Carrie Fisher Vefat Etti


Star Wars severlerin gönüllerinin kraliçesi Carrie Fisher 2016'nın son günlerinde vefat etti. Benim açımdan bir diğer önemi Blues Brothers filminde de rolü olmasıdır. Star Wars'ın gönüllerimizde taht kuran orijinal üçlemesi A New Hope, The Empire Strikes Back ve Return of the Jedi'da ve ne yazık ki The Force Awakens kepazeliğinde Leia Organa rolüyle önemli bir karakteri canlandırdı. Aklımızda ilk filmdeki beyaz kıyafeti ve garip saç modeli ve Jabba the Hutt'ın sarayında yukarıdaki köle kıyafetiyle aklımıza kazındı. Tabii ki "Blues Brothers" filmindeki ruh hastası eş rolü de tabii ki unutulmaz. Mekanı cennet olsun...

Havada Uçuşan Plaklar


1960'larda televizyon dizisi olarak çekilen Batman serisini hatırlayanlar var mı bilemiyorum. Türk televizyonlarında da fi tarihinde gösterilmişti. Özellikle açılış jeneriği son derece sinir bozucuydu. Aslında her şeyi sinir bozucuydu. Yukarıdaki sahne bir dövüş enstantanesinden... Plaklar havalarda uçuşurken...

Eroica Almighty-55


Eroica Almighty-55 lambalı entegre amplifikatör. Kanal başı 27W güç üreten ampli 15Kg ağırlığında. Üretim yılı 1960'lar... Türkiye'de bana sadece 1 kez denk geldi Eroica markası.

Rubik Küpü


Rubik Küpü, Macar heykeltıraş ve mimar Erno Rubik tarafından başımıza musallat edilen bir mekanik bulmaca derdi malumunuz. 12 kenar, 8 köşe ve 6 merkez parçadan oluşan küp üzerinde toplamda 26 adet parça var. Mekanik bir bulmaca olduğu kadar bana sorarsanız bir tasarım ikonu olan Rubik Küp hepimizin çocukluğunda bir şekilde elimizden geçmiştir. Ben daha çok askerlerimle oynamayı seven bir adam olarak bu bulmacayı hiçbir zaman çözemedim. Hiç yalan söylemeyeyim hatta nefret edip senelerce elime bile almadım.

Geçenlerde Ali'ye oyuncak almak bir mağazaya gittiğimde reyonda bana melun melun bakan küpleri görünce lanet edip sepete attım bir tane. Aslında başıma geleceği biliyordum ama rahat durmadım işte... Bu arada benim bilmediğim binbir türlü kip çıkmış piyasaya. Bizim bildiğimiz 3×3×3'lük standart küp. Bunun 4×4×4'lük adı Rubik'in İntikamı ve 5×5×5'lik Profesörün Küpü isimli versiyonları da varmış. Sinir hastası olmak istemeyenler için ise 2×2×2'lik Mini Rubik Küpü de zamanında üretilmiş. Bunlar yetmiyormuş gibi piramit şeklinde olan, daha fazla parçaya sahip dev gibi küpler hatta daire şeklinde bile olanlar var... Olay çığrından çıkmış yani...


Ben son yıllarda çeşitli robotik yapılar tarafından çözülen küplerle alakalı videolar seyretmiştim. Hatta Lego Mindstorm kullanılarak yapılan minik bir proje beni fena kaşıdı. Hoş asla çözemediğin bir şeyi otomatik olarak çözmek nedir diyeceksiniz. Kesinlikle haklısınız...

Sonunda aldım elime küpümü başladım çevirmeye. Uzun uğraşlar sonunda çözmeyi de başardım. Başım göğe ermedi açıkçası :) Ama çocukluktan gelen bir kabustan kurtuldum, mutluyum yani. Tabi ben 10 saatte çözerken millet saniyeler içinde çözüyor bu küpleri. Internetten izlediğim videolarda önünde  Stackmat zamanlayıcısı adı verilen garip bir kronometre başına küçücük veletler küpleri saniyeler içerisinde çözüp ellerinden atıyorlar. Tabii ki bunun için özel algoritmalar kullanıyorlar ama manzara garip. Hoş bende birkaç gün içinde bayağı hızlandım ama saniyeler tabii ki bana çok uzak...


Tabii ki  olayın suyunu çıkartmışlar. Küpü tek el kullanarak çözmek, ayakla çözmek, gözü kapalı çözmek gibi her türlü acayiplik var. Benim iki elle yapamadığımı adam saniyeler içerisinde ayağı ile çözüyor. Helal olsun... 

Tabii ki her alanda olduğu gibi küplerde her türlü modern teknolojiden nasibini almış. Özel rulman sistemlerinden hızlı dönmeye yardımcı yağlara kadar olayın bokunu çıkartmak için her türlü enstrüman elinizin altında. Benim alışveriş yaparken tek bildiğim şey eskisi gibi çıkartmalı olanlardan almamam gerektiği idi. Sabit boyanmış bir küp daha sağlıklı. Benim satın aldığım mağazada "Dian Sheng" diye bir Çin markasının küpü vardı. Kalitesi falan hiç fena değil. Zaten 5TL, fazla beklenti sizi sarsmasın! 

Bu aralar ya sabır diyerek çekecek tespih arıyorsanız alın size alternatif; Rübik küpü... 


Umut?


Bloğumu seneler önce internette denk geldiğim ilginç şeyleri bir kenara atmak, ufak tefek yazılarımı yayınlamak için açmıştım. Zaman içerisinde kendim için yazdıklarım insanların da ilgilerini çekmiş olacak ki, binlerce insan uğrar oldu.

2016 yılı öyle bir yıl oldu ki, yaşadığımız ülkemiz adına hemen her hafta hatta neredeyse her gün kötü bir haber alır olduk. Kazalar, patlayan bombalar, trafik, darbe teşebbüsü, burnumuzun ucunda savaş, terör, ağır ekonomik kriz ve daha bin türlü melanet...

Tam bir şeyler yazmaya veya bir fotoğraf eklemeye heves ediyorum, şehit haberi geliyor, güzel bir yazı yayınlayayım diyorum, bir yerlerde bombalar patlıyor, ilginç bir fotoğraf buluyorum sınır boylarında ana kuzuları toprağa düşüyor, iyi yıllar deyip yatağıma yatıyorum sabahına saldırı haberleri ile yıkılıyorum, yıkılıyoruz.

2017 geldi, hoşgeldi de, bir şeylerin iyiye gideceğine dair umut yok. Ne halt edeceğimi şaşırdım valla...