İzmirde Bir Halk Konseri: Erkin Koray



Aslında bu yazı biraz geç kaldı ama bir kaç satır kelam etmeden olmaz Erkin Koray hakkında. 12 Ekim’de Alsancak Vapur İskele’sinde ücretsiz halk konseri yapılacağını duyunca hemen planımı programımı yaptım. Öyle oturduğun yerden müzik dinlemek ile canlı canlı konser izlemek farklı şeyler. Ayrıca konser ambianslarını her zaman pek severim. Eh Erkin Baba burnumuzun dibine kadar gelmiş iken konsere gitmemek "eşeklik" olurdu. Sevelim veya sevmeyelim 1970'lere adını altın harflerle yazdıran isimlerden en önemlilerinden birisi olan Erkin Koray bana kalırsa günümüzdeki performansları ile ayakta durmayı başaran ender isimlerden bir tanesi.

Konak Belediyesi bu sene Kordon'u gerçekten güzel kullanıyor. Yaptıkları bir sürü hatalı iş olsa da, bu konuda haklarını vermek lazım. Hemen her hafta Kordonboyunda bir devinim var, hem ortam çok keyifli oluyor hemde özgür bir şekilde müzik dinliyorsunuz. Ayrıca geniş kitlelerin katıldığı bu etkinliklerde bir sürü farklı türden insan bir araya geliyor olsa da, en ufak bir tatsızlığın yaşanmaması pek sevindirici.

Erkin Koray konseri öncesi Alsancak Doy Doy'da karnımızı güzelce doldurduktan sonra Kordon'a çıktık. Hemen bir not Doy Doy'un et şinitzeli son derece başarılı mutlaka bir ara tadın. Kordon çok kalabalıktı. Çimlerin üzerinde oturanlar, sahil boyunda yemek yiyip, bir şeyler içenler, hemen herkesin keyfi yerindeydi. Konserin ses düzeni son derece başarılıydı. Hele ki bir halk konserine göre. Aslında izleyici profili de son derece ilginçti. Gençler, yaşlılar, bir tarafta başı kapalı genç kızlar, bir tarafta içki içen gençler, bizim gibi kendini genç hissedenler... Anlayacağınız bir Türkiye mozaiği vardı ve herkes Erkin Koray'ın şarkılarına keyifle eşlik ediyor, hoplayıp zıplıyordu. Şu durumu ülkenin dört bir tarafında yakalasak ne güzel olur ama bu pek mümkün gözükmüyor ne yazık ki. Siyaset çok kötü bir şey...

Baba, konser set-listini bilindik şarkılarla oluşturmuş ama şarkıları bayağı bir sert çaldılar. Pek güzel oldu. Konserin bir diğer ilgi çekici olayı, Kurtalan Ekspres'ten tanıdığımız Ahmet Güvenç'in sahnede basını konuşturmasıydı. "Baba"yla beraber coştukça coşan Güvenç sayesinde ezbere bildiğimiz Koray şarkıları daha güzel hale geldi. "Baba"nında keyfi yerindeydi, emprovizasyonlar, seyirciye takılmalar, kafasına göre şarkılara girmeler yani anlayacağınız canlı müzik dinlemenin tüm güzelliklerini yaşattı bize.

Bu arada kim ne derse desin, Erkin Baba yaşına rağmen hala iyi çalıyor ve sahneyi dolduruyor. Valla Konak Belediye'si ve Hakan Tartan'a çok teşekkürler. Bu sene yaz sonundan itibaren Kordon'u doyasıya yaşadık Seçil ile. Erkin Baba ise kapanış için harika bir konser oldu...

Absürd Plak Kapakları: A Stereo Spectacular



Aslında bu kapak için yazılabilecek çok şey var ama hiç gerek yok. Yukarıdaki resme bakmak gerçekten yeterli. Hoş esasında bence bu plak son derece sempatik ve hatta espri bir kapağa sahip ama ayrıca bir bölüm açmaya gerek yok. Ayrıntılara bakınca çok keyifli şeyler var. Mesela His Master's Voice'ın minik köpeği Nipper sağ tarafta seçiliyor. Bu kapağın daha yüksek çözünürlüğü olanı bulabilirsem hemen ekleyeceğim bloğuma...

Polisiye Romanında Pikap


Hemen her ülkede polisiye romanlar çok popülerdir. Bunların çoğu cep kitabı dediğimiz tarzda ince olur. Yukarıda bir Fransız polisiye serisi olan 078 Service Secret'nin bir sayısının kapağı var. Tahmin edebileceğiniz gibi roman Anglo-sakson 007 James Bond'un oldukça kötü bir Fransız kopyası. Yukarıdaki kapakta görebileceğiniz gibi kapakta bir pikap ve kırık plak var, bölümün ismi ise "Le Secret du Disque" yani plağın gizemi. Plakların bir çok yerde karşıma çıkmasına alışkınım ama polisiye bir romanda ilk kez denk geliyorum...

Eğlenceli Notebook Çantası



Bu çok hoşuma gitti. Bu aslında bir notebook çantası ancak içerisinde bir hoparlör var. Resimdeki gitara dokunduğunuzda hoparlörlerden ses geliyor. Hoparlörlerde distorsiyon bile var ayrıca sesi açık kapatabilmekte mümkün. Gitarda ayrıca notada basabilmek mümkün. Klavye bölümündeki perdelere dokunduğunuzda notada çalabilen bu keyifli çanta 15.6" boyutuna kadar notebook'lar ile uyumlu. Ürünün Amerika satış fiyatı ise 50 Dolar civarında. Eh neresinden bakarsanız düzgün bir notebook çantası yaklaşık o fiyatlara geldiğine göre bu çantada çok pahalı sayılmaz. Denk gelsem alırım bir tane...

Ornette Coleman - Dancing In Your Head



Dancing in Your Head, benim dönüp dolaşıp dinlediğim tıpkı ismi gibi aklımda yer eden bir albümdür. 1975 yılında yayınlanan albüm, saksafoncu -ve zaman zaman trompetçi- Ornette Coleman'ın en garip albümlerinden birisidir aynı zamanda. Bu albüm Coleman'ın daha sonra bayağı popüler olacak elektrikli enstrümanlar kullanan Prime Time topluluğununda ilk olarak görüldüğü albümdür. Albümün plak versiyonu ilk olarak A&M Records tarafından yayınlandı. 2000'li yıllarda yeniden yayınlandı. Tabii o dönemde ortalıkta bağımsız bir A&M Records yoktu. Bir bilgi olarak günümüzde plak şirketi A&M/Verve/Universal Records olarak geçiyor yani uzun lafın kısası Universal grubunun bir parçası. Bir çok caz eleştirmeni bu albümü elinizde, arşivinizde bulunması gereken ilk 50 albüm listesine sokuyorlar. Ben bu kadar iddialı olamayacağım ama Ornette Coleman ismi sizin için bir şey ifade ediyorsa edinmenizde kesinlikle fayda var.

Albümün içeriği şu şekilde;

Theme from a Symphony (variation one)
Theme from a Symphony (variation two)
Midnight Sunrise
Midnight Sunrise (alternate take)

Orijinal baskıda "Midnight Sunrise" şarkısının alternatif versiyonu bulunmuyor. Bu şarkı yukarıda bansettiğim 2000 yılı baskısında mevcut. Albümün orijinal kadrosu şu şekilde; Ornette Coleman - alto saksafon, Bern Nix - birinci solo gitar, Charlie Ellerbee - ikinci solo gitar, Rudy McDaniel - bas, Shannon Jackson - davul, Robert Palmer - klarnet (Midnight Sunrise şarkısında) Master Musicians of Jajouka (Midnight Sunrise şarkısında)

Master Musicians of Jajouka topluluğundan da kısaca bahsetmeliyim. The Master Musicians of Joujouka, Berberi müzisyenlerden oluşan bir topluluk. Sufi müziğinini etkilerinin görüldüğü topluluğun batı ile buluşmasını Rolling Stones'un kurucularında Brian Jones'a borçluyuz Müzisyenlerin tamamı Fas'ın kuzeyindeki dağlarda bulunan Jajouka isimli bir kasabadan. Haliyle topluluğun ismi buradan geliyor.

Aşağıya albümün ana teması üzerine bir varyasyon içeren bir video eklemek istiyorum. Video, Japonya'daki bir konser sırasında çekilmiş. Bu dönemde artık topluluğun ismi resmen konulmuş; Ornette Coleman PrimeTime. Kadro albümle hemen hemen aynı olmakla beraber basçı Rudy McDaniel'ın yerine Larry McRae ve davulcu Shannon Jackson yerine iki davulcu birden var; Denardo Coleman ve Kamal Sabir. Bu arada Denardo Coleman, Ornette Coleman'ın oğlu olduğu notunu da ekleyeyim...