Geçen hafta İstanbul'a gittim. Bu seyahatin birincil sebebi yapmam gereken bürokratik işlemlerdi. 4,5 günlük sürecin büyük bölümünde hatta neredeyse tamamında son derece zorlu işlemleri tamamlamak için koşuşturdum. Yapmam gereken işlemleri çok güzel bir döneme denk getirdim; KonstruKt ve Peter Brötzmann konseri. Ama ne yalan söyleyeyim bu sefer İstanbul'dan neredeyse hiçbir şey anlamadım. Yakında yine İstanbul yolları gözükecek gibi duruyor. O zaman acısını çıkartırım inşallah.
Konser öncesinde sabahtan yapmam gereken işlemleri tamamlayıp konser öncesi sevgili Reha Arcan ile buluşmak için yola çıktım. Güzel bir İstanbul gününde Reha'nın afacanları okuldan aldıktan sonra ilk önce parkta biraz oyun oynadık. Afacanlarla iddialaşıp, arkasından kaybedip ve “Metro” çikolataları kaptırdıktan sonra sistemin karşısındaki yerimizi almak üzere hareketlendik. Sade ama güzel bir sofranın başında hem sohbet ettik, hem konser öncesi ısınma turu yaptık, hemde yeni sistemi dinledik.
Sevgili Reha'nın sistemindeki değişmeleri buradaki linkte sizlerle paylaşmıştım. Geçtiğimiz senelerde dinlediğim sisteme göre bayağı değişiklik olmuştu yeni sistemde. Açıkçası sistemde en merak ettiğim cihaz amplifikatördü. Western Electric 300B vakum tüpten optimal performansı almak için tasarlanan Loth-X Ji300b ampli oldukça ilginç bir tasarıma sahip. Amplifikatörün temeli geçmişteki bazı önemli Westrex tasarımları ile erken dönem Japon Single Ended örneklerine dayanıyor. Tabii ki tüpleri Western Electric 300B. Anlayacağınız çok ciddi bir tasarımla tanışma, dinleme ve kurcalama fırsatı buldum. Sistemde bir diğer önemli değişiklik hoparlörlerdi. Opera Callas SP (Super Pavarotti) son derece narin bir tasarıma sahip. Narin derken bir kule tipi hoparlöre göre daha küçük yapılı. Hoparlörün arkasında da sürücülerin bulunması sayesinde konvansiyonel bir tasarımdan farklı bir konumlandırma yapmak gerekiyor. Opera hoparlörleri geçmişte Lotus Concept'te dinlemiştim. Özellikle Mini modeline bayılmıştım. Ancak ülkemizin sonu gelmez hi-fi savaşları sonunda Opera markası olması gerektiği yerden ne yazık ki uzak şimdilik. Belki ileri ki dönemlerde daha fazla ilgi çeker. Bence en keyifli çalan İtalyan hoparlörlerden bir tanesi. Bakalım ilerleyen yıllar neler gösterecek.
Sevgili Reha, hoparlörleri son derece keskin bir toe-in (1) ile konumlandırmış. Bu alışılmışın dışında gibi gözükse de, üreticinin bu konuda bazı tespitleri olduğunu anlattı. Sistemde analog kaynak çok yakından tanıdığım Michell Orbe, Technoarm ve Benz Ace, dijital kaynak ise Rega'nın yeni DAC'ı ve Apollo CD çalardı. Rega DAC konusuna ilerleyen günlerde döneceğim ama tahminimin gerçekten ötesinde bir performansa sahipti, bunu belirtmem lazım.
Galas, dinlenmesi her açıdan zorlu bir isim. Her açıdan derken, gerçekten her açıdan...
Cihazları yakında inceledikten sonra sistemden Paul Bley plağından tınılar duyulmaya başladı. Daha ilk notalarda sistemin yine ustalıkla oluşturulduğu, sahnenin, detay seviyesinin olması gerektiği anlaşılmıştı. Zaten o noktadan sonra konser öncesi sohbetimize geri döndük. Plak bitince yerine yenisi takıldı ve çok çok az kişinin evinde dinleme fırsatım olacağını tahmin ettiğim bir plak dönmeye başladı. Reha bu çalan Diamanda Galas (2) değil mi diye sordum. Gülümseyerek evet dedi. Çalan "Malediction & Prayer" albümünün plağıydı. İlk yüzü bitince sevgili Reha başka bir plak aramak için kalkınca aman abi Galas bulmuşum sonuna kadar dinleyelim dedim. Dinlediğimiz yüzün en başını bir kez daha dinleyip sonra diğer yüze geçtik. Vay be, hala şaşırıyorum Diamanda Gallas, eh Reha'dan beklenilecek bir hareket :) O an çok keyif aldım, Allah razı olsun dedim. Ama akşamın devamında bunu bir çok kez söyleyecektim.
Solda KonstruKt'ün Peter Brötzmann sağda ise Marshall Allen ile yaptığı albüm görülüyor
Konser saati yaklaşınca Reha o akşam Radyo Babylon'da yapacağı programı hazırlarken bende Esma (3) ve afacanlarla sohbete devam ettim. Radyo programına ilerleyen günlerde geri döneceğim. Çünkü dönülmeyecek gibi değil. Program hazırlığı bitince sevgili Reha, elime iki adet CD tutuşturdu. Konser öncesi her türlü hazırlık yapılmıştı vallahi. KonstruKt'ün Peter Brötzmann ile yaptığı albümün yanında efsanevi saksafoncusu Marshall Allen (4) ile yaptıkları albüm.
Artık konserin yapılacağı Nublu'ya doğru yola çıkma zamanı gelmişti.
Tüm bunların sonucunda söyleyebileceğim tek bir şey var, bir sistem çok iyi çalabilir, çok iyi sinerjiye sahip olabilir, harika cihazlarla oluşturulmuş olabilir. Böylesine bir sistemi oturup yıllarca keyifle dinleyebilirsiniz. Sevgili Reha'nın sistemi işte öyle bir sistem. Ancak bir sistemi bence asıl değerli kılan şey, onun nasıl çaldığının yanında, neler çaldığıdır. Bu direkt müziği sevmek ile alakalı bir konu. Reha'nın farklı farklı sistemlerini her dinlediğimde şaşırdım. Hem nasıl çaldığına hemde neler çaldığına.
Böylesine keyifli bir dinleti ve sohbetin ardından Radyo Babylon'a doğru yola çıkıyoruz. Orada kısa bir mola verip, KonstruKt ve Peter Brötzmann konserine doğru ilerleyeceğiz.
(1) Hoparlörleri içeri doğru açı vererek konumlandırmak
(2) Bana neredeyse yüzlerce CD vererek Diamanda Gallas ve daha niceleri ile tanışmama vesile olan dostlara buradan selamlar. Onlar kendilerini biliyorlar.
(3) Reha'nın eşi. Keyifli sohbet için tekrar teşekkürler.
(4) Allen'ı Sun Ra'dan tanıyorsunuz.
Diamanda Galas fotoğrafı: Richard Termine, 2005
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder