Plak Koleksiyoncusunun Rehberi: Pikap Katı veya Phono Pre
Geçen yazımda plak toplamaya yeni başlayanların pikap seçimi yaparlarken dikkat etmeleri gereken konuları paylaşmış ve pazarımızdaki giriş seviyesi pikap seçeneklerden kısaca bahsetmiştim. Bu yazımda ise yavaş yavaş müzik setimizi toparlamaya başlayalım.
Eğer şansımız yaver gittiyse bütçemize en uygun pikabı seçtik ve seçimimizden mutluyuz. Eğer Dual HS serisi tarzı bir pikap-ampli ve hoparlör kombinasyonu edindiyseniz bu yazıyı pas geçebilirsiniz. Ancak çoğu kişi tarafından eski alışkanlıklarla kullanılmaya devam edildiği şekliyle deck bir pikap (1) satın aldıysanız bununla uyumlu bir müzik sistemi kurmamız gerekiyor. Eğer pikap katı olan bir müzik setiniz var veya müzik sisteminiz var ise yine bu yazıyı pas geçebilirsiniz.
İlk olarak dikkat etmemiz gereken şey bir pikap katı edinme zorunluluğumuz. Bu konuyu kapsamı şekilde Plak Koleksiyonculuğu: Pre-amp Mevzuu yazımda ele almıştım ama şimdi olaya yeni giren bir kişinin bakış açısından ele alacağım. Neden bir pikap katına ihtiyaç duyduğumuz konusunu kısaca açıklamak gerekirse; pikaplar daha doğru bir tabirle iğneler (pikap kafaları) çok düşük bir sinyal üretirler. Onları duyulabilir seviyeye çıkartmamız için sinyali güçlendirmemiz gerekir. Bu güçlendirme için amplifikatör yeterli olmaz. Öncelikle iğnemizden gelen sinyali söz gelimi CD çalar veya diğer kaynak cihazların seviyesine yükseltmemiz gerekiyor. İşte pikap katı veya pikap pre-amplifikatörü tam burada devreye giriyor. Burada dikkat etmemiz gereken bir şey var; iğnemizin yapısı. İğneler MM ve MC olarak ikiye ayrılırlar. Bu konuyla Stereo Mecmuası'nda oldukça kapsamlı yazılar bulabilirsiniz. Bir tanesi için buraya bir diğer için buraya göz atabilirsiniz. Ancak bu yazımda genel olarak giriş seviyesi pikaplardan bahsettiğimize göre aldığınız pikap üzerinde kuvvetle muhtemel bir MM iğne olacaktır. O zaman bizim MM pikap katı almamız gerekiyor. Hemen bir ipucu, eğer gelecekte pikabınızı yükseltme veya farklı iğneler alma olasılığınız var ise hem MM hemde MC iğneleri destekleyen bir pikap katı almak daha mantıklı olacaktır. Yalnız şunu unutmayın MC destekli pikap katları her zaman biraz daha pahalı olur. Bu açıklamaların ışığında yerel pazarda neler bulabiliyoruz isterseniz kısaca bir göz atalım.
Öncelikle son dönemlerde yaşadığımız gelişmeler sayesinde biraz şanslı olduğunuzu söyleyebilirim. Analog severler için yerel çözümler bulabilmek mümkün. Bu yerel çözümlerin en büyük güzelliği hem performanslarının başarılı olması hemde fiyatları göreceli olarak son derece uygun!
İlk pikap katımız Sigma Ses'in meraklılara sunduğu MM yapılı pikap katı. Bu ürün 100TL gibi makul bir fiyat etiketine sahip. İkinci yerel çözüm Fil Elektronik'ten geliyor. 200TL fiyat etiketine sahip Audiophile Phono Box hem MM hemde MC iğne desteğine sahip. Bu desteğin yanında empedans ayarına da imkan veriyor. Bu konuyu uzun uzadıya açıklamaktansa kısaca ince ayar yapabilme imkanı sunuyor diyelim. Her iki ürününde son derece başarılı olduğunu söylemeliyim. Hatta fiyatlarına bakarak fiyat/performans oranı neredeyse mükemmel diyebilirim.
Bu iki ürünün haricinde ekonomik fiyat etiketine sahip daha bilindik markaların ürünlerine de göz atabiliriz kısaca. Pazarımızda 100 Euro seviyesinde gezinen pikap katlarından ilk örnek Thorens firmasının MM-001 modeli. Ancak son dönemlerde üreticiden kaynaklanan bir stok problemi olduğundan Thorens cephesinde alternatif olarak MM005 modeline göz atabilirsiniz. Ürün MM ve MC kafalara uygun ve 137 Euro fiyat etiketine sahip. ProJect markasında ise en uygun fiyat etiketine sahip olan ürün Phono Box MM. Ürünün fiyatı konusunda bir bilgim yok. ProJect'te ise hem MM hemde MC kafa desteğine sahip Phono Box II var. Bu ürünün fiyatı konusunda da bir bilgim yok. Aslında ülkemizdeki bir çok firma ile son derece verimli bilgi alışverişi yapabiliyoruz ancak ProJect'in Türkiye distribütörü olan Actual Power ile bu konuda pek başarılı olduğumuzu söyleyemem. Belki firmadan belki de bizden kaynaklanan bir sorundur. Ancak ProJect markası ülkemizdeki meraklılar tarafından sevilen markalardan birisi olduğundan yazılarımda yer veriyorum.
Bunlar haricinde ülkemizde bir çok alternatif bulabilmek mümkün. Music Hall PA1.2 (yaklaşık 220 Euro) ilk aklıma gelen. NAD, Creek ve bir çok önemli markanın ekonomik seçenekleri mevcut. Ancak bu yazımda genel olarak 100 Euro seviyelerindeki ürünlerden bahsetmek istediğimden konuyu uzatmayacağım.
Yukarıdaki alternatifler (ve benim gözüme çarpmayanlar) ışığında pikap katımızı da almış olunca sıra müzik sistemimizi kurmakta. Bir sonraki yazımızda müzik setimizi kurmaya başlıyoruz.
Güle Güle Altay
Uzun yıllardır bloğuma futbol ile alakalı bir şey yazdığımı hatırlamıyorum. Hatta üniversite döneminden beri futbol ile alakalı bir yazı yazdığımı bile hatırlamıyorum. En son seyrettiğim maçı sakın sormayın. O kadar uzun zaman oldu ki, gerçekten unuttum. Hangi takımı tutuyorsun diye sorduğunuzda ise Altay derim. Doğduğum ve neredeyse 35 sene yaşadığım semtin takımıdır Altay. Maçına bol bol gitmişliğim vardır hatta deplasmanlara bile. İlerleyen yıllarda futboldan soğuyunca ne maça gittim ne de futbol izledim. Sadece bir kaç kez Altay Store'dan bir kaç t-shirt aldım. En azından verebildiğim destek oydu. Benim için öyle bir şeydir işte Altay. Varlığı ile yokluğu bir...
Bu arada muhtemelen Altay'ın bugününe kahrolan çok insan vardır, birisi de Cem Sevinir'dir. Hani dedim ya maçlara hatta deplasmanlara bile gittim diye. Lise döneminde bu dünyaya beni sokan Cem'dir. Bugün bir arkadaşım düşme haberini verdi, üzüldüm. Zaten yapabileceğim başka bir şey de yok!
Jackrack CD Rafı
Jackrack CD Rafı. Yaklaşık 600 Dolar fiyat etiketine sahip olan şık ürün 325 CD kapasitesine sahip. Ölçüleri; 950 x 950 x 150 mm. Ben çok beğendim.
Pazar Sineması: Der Golem
Geçen hafta yayınladığım Nosferatu filmi çok ilgi çekti. Sanırım bloğun okuyucuları ile benzer hobileri paylaşıyoruz. Gelen talep üzerine Pazar Sineması bölümümüzü geleneksel hale getirmeyi düşünüyorum.
Bu haftanın filmi: Der Golem, 1915 yapımı bir korku filmi. Film Alman yönetmenler Paul Wegener ve Henrik Galeen tarafından çekilmişti. Filmin senaryosu eski Musevi efsanelerinden etkilenerek yazılmış. Golem mevzuu oldukça ilginç. Bilinen en popüler hikaye haham Judah Loew ben Bezalel'in Prag'taki Musevi mahallesinde can verdiği Golem'in hikayesidir. Hikayeye göre 16. yüzyılda Prag'ta Musevilere karşı saldırılar başlayınca haham Golem'i yaratır. Aslında bu konuyu Çek Cumhuriyetinde bayağı araştırmıştım. Günümüzde bile Prag'ta yeraltında eski karanlık sanatlar yaşamaya devam ediyor ki, bu şehir yüzyıllar boyunca bu konuların merkezi olmuştur. Her zaman söylediğim gibi bir turistik gezide ne öğrenmek isterseniz onu öğrenirsiniz.
Filmde Alman dışavurumculuğunun ön etkilerini görebilmek mümkün.
Filmin telifi artık kalktığından çeşitli web sitelerinde izleyebilmek mümkün. Yukarıdaki videoda filmin tamamını bulabilirsiniz. Eğer kotalı internet kullanıyorsanız bir saatin üzerindeki film seyrederken 240dpi çözünürlüğü seçerseniz kotanızı çok fazla harcamamış olursunuz. Keyifli seyirler.
Ya Ev Sinemam Batarsa?
Titanic filminden nefret ediyor olsam da, yukarıdaki ev sineması sistemi için verilen emeğe saygı duymak lazım. Özel LED aydınlatmalar kullanılarak ve filmdeki sahnelere uygun şekilde tasarlanan aksesuarlar dikkat çekiyor. Son derece klasik bir mekan. Bu tarzı da sevenler mutlaka vardır diyerek ekleyeyim dedim.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)