Evin Neresidir?



İnternette gezinirken denk geldiğim çok hoşuma giden bir illüstrasyon. Yazı kısmını çevirmek gerekirse "evin pikabımın olduğu yerdir" Eminim ki bu şekilde düşünen bir çok okuyucum vardır. Aslında buna benzer bir poster yapsam bayağı satılacağına eminim. Bu aralar kafam ticarete çalışmaya başladı, hadi hayırlısı :)

BlueTube Ampli ve Hoparlörler



Kickstarter projeleri çok hoşuma gidiyor. Bazı projeleri yakından takip ediyorum. Daha önceden bahsettiğim gibi bir ürün geliştiriyorsunuz. Bunu üretmek için finansmana ihtiyacınız var. Burada insanlar ürününüzü sevdiler ise finansmana yardımcı oluyorlar. Farklı tutarlarda seçenekler var, tabii ki karşılığında size bir şeyler veriyorlar. Bir nevi imece usulünün internet edisyonu gibi.

BlueTube isimli bir firma, Kickstarter'da bir proje ile yer aldı. Basitçe anlatmak gerekirse tüplü bir ampli ve opsiyonel hoaparlörler artı subwoofer. Ürün şaşırtıcı şekilde vakum tüplü. Ancak genç tasarımcılar hifi dünyasından çok geniş kitleleri hedefleyerek ürüne Bluetooth desteği eklemişler. Böylelikle telefonunuzu, tabletinizi hatta bilgisayarınızı kablosuz olarak müzik sisteminize bağlıyorsunuz. Gerçek ahşap kaplamalı ürün son derece şık görünüyor. Hatta ek girişleri bile var.

Tasarımcılar, yola 35.000 Dolar bulmak için koyulmuşlar ancak tam iki katı yatırım almışlar. Projeye 695 Dolar katkıda bulunanlar hem ampliyi hemde hoparlörleri alabiliyorlar. Eğer ürünü daha sonra satın alacak olursanız 1.000 Dolar ödemeniz gerekecek.

Ses kalitesi nasıldır bilmem ama geniş kitlelerin ilgisini çekmek istiyorsanız günümüzün popüler teknolojilerine yer vermek şart. Bence hoş görünüyor...

Teşekkürler: Fuat Baydoğan



Geçtiğimiz aylarda Sn Fuat Baydoğan fikir sormak için bir plak listesi göndermişti bana. Listeyi incelerken yukarıda gördüğünüz 45'liği görünce o saçma nakarat beynimde yankılanmaya başladı;
cambaz, ip üstünde oynuyor cambaz,
ip üstünde ağlıyor
hayat ip üstünde geçiyor
hayat her an gelip gidiyor

Siz benim saçma dediğime bakmayın tüm şarkıyı ezbere biliyorum. Çocukluğumda -hatta çok küçüktüm- annemin mavi taşınabilir çanta şekilde bir pikabı vardı. Pikap rahmetli anneannemin (nurlar içerinde yatsın) evinde duruyordu. Her gittiğimizde o pikaptan bu şarkıyı dinlerdim. Resmen beynime kazınmış şarkı. Tabii küçük olmanın etkisiyle o pikabı parçaladım, plaklar ise kayboldu. Bende tüm bunları unuttum. Ta ki, listeyi görene kadar...

Bu 45'liği listede görünce satın almak istedim. Satın alamadım :) Sağolsun Fuat Bey, plağı hediye etti bana. Yeniden dinlediğimde uzak ufuklara gittiğim, geçmişi hatırladığım bir 45'lik oldu. Muhtemelen para verip aldığım bir sürü plaktan daha değerli. Anıları var, geçmişi var.

Buradan bir kez daha sevgili Fuat Bey'e teşekkürler...

iTunes Türkiye ve İkilemler



2012 yılının son günlerinde Apple, iTunes Store yani sanal mağazasını ülkemizde de yayına aldı ve resmi olarak açılış yapıldı. Benim gibi arşivini genelde fiziksel formatlarda yapan bir kişinin ilk adımda iTunes mağazasına burun kıvırması normal. Sonuçta sevdiğim albümleri CD veya plak formatında uzun yıllardır hafiye gibi arıyorum ve bu durumdan genel olarak memnunum. Ancak bir süre sonra özellikle ara albümler ve az baskılar söz konusu olunca gelir düzeyimi aşan paralar konuşulmaya başlanıyor. Özellikle popülerlikten uzak alt türler ve müzisyenlerde albüm bulmak ayrı bir dert bulduğunuzda satın almak bir dert.

Neredeyse kanlı geçiyor diyebileceğim eBay açık arttırmaları, gecenin bir vakti bitecek açık arttırma için bilgisayarın başına tünemeler (vallahi samimi söylüyorum) en acı olan taraf delinin birinin gelip tam aldığım diye sevindiğim albüme iki kat fazla para basması ile elimden uçup gitmesi... Bu tarz durumları yaşayanlar beni mutlaka anlayacaklardır.

iTunes ülkemize geldikten sonra bir gün meraktan iyice bir araştırma yapayım dedim. Ah keşke demez olaydım. İlk aklıma gelen bazı isimlere baktım. Mesela John Zorn. Uzun zamandır bazı DIW ve Tzadik baskıları arkasında koşturuyorum. Bir kaç tuşa basıp liste karşıma çıkınca canım sıkıldı. Son dönemlerde 2 albüme verdiğim parayla tüm Zorn diskografisini hadi abartmayalım tüm önemli albümleri edinebilmek mümkün. Tamam satın aldığınızda binbir türlü kısıtlama var. Format hifi dünyasında popüler olan FLAC değil. İlla ki iTunes yüklü bir bilgisayar, tablet veya dijital müzik çalara ihtiyacınız var. Ancak bunların yanında fiyatlar olacak gibi değil.

Hani hep yazıp çizdiğimiz olay, önemli olan müzik dinlemek ise elimizin altındaki imkanlar müthiş. Makul fiyatlara bazen eBay'de 50 Doların çok üzerinde seyreden albümleri dakikalar içerisinde edinmek mümkün. Koleksiyon fetişini bir kenara bırakınca imkanlar muazzam.

Bu işin sonu ne olacak bilemiyorum. Ülkemizde popüler işler yapmayan plak şirketlerinin durumları çok parlak değil (hoş dünyada da böyle) Kendi kendime bir karar adlım. Ülkemizde dağıtılan albümleri iTunes'den almayıp, bulma olasılığının çok çok az olduğu albümleri almaya karar verdim. Hoş bu durumdan pek mutlu değilim. O albümlerin fiziksel edisyonlarını edindiğimde o kadar çok mutlu oluyorum ki, bu iTunes üzerinden satın alma işi hiç heyecanlı değil. Öte yandan senelerdir aradığım ve bütçemin almaya izin vermediği albümler 5 dakika içerisinde dinlenmeye hazır.

Teknoloji de bazen iyi bir şey değil yahu..

Gerçeklik İçin Geliştirildi :)


Geçen gün Mavi Hifi firmasından gelen haber dolayısıyla Amerikalı kablo üreticisi Wireworld'un web sitesine bakındım. Bu esnada reklamlar bölümünde yukarıdaki afişi buldum. Kablo üreticileri son yıllarda ilginç afişler tapıyorlar. Sanırım diğer bir ilginç afişlere imza atan firma Crystal Cable'dır. Ancak Wireworld reklamı konspet olarak benim bloğuma daha uygun sanki. Tabii bu reklamlarda ilk adımda kimse kabloya bakmıyordur eminim ki. Firmanın mottosu da ilginç bir anlam kazanmış sanki, "Gerçeklik için geliştirildi" Nasıl yani?