Son yıllarda dijital fotoğrafçılık alanında önemli gelişmeler oluyor bildiğiniz gibi. Profesyonel dünyayı bildiğimi söyleyemem ancak bende bir çok kullanıcı gibi standart kompakt makineleri kullanmaktayım.
Bu sınıfta çok fazla markanın çok fazla ürünü var bildiğiniz gibi. Bu ürünlerin bir kısmı bilindik büyük markalardan bir kısmı da adı sanı duyulmamış firmaların logoları ile piyasaya sürülüyor. Genelde bende dahil bir çoğumuz biraz daha fazla para verip bilindik büyük markaların ürünlerini tercih etmeye çalışıyoruz. Bunun en önemli sebebi muhtemelen marka güvenirliği ve marka arkasındaki servis güvencesi. İşte bu noktada hepimiz hatalar yapıyoruz. Markanın büyük olması demek iyi servis alacağınız anlamına gelmiyor!
Hatta büyük olduğu için tercih ettiğimiz markaların bir çoğunun giriş seviyesi ve onun bir üstündeki ürün yelpazelerinde tüketicilere verdiği teknik ve servis desteği aslında rezalet durumda. Buna fotoğraf makinelerinin markası ne olursa olsun kalitesiz ve özensiz üretiminden dolayı ortaya çıkan sorunları ekleyince olay Türk tüketiciler için bir kabus haline gelebiliyor.
Günümüzde üretilen bir çok büyük markanın ürünleri aslında Uzakdoğudaki fabrikalarda üretiliyor. Artan rekabet koşulları tüm firmaların bu ülkelerde üretim yapması gerekliliğini ortaya çıkartmış durumda. Ancak üretimin kalitesi üzerine marka damgası basılınca değişmiyor ne yazık ki. Hele birde bu büyük markadır arkasında servis güvencesi vardır diyorsanız sizi oldukça şaşırtıcı sürprizler bekliyor olabilir; kötü sürprizler!
Bunları neden yazdım. Ben geçtiğimiz aylarda eşime Nikon Coolpix serisinden L11 kodlu bir fotoğraf makinesi satın aldım. Bu güzel cihaz geçtiğimiz sene üretilmiş ortalama özelliklere sahip bir fotoğraf makinesi. İkinci el olarak gayet uygun fiyata bulunca hiç düşünmeden satın aldım tabii... Eminim ki, bir çok kullanıcı sırf üzerindeki markaya güvenerek bu üründen satın almıştır. Yani şaka değil, Nikon marka bir ürün alıyorsunuz. Daha önce kısa bir süre firmanın D-200 makinesi kullandığımdan eşime aldığım makinenin de en az onun kadar güvenli olacağını düşünmüştüm. Ama halt etmişim...
Yaklaşık 1 ay kullanımdan sonra makine bozuldu. İkinci el bir makine normaldir diyenler olacaktır ancak aldığım kişi makineyi neredeyse hiç kullanmamıştı. Zaten makine tertemizdi. Daha önce Seiko Epson üretimi L300 makinem ile uzun seneler geçirdiğimden ve makine hala çalıştığından Nikon'unda öyle olacağını ummuştum.
Neyse bir gün eşim beni aradı ve makinenin bozulduğunu söyledi. Ne yaptım dediğimde sadece fotoğraf çektiğini söyledi. Makine ne yere düşmüştü ne de darbe almıştı. Fotoğraf çekimi esnasında makine kilitlenmiş ve objektif yani lens bölümü dışarıda kalmıştı. Eh sağlık olsun dedim tabii ki. Ne de olsa koskoca Nikon firmasında bir çözüm bulunur.
Aslında içimden makineye bir şeyler yapmış olabileceğini düşündüm ne yalan söyleyeyim. Kadın milletini sağı solu beli olur mu canım. Hemen servis numarası aramak için internete marka model bilgilerini girdim.
Bu sırada Google aramasında karşıma çıkan linklerden bir tanesi “Şikayetim Var” sitesi idi. İlgimi çekti okumaya başladım. Bir sürü kullanıcı Nikon makinelerinin benzer sorunlarından bahsediyordu. Serviste istenen anormal ücretlerden yakınırlarken ilgimi çeken şey, distribütör firmanın bu kadar yoruma en ufak bir aldırış etmemesi idi. Nedense yorum bile düşmemişler tek bir şikayete bile. Durum yavaş yavaş netlik kazanmaya başladı. Bu sadece Nikon'a özgü bir sorun değildi. Bir çok firmanın giriş seviyesi ürünlerinde benzer sorunlar vardı.
Makinenin bir anda kitlenip lensin dışarıda kalması ve düzelmemesi sorunu.. Buna ingilizce “ lens error” deniyormuş. Hemen Google'ı tekrar açıp yeni bir arama yaptım. Tüm dünyada bir çok kullanıcı aynı sorundan müzdarip. Sadece Nikon değil Canon'da da aynı durum var örneğin ve arıza kullanıcı hatası. Nedeni bilinmiyor ama herkese lens üzerine baskı uygulanmış deniyor(muş) tabii millet isyan bayrağını çekmiş.
Ben biraz şanslıydım. Sonuçta sıfır alınmamış bir makine idi. 100TL gibi saçma bir paraya satın alımmıştı.... Diye düşünebilirsiniz ama para sokakta bulunmuyor tabii ki... Amacı fotoğraf makinesinin uzun zaman kullanılmasını sağlamaktı. İnternet araştırmasında firmanın servisleri ile bir yere varılamayacağını öğrendim. Makineyi atmakta içimden gelmiyordu. Eh yapılacak tek şey cihazı tamir etmeye çalışmaktı. Biraz araştırma ile neler yapılabileceğine şaşırırsınız. Bir sonraki yazımda başta Nikon olmak üzere bir çok markanın giriş seviyesi makinelerinde ortaya çıkan lens arızasını nasıl çözeceğinizi anlatmaya çalışacağım...
İlgili yazılar;
Dijital fotoğraf makinelerindeki arızalara genel bakış
Dijital Fotoğraf makinelerindeki arızaları çözme rehberi