Absürd Plak Kapakları: Elliot Lawrence



Elliot Lawrence döneminin meşhur yapımcısı Stan Lee Broza'nın oğlu. Lawrence müzik kariyerine erken yaşlarda başlamış, daha 20'li yaşlarında bir dans müziği orkestrası kurmuş. İlerleyen yıllarda caz müziği orkestraları kurup çeşitli plak şirketleri için kayıtlar yapmış. 1950'lerin ortasında yayınladığı Elliot Lawrence Band Plays Gerry Mulligan plağı ile ilgi çekmiş ve hemen arkasından yayınladığı 1956 tarihli Music of Elliot Lawrence plağında bazı bilindik caz müzisyenleri ile çalışmış. Sonrasında ise yukarıdaki gibi plaklarla kariyerini devam ettirmiş. Aslında kapağa bakınca bayağı esprili :)

Hakancez Kulaklıkların Büyülü Dünyasında: Stax Coşkusu



Stax, Japonların kulaklık dünyasındaki en egzotik temsilcisi. 1960'lardan itibaren ürettikleri ilginç kulaklıklar ile tüm dünya tarafından tanınan firma, kulaklıklarını, kulak hoparlörü olarak nitelendiriyor. Firma geleneksel olarak ürettiği kulaklıklarda ilginç teknolojiler kullandığı için, kulaklılarını çalışmak için gereksinim duyduğu voltaj ve empedans değerlerini karşılayabilecek özel ampliler üretiyor.



Firmanın bir çok kulaklığını kendi ürettiği özel amplilerle kullanmaktan farklı bir seçeneğinizin olmaması belki ilk adımda düşündürücü olabilir ama Japon firma, amplilerinde her türden ayrıntıyı düşündüğünden ve oldukça üst sınıf bileşenler kullandığından endişelenmenin gereksiz olduğunu anlıyorsunuz. Zaten kulaklıları kulağınıza taktığınızda tüm endişeler yerini keyfe bırakıyor.



Stax kulaklık amplisinde hibrid bir yapı kullanıyor. Genel olarak giriş katında 2 adet 6FQ7/6CG7 tüp kullanılıyor, çıkış katı ise solid state yapıda. 6FQ7 tüplerle oynamak büyük keyif. Ancak standart üretimler yerine General Electric'in 1960 sonralarında ürettiği tüpleri denk getirirseniz tüm arayışlarınızın sona ereceğini söyleyebilirim. Bu güzel tüpler, çok düşük mikrofoniğe ve dip gürültüye sahip. Eğer denk gelirse benimki gibi eşlenmiş bir çift tüp ile hayat boyu bir daha tube-rolling yapmanıza gerek yok. Bu tüpler zamanında bol bol üretildiğinden çok pahalı değiller. Mükemmel bir çiftini 100 Dolara satın alabilirsiniz. Tabii ki daha özel bazı tüpler de mevcut ancak bunlar zaman içerisinde şansınız var ise denk gelebilecek türden.



Stax SRM-T1, 1980'lerin sonlarında üretimine başlanan bir ampli. Ampli ufak farklılıklarla 90'ların sonuna kadar üretilmiş. Benim kullandığım modelde 2 adet RCA girişine yer verilmiş. Daha sonraki versiyonlarda 1 adet RCA bir adet XLR giriş kullanılmış. Her iki giriş birbirine paralel yapıda. Girişler arasında geçiş yapmak için herhangi bir selektör konmamış.


Preamplinin en hoşuma giden özelliklerinden bir tanesi ses kontrolü. Stax mühendisleri, çok ilginç bir tasarım yaparak eğer istenirse sağ ve sol kanalın ayrı ayrı ayarlanmasını sağlamış. Biraz irice kontrolöre ilk bakışta bu ayrıntıyı göremiyorsunuz. Ancak zaman içerisinde cihazı kurcaladıkça fark etmemeniz mümkün değil.



Preamplinin ön bölümünde 2 adet Pro, 1 adet Normal kulaklık girişi var. Bu girişler Stax'ın 5 veya 6 pin'li girişleri. Stax SRM-T1 aynı anda iki adet kulaklılığı kullanmanıza izin veriyor. Bir adet kulaklığı zar zor bulmuşken ikincisi benim için biraz lüks olacaktır açıkçası :)



Kulaklık ise bambaşka bir alem. Stax, elektrostatik yapıyı kulaklıklarına uygulamakta başarılı olmak için neredeyse 20 sene boyunca araştırma geliştirme yapmış. Yazılan çizilenlere göre 1980 ve sonrasındaki ürünlerde bambaşka bir yere gelmiş tasarımcılar. Tüm bu gelişim süreci sırasında Stax'ın ürettiği bir de hoparlör var. Elektrostatik yapıdaki bu hoparlör neredeyse tüm Uzakdoğulu odyofillerin kutsal kasesi. Bu ilginç hoparlörleri dinleyen hemen herkes çok etkilenmiş.

Yazılan çizilenlere göre QUAD'ın meşhur ESL-57'si ve Author Janszen'in 1960'larda yaptığı tasarımla beraber elektrostatik hoparlör dünyasının en önemli tasarımlarından bir tanesi olan bu hoparlör hakkında çok az bilgi bulabiliyorsunuz. ESS-3A, ESS-4A, ESS-6A , ESS-12 modelleri için ise daha fazla bilgi bulabilmek mümkün.

Tüm bu süreç boyunca Stax mühendisleri elektrostatik panelleri iyice küçültmeyi ve mükemmelleştirmeyi başarmışlar. SR-Lambda Signature bu sürecin 1980'lerin sonlarındaki temsilcisi. Çok başarılı olan model ufak tefek geliştirmelerle 90'ların sonlarına kadar üretimde kalmış.



Kulaklık son derece büyük yapıda. Klasik bir kulaklıktan daha büyük olmasına rağmen oldukça hafif. Bunda kullanılan plastik parçaların büyük etkisi var. Fotoğraflarda gördüğünüz kulaklıkların 30 yaşından büyük olduğunu göz önüne alırsanız malzeme kalitesini birazcık hayal edebilmeniz mümkün. Stax günümüzde bile eskiden ürettiği tüm modellere desteğini sürdürüyor. Kulaklık pad'leri EP-234BR başta olmak üzere hemen her yedek parçayı bulabilmek mümkün. Kulaklığın belirli bölümleri deri ve süet kullanılarak üretilmiş. Bunun en önemli sebebi insan derisinin hassasiyetine uygun malzemeler kullanmak. Bu arada deri ve süet kısımlardaki hastalık derecesindeki ayrıntılar insanın hayranlığını artıran cinsten. Her kulaklığın sağ ve sol bölümlerindeki dikiş sayısı ve dikiş noktaları aynı. Nasıl malzemeler kullanıldıysa aradan geçen yıllarda en ufak bir sorun oluşmamış.

Kulaklık kullanıcılarının en önemli sorunları ergonomidir. Bunun yanında benim gibi gözlük kullananlar açısından kulaklığın gözlük çerçevesine yeterli boş alanı yaratması mühimdir. Sanırım Japonya'da gözlük kullanımının oldukça yoğun olması sebebi ile bu noktaya özel önem verilmiş. Ancak ne olursa olsun benim gibi kulaklıkla çok rahat edemeyen insanların 40-45 dakikada bir küçük bir ara vermesi iyi oluyor. Benim gibi plak dinliyorsanız kulaklığı çıkartıp plak değiştirmek iyi bir fikir olabilir.



Ben biraz şans eseri Stax'ın orijinal uzatma kablosunu da kullanıyorum. Buna rağmen arada sırada ara vermek iyi oluyor :)

Gelelim ses performansına.

Ben Stax SRM-T1 ve SR-Lambda Signature kombinasyonunu sistemime bağlı şekilde kullanıyorum. Audio Analogue Bellini preamplifikatörün pre-out çıkışı Stax'ın girişlerinden bir tanesine bağlı durumda. CD çalarım ise ikinci pre-out ile SRM-T1'e doğrudan bağlı. Bellini'nin pre-out'unu kullanma sebebim pikap katı olarak bu cihazı kullanmam. Pikap ise Gyrodeck Mk III üzerinde SME Series V kol ve Goldenote Boboli Signature iğne.

Şimdi açık konuşmak gerekirse benim önceliğim her zaman müzik setim. Bunun en önemli sebebi müziğin bizim evimizde önemli bir yeri olması. Ailecek müzik dinlemeyi sevdiğimizden kulaklığın asosyal tarafı benim için pek uygun değil. Ancak gecenin ilerleyen vakitlerinde etrafı rahatsız etmeden müzik dinlemek için kulaklık benim için olmaz ise olmaz. Aslında bir Grado SR 80i almak için yola çıkmışken denk geldik Stax kombinasyonu ile. Beklentim oldukça iyi performans alacağım yönünde idi ancak böyle bir şey beklemiyordum doğrusu. Kulaklıklığın detay performansı neredeyse çok üst sınıf hoparlörler düzeyinde. 30 senelik bir kulaklık bu performansta ise yenileri nasıldır diye düşünmeden edemiyorum. En şaşırtıcı şey ise bas performansı. Kağıt gibi bir panelden böyle bir bas nasıl elde edilir hiçbir fikrim yok. Kulaklığı ne kadar iyi bir kaynak ile dinlerseniz performansı o derece artıyor.

Stax geçmişten bugüne her zaman ilginç kulaklıkları ile bu dünyanın farklı bir yerinde olmuş olabilir. Evet pahalılar ancak imkanı olanlar bu dünyaya hiç korkmadan girebilirler.



Kulaklık dünyası müzik dinleme alanında oldukça kendisine özgü bir yere sahip. Günümüzde düşen fiyatlar ve artan performanslar ile iyi bir ampli fiyatına çok iyi bir kulaklık sistemi kurabilmeniz mümkün. Uzun süre kulaklık kullanmaktan rahatsızlık duymuyorsanız bambaşka bir dünya ile mutlaka tanışın.

Benim içim ise geç saatlerde müzik dinlememe olanak sağlayan ve müzik sistemimin bir parçası kulaklık sistemim. Ancak bazı günler akşam olsun da kulaklıklarımın takıp müzik dinlemeyeyim dediğim de olmuyor değil.

Psvane WE300B



300B tüp kullanan ampli sahiplerinin hepsinin hayali birgün bir set Western Electric 300B'ye sahip olmaktır. Hele ki 1940′ların Western Electric 300B’lerin bir çiftine sahip olabilmek hiç kolay değil. Aslında bundan 6-7 yıl önce Amerika'daki Western Electric üretim hatlarından bir parti 300B meraklılara sunulmuştu. Bu dönemlerde ortalık birbirine girdi tabii ki. Üretilen ürünler bir anda bitince hemen herkes bu üretimin devam edeceğini zannederken işler hiç öyle yürümedi ve 2012 itibarı ile herkes Western Electric'in yeni üretimlerini bekliyor. Benim aldığım duyumlara göre 2012 senesinde de WE 300B görmeme olasılığımız çok yüksek durumda. Aslında bu sene üretim planlanıyor dedikoduları vardı ancak anlaşılan bir sorun var ortada.

Bekleyiş uzadıkça meraklılara yeni ürünler sunuluyor. Bunların herbiri orijinal 300B'lerin birebir kopyası olduğu iddiasında. Sizlere daha önce Japon Takatsuki firmasının ürettiği WE 300B kopyaları TA-300B'den burada bahsetmiştim.

Şimdilerde yeni bir seçenek daha beliyor ufukta. Çinli Psvane firması orijinal tüplerin birebir kopyası olduğunu iddia ettiği 300B'leri pazara sürmeye hazırlanıyor. Yazılan çizilenlere göre kullanılan malzeme, işçilik, iç ve dış boyutlar hatta vidalara kadar her ayrıntı orijinal Western Electric üretimleri ile aynı(ymış)

Şu sıralar ön siparişlerin alınmaya başlanmış. İki lambadan oluşan ve özel kutularda satışa sunulacak 300B tüplerin fiyatı bir çift için 1.000 Dolar seviyesinde...

Meraklılara duyurulur :)

Stereo Mecmuasına Yeni Duvar Kağıdı



Stereo Mecmuası'nın eski arka planındaki Williamson amplifikatör devre şemasından artık gına gelmişti ve değiştirmeye karar vermiştik. İnternette boş boş gezinirken yukarıdaki duvar kağıdına rastladım ve pek hoşuma gitti. Hemen sitemize ekledim tabii ki. Şu an bu illüstrasyonla ilgili bilgileri arıyorum. Son derece keyifli bir çalışma yapılmış. Belki daha fazla bilgi bulabilirim...

Ofis Sistemimizi Geliştirelim.



Bir çoğumuzun ikinci sistemleri vardır sanırım. Ofis sistemi veya farklı odalarda bulunan sistemler. Evde ofis olarak kullandığım odadaki sistemi biraz elden geçireyim diyerek evler arası ekipman taşıma işlemlerine başladım. ProAc Tablette'ler bu sistemin hoparlörleri haline geldiler. Her ne kadar yerleşim anti-hifi zihniyetinde olsa da, hem Tablette'ler hemde ben halimizden bayağı memnunuz. Seçil'de memnun...



Sistemdeki pikabın iğnesi fi tarihinden beri Ortofon OM-5E idi. Sanırım sekizinci yılını tamamlayan iğneyi de değiştireyim artık dedim. Bu iğne hem çok ucuzdur hemde basit pikaplarda muhteşem sonuçlar verir. Ben sanırım sonuncusunu 30 Dolara edindim. Aslında bir yerlerde bir Audio Technica AT-95'imde var ama onunla ilgili başka planlarım var.



Sistem son derece anti-hifi bir yerleşime sahip. Aslında bu duruma da el atasım var ama kitaplıklarımdan yer kaybetmek istemiyorum. Zaten kütüphanemin tamamını bir türlü bir yerlere yerleştiremiyorum en azından zar zor oluşturduğum düzen bozulmasın.

Bakalım yaza doğru, küçük bir tüplü ampli yapayım istiyorum. Belki bilirsiniz Antique Sound Lab'ın AV serisi amplileri gibi minicik bir şey... Güzel ve keyifli bir DIY projesi olabilir...