve soyisminin baş harflerinin kullanarak KLH ismini verdiği firmayı kurar. Firmanın finansmanı Malcolm Low ve J. Anton Hofmann tarafından sağlanır. Bu iki yatırımcı aynı zamanda AR firmasınında finansörüdür. Kloss daha sonradan efsane haline gelecek KLH Model Five ve Six modellerini üretir. Bunun yanında üstün özelliklere sahip küçük FM radyo alıcıları tasarlar. 1957 yılında kurulan firma 1964 yılında bizlerin dikiş makineleri ile tanıdığımız Singer Corporation'a satılır. Kloss bir süre daha firmada kalır ve ilginç tasarımlara imza atmaya devam eder. Bu dönemde ilk kaydedicisi KLH Model Eleven'ı üretir. Bu ürünü tasarlarken Dolby Laboratories'in kurucusu Ray Dolby ile çalışır. Dolby bu sıralarda meşhur B tipi gürültü azaltma sistemini geliştirmektedir. B tipi gürültü önleme sistemi bir dönem kaset çalarlarımızda görmeye alıştığımız Dolby B sistemidir. Dolby ile Kloss'un beraber geliştirdikleri teknolojiler KLH Model Forty makara teypte gün yüzüne çıkar ve bu ürün Dolby'nin ilk ticari başarısı olur. 1967 yılında Kloss hayatından yeniden sıkılır ve kendi kurduğu KLH firmasını terk eder. Hemen arkasından firma neredeyse iflas eder ve Japon Kyocera'ya satılır. 1970'lerin sonunda ise KLH tamamen kapanır.



Şimdiki Şirketin İsmi Ne Olsun, Tamam Advent Corporation Uygun!
Kloss kendi şirketi KLH'den ayrılınca yeni bir şirket kurmaya karar verir. Hemen aynı yıl 1967'de Advent firmasını kurar. Advent, Latince yaklaşım anlamına gelen bir kelimedir. Aslında Kloss, hoparlör tasarımı yapmaktan ziyade projeksiyon televizyon üretmek istemektedir. Ancak kendi firmasından ayrılırken 10”lik bir sürücü tasarımını yanında getirmiştir. Kloss yine rahat durmaz ve Advent adını verdiği hoparlörü tasarlar. Ürün efsanevi AR Model 3a'dab çok daha iyi ses vermekte ve neredeyse yarı fiyatına satılmaktadır. Ortalık birbirine girer ve hoparlör çok başarılı olur. Bu başarının hemen ardından aynı hoparlörün monitör tipini üretir.

Ancak ortada bir sorun vardır. Kloss bu hoparlörü de Advent olarak isimlendirir. Sonunda ilk çıkan hoparlöre Large Advent, sonrasında üretilen küçük olana ise çok yaratıcı şekilde Smaller Advent ismi verilir. Sıkı durun olay bununla bitmiyor. 1970'lerde Kloss, yeni sürücüler geliştirir ve yine bir hoparlör tasarlar. Hoparlörün ismi yine Advent'tir. Bu kez bu hoparlöre New Advent denilmeye başlar. Kloss bu hoparlörün küçüğünü yapınca işler daha da karışır ve bu yeni hoparlör New Smaller Advent diye isimlendirilir. Günümüzde bu kaos'tan kaçınmak için hoparlörlerin tiz sürücülerine göz atmak gerekiyor. İki nesil Advent arasında tiz sürücüler farklı olduğu için hangisinin yeni hangisinin daha eski olduğunu anlamak daha rahat oluyor.

Bu model karmaşasının arasında Kloss, projeksiyon teknolojisini geliştirir, Dolby ile işbirliği sonucunda mükemmel kaset çalarlar üretir. 1972 yılında ilk projeksiyon televizyonu üretir ve satar. Televizyonlarda kullanılmak üzere Novatron tüp teknolojisini geliştirir. Sonunda ne olur bilin bakalım. Kloss, sıkılır ve şirketi satar. Tahmin edebileceğiniz gibi 1980'lerde Advent firması da iflas eder.

Yetmedi mi, Alın Size o Zaman Cambridge SoundWorks
Kloss bu kez 1988 yılında Cambridge SoundWorks firmasını kurar. Çoğu kişinin zannettiğinin tersine İngiliz olan değil MIT üniversitesinin kurulduğu yer olan Cambridge'ten alır ismini. Kloss, bu dönemlerde üst sınıf radyola ve hemen arkasından bilgisayarlar için üst sınıf hoparlörler üretir. Aslında benim bile Cambridge SoundWorks hoparlör kullanmışlığım hatta satmışlığım vardır. O dönemlerde Kloss'un isminden bihaber olduğumu söylemem lazım. Bilsem kendi kullandıklarımdan bir çiftini elimde tutardım. 1996 yılında ne olur. Haydi tahmin edin. Kloss, firmadan ayrılır. Günümüzde hoparlör ve ses kartları ile bir dünya devi olan Creative Technology, Cambridge SoundWorks'ü satın alır.



Daha Durun Hikaye Devam Ediyor; Tivoli Audio
Kloss emekli olmak istese de, alışkanlıklarını bir kenara bırakamaz. Bir anda Cambridge SoundWorks'ün finansörlerinden olan Tom DeVesto ile ortak olarak Tivoli Audio'yu kurar. Bir nevi emeklilik projesi olan Tivoli markası altında iki adet efsanevi radyo üretir. Mono olan Model One ve stereo olan Model Two modelleri. Her iki modelde sevgili MOSFET teknolojisi ile donatılmıştır. Aslında bu iki modelin atası efsanevi KLH Model Eight radyodur. Bu radyolar öylesine başarılı olur ki, Tivoli hem tasarım hemde performansı ile efsane haline gelir. Kloss'un geliştirdiği Cambridge SoundWorks Model 88 ile aynı teknolojiyi kullandığını iddia eden Creative ile Tivoli arasında patent savaşları başlar. Ancak her iki ürünü geliştiren kişi Kloss olduğundan davalar düşer. Yaşlı kurt iki modelin farklılıklarını ortaya koyar ve sular durulur.

Kloss bu dönemin sonunda vefat eder. Herhalde yaşamaya devam etse birkaç firma daha kurardı. Ne diyelim toprağı bol olsun...

 (1) İlerleyen günlerde, bu konuya geri döneceğiz...