Bir Restorasyon Projesi: KLH Hoparlörler Kronolojisi



Henry Kloss yazı dizimizin bu bölümünde sizlerle KLH modellerini paylaşacağım. Kloss biyografisinde sizlerle paylaştığım gibi tasarımcı ilerleyen yıllarda efsane haline gelecek KLH Model Five ve Six modellerini KLH çatısı altında üretir ve üstün özelliklere sahip küçük FM radyo alıcıları KLH markası ile satılır. Aşağıda KLH markası ile satılan ürünlerin listesi bulunuyor. Evet çok fazla kişiyi ilgilendirmeyecek ama arşivsel sebeplerle bloğuma eklemek istiyorum. hemen iki küçük not; aşağıdaki listedeki ürünlerden 1967 yılı sonrasında geliştirilenler Kloss tarafından tasarlanmamıştır ve die-hard (bir nevi fanatik ve hatta ötesindeki) Kloss fanları tarafından kabul görmemektedir. Yukarıdaki fotoğraftaki sistem ise Model Twenty Plus Sistemi. 3.500 adet üretilmiş çok şık bir tasarım...
  •  Model One Hoparlör 1957 2 adet 11” bas/mid sürücü, arzuya göre tiz sürücü dahil edilebiliyor
  •  Model Two Hoparlör 1957 1 adet 11” bas/mid sürücü, arzuya göre tiz sürücü dahil edilebiliyor
  •  Model Three Hoparlör 1957 1 adet 11” bas/mid sürücü
  •  Model Four Hoparlör 1958 3 yollu tam frekans bandını kapsayan hoparlör
  •  Model Five Hoparlör 1958 3 yollu doğrudan radyal tiz sürücü tam frekans bandını kapsayan hoparlör
  •  Model Six Hoparlör 1958-72 2 yollu 10” bas/mid sürücü
  •  Model Seven Hoparlör 1959-61 2 yollu 12” bas/mid sürücü, iki adet tiz sürücü
  •  Model Eight Radyo 1960-63 Vakum tüplü FM mono radyo alıcı, hoparlörleri ayrı satılmış
  •  Model Nine Hoparlör 1962 Elektrostatik panel tasarımlı hoparlör. Tasarım Author Janszen tarafından yapılmış
  •  Model Ten Hoparlör 1962-63 2- yollu 10” bas/mid sürücü
  •  Model Eleven Pikap 1962-70 Garrard pikap değiştiriciye sahip amplili ve hoparlörlü komple pikap çözümü
  •  Model Eleven W Pikap Garrard pikap değiştiriciye sahip amplili ve hoparlörlü komple pikap çözümünün kendinden raflı versiyonu
  •  Model Twelve Hoparlör 1968-72 3 yollu 12” bas/mid sürücü, iki adet mid sürücü, bir adet tiz sürücüye sahip hoparlör
  •  Model Thirteen Adaptör 1963 Farklı hoparlörlere geçiş yapmak için özel bir değiştirme kutusu
  •  Model Fourteen Hoparlör 1963 İki adet 3” hoparlör. Küçük yapılı duvar hoparlörü. Bas refleks yapıda
  •  Model Fifteen Sistem 1965 Garrard pikap, FM radyo alıcı, hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Sixteen Amplifikatör 1965 Bilgi bulunmadı.
  •  Model Seventeen Hoparlör 1965 2 yollu 10” bas/mid sürücü
  •  Model Eighteen Radyo 1965 FM radyo alıcı Mono veya Stereo
  •  Model Nineteen Sistem 1965 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty Sistem 1965-70 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, 10” bas sürücülerle donatılmış hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty One Radyo 1965-70 FM Radyo alıcı
  •  Model  Twenty One/II Radyo 1971-73 FM Radyo alıcı AM bandı opsiyonel sunulmuş.
  •  Twenty Two Hoparlör 1968 2 yollu 8” bas/mid sürücü
  •  Twenty Three Hoparlör -1968 2 yollu 12” bas/mid sürücü
  •  Model Five Hoparlör 1968-72 2 yollu 12” bas/mid sürücü ile donatılmış hoparlör. Ürün Model Five yerine üretildi.
  •  Model Twenty Four Sistem 1968-70 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, 8” bas sürücülerle donatılmış hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty Five veya  Twenty Plus Sistem 1968 Hem konsol hemde modüler tip müzik sistemi. Mobilya tasarımı David Price tarafından yapılmış
  • Model Twenty Six Sistem 1969-70 Garrard pikap, AM/FM radyo alıcı, 8” bas sürücülerle donatılmış hoparlörlerle donatılmış müzik seti
  •  Model Twenty Seven Receiver 1969 AM/FM radyo alıcı
  •  Model Twenty Eight Bilgi bulunmadı.
  •  Model Twenty Nine Bilgi bulunmadı.
  •  Model Thirty Sistem 1971 Bilgi bulunmadı.
  •  Model Thirty One Hoparlör 1971-74 2 yollu 8” bas/mid sürücü
  •  Model Thirty Two Hoparlör 1971-74 2 yollu 8” bas/mid sürücü
  •  Model Thirty Three Hoparlör 1971-74 2 yollu 10” bas/mid sürücü bas refleks yapıda
  •  Model Thirty Four Sistem 1971-74 Bilgi bulunmadı.
  •  Model Thirty Five Sistem 1971-74 Bilgi bulunmadı.

Odin's Raven Magic



Sizlere geçtiğimiz Müzik Özel Sayılarımızdan bir tanesinde İzlanda müzik dünyasını konu alan bir belgesel olan "Screaming Masterpiece"ten bahsetmiştim. Bu belgeselde yukarıda izleyeceğiniz bölüm benim çok ilgimi çekmişti. Odin's Raven Magic aslında 13. yüzyılda İzlanda'da yazılmış bir şiir. İskandinav mitolojisinin büyük tanrısı Odin'i konu alan şiirde bahsedilen kuzgun zaman zaman Odin'in aldığı bir form. Odin bu halde dünyayı göklerden izleyebiliyor. Neyse... Şiirden hareketle bestelenen eser Hilmar Örn Hilmarsson tarafından yazılmış. Hilmarsson bir yandan müzisyen bir yanda da İzlanda'daki pagan dinlerine inananların lideri. Performans içerisinde yine oldukça bilinen bir isim olan Sigur Ros'ta var. Aslında eserin tamamı CD formatında yayınlanmadı ama Ros'un sitesinden büyük bölümü ücretsiz şekilde edinilebiliyor...

Belki ilginizi çeker...

Yeni Yılın İlk Güzeli Aralık


Amerikalı Blues/Soul şarkıcısı Cici James’in Jacob Blickenstaff tarafından çekilen bir fotoğrafı

Askerlik Günleri ve Azer Bülbül


Yıl 1999, Edirne'nin adını ömrü hayatımda duymadığım bir kasabasında askerlik yapıyorum. İlk zamanlarda tüm kısa dönem askerlik yapanlar gibi uzun dönemlerin garip bakışları ve haklı önyargılı tavırları (1) arasında yaşamıma devam ederken, akşam içtiması yapıldıktan sonra açılan televizyonda garip ses tonuna sahip bir adam şarkı söylemeye başladığında, ses sonuna kadar açılıyor, Anadolu'nun dört bir yanından gelmiş onlarca genç adam hep bir ağızdan başlıyor söylemeye;

"Yüreğinde hasret ile, Bekledin mi gecelerce, Bir aşk için senelerce, Ağlatıldın mı ey can?" (2)

Zaman içerisinde hemen herkesle samimi olunur, sonuçta kısa veya uzun askerlik hep birlikte geçirilecektir. O dönemlerde cep telefonları, dijital müzik çalarlar yok. Ancak kaset çalarlar ve walkman'ler yaygın. Hemen her koğuşta bu garip adamın kasetleri var. Gün içerisinde, akşamın bir vakti, şarkılarını duymak mümkün. Sonunda merakıma yenik düşüp, bende başlıyorum dinlemeye. Vakit başka türlü nasıl geçecek ki...

Genç yaştaki askerler bu durumdan memnun. Okumuş adamdan çok daha iyi bildikleri bir konu olmasının yanında, sorulara kolaylıkla ve ustaca cevaplayabilmenin verdiği haz ile neredeyse 5-6 ay boyunca başta o garip adam olmak üzere hiç tanımadığım bir müzik konusunda resmen "master" yapmış oldum. Ancak bu müziğin içerisindeki isimlerden bir kaçının yeri farklı. Bunlardan bir tanesi, o garip sesli adam;  Azer Bülbül...

Neredeyse tüm askerlik dönemim boyunca hemen her akşam, en az bir kaç Bülbül şarkısı dinledim. Bir kısmı hafızama yazıldı hatta. 8 ay boyunca her gün kasetleri haşat etme pahasına aynı şarkılar dinlenirken, bu durum gayet doğal...

Sonrasında askerlik bitti. Ama ismi öylesine aklıma kazınmış ki, nerede bir konser afişini görsem, zihnimin karanlık köşelerinden 10 sene öncesinin hatıraları canlanıyor;

"Bir gül gibi sevdiğinden Koparıldın mı ey can? Yapayalnız bir başına Bırakıldın mı ey can?" (2)

Son dört beş yıldır ise İzmir'de zaman zaman kıyıda köşede kalmış onuncu sınıf pavyonlarda, tavernaların afişlerinde görürdüm ismini. (3) Bugün ise eski dostlarımdan bir tanesi mesaj atmış. Azer Bülbül ölmüş diye. Ne yalan söyleyeyim, üzüldüm. Askerlik anılarımda önemli yeri vardı. Allah rahmet eylesin!

(1) Askerlik yapmayanlar için not; uzun dönem askerler aylarca (benim zamanımda 18 ay)  görev yaparken, siz onların askerliğinin ortasında geliyorsunuz ve onlardan önce terhis oluyorsunuz. Eh bu durum son derece sinir bozucudur.. Ben olsam benzer şekilde düşünürdüm...
(2) 8 ay süren askerliğim boyunca hemen her gece bir kaç kere dinlediğim bir şarkıdan; "Yaralandın mı ey can"
(3) Nasıl yani demeyin. Şans işte denk gelmiş, afişler yani.... 

Timuçin Şahin İzmir 2012



2012 yılının konser sezonunu açtık. Yeni yılın ilk konseri geçtiğimiz sene olduğu gibi Timuçin Şahin konseri oldu. Güzel şans... Bu sene Timuçin Şahin yine bir dörtlü ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Saksafonda Michael Attias, basta Josh Davis ve davulda Tyshawn Sorey bu seneki konserde Şahin'e eşlik ettiler. Konser Adnan Saygun Sanat merkezinin küçük salonunda gerçekleştirildi. Bu salonu ben çok seviyorum, bana nedense çok sempatik geliyor...

Konser için koca bir sırayı komple almış olmamıza rağmen salon genelinde bayağı eş dost vardı. İzmir'de doğaçlama müziğe gönül veren hemen herkes oradaydı. Orada olamayanlarla kapıda denk geldik. Bayağı insan bilet bulamayıp geri döndü. Bunlar güzel kıpırtılar. Sonuçta Şahin'in müziği sıradan bir dinleyici için öyle kolay bir tarz değil...



Bu sene en dikkat çekici şey, salondan sadece bir kişinin ayrılmasıydı. Bu şimdiye kadar gittiğim Şahin konserlerinde bir rekor. Bayağı konserini de takip ettiğimi söyleyebilirim. Demek ki, bu kez biletler gerçekten onun müziğini merak edenler ve takip edenlere gitmiş. Bu arada 5TL gibi bir fiyata yani neredeyse bedavaya, çok güzel bir salonda sağlam müzik dinlemek harika bir şey. İzmir gibi zaman zaman gidecek doğru dürüst konser bulamadığımız bir şehri göz önüne alırsak insanların böylesine etkinlikleri duyduklarında balıklama atlaması gayet doğal. Bu arada bir bakarsınız ilerleyen senelerde büyük salonları dolduracak hale geliriz...



Şahin, 2012'nin ilk konserinde neredeyse 10 seneyi kapsayan bestelerinden bir program hazırlamış. Bu sene en dikkat çekici olay, alıştığımız bilgisayar efektlerine çok daha az yer verilmesiydi. İkinci dikkat çekici nokta, geçtiğimiz senelere göre şarkılarda daha sert düzenlemeler veya gitmeler gelmeler/doğaçlamalar yaşanmasıydı. Özellikle davulcu Tyshawn Sorey, bu sene şarkılara daha hakim aslında daha kendinden emin bir performans göstermesi ile şarkıların icra ediliş tarzına sağlam bir etki yapmış... Konser sırasında zaman zaman prog/rock diyarlarına doğru bile yolculuklar yaptık. Aslında yaptığımız yolculuklar pek çoktu. Elektriğin caz müziğin içerisine girmesinden, Avrupa'daki yenilikçi hareketlere kadar farklı tatlar alabileceğiniz bir müzik ziyafeti dinledik. Bu dinleyici için her zaman keyifli bir durumdur. Performansa arzu ettiğiniz pencereden bakabilmenin yolunu açar. Bu sene konsere gittiğimiz grubumuzun içerisinde bu tarz müziğe biraz ön yargılı bakan bir arkadaşım ve daha önce bu tarz müziği hiç dinlememiş olan bir diğer arkadaşım vardı. Konser sonunda her ikisinin de yüzlerinde gülücükleri gördüm. Eminim her ikisi de farklı şeylerden keyif aldı.

Bir konserin en güzel yanı da bu değil midir? Keyif almak....

Bu seneki konser genel olarak bas-gitar-davul üçlüsünün hakimiyetinde geçti. Saksafoncu Michael Attias'ın biraz rahatsız olması bu durumu ortaya çıkartmış sanırım. Zaman zaman gözlerimi kapatıp Şahin'i bas ve davuldan oluşan bir üçlü içerisinde hayal etmeye çalıştım. Sonuç çok çok değişik olabilir.

Konser bitiminde Şahin'e bir merhaba demek üzere kulise girdim. Aslında bir sonraki albümü merak ediyorum ve ne zaman çıkacağını sormak istiyordum ama sonrasında vazgeçtim. Açıkçası bir sonraki albümden çok büyük beklentim var. Albümün nasıl bir yöne doğru akacağını çok merak ediyorum. Çeşitli tahminlerim var ama :)



Geçtiğimiz seneki konser yazımı şu şekilde bitirmişim;

Sonraki adımlar, meraklı ve ileri görüşlü müzikseverler açısından büyük olaylara gebe. Şarkıların yapısı, kendi içindeki gelişimi ve enstrüman kullanımı açısından Timuçin Şahin ismini uluslararası basında daha çok duyacağız ve iddialı yazılar okuyacağız. Garip ama ben dün akşam direkt bunu hissettim. Böyle iddialı cümleleri benden pek duymaya alışkın değilsiniz ancak tarihe not düşmek istedim. Bir kaç sene sonra, büyük bir keyifle bu yazıya dönüp, bakın ben demiştim diyeceğim.

Bafa albümü için yazılan çizilenlere bakılırsa yazdıklarımın ilk bölümü gerçekleşti. Özellikle böylesine bir müziğin içerisinde gitarın kullanımı konusunda ciddi bir açlık yaşanıyor ve Şahin, ilk albümlerinden bugünlere hem enstrüman kullanımında kendisini bambaşka bir yere getirmiş olması, hemde müzikal gelişiminde geldiği nokta itibarı ile bu açlığı bastırabilecek çok az sayıda müzisyenden bir tanesi. Hal böyle olunca Bafa için özellikle yabancı sitelerde yazılan çizilenlere şaşırmamak lazım. Bizim bu taraflara ise pek bakmayın. Yazılarını severek okuduğum bir kaç müzik meraklısı haricinde olana bitene boş gözlerle bakanlar. Üzücü ama kimin umurunda :)

Heyecanla bekliyorum, bekliyoruz....