Vakum Tüplüye Yakın Bir Saat



Nixie Clock'ları hepimiz çok severiz ancak fiyatlarının yüksekliği herkesçe malum. Çeşitli firmalar ucuz alternatifler üretiyor. Brambo isimli üretici USB'den enerji alarak çalışan bu saati yapmış. Fiyatı son derece uygun yaklaşık 70 Dolar. Ürün şu an için stock-out görünüyor ancak herhalde yakınlarda stoklara girer. Tamam Nixie'lerdeki o ilginç görüntü yok ama yine de vakum tüplü saati andırıyor değil mi?

Japonya'da Büyük Deprem?


Japonya'da 8.8 büyüklüğünde bir deprem oldu ve arkasından tsunami geldi. Pasifikte tsunami uyarısı yapıldı. Japon Meteoroloji Ajansı (JMA) üzerinden olaylar takip edilebiliyor. Japonya büyük bir felaket yaşıyor. Ancak insanlar bu felakete rağmen çok sakinler. Daha çocuk yaşlardan itibaren edindikleri eğitim, aldıkları önlemler bunda çok etkili. Geleneksel olarak hep konuşuruz böylesine bir şey ülkemizde yaşansa ne olur diye. Düşünmek bile ürkütücü. İşin acı tarafı Allah korusun demekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Tüm Japon dostlara geçmiş olsun!

Bir Sayının Ardından


Stereo Mecmuası'nın 27. sayısını kazasız belasız yayınlamayı başardık şükürler olsun ki. Sayının yayınlanmış olması aslında hayatımı daha da zorlaştırıyor. Her yeni sayıda firmalardan veya kişilerden test etmek için aldığım ürünleri birer birer gitmeleri gereken yerlere göndermem gerekiyor. Bugünde 27. sayısının yukarıda görülen son anısını paketledim. Sisteme bir şeyler ekleyip çıkartmak pek sevdiğim bir şey değil ama Stereo Mecmuası sayesinde (aslında yüzünden) test dönemleri ev savaş alanına dönüyor. Uzun yıllardır sistemime ekleme çıkartma yapmıyorum pek, aslında yapıyorum ama genelde minik şeyler, küçük aksesuarlar. Muhtemelen Stereo Mecmuası projesi bitince uzun yıllar hi-fi dergisi bile okumam.

Diğer nefret ettiğim bir şey ise kargolarla uğraşmak. Tüm gelen ürünleri paketle, kargoları takip et. Bu arada eski bir mağazacı olarak kargolarla uğraşmayı hiç sevmem.  Mağazacılık öncesi sorunum yoktu ama yok promosyon malı geldi, yok iadeler kayboldu zaman içerisinde nefret ettim vallahi. Ama Stereo Mecmuası ile  yine yeni yeniden kargo hengamesi yaşıyorum. Bunların üzerine binlerce liralık emanet ekipmanı evde tutmakta ayrı bir stres. Ürünlerin başlarına bir şey gelse ne yapacaksınız? Tabii ki satın almak lazım.


Örneğin yukarıdaki kutunun ederi 5.000 Doların üzerinde. Nasıl bir stres yaşadığımı siz düşünün artık. Bu  ürünlerin bir çoğunu özel şekilde paketleyip düzgün kargolara vermek lazım. Yan sokaktaki kargocu Mehmet Amcaya vermek demek sinir stres sahibi olmak demek. İyi çalışan kargoların gönderi ücretleri evlere şenlik. Küçücük bir zarfın bile (tüm ürünlerin irsaliyeleri geri gidiyor)  gönderi bedeli 10TL'nin üzerinde. Koskoca paketleri düşünün bir de. Allah'tan bazı firmalar anlaşmalı oldukları kargolar ile beni kargo ücretinden kurtarıyorlar. Zaten böyle dostlar olmasa dergi çıkartıyoruz diye şahsi bütçelerimizi de yeriz. Hoş zaten ne gidiyor bu projeye hesabını yapmıyorum. Ayrıntılı bir hesap yapsam sanırım ertesi gün veya o an siteyi kapatırdım...

Her şeyin ötesinde ne yapıyoruz ücretsiz dağıtılan hi-fi dergisi yayınlıyoruz. Kendime koskoca bir aferin, bu dertleri başıma kendim açtım sonuçta.

Bitmedi... Bir de tüm bunların sonunda evi toparlayıp kendi sistemime dönme konusu var. Kablo sök tak yapmaktan gerçekten nefret ettim artık. Bazen bıkkınlık geliyor. Allah'tan sistemi geri kurup, ilk tınılar çaldığından her şeyi unutuyorum. Veya kendimi kandırıyorum, öyleyse de lütfen ses etmeyin, çaktırmayın..


Bu arada sisteme bir oyuncak ekledim. Cihaz değil bir LED lamba. Okuma lambası olarak geçiyor yaklaşık 10TL'ye satılıyor. Benim gibi karanlıkta müzik dinlerken plağın üzerine iğneyi indirirken kaza yapmamak için pikabın yanına eklenmesi şart. Bu ürünler genelde kırtasiyelerde ve büyük marketlerde satılıyor. Fena da iş görmüyorlar doğrusu...

Wifi vs Hifi


Son günlerde en çok hoşuma giden karikatürlerden bir tanesi..

Unutulmuş Krallık ve Yeni Bir Albüm, Bu Kez Borgia'lar.


Geçtiğimiz günlerde bir müzik markette alışveriş yaparken bir bey yanıma yaklaştı. Reyondaki Savall'in "Le Royaume Oublie" albümünü göstererek, bu albümle ilgili yazınızı okudum ve çok etkilendim dedi. Internet sitemizde arada sırada fotoğrafım görünüyor. Bazı okuyucularımız denk geldiğimizde beni tanıyıp sohbet ediyorlar. Çok keyifli bir mevzuu bu bence. Yeni insanlar tanıma şansım oluyor ve keyifli ayaküstü sohbetler yapıyorum. Neyse... Bahsi geçen albüm ile ilgili alakalı sohbet sırasında, bu kadar bilgiyi nasıl yazabildiğimi sordu. Ortaokul (hatta daha öncesi ama hatırlamıyorum) dönemlerinden itibaren tarih konusuna büyük bir merakım olduğunu ve nasıl oluyorsa senelerden beri okuduğum her şeyin aklımda kaldığını anlattım. Bu nasıl bir şey anlamıyorum. Bir konuya odaklandığımda gözümün önünden film şeridi gibi okuduklarım geçiyor ama bir telefon numarasını hafızamda tutmakta zorlanıyorum. İnsan beyni gerçekten garip bir çalışma şekline sahip.

Andante dergimi alıp bitip eve gelince yazdığım yazıyı bir okuyayım dedim. Ne yalan söyleyeyim yazdığım yazıyı beğendim ama yazının albüm incelemesinden başka her şeye benzediğini söylemem mümkün. Tabii ki albümden de bahsetmeyi başarmışım ama üçüncü sayfanın ortalarında ancak. Herşeye rağmen bence çok güzel bir yazı olmuş. Son derece zorlu bir albüm incelemesi okumak isteyenler buradan yazıya ulaşabilirler.

Bu arada Alia Vox cephesinde yine ilginç bir albüm var; "Dinastia Borgia. Eglise et Pouvoir à la Renaissance" Türkçeleştirmek gerekirse "Borgia Hanedanı; Rönesans'ta Kilise ve Güç". Tabii konu Borgia ailesi olunca albümden önce tarihsel mevzuular aklıma geliyor. Ailenin Medici ve Sforza'lar ile savaşları, özellikle Cesare ve Lucrezia Borgia'ların hikayeleri aklıma ilk gelenler. Tarih bu tarz ilginç asilzadeler ile dolu. Jeanne d'Arc ile omuz omuza savaşan general Gilles de Rais, Erzebeth Bathory en bilindikleri ancak Borgia'larda son derece ünlü bir aile ve gücün karanlık tarafındalar.