Alchemist APD27
Alchemist "The Stereo" APD27 Stereo güç amplifikatörü. Sınıf A / B güç amplifikatörü. 2 x 200 watt (RMS) güce sahip ikiz mono tasarım. Dengeli (XLR) ve dengesiz (RCA / fono) stereo girişler ve üç set hoparlör çıkışı "The" serisindeki diğer modellerle doğru bir şekilde bağlanırsa, Ön amplifikatörün etkinleştirilmesi, diğerlerine aynı anda açılıp kapanmaları için bir voltaj tetikleyicisi vardır. The Alchemist Pre preamplifikatör ile kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Müthiş tasarım...
Simon ve Laura
BBC Televizyonunun ilk zamanlarında film haline getirilen Simon ve Laura, aslında Simon ve Laura Foster adında tartışmacı teatral bir çifte odaklanıyor; Bir tiyatro oyunu. Yaklaşık 20 yıldır birlikteler ve kendi evlerinde filme alınan günlük bir pembe dizide 'kendilerinin' sahte uyumlu bir versiyonunu oynuyorlar. Karakterlerin çoğu saçma olsa da bunu çok iyi yapıyor. Diyaloglar, istemsiz bir kıkırdama veya gülme uyandıran dizelerle doludur; durumlar, zaman zaman sıkıntılı olsa da ustaca ve komiktir. Yukarıdaki sahne yine bir kavga enstantanesinden... Plağa yazık tabii ki...
Shinola Runwell Turntable
Shinola'dan Runwell Turntable. Shinola hemen her alanda aksesuarlar üreten ve bunlara da genelde yüksek fiyat etiketleri koyan bir firma. Sanırım Amerika ve Japonya pazarlarında sevilen bir marka... Firmanın Runwell pikabının, basın bülteninden birkaç satır.
Doğru malzemeleri kullanırsanız her şey lüks olabilir ve Shinola'nın Runwell Turntable'ı bu gerçeğin bir kanıtıdır. Markanın ilk pikabı olan, hem işlevinin hem de biçiminin en yüksek standartları karşılamasını sağlamak için ustalıkla üretilmiştir. Yalnızca 500 adet üretilecek olan ürün yüksek kaliteli ses ve kutudan çıkar çıkmaz kullanıma hazır olacak şekilde hazırlanmıştır.
Hareketli mıknatıs MM kartuşuna ve hatta her şarkının, albümün ve sanatçının en iyi şekilde ses çıkarmasını sağlamak için özel bir fono ön yükselticiye sahiptir. Şık ve modern dış kısım dikkat çekicidir, ahşap kullanımı ise evin herhangi bir odasında harika görünmesini sağlamak içindir.
Ahşap şasi, deri mat, metal, ilginç kol derken firmanın pikabı çok kötü de değil gibi gözüküyor. 2.500 Dolar tabii ki çok yüksek ama ürün çıktığı gibi satıldı ve bitti...
Lansing Iconic
Yıl 1937. Avrupa'da özellikle Almanya ve İtalya'da faşist yönetimler yükseliyor. Uzakdoğuda Japonya sınırlarına sığamıyor, yayılmacılığa başlıyor. Avrupa'da yavaş yavaş soğuk savaş rüzgarları esiyor. Amerika tüm bu rüzgarların uzağında.
Lansing artık sinemalar için yaptığı dev hoparlörleri küçültmeye başlıyor Ev eğlencesinin kalbi olan müzik sistemlerine aslında lambalı radyo ve erken dönem plak çalarlara eşlik etmesi için ilk makul boyutlu hoparlörlerini tanıtıyor.
Efsanenin ilk adımları belki de...
Betta'ların Çiftleşmesi (Videolara Mutlaka Gözatın)
Betta'larım ile birlikte yaşamayı öğreniyorum ve keyif alıyorum. Betta Imbellis veya yabani Betta'lar bir arada yaşayabiliyorlar, akrabalarının aksine. Bu yüzden balıkları çiftleştirmek için özel olarak uğraşmanıza gerek yok. Ha tabii uğraşsanız daha sağlıklı olur ama ben akvaryumuma çok dokunmayı sevmiyorum. Doğal ortamlarında gibi yaşamalarını istiyorum.. Yabani Betta'lar canları isteyince çiftleşiyorlar. Eh işte Yabani Betta bunlar...
Özellikle dişilerin karnı dolgun hale geliyor renkleri farklılaşıyor. Akvaryumda normal koşullarda birbirlerini kovalama şeklinde aksiyon olurken işler yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Erkek ile dişi Betta ile kurlaşma başlıyor. Bu emareleri görürseniz bilin ki bir aksiyon olacak. Bende de tam anlamı ile böyle oldu.
Erkek balık suyun yüzeyinde köpüklerden yuva yapmış oluyor önceden. Dişi eğer çiftleşmeye hazır ise yuvanın altına gidecek ve çiftleşmek için yuvanın altında ters dönecektir. Erkek balık dişiyi saracak ve sıkacak. Bu işlem sırasında yumurtalar dişinin karnından dökülüyor. Bu sırada erkek eş zamanlı spermlerini bırakarak çıkan yumurtaları döllüyor ve düşen yumurtaları yakalayıp teker teker köpük yuvaya yerleştiriyor
Şans eseri bu enstantaneleri videoya çekmeyi başardım;
Micro Seiki MR-622
Japon üretici Micro Seiki'den MR-622 modeli. Üretim yılı 1973. Yüksek hassasiyetli bir kol ve doğrudan sürücülü yani direct drive motora sahip bir pikap. Besleme geriliminin bir varyasyonunda etkilenmeyen DC servo doğrudan sürücü, ana tahrik sistemi olarak benimsenmiştir.
Grease II Soundtrack
House of Marley Rebel Bluetooth Kulak Üstü Kulaklık
Renkli kulaklık artık hayatımızın değişmezi... Alın bir tane daha...
House of Marley Rebel Bluetooth Kulak İçi Kulaklıklar ile sadece oynat düğmesine basın ve en sevdiğiniz müziğin içinde kendinizi kaybedin. 40 mm dinamik sürücüye sahip bu kulaklıklar güçlü ses sağlar. Ek olarak, tek düğmeli denetleyici, müziğinizi kontrol etmeyi basit ve kolay hale getirir. Rebel kulaklıklar ayrıca, telefonunuzu çıkarmadan arama yapabilmeniz için bir mikrofon sağlar. Dahası, Rebel kulaklıklar, temiz tasarımı sayesinde farklı bir Marley görünümü ve hissi sunar. Aynı şekilde, kulaklıklar Siyah, Gri, Lacivert, Rasta, Şeftali dahil olmak üzere altı renkte gelir. Rahat kulak üstü tasarım, kulaklığı saatlerce takmanıza izin verir. Benzer şekilde, dayanıklı yapı, çantanızda olsa bile kulaklığınızın iyi durumda kalmasını sağlar. Fiyat 40 Dolar...
Amazon Echo Link Amp
Amazon çok garip bir firma.. Adamlar zaman içerisinde çok ilginç ürünleri tüketicilere sundular. Ben geç kalmışım ama bu ürün oldukça ilginç. Sanırım yeni versiyonu da yolda imiş...
Amazon Echo Link Amp Stereo Amplifikatör ile ses söz konusu olduğunda yalnızca en iyisini deneyimleyin. Dahili bir 60W 2 kanallı amplifikatör ile tamamlanan bu cihaz, gelişmiş ses sunmak için hoparlörünüze bağlanır. Sonuç olarak, her seferinde hi-fi ses müzik akışı elde edersiniz. Ek olarak, Echo hoparlörlere bağlandığı için, sesinizi Alexa'ya erişmek için de kullanabilirsiniz. Veya uygulamayı aynı ses kontrolü için kullanabilirsiniz. Evinizdeki birden fazla Echo cihazına bağlanırken, aynı zamanda birden fazla analog ve dijital giriş ve çıkışa sahiptir. Son olarak, Echo Link Amp, Ethernet ve koaksiyel kablo desteğine sahiptir.
300 Dolarlık fiyat ses kalitesini bir kenar bırakırsak özellikler açısından oldukça keyifli.
Su Piresi
Geçen yazımda, sonunda balıklarımı akvaryuma eklemiştim. Ekleyiş o ekleyiş, arada sırada canları istediğinde kendilerini gösteren Betta Imbellis'lerim ile yaşamayı öğrendim haftalar içinde. Ancak ufak bir sorun vardı. Arkadaş bu deliler yem yemiyorlar. Daha önce yazdığım üzere bu arkadaşların sevebilme potansiyeli olan hemen her türden her markadan yemi stoklamıştım. Yok arkadaş yemiyor balıklarım hiçbirisini.
Hadi ilk günler stres altındalar bunu anlıyorum da, artık akvaryuma alıştılar keyifleri yerinde. Yemlerde bir problem olsa oğlumun Betta'sı yemez. Nam-ı diğer "Gek Gek Yele" ne bulsa havada kapıyor. Bizimkiler yüzüne bakmıyorlar hiçbir yemin. Başladım araştırmaya. Üreticileri ile konuşuyorum, her yeme alışkın diyorlar, senin görmediğin zamanlarda yiyor olabilirler diyorlar. Bir yandan da keyifleri yerinde. Sn. Sadettin Kesergen "abi kafaya takma" başlarlar yakında yemeye dedi ama gel bana anlat işte...
Dedim bu iş böyle olmayacak, bir de canlı yem deneyelim. İlker Akvaryum'dan biraz tubifex aldım, bizimkiler havada kaptılar.. Bu böyle olmayacak canlı yem lazım bizimkilere diye karar verdim. Aslında bir çok seçenek var, canlı yeme alternatif. Dondurulmuş yemler var, jel şeklinde satılan ve kendi hazırladığınız yemler var. Var da, buradaki kilit nokta bunların buzdolabında saklanması gerekiyor. Seçil Hanıma tüm şirinliğimle diyorum ki, buzdolabına yem koysam sıkıntı olur mu? Aslında cevabını biliyorum da, deneyeyim dedim.
Hayır!!!
Hani normal bir hane olsak, küçük bir buzdolabımız olsa, yer yok tamam diyeceğim de, buzdolabı, derin dondurucu aklınıza gelen her türlü şey var evde. Ama kız haklı valla, yapacak bir şey yok. Dur onu da yazının sonuna ekleyeyim unutmazsam...
Seçenekler tabii ki bitmiş değil. Çeşitli kurtlar var, su piresi var. Geçtiğimiz senelerde su piresi üretimini denedim. Elime yüzüme bulaştırdım vallahi hiç yalan söylemeyeyim. Her defasında nasıl becerdiysem kültürleri çökerttim, su piresi hayalleri yalan oldu.
Bir kere daha deneyelim bakalım. Şöyle bir araştırma yaptım. Bütün oklar Sn. Murat Tansel diye bir beyi işaret ediyor. Kendisi ile irtibata geçtim hemen, sağolsun son derece detaylı anlattı herşeyi. Dedim ki, yahu Murat Bey ben anlattıklarınızı anladım da, fazla detay ile uğraşmayalım, siz bana ne lazımsa gönderin. Bir yandan da nasıl olsa olmayacak diye düşünüyorum.
Birkaç gün sonra koca bir koli geldi. İçerisinde su pireleri, yeşil su kültürleri, pireler için çeşitli yemler var. Bende göndermiş olduğu yönergelere göre ön hazırlık yapmıştım. Ha bir de pistia'lar almıştım. Şimdiye kadar bu güzel yüzey bitkilerini yaşatmayı başaramadım. Sn. Murat Beyden gelenler de, pek hayal ettiğim gibi değildi açıkçası. Ama büyüklerinden kalmadı 1TL boyutlarında olanlardan var şimdilik onlardan gönderiyorum demişti. Bu arada haftalar sonra bir koli daha geldi, sağ olsun unutmamış. Bir sürü pistia göndermiş, bilabedel olarak hem de tam hayal ettiğim gibi. Bu tarz insanlar ile alışveriş yapmak gerçekten çok keyifli!
Neyse su piresi demiştik. Geçtiğimiz senelerde su piresi üreteceğim diye bir sürü özel plastik kaplar vesaireler almıştım. Üretim tesislerimiz görsel manada çok düzgün idi. Hiçbir masraftan kaçınmamıştım. Ama sonuç hep hüsran oldu...
Bu defa nasıl olsa olmayacak diye hiç özenmedim vallahi. Hayatımda ilk kez 5LT'lik su kaplarını kesip içerisine su koyup beklettim. Hepsi leş gibi oldular yaz güneşi altında. Aşağıdaki manzarayı, çok utanarak ekliyorum,
Siz bu yazıyı okurken yukarıdaki gibi 5 tane daha, üstünkörü kesilmiş plastik su damacanası dolusu su piresi var. Üredikçe ürüyorlar maşallah! Ulan bir sürü para harca, özel kaplar al, su piresi üretmek nasip olmasın, "gecekondu styla" berbat bir şekilde üret. Şans mıdır, kaderin cilvesi midir, Murat Tansel'in alameti midir bilmem... Sonuç, başarı! Bizim Betta'lar su pirelerini havada kapıyorlar artık... Onlar mutlu, bende mutluyum.
Şimdi unutmadan gelelim buzdolabı meselesine. Beni daha önceden tanıyanlar, özellikle hifi vesaire sayesinde tanıyanlar, karakterimi üç aşağı beş yukarı anlamışlardır. Akvaryum alanında yazılarımı takip eden arkadaşlarda ipuçlarından yavaş yavaş anlamaya başlamışlardır beni.
Ben ciddi bir işgalciyim bunu itiraf etmem lazım. Bana bir alanı verirseniz veya kaptırırsanız, kendime göre dönüştürmek ve dönüşümün akabinde stoklamak konusuna ciddi bir takıntım olabilir. Eşim seneler önce bir yazısında yazmıştı bunu. Salonda işlerin nasıl çığrından çıktığını anlatmıştı.
Sadece salon değil tabii ki. Geçmişte buzdolabında da, özellikle içecek bölümünde bazı işgal olayları yaşadık. Mesela meşrubat bölümünde mahalledeki çoğu marketten daha fazla stok vardır. Aşağıda gözüken buzdağının sadece görünen yüzü. Bunun birkaç katı kilerimizde vardır herhalde. Seçil bu yazıyı okursa, ilk söyleyeceği şey, "birkaç katı mı" olur? Bayağı bir katı diyelim....
Yani siz bakmayın atıp tuttuğuma kız haklı. Eh peki Hakan Bey, bu su pirelerini nasıl kabul ettirdiniz derseniz, laf aramızda apartmanda gizli bir nokta buldum. Oraya doğru yayılmaya başladım :)
Danny Boy et ses Penitents
Yazık çok acayip bir plak kapağı bu... KKK müziği diyebilirsiniz ama değil;
Danny Boy et ses Pénitents 25 Ocak 1936'da Saint-Pierre-de-Cormeilles'de doğan, şarkıcısı Danny Boy, gerçek adı Claude Piron olan 1960'ların Fransız rock'n'roll, twist and beat grubudur. Danny Boy'a eşlik eden dört müzisyen (Penitents) balaclava giyiyordu. Balaclava ne bilemedim ya, maske mi desek, bere mi desek. Yukarıdaki plak kapağından anlarsınız işte...Headache Sound OMNI
Ayrıca, yerleşik 5 watt hoparlör, istediğiniz zaman, istediğiniz yerde müzik çalmanıza ve karıştırmanıza olanak tanır. Kulaklık çıkışı, kulaklık izlemeyi ve sessiz çalışmayı da mümkün kılar. OMNI'nizi, güç bankanızı ve akıllı telefonunuzu alın ve artık hazırsınız
300 Dolarlık fiyatı ile bana sorarsanız anca baş ağrısı yapacak bir ürün olabilir...
Khruangbin
Khruangbin basta Laura Lee ki topluluğu sevenler genelde Kleopatra diyorlar, gitarda Mark Speer ve davulda Donald Ray "DJ" Johnson Jr. Houston, Texas'ta kurulmuş bir Amerikalı bir müzik üçlüsü. Grup, klasik soul, dub ve psychedelia gibi küresel müzik etkilerini harmanlamasıyla tanınır.
Adı Üstünde Yabani Betta
Evet bir önceki yazımda balıklarıma kavuşmuş ve onları akvaryuma eklemeye hazır hale geldiğimden bahsetmiştim. Akvaryumum veya Fifty Shades of Brown gerçekten tam istediğim gibi olmuş durumda, görüntüsü, uğraşma amacıma tam anlamı ile hizmet ediyor. Ay bir mutluyum ki, sormayın. Balıklarımı 1 erkek 2 dişi olarak seçtiğimi söylemiştim. Cahil kafamla düşündüm ki, koca akvaryum hiç olmazsa arada sırada balıkları da görür mutlu olurum.
Vira Bismillah diyerek, dikkatli bir şekilde balıkları akvaryuma ekledim. Ekleyiş o ekleyiş! Akvaryuma önden bakıyorum kimse yok, sağdan bakıyorum kimse yok. Zaten ışıkta az. Ambiyans yapacağız ya malum, görmeyen gözlerimle balık arıyorum akvaryumun içinde.
Stresteler ya, ilk gece alışırlar diye düşündüm. Ertesi gün, başlarlar akvaryumda fink atmaya. Neyse akşam yattım, ertesi sabahın köründe akvaryumun başında soluğu aldım. Yüzeyin neredeyse yarısı köpük dolu. Bu iyiye işaret; keyifleri yerinde. Peki balıklar nerede...
Önden bakıyorum yok, yandan bakıyorum yine yok. Uzun uğraşlar sonucu erkek Betta beyefendiyi gördüm. Renkleri yerine gelmiş, keyfi yerinde gibi. Şimşek gibi akvaryumun bir tarafından diğer tarafına yüzdü, sonra, ara ki, bulasın. Ha bu arada birkaç kez dişilere de denk geldim, tam gördüm derken, tankın içinde bir kovalamaca yine herkes kayıp. Hemen yazıyorum tabii ki gruba, abi diyorlar normal. Normalde renkleri bir günde kendine gelmez, senin tankı sevmişler belli ki. E peki ne zaman görürüm bunları, orası nasip kısmet, yabani Betta bunlar...
Büyük dişi, küçük dişiyi kovalıyor. Erkek ikisini birden kovalıyor. O enstantanede oda içerisinde bir şenlik havası, balıkları gördük. Sonra balıklar ortalıklarda yok. Betta Imbellis'ler saklanma yeri severler filan derken, anladım ki bizim biyotop çakması tankımız bir kara delik haline gelmiş. Her taraf saklanacak alan. Hani kendi boyutumuzda bir alan olduğunu düşünüp saklambaç oynasak birini bulmak yıllar sürecek. Sittin sene kimseyi bulmazsınız...
İşin en komik tarafı oğlum geliyor, "baba sen 3 balık almadın mı" diye soruyor. Aldım oğlum deyince, neden ortalıkta gözükmüyor bunlar diyor. Oğlum diyorum bunlar yabani. Eşim de merak içinde. Evdeki ana muhabbet, bu balıklar nerede. Biraz vakit harcayıp birkaç fotoğraf çekmeyi başardım da, en azından elimde bir vesika var... Sorulara cevap belli; yabani Betta bunlar. Bir yandan da, ulan bu kadarı da normal mi diye düşünüyorum. Soruyorum araştırıyorum, bu durum normal deniyor. Oğlan geliyor, baba boşver sen bunları gelip istediğin zaman benim Betta'ya bakabilirsin diyor. Çocuk haklı, "Gek Gek Yele" yüzgeçlerini açıp hükümet gibi dolaşıyor minik akvaryumun içinde. Bizimkiler ortalıkta yok!
Fifty Shades of Brown, biyotop çakması filan iyi hoş şeyler şimdi Allah için. Yapması, kurması da zevkli, planlaması da. Görsel, gerçekten muazzam. Ama okulda resim derslerinde öğrendiğimiz "natür mort" kıvamında bir olay. Fransızca "ölü doğa" demektir, aha işte bizim ortamda öyle. Dal, yaprak herşey var. Balık var, ama yok! Yabani bunlar...
Arkadaş, biyotop çakmasıdır, bol dallı güllü, pardon dallı yapraklı akvaryum yapacaksanız, çoğu zaman göreceğiniz manzaranın bu olacağını bilin. Balıkları şansınız varsa bu hengamenin içinde arada sırada görebilirsiniz. Neden diye sormayacaksınız herhalde, yabani bunlar tabii ki :)
Neyse bir hafta geçsin, birbirimize alışırız herhalde.
BOSE 301
BOSE'nin ülkemizde de çok sevilen hoparlör sistemi; 301. O günlerde BOSE hoparlör ailesinin en küçüğü olan hoparlör sistemi düşük maliyet için tasarlandı. Yüksek frekansları dışa doğru eğimli tutturma özelliğinin yine görüldüğü bu hoparlörler olmuştur. Sürücü olarak 20cm "corn" tipi alt frekans ve tizler için ise 7.5cm "corn" tipi sürücü kullanılmıştı. Eğik monte edilmiş tweeter'ın önündeki deflektörün açısını değiştirerek, akustik olarak değişken bir oda ve yapıya sahiptir. İlk üretim tarihi 1976..
McIntosh Power Supply
Yahu 1950'lerin reklamları her zaman çok hoşuma gitmiştir. 1950'lerden bir diğer McIntosh reklamı, D101 güç kaynağı.
MOV-1 Seramik Ses Sistemi
Deprem
Alıştırma Süreçleri
Geçen yazımda Sadettin Kesergen üretimi balıklarımın, Mehmet Bulut aracılığı ile Aydın'dan geleceğinden bahsetmiştim. Bu süre zarfında akvaryumdaki su döngüsü oturmuştu iyice. White fungus tabir edilen yapılar, temizlik ekibi tarafından temizlenmiş ve akvaryum tam isteğime uygun şekilde oturmuştu.
Denon PMA-700Z
Denon PMA-700Z amplifikatör. Kanal başı 80w güç üretebiliyor. Ağırlığı yaklaşık 13 kilogram! Üretim tarihi 1975. Bu amplifikatörler belki görüntü olarak dönemin diğer Japon ürünleri kadar etkileyici gözükmese de, dönemin Denon mühendisleri özellikle pre-ampli katlarına ciddi kafayı yormuşlar. Pikap katı içinde aynı şeyi yazabilirim rahatlıkla. Firma kendi iğneleri biraz zor sürüldüğü için bu konuda biraz takıntılı davranmış :=)
Tiso i4
Kablosuz kulaklardan gına gelmedi mi? O zaman yetmez ama evet diyorum. Zaten başımıza ne dert açıldıysa bundan açıldı da, neyse... Tiso i4 Gerçek Kablosuz Mikrofon Kulaklıkları, Bluetooth 5.0 bağlantısına sahip. Tiso i4 en son bağlantı teknolojisini kullanan bu spor kulaklıklar, dört saatlik etkileyici bir pil ömrüne sahiptir. Ancak, ayrıca 25 saat daha enerji sağlayan bir şarj kutusu ile birlikte gelirler.
Diğer bir Bluetooth 5.0 cihazıyla eşleştirildiğinde, daha da fazla dinleme süresi elde edersiniz. IPX5 su geçirmezlik derecesine sahip i4 Kulaklıklar, aktif yaşam tarzınıza uyacak şekilde yapılmıştır. İhtiyaçlarınıza uyması için bunları bir çift olarak veya tek başına kulaklıklardan biri olarak kullanabilirsiniz. Cihazınıza otomatik olarak bağlanarak akıllı gürültü azaltma özelliğine sahiptir.
Fiyat ise 50 Dolar civarında... Eh bize ne dediğinizi duyar gibiyim. Bence de öyle. Sadece basın bültenindeki hanım kızımızın makyajını beğendim...