Albüm Eleştirileri ve Fotoğraflar
Bugün mail adresime ilginç bir mesaj geldi. Aslında bu bazen sorulan bir soru. Soruya bloğumdan bir açıklama yapmak istedim böylelikle genel bir açıklama olur. Soru kısaca neden hemen her albüm tanıtımında albümlerin kapakları yerine farklı çekimlere yer verildiği konusunda. Aslında kafasında bu soru olan okuyucular bir açıdan haklı. Çoğu zaman bloğum için çekip eklediğim fotoğraflar özellikle de albüm tanıtımları için olanlar çok bir anlam ifade ediyor gibi gözükmeyebilir. Ancak eklenen bu fotoğrafların önemli bir işlevi var. İnandırıcılık!
Stereo Mecmuası'nın ilk günden bugüne yolculuğunda en önemli şeyin dürüstlüğümüz olduğunu söylemek mümkündür. Bugün albüm tanıtımı yazmak çok kolay bir şey. Sahip olmadığınız bir albümü internetten dakikalar içerisinde edinebilir, biraz yabancı diliniz varsa farklı sitelerden alıntılar yapıp bunları Türkçe'ye çevirerek iyi veya kötü bir albüm incelemesi yazabilirsiniz. Ancak kayıt gibi konulara girdiğinizde övdüğünüz bir albümün gerçekte sizin yazdığınız gibi olmaması noktasında tüm inandırıcılığınız ortadan kaybolur.
Tabii ki günümüzde HD Tracks gibi web sitelerinden çok üst düzeyde hazırlanan dijital müzik dosyalarına erişim mümkün. Bunları olması gerektiği şekilde DAC'lar başta olmak üzere sahip olduğu ekipmanla dinleyerek yazan ve benimde takip ettiğim blog ve web siteleri var. Ben yapı olarak daha ortodoks olduğumdan genelde CD ve plak formatındaki albümleri yazıyorum. Zaten sistemimde orta sınıf da olmak üzere herhangi bir DAC mevcut değil. Böylesine yazılar yazarsam inandırıcı olabilmem mümkün olmaz. Zaman zaman Stereo Mecmuası'na test için gönderilen dijital cihazlarda çalabilmem için arşivlediğim dijital bir müzik arşivim var ama tahmin edebileceğiniz gibi pek kullanmıyorum...
Bugün bir çok web sitesinde hatta bazı dergilerde plak firmalarından gelen hazır metinler üzerinden hazırlanan yazılar okuyorsunuz. Albüm eleştirisi kaleme alan bazı insanlar bırakın bu albümlere sahip olmayı hiç dinlememiş bile oluyorlar. Böylesine durumlara düşmemek için Stereo Mecmuası'nda her zaman sahip olduğumuz albümlere yer veriyor ve bu albümleri yorumluyoruz. Albüm incelemelerinde kullandığımız fotoğraflarda bu albümlerin fiziki olarak ispatıdır.. Ayrıca yazılara belirli bir hareket verdiğini de söylemek lazım :)
Plak Koleksiyoncusunun Rehberi: İkinci Serinin Sonu
Plak Koleksiyonculuğu yazı dizimi geliştirmeye devam ediyorum. Dizinin ilk bölümü olan "Plak Koleksiyonculuğu" bölümü toplam 7 yazıdan oluşmuştu. Bu yazılarda daha çok teknik konulara göz atmış ve plak koleksiyonu konusunda genel bilgiler vermiştim. Plak Koleksiyoncusunun Rehberinde ise daha çok plak toplamaya yeni başlayanlar için faydalı bilgiler vermeye çalıştım. Bu yeni seri toplam 5 adet yazıdan oluştu. Gelen mesajlardan anlayabildiğim yazılar kadarı ile bayağı ilgi çekmiş. Bu çok sevindirici bir şey benim açımdan. Artık yeni bir yazı dizisine başlamanın zamanı geldi. İsterseniz genel toparlama yapalım ve "Plak Koleksiyoncusunun Rehberi"ni oluşturan yazıların linklerini ekleyeyim. Koyu renkteki linklere tıklayarak yazılara ulaşabilirsiniz.
Yazı 1: Planlama
Yazı 2: Pikap Konusu
Yazı 3: Pikap Katı veya Phono Pre
Yazı 4: Lambalı Pikap Katı Mevzuu
Yazı 5: Plak Temizleme Konusu
Böylelikle serinin ikinci bölümünü de sonlandırıyorum. Yeni seri daha teknik konuları ve ayrıntılara önem verenler için ipuçlarını içeren bir rehber niteliğinde olacak.
Yellowjackets - Timeline CD
Sizlere geçtiğimiz ay içerisinde Stereo Mecmuası Müzik Haberleri bölümümüzde Mack Avenue Records albümlerinin ülkemize gelmeye başladığından bahsetmiştim. Tabii ki neler oluyor bitiyor diyerek listeleri incelemeye başladım. Mack Avenue Records çok büyük bir plak şirketi değil ancak kataloğunda ilginç isimler var. Firmanın kayıtlara gösterdiği özende genel olarak takdir topluyor. Bu plak şirketinin kataloğundan elime geçen ilk albüm Yellowjackets topluluğunun 2011 yılı albümü Timeline.
İsterseniz Yellowjackets topluluğunu yakından tanıyalım. Orijinal topluluk 1977 yılında kurulmuş. O dönemlerde ismi The Robben Ford Group imiş. Tahmin edebileceğiniz gibi Robben Ford önderliğinde Russell Ferrante, Jimmy Haslip ve Ricky Lawson tarafından kurulmuş. Ford topluluğu kurarken ilginç bir kontrat yapmış. Kontrat, hem topluluğun tamamını hemde üyelerinin bağımsız anlaşmalar yapabilmesine imkan veriyormuş. Durum böyle olunca toplulukta bayağı kadro değişikliği yaşanmış. En sonunda topluluğun kurucusu Ford yerine saksafoncu Marc Russo gelmiş. Ricky Lawson ise farklı müzisyenlerle çalışmak için 1986 yılında topluluğu terk etmiş.
1981 yılında gitarist Robben Ford, R&B tarzını da kapsayacak bir müzik yapmak üzere yeni bir topluluk kurma kararı almış. Ancak Yellowjackets topluluğunda çok geçmeden yeni kadro değişiklikleri olmuş. Alto saksafoncu Marc Russo, klavyeci Russell Ferrante, basçı Jimmy Haslip yollarına devam ederken aralarına davulcu William Kennedy katılmış. Bu dönemlerde topluluğumn müziği Joe Zawinul'un bariz etkisi altındaymış.
80'lerin sonlarına doğru plak firmalarını değiştirmişler ve albümleri genelde iyi tepkiler almış. Topluluğun iki şarkısı Star Trek IV: The Voyage Home filminde de kullanılmış. 90'lara gelindiğinde devinim yeniden başlamış. Marc Russo asıl topluluğu “ Doobie Brothers”a daha fazla zaman ayırmaya karar vermiş ve yerine Bob Mintzer gelmiş. Bu değişikle topluluğun sound'u R&B'den caza doğru kaymaya başlıyor. Bu süreçte plak şirketi değişiklikleri birbirini izliyor. Aslında bu süreç topluluğa önemli bir ivme kazandırıyor. “Lifecycle” albümleri çok başarılı oluyor ve 2009 Grammy'lerinde en iyi caz albümü kategorisinde aday gösteriliyorlar.
Nasıl bir devinim değil mi? “Timeline” topluluk için bir nevi yeni bir başlangıç ve bu devinimin kendileri de farkındalar. Çok özenli hazırlanmış CD kitapçığında basit bir kronolojiye yer verilmiş. Ancak basit dediğim kronoloji bile 3 sayfa sürüyor. Bakınız yukarıdaki fotoğraf :)
1- Why Is It
2- Tenacity
3- Rosemary
4- Timeline
5- Magnolia
6- A Single Step
7- Indivisible
8- Like Elvin
Topluluğun 2011 albümü “Timeline” bir açıdan özel bir albüm. Tüm bu devinimin ilk başında varolan adam Robben Ford bu albümde konuk müzisyen olarak gitar çalmış. Ayrıca John Daversa konuk müzisyen olarak "Tenacity" ve "Like Elvin" şarkılarında trompet çalmış. Albümdeki Yellowjackets kadrosu ise şu şekilde; Russell Ferrante - klavye ve sintizaysır. Jimmy Haslip - bas. Bob Mintzer - saksafon, bas karnet. Will Kennedy - davul ve perküsyonlar.
Albüm son derece yumuşak dokulardan oluşan jazz fusion veya smooth jazz olarak sınıflandıırlabilir bir tarzda. Kayıt oldukça iyi. Topluluğun 1980'lerden beri süre macerasında yayınladığı albümlerden daha caza yakın, çok inişlere çıkışlara yer verilmemiş bir albüm. Mack Avenue Records ile tanışmak için iyi bir fırsat...
Lego MP3 Çalar
İtalyan Hobbymedia firması aslında maketler ve uzaktan kumanda edilebilir modeller konusunda uzmanlaşmış bir firma. Ancak zaman zaman ilginç ürünlere de imza atıyorlar. Firma daha önce ürettiği Lego dijital fotoğraf makinesinin başarısından sonra Lego MP3 çalarını duyurmuş. Her ne kadar oyuncak gibi gözükse de tam fonksiyonlu bir sistem. Ses kalitesi muhtemelen çok kötüdür ama bu ürünün eğlenceli olduğu gerçeğini değiştirmiyor...
Plak Koleksiyoncusunun Rehberi: Plak Temizleme Konusu
Bundan seneler önce Stereo Mecmuası'nda plak temizliği ile alakalı bazı maddeler yazmıştım. Bu yazıyı yazalı en az 5-6 sene oluyor. Oirijinal metin buradan okunabilir. Aradan geçen senelerde bu yazıda bazı düzeltmeler yapmam gerektiğine karar verdim. İşte orijinal metin artı düzeltmeleri aşağıda bulabilirsiniz.
1. Plakların en önemli düşmanı tozdur. Bunun yanı sıra sigara dumanı, nem ve ısıda plaklara zarar veren etkenlerdendir. Lütfen plaklarınız bu faktörlerden direkt olarak etkilenebileceği yerlerde tutmayınız. Hemen bir ekleme mümkünse plaklarınızı özel bir dış kılıf ile koruyunuz. Bu kılıfları çeşitli sitelerden satın alabileceğiniz gibi ambalajcılarda satılan naylon poşetlerden uygun olanlarını kullanabilirsiniz.
2.Kuru bir bez ile plakları temizlemek, plak üzerinde statik enerji oluşturur , bu da okunma esnasında istenmeyen seslere yol acar. Bu durumda anti-statik fırça kullanmak en mantıklısıdır. Plaklarınızı ilk aldığınızda bir miktar temizleme sıvısı ile silip anti-statik fırça ile temizlerseniz daha sonraki dönemlerde daha az tozlanacaktır. Tabii ki çevrenizde plak temizleme makinesi olan birileri varsa en sağlıklı temizlik yöntemi bu makineleri kullanmaktır. Plak temizleme makineleri çok pahalı oyuncaklar olduğu için eğer çok geniş bir koleksiyonunuz yoksa veya geniş maddi imkanlara sahip değilseniz arkasından koşmak için çok pahalıdırlar.
3.Anti statik fırça ile yapılacak temizlik mutlaka plak izlerini takip edecek şekilde yapılmalıdır. Aksi taktirde kanallardaki tozlar temizlenmeyecektir. işlem fazla bastırmadan mümkün olduğunca narin şekilde yapılmalıdır.
4. Anti-statik fırçanın kılları el ile temizlenmemelidir. Genelde bunun için fırçada ayrı bir bölüm olur veya fırça bir toz aparatı ile birlikte gelir. Eğer ki böyle bir bolum yoksa mesela bilgisayar kasanızın power supply'i gibi bir yere bir kere sürterek fırçanızı tozlardan temizleyebilirsiniz. Ama siz yine de oldukça ucuz olan ve plak temizlemek için üretilmiş güzel bir fırça edinin...
5. Plağınız pikapta çalınırken dikkatli olun.. Titreşimler ve yanlışlıkla çarpmalar sonucunda plakların üzerinde geri dönülemez çizikler oluşabilir. Pikap, eğer mümkün ise hoparlörlerin uzağında ve özellikle bas titreşimlerinden uzakta durmalıdır. Siz fark etmeden bu titreşimler plakta kalıcı sorunlar oluştur.
6. Pikabınızdaki iğneyi değiştirmek için cimrilik etmeyin. Çoğu iğne 3000 saat omurludur. Bu süreyi beklemeden değişiklik yapın. Benim çok karşılaştığım traji-komik bir durum ciddi pahalı iğneler alıp bunları zamanı geldiğinde değiştirmeyen insanlardır. Bunun yerine daha ucuz bir iğne alıp gerektiğinde değiştirmek plak arşivinizin ömrü için önemli bir etkendir. Şimdi burada bir parantez açalım. Bu yazıyı yazmamın üzerinden muhtemelen 5 sene geçti ve 3.000 saat ömür konusunun biraz soru işaretleri ile dolu olduğunu öğrendim. Şu an 3.000 saatin çok üzerinde kullandığım pikap iğnelerim var. Bu noktada eğer seste bir sorun duymuyorsanız iğnenizin ömrü konusunda çok endişe etmenize gerek yok. Belirli bir kalitenin üzerindeki iğnelerde zaman içerisinde belirli frekanslarda -özellikle yüksek frekanslar- eksilmeler olur ancak bu durum plaklara zarar verebilme potansiyelinin olduğu anlamına gelmez. Aradan geçen seneler boyunca orta segment altındaki iğneler hariç kullanım ömürleri konusunda bir genelleme yapmanın doğru olmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Aslında bu madde için şöyle demek daha doğru olacaktır; iğneniz değiştirilmesi gerekli zamanı size mutlaka hatırlatacaktır...
7. Plak sıvı ile temizlenmesi gerekiyor ise, alkol içermeyen ve uçucu bir sıvı ile temizlenmelidir. Ayrıca kullanılacak bez mutlaka yüzde yüz pamuklu olmalıdır. Böylelikle plak yüzeyinde yabancı madde kalmaz. Bu sıvıları satın alabileceğiniz gibi kendinizde yapabilirsiniz. Ben Pevasan isimli bir firmanın sıvısını sulandırarak kullanmaktayım. Bir kaba 2/3 oranında bu sıvıdan, 1/3 oranında su koyarak bir fluid oluşturup, bunu kullanıyorum tavsiye ederim. PC malzemeleri satan yerlerden bu urunu bulabilirsiniz (not. ürün adı burada reklam amaçlı kullanılmamaktadır) Aradan seneler geçtiğinde ortalıkta böylesine firmalar kalmadığı için farklı temizlik sıvıları kullanmak zorunluluğu oluştu. Kendi kullandığım temizlik sıvısı ile alakalı burada bir şeyler yazmıştım. Eğer imkanınız varsa bu iş için özel üretilmiş sıvıları kullanmak en iyi seçenek. Ancak kimyasal içerikli sıvıların nakliyesinde sorunlar olduğu için linkini verdiğim sıvı da iş görür. Bu temizliği sadece çok kirli plaklarınızda uygulayın. Bu arada o dönem not etmeyi unutmuşum; 78 devirlik Shellac (veya bilinen tabirle taş) plakları sakın bu tarz sıvılar ile temizlemeyin...
8. Plaklarınızın üzerinde çok toz varsa bunu ilk önce bir elektrik süpürgesi ile çekin. 2500W bir süpürge ciddi oranda toz çekebilir. Bu işlemi yaparken sakin süpürgeyi plağa değirmeyin. Bu hala iyi bir seçenek ve zaman zaman kullanmaya devam ediyorum.
9. Plaklarınızı güneşten ve hatta aşırı sıcak ortamlardan korun. Yüzeyde dalgalanmaları önlersiniz. Haydi bir not; eğer yamuk plaklarınız varsa bunları tercihan iki camın arasına koyun. Bu halde sıcak bir ortama bırakın. Ancak sıcak ortam direkt gün ışığı almamalıdır. Örneğin arabanızın bagajı bu işlem için en ideal yerlerden bir tanesidir. Hafta sonu plağınızı bagajda bırakıp hafta başı elinize aldığınızda büyük ölçüde düzelmiş olacağını göreceksiniz.
10.Asla plaklarınızı üst üste saklamayınız Bunu her birinin kabı olsa bile yapmayınız. Şekillerinde bozulamalar ve yamulmalar oluşur ve bunlar hiçbir şekilde düzeltilemez. Aslında hiçbir şekilde düzeltilemez yanlış bir önerme olmuş. Madde 9'da görebileceğiniz gibi bir umut kapısı var. Ama dertsiz başa dert açmaya gerek yok. Bu yazıyı yazdığım günlerde ülkemizde Ikea benzeri mağazalar yoktu. Plak koleksiyonu yapanlar veya plak toplayanlar, oldukça cüzi tutarlar ödeyerek Expedit gibi harika çözümlere kavuşabilirler.
11. Genelde değersiz bulunan 45likler üst üste kapsız konuluyor. Bir toz tanesi bile ciddi ama gözle görülmeyen çizikler oluşturacağından en kotu ihtimalle bunlar için kartondan veya A4 kağıttan kaplar yapın veya İnternet'ten sipariş edin. Aslında bu konuda ülkemizde de çözümler var artık. Rengarenk karton koruma kaplarını ülkemizden de tedarik edebiliyorsunuz. Bu arada 45'likler konusunda şuraya bir göz atmanızı öneririm. Özellikle de 45'liklerin değersiz olduğunu düşünüyorsanız!
12. Biraz yer ayırıp plaklarınızı 20'li gruplar halinde A4 kutularında saklayabilirsiniz. Hem seçmesi kolay olur, hem ezilmezler hemde kutuda biraz oynama yapıp üstlerini istediğiniz zaman kapatabilirsiniz. Devamlı alışveriş yaptığınız bir hiper markette kırtasiye reyonundaki arkadaşa rica edip bunları alabilirsiniz. Özellikle Mopak firmasının A4 kutuları gerçekten çok ideal. Eğer yaşadığınız yerde bir yapı market varsa ziyaret etmenizde fayda olacaktır. Özellikle IKEA'da güzel şeyler bulunabiliyor. Bu dönemlerde yazıyı Birkaç kere elden geçirmiştim. Ancak artık ülkemizin dört bir tarafında yapı marketler var ve bir şekilde uygun çözümleri bulabilmek mümkün. Zaman ne kadar hızlı değişiyor
13. Eğer plaklarınızı kutuda saklıyorsanız içlerine elektronikçilerde rahatlıkla bulunan silikon nem alıcılardan ekleyin. Kutunun içinde nem oluşumunu önlersiniz. Kesinlikle öyle. Bu bence hala en iyi çözüm.
14. Plakların iç kapaklarını plağın üst kapağının açıklığına ters yönde kapatın. Plak tozdan bu şekilde korunur. Kesinlikle doğru bir tespit. Ayrıca Madde 1'de bahsettiğim dış kılıflardan edinerek daha iyi toz koruması sağlayabilirsiniz.
15. Plaklarınızı iç kapak (sleeve) olmadan kapağın içine koymayın, kartonda oluşmuş girinti çıkıntılar plağınıza zarar verebilir. Bu maddeyi biraz geliştirmek gerekiyor. İç kapaklarınız eğer kötü durumdaysa mutlaka yenileri ile değiştirin. En iyi çözüm kağıt içerisinde anti-statik naylon olan iç kapaklardır. Ayrıca Mobile Fidelty (MoFi) firmasının ürettiği gibi naylon iç kaplarda tercih edilebilir.
16. Plağın okuma yüzüne elinizi sürmeyin, insan tenindeki yağın plak üzerinden temizlenmesi kolay bir is değildir. Mutlaka kenarlarından tutun. Kesinlikle bu konu çok çok mühim...
17 .Bir şeyi asla unutmayın. Elinizdeki bir plak, bir daha asla üretilmeyecektir. Eğer o plak 1.000 adet üretildi ise onu kullanılmaz hale getirmeniz 999 adet kalması demektir. Bir plağınızı sevmiyorsanız bile ona özen gösterin veya değerini bilecek insanlara verin. Bunu kültürel bir ödevmiş gibi addedin... Valla bu maddeyi harika yazmışım. Kesinlikle öyle :)
Eh sıhhat ve sağlığım yerinde olursa 4-5 sene sonra bu yazıyı da elden geçiririm artık...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)