Technics SU-7200


Technics SU-7200 amplifikatör. Kanal başı 20w güç üretebiliyor. Ağırlığı yaklaşık 6 kilogram! Üretim tarihi 1975. O yıllardaki tüm üst sınıf Japon amplilerindeki gibi OCL tasarıma sahip. Yani amplifikatörün çıkış katında herhangi bir kapasitör kullanılmadan direkt olarak hoparlörün beslenmesi esasına dayanıyor. Bu yüzden çıkış katı çok ama çok özenli tasarlanmış.

Bu arada ahşağ kasa ne kadar güzelmiş dediğinizi duyar gibiyim. Zamanında bu kasaya sahip olmak için ekstra para ödemeniz gerekiyordu.

Kohler Moxie


Kohler markası banyo, mutfak vesaire alanlar için armatürler tasarlayan bir firma. Ürünlerimize ek özellik katalım diye düşünerek Moxie ismini verdikleri kablosuz hoparlörlü duş başlığını duyurmuşlar. 200 Dolarlık ürün, kişiselleştirilmiş müzik çalma listelerinizi, haberleri vs çalma için geliştirilmiş. Akıllı telefonlar, MP3 çalarlar, tabletler ve dizüstü bilgisayarlar da dahil olmak üzere, Bluetooth kablosuz teknolojisine sahip cihazlarla senkronize çalışabilen duş başlığı, 32 metreye kadar menzile sahip. Dahili şarj edilebilir lityum-iyon pil yaklaşık 7 saat çalışma süresi sağlıyormuş.

Çok beğendim almak istiyorum derseniz, yurtdışından sipariş vermeniz gerekiyor :) Bu aralar banyolara taktım galiba kafayı...

Olympia Ceramica Lavabo


Bu sayfada gördüğünüz ürün, tasarımcı Gianluca Paludi'nin Olympia Ceramica firması için tasarladığı pikaptan ilham alan lavabo serisi.  Lavabonun içim plak gibi gözükürken, musluk ise pikap koluna benzetilmiş. İki düğme ise su basıncını ve sıcaklığını kontrol ediyor. Ayrıca ahşap dolapta küçük deliklerin arkasındaki bir Bluetooth hoparlörü var. Böylece ellerinizi yıkarken kablosuz olarak müzik çalabiliyorsunuz.  Gianluca Paludi ilerleyen dönemlerde bu lavaboya uygun bir de klozet tasarlayacakmış. Garip :)




HakanCez ile ARPG Tarihi: Titan Quest Anniversary Edition



Titan Quest Anniversary Edition, orijinal oyunun yayınlanmasından 10 sene sonra meraklılara sunulan ve içerisinde orijinal oyuna ek olarak eklenti paketi Immortal Throne'una da içeren bir edisyondu. İşin güzel ve önemli tarafı bu edisyonun THQ tarafından orijinal oyuna sahip olan herkese ücretsiz olarak verilmesi oldu.

Titan Quest Anniversary Edition sadece iki paketin birleştirilmesinden ibaret değildi. İki oyununda anlaması pek kolay olmayan çoklu oyuncu seçenekleri baştan aşağıya yenilenmiş ve Steam desteği eklenmişti. Modern bilgisayarlardaki uyum sorunlarının neredeyse tamamı çözülmüştü. Yeni nesi monitörler için daha fazla çözünürlük, daha geniş büyük kamera görüş mesafesi ve ölçeklenebilir kullanıcı arayüzü ile oyun daha modern bir görünüme sahip olmuştu. Yeni nesi işlemci ve ekran kartlarına destek verilmesi ile performans artışı sağlanmış ve genel kararlılık artmıştı. Ayrıca Steam Atölyesi ile mod desteği gelmişti.

Arayüzdeki gelişmeler ve geniş ekran desteği sayesinde bir oh dedik yahu
Normal koşullarda tüm bunlar bile 10 senelik bir oyunun yeniden ayağa kaldırılması adına ayakta alkışlanacak eklemeler olsa da, yapımcılar burada durmamıştı. Oyundaki tüm karakter özellikleri ve skill setleri elden geçirilmiş, yeni eşyalar eklenmiş ve iyileştirmeler yapılmıştı. Oyunun çok oyunculu modunda bazen kabus haline gelen parti ayarları elden geçiriliş, zorluk seviyelerinden, yapay zekaya kadar her konuda iyileştirmeler yapılmıştı.

Arayüzün arzu edildiği gibi düzenlenebilmesi oyun ekranını daha sade hale getirebiliyordu. 
Bunlarda yetmemiş, oyuna yeni düşmanlar, ara boss'lar ve hatta görevler eklenmişti. Sanırım bu denli kapsamlı bir gelişim çok az oyuna nasip olmuştur. Hele ki, 10 senelik bir oyun söz konusu olunca, yaşananlar inanılacak gibi değildi bana sorarsanız.

Helal sana THQ...

Polycade Arcade Interface


Polycade Arcade Interface ilk gördüğümde yerim olsa kontrplaktan yapılır bu dediğim bir retro oyun konsolu. Duvara monte edilen dış cephesi, sayesinde az yer kaplayan şık bir tasarıma sahip şimdi Allah için. Vintage görünümüne rağmen oyunlar için Steam kullanılıyor dediğine göre demek ki cihazın içerisinde minik bir PC var. İki oyunculu joystick  setlerinin yanında yanı sıra ek kontroller için düğmeler ve bir trackball özelliğine de sahiptir. Özel oyun çubukları ve düğmeleri, süper hızlı tepki süreleriyle sorunsuz bir oyun deneyimi sunuyor falan diye özellikler sıralanmış ve fiyat 2.800 Dolarcık.


Duvara montaj gerçekten harika bir fikir. Ben içerisine bir RetroPie yüklü bir Raspberry Pi koyarım diye düşünüyorum ama yeni nesi AMD APU'lu mini bir bilgisayar da fena fikir değil. Makul boyutlarda bir ekran, ki 24 inç bana mantıklı geliyor, ile harika bir şey yapılabilir ve maliyette bayağı aşağıda olur sanki. Vaktim olursa bahara ben bu olaya girerim...

H.S.C. Hırdavat


Dün Makita markasından bahsederken hırdavatçılık konusuna da değinmiştim. Arşivimde rahmetli peder ile senelerimizin geçtiği, benim 1993 ile 1999 arasında bizzat idare ettiğim dükkanımızın kartı denk geldi. Buraya da ekleyeyim dedim.

Sanırım oldukça yaramaz bir çocuk olduğumdan benim 1. Sanayi Sitesi dolayısıyla hırdavatçılık maceram ortaokul talebesi iken başladı. Lise yıllarında da devam etti. Şöyle bir düşünüyorum da, o yıllarda çok şey öğrenmişim ve sonraki yıllarda da bayağı işime yaradı doğrusu. Bu kartın muhtemelen en az 20 senelik bir mazisi var. Belki daha da fazla...

Shinola Bluetooth Bookshelf Speakers



Bu tarz aktif hoparlör tasarımlarını çok sevdiğimi bilirsiniz. Shinola markasını da yeni duydum ama fiyatını görünce aşırdım biraz. 1.500 Dolarcık. Firma şu bülteni göndermiş...

Barefoot Sound ile birlikte üretilen bu hoparlörler, genellikle stüdyo için ayrılmış aynı ses imzasını taşır. Modern bir tasarıma sahip hoparlörler hem Bluetooth hem de USB ile uyumludur, böylece müziği kendi tarzınızda çalabilirsiniz. Ayrıca, diğer girişler RCA L / R, S / PDIF ve 3,5 mm stereo jakı içerir. Premium malzemelerden ve bileşenlerden üretilen hoparlörler, güzel oldukları kadar dayanıklıdır. Etkileyici bir dinleme deneyimi sağlamak için yüksek verimli tweeter'lar ve özel woofer'lar içerir. Ayrıca, el boyaması meşe  ve siyah kaplama seçeneklerine sahiptir. Sıra dışı ses kalitesini bir Amerikan estetiğiyle birleştiren hoparlörler, herhangi bir müzik aşığı için olmazsa olmazdır.

Elinize sağlık ama Shinola markasını ben hiç duymadım belki çok bilindik bir şeydir ve benim cahilliğidir ama ortalıkta bunca iyi aktif hoparlör varken niye simi şinanay pardon Shinola olan bir hoparlöre 1.500 Dolarcık vereyim ki...

DJ Prenses


Rahmetli Carrie Fisher'in acısı hala hissediliyor. Gönlümüzün sultanı, prensesimiz için denk gelen bir illüstrasyon hemen sayfamda yerini alıyor. Bu arada R2-D2'dan pikap tezgahı yapma fikri de mükemmel olmuş. Bir yandan Carrie Fisher'in prenses ile bütünleşmesi ne kadar garip bir şey. 


Aslında kendisi kalemi güçlü bir yazar ve bir sürü filmde oynamış bir aktirist. Benim aklıma gelen ilk film 1980 yapımı Blues Brothers olur herhalde. Bir kısmınız When Harry Met Sally diyecektir, bir kısmınız Woody Allen'ın meşhur Hannah and Her Sisters filmini hatırlayacaktır ama bir çoğumuz tabii ki onu yukarıdaki hali ile hatırlıyoruz.

Tabii ki mekanı cennet olsun...

HakanCez ile ARPG Tarihi: Titan Quest: Immortal Throne


Titan Quest: Immortal Throne, ahanda şurada yazdığım üzere ana oyunun üzerine gelen bir eklenti paketi. Yine Iron Lore Entertainment tarafından geliştirilerek THQ tarafından yayınlandı. Bu eklenti paketinin güzelliği orijinal oyundaki hikayenin hemen ardından devam etmesi. Bir de üzerine ana oynanış, geçtiği dünya aynı olunca kaldığımız yerden maceraya devam edebiliyorduk. Antik Dünya ve eylem mücadelesi etrafındaki konumlarda gezinme ile Titan Quest ile aynıdır. Immortal Throne için, oyunun orijinal envanter sistemi elden geçirilmiş, daha önce yazdığım gibi karmaşık olan çok oyunculu  sistemi geliştirilmiş ve yeni bir karakter sınıfı eklenmişti.

Immortal Throne, ana oyunun olaylarından hemen sonra başlar. Titan Typhon'un ağzının payını verip dövdükten sonra  Olimpos tanrıları oynadığımız karakteri "insanlığın kahramanı" olarak selamlar ve insan dünyasının Olimpos tanrılarının koruması olmadan işleyebileceğine karar verirler. Muhtemelen tanrılar insanlardan bıkmış ve kendi dalgamıza bakalım moduna girmiştir. Aman ne güzelmiş diye ortalıkta dolaşırken Rodos'tan sıkıntılı haberler gelmeye başlar.

Kaderimizde itle köpekle de uğraşmak varmış :)
Bunun üzerine "insanlığın kahramanı" olarak biz işi gücü bırakıp Rodos'a geliriz. Apollon'un bir nevi sağ kolu diyebileceğimiz Tiresias tarafından Yeraltı Dünyasında çekişmeye neden olduğu suçlamaları ile canavarlar serbest bırakılır. Rodos'ta işler karışır ve biz işleri ele almaya başlarız. Bu canavar saldırılarının sebebi keşfetmek için Pindos Dağları yakınlarındaki bir bölgeye gönderen büyücü Medea'yı aramaya başlarız.  Bir ipucunu bulunca yolları keşfetmeye başlarız ve Yeraltı Dünyası'na giden yolu buluruz. Asıl işlerini bırakıp ortalığı karıştıran Charon ve Cerberus'u yendikten sonra, Elysium'a doğru yola çıkarız. Burada yeraltı dünyasının tanrısı Hades'in, Olimpos Tanrılarının biz sizle uğraşamayız demesi üzerine, ben uğraşırım dediğini anlarız ve bunun üzerine Hades'in peşine düşeriz.

Charon abimize kayıkta kazandığı paralar az geldi herhalde 

Konu kısaca bu şekilde. Biraz elden geçirilmiş grafikler, yeni skill seti, yeni daha doğrusu geliştirilmiş envanter sistemi, yüzlerce yeni item, yeni artifact sistemi derken bayağı geliştirme olduğunu söylemek lazım. Rodos, Epirus ve Yeraltı Dünyası ile birlikte oyuna yen, NPC'ler, yerleşim alanları filan eklenmesi ile bana sorarsanız başarılı bir eklenti paketi olmuştu Titan Quest: Immortal Throne...

Denon PMA-300Z


Denon PMA-300Z amplifikatör. Kanal başı 22W güç üretebiliyor. Ağırlığı yaklaşık 7 kilogram! Üretim tarihi 1973. Aslında bu model PMA-300 modelinin başarısı üzerine üretilir. Eski modeldeki sıkıntılar giderilir ufak tefek iyileştirmeler yapılır. Bugün bile kullanılan Darlington devre yapısı üzerine kurulan amplinin bir diğer önemli özelliği Output Capacitorless circuit (OCL) yapıda olması.

OCL olayı, amplifikatörün çıkış katında herhangi bir kapasitör kullanılmadan direkt olarak hoparlörün beslenmesi esasına dayanıyor. Bu durumda çıkış katının öylesine özenli tasarlanması gerekiyor ki, bağladığınız hoparlörlerin sürücüleri yanmasın. Muhtemelen Bu ürünler bu özenli tasarımları sayesinde bayağı sevildiler...

HakanCez ile ARPG Tarihi: Titan Quest


Titan Quest, Iron Lore Entertainment tarafından geliştirildi ve 2006 yılında THQ tarafından yayınlandı. Oyun için ilerleyen yıllarda iki genişleme paketi yayınlandı. 2007 yılında Titan Quest: Immortal Throne ve 2017 yılında Titan Quest: Ragnarök.

Titan Quest, Titanların bir zamanlar dünyaları nasıl yönettiklerini anlatan bir intro ile başlar. Aslında hikayeyi hepimiz biliyoruz. Büyük bir savaştan sonra Titanlar sürgün edilerek hapsedilir ve Olimposlular ölümlüler dünyasını yönetmeye başladılar. Bu döneme altın çağın başlangıcı da denir. Bilinmeyen bir süre sonra, Telkines olarak bilinen daha az tanınan Titanlar kökenli bir üçlü, ölümlü dünya ile Olympus'u birbirine bağlayan iletişim kanalını kırar ve dünyayı yakıp yıkmak ve Titanların serbest bırakılmasına hazırlamak için canavar ordularını çağırır.

Oyundaki bazı ortamlar eski filmleri anımsatıyor. Argonotlar filmini seyreden var mı? 
İşte tam burada oyun başlar. Oyuncu karakteri yani biz, canavarların temel gıda kaynaklarını yok ettiği Helos köyünde görevlerine başlar. Macera ilerledikçe antik Yunanistan boyunca ilerlermeye başlarız. Bu süreç içinde Order of Prometheus adlı bir gruptan Telkines'leri öğrenir ve onları yok etmek için maceramıza devam ederiz. Knossos sarayının altındaki ilk Telkine'yi yendikten sonra, yolumuz Mısır'a düşer ve Dünya ile Olympus arasındaki bağlantıyı yeniden kurmaya çalışırız. Tahmin edeceğiniz üzere bu bağlantıyı kurmak için yapılan ayin başarısız olur ve ikinci bir Telkine ile savaşmak zorunda kalırız. Arkasından Çin'e doğru uzanan İpek Yolu boyunca son düşmanı takip ederiz. Telkine'yi Wusou Dağları'na kadar takip ederiz ancak Titan Typhon'un serbest bırakılmasını önlemek için çok geç kalırız. Typhon oyunun son "boss"udur. Bu arkadaşı bir güzel dövdükten sonra Zeus kendini gösterir. Ne adamsın diyerek bizi yağlar ballar :) Aman efendim ne demek deyip farklı zorluk seviyelerinde oyunu oynamaya devam ederiz.

Titanları iki şimşekle yakabilecekken bizi boş işlerle uğraştıran Zeus hıyarı... 
Titan Quest, senaryo olarak Roma İmparatorluğu öncesi Antik dünyayı kendisine oyun alanı seçmiştir. Senaryo içerisinde Yunanistan, Mısır ve Asya'da maceralar yaşanır. karakter yaratma ekranında cinsiyet, isim ve tunik rengi seçebilirler. Üç boyutlu dünya, yukarıdan üçüncü şahıs görünümünde oynanan oyun tarzı itibarı ile türe bazı yenilikler getirmiştir. Özellikle Antik dünya ve buna bağlı efsaneler oyunun fantastik bir evrenden daha hızlı şekilde sizi sarmasını sağlar.

Onlar ilerledikçe, haritaya dağılmış oyuncu olmayan karakterlerden (NPC'ler) alınan görevler ile oyunun senaryosu ve yan senaryosu ilerlemeye başlar. Geleneksel olarak oyunda ilerledikçe tecrübe puanları kazanılır, bunlar ile karakteriniz geliştirilir. Sağlık ve enerji seviyesi yanında yine hemen her oyunda görülen dexterity, intelligence ve strength puanları ile oyundaki karakterinizin ana özellikleri geliştirilir. Oyunda tahmin edeceğiniz gibi binbir türlü silah, zırh, aksesuar ve bunların yanında pasif özellikler ekleyen slotlar bulunuyordu. Bu arada kullandığınız takım taklavat gerçek zamanlı olarak karakterinizin görünüşünü de etkiliyordu.

Bol bol vakit geçirilecek ekranlardan bir tanesi, şu yüzüğü mü kullanayım, yoksa bunu mu?

Oyun o dönemler için yenilikçi sayılabilecek skill çeşitliliği de sahip idi. Oyunda yanılmıyorsam sekiz farklı savaşçı/büyücü seçeneği bulunuyordu ve hepsinin hem yetenek seti hemde oynanışı birbirinden oldukça farklıydı. Geleneksel kılıç kalkanlı veya menzilli silahlarla donatılmış savaşçı sınıflar, farklı element büyüleri yapabilen büyücü sınıfı ve doğaya hükmedebilen farklı bir sınıfla oynamak mümkündü. Oyunda Diablo II ile delilik haline gelen Relic ve Charm'larda vardı. Ama oyunun geçtiği ortam bakımından en zevklisi kılıç kalkanlı bir savaşçı sınıfı idi bana sorarsanız. Her sınıf için 8 sekiz farklı yetenek seti kullanılabiliyordu. Skill setinde yeni yetenekler açılıyor ve bu yetenekler geliştirilebiliyordu. Bazı yeteneklerin açılması için gereksinimler oluyor ve işler karıştıkça karışıyordu. Oyunda karakterinizi yaratmak için bir noktadan sonra hesap kitap yapılması gerekiyordu. Ki türün en önemli özelliklerinden birisi de budur zaten...

Oyunda sadece zindanlar olmaması önemli bir artı puandı. Dağ bayır dolaşmak mümkün! 
Oyunun dönemine göre gelişmiş multiplayer özellikleri vardı ama kullanmak pek kolay değildi. Daha doğrusu karışıktı. Oyunun ilerleyen yıllarda -daha doğrusu tam 10 yıl sonra- yayınlanan Anniversary Edition edisyonunda multiplayer özellikleri daha kolay kullanılabilir hale getirilmişti. Onu da ayrıca konuşuruz zaten.

Titan Quest'i özel kılan şey, bana sorarsanız antik dünyada geçmesiydi. Konusu bir şekilde aşina olduğumuz efsaneler ve mitolojiden geliyordu. Aynı şekilde düşmanlar ve mekanlar hatta şehirler bile. Grafikleri dönemine göre çok güzeldi ve hikayesi de keyifliydi. Ha senaryo daha iyi işlenebilirdi belki ama ben sevmiştim. Oyunda köyler, kasabalar güzel yaratılmış ve NPC'lerin yan hikayelerinin bir bölümü oldukça yaratıcı idi. Ayrıca farklı şekillerde oynayabilme ve karakterinizi geliştirebilme konusu da önemliydi. Ama bir süre oyun uzadıkça uzuyor, ne yaptığınızı tam bilmeden önünüze gelen bir tekme şeklinde ilerliyordunuz. Herşeye rağmen güzel oyundu.

Razer Deathadder Elite


Senelerden beri Mad Catz firmasının R.A.T. 7 farelerini kullanırım. Hatta belki ilk çıktığı dönemlerden beri kullanıyorum dersem yanlış olmaz. Ancak zaman içerisinde mouse'lar dağılmaya başladı ve problem çıkartmaya başladılar. Üreticisi Mad Catz maalesef battı, sonra yeniden geri döndü ama R.A.T. serisinden bana da ikrah geldi doğrusu. Hoş son kalan R.A.T.'larımı bir şekilde tamir etmeyi başardım. Ama her an problem çıkartabilir gibi duruyordu. Sonunda elimdeki tüm mouse'ları değiştirmeye karar verdim.

Normal insanlar için bu işler gayet kolay oluyor ancak ben elimde en az 2 hatta 3 adet mouse bulunduruyorum. Evdeki kişisel bilgisayarımda, ofiste ve laptop çantamda her zaman aynı marka model mouse bulunduruyorum. Bu bana büyük bir kolaylık sağlıyor ancak ödenen tutar maalesef bayağı yüksek oluyor.

Ne alayım ne alayım derken  oyuncu marketinin en önemli firması olan Razer'ın bir dönem kullandığım Deathadder modeline geri döndüm. Eskiden bazı problemleri olan bu mouse'lar baştan sona yenilenmiş ve "Elite" diye yeni bir seri hazırlanmış. Tabii ki pavyon ışıklı!

Şimdilik çok memnunum hayatımdan özellikle ergonomi anlamında. Yakın zamanda bir şeyler yazıp çizerim hakkında. Ama bu ürünlere bu paraları vermek -ki bende verdim- bir noktada maalesef pek akıllıca değil... Bile bile lades diyoruz işte...