Muppet Show - Who Put the Bomp in the Bomp Bomp Bomp
Who Put the Bomp (daha uzun ismiyle In the Bomp, Bomp, Bomp) 1960'ların modası Doo-wop stilinde bir şarkı. 1961 yılında Barry Mann tarafından kaydedilen şarkı ABC-Paramount plak firmasından yayınlanmış. Orijinalinin melodisini alıp bir çok farklı şekilde söylenen şarkı, şehir efsanelerine bakılırsa "Who Put the Bomp" isimli bir müzik dergisinden etkilenilerek yazılmış. Muppet Show versiyonu ise evlere şenlik....
Tertemiz Bir Graham Phantom
Geçtiğimiz günlerde bir Graham Phantom'un ayrıntılı fotoğraflarını sizlerle paylaşmıştım. Kolu tamamen söküp sorunlu olan yerlerini bulmaya çalışacağım demiştim. Sonunda küçücük bir lehim sorunu tespit ettikten sonra kolu eski güzel günlerine getirmeyi başardım. İlk bölümdeki kol fotoğraflarına göz attıysanız kolun biraz kirli olduğunu farketmişsinizdir. Kolun onarım sonrasında yeniden birleştirilmesi sırasında tüm parçaların elden geçtiği, yağlandığı operasyonun sonrasında paketinden çıktığı gün kadar olmasa da, ona yakın bir hale geldiğini düşünüyorum. Umarım daha uzun seneler görevini yerine getirecektir... Aradaki fark büyük...
İlk Hifi Televizyon Reklamı: Müzik Sisteminiz Prestijinizdir
Stereo Mecmuası teknik ekibi her hafta sitemizin istatistiksel verilerini içeren raporları bize gönderiyor. Son bir haftadır bazı kelimelerdeki aramalarda ciddi bir artış dikkatimi çekti; "Müzik Seti" ve Extreme Audio ve türlü şekilde yazılmış hali:)
Allah Allah ne oluyor diyerek bu durumu bir araştırayım dedim. Bu tarz durumları kontrol etmek aslında kolaydır. İlk yapılacak iş raporlarda sitemize yönlendirme yapılan web sitelerini kontrol etmektir. Extreme Audio web sitesinden yönelen aşırı bir trafik olmayınca bu işin içinde bir iş var dedim. Tam bu sırada yanılmıyorsam NTV'de bir program seyreden Seçil, içeriden bağırdı, "Hakan televizyonda hifi reklamı gördüm" O anda bende jeton düştü. Meğer Extreme Audio bir televizyon reklamı hazırlamış. Reklamın sonunda şu cümle var;
"Müzik Sisteminiz Prestijinizdir" Extreme Audio
Bir anda "Müzik Seti" ve Extreme Audio anahtar kelimelerinin nereden geldiği belli oldu. Kuvvetle muhtemel o an televizyon seyredip reklamlara denk gelen kişiler "müzik seti" ve "Extreme Audio" kelimelerini aratıyorlar. Muhtemelen bir an duydukları Extreme Audio'yu da zaman zaman yanlış yazıyorlar. Örneğin Ekstrem (Xtrme, Extrem vs) Audio (Adio, Odyo vs...)
Reklamı bir şekilde bulup seyrettim. Hareketli görüntüler yerine statik görüntülerle hazırlanmış gerçekten ilgi çekici bir reklam. MBL ve özellikle Focal'in yukarıda da gördüğünüz fotoğrafı çok dikkat çekici. Benim bildiğim kadarı ile böylesine bir reklam televizyonlarda ilk kez dönüyor.
Valla ben çok beğendim. Açık konuşayım ucundan köşesinden Stereo Mecmuası'na da faydalı oldu. Eminim ki, geniş kitlelerin de ilgisini çekecektir. Hifi pazarının gelişmesi adına çok önemli bir adım benim gözümde. Reklam başarılı olur olmaz, ancak görünen o ki, farklı kitlelerin ilgisini çekmiş. Sonuçta hifi ile ilgilenen bir kişi Extreme Audio'yu mutlaka duymuştur. Bu kadar insan aramalarda firmanın adını yanlış yazıyorsa demek ki, daha önce hifi ile bir alakası olmamış gibi çok basit bir çıkarım bile yaptım :)
Reklamcılık konusunda uzman değilim ancak kardeşimin uzun senelerdir çalıştığı bir sektör olduğundan dağılım başarısı gibi önemli konuların bu şekilde de ölçüldüğünü en azından araştırıldığını biliyorum. Anlaşılan reklam başarılı olmuş gibi gözüküyor.
Bu işi kim düşündüyse gerçekten tebrik etmek isterim. Bence çok çok önemli bir adım...
not: video şimdilik Youtube üzerinde bulunmadığından ekleyemiyorum. Umarım kısa zamanda yüklenir. Belki de ben bulamadım :)
not2: Meraklısına yukarıdaki fotoğraftaki koltuk, Van Der Rohe ve Lilly Reich tasarımı. Yanılmıyorsam 1920'lerin sonlarında İspanya düzenlenen uluslararası bir fuarda yer alan Alman Pavyonu için tasarlanmış. Sonradan bir pop-art ikonu haline gelmiş. Hastasıyım...
Bir Restorasyon Projesi: Ayak Yapıyoruz Bölüm II
Geçen yazımızda hoparlörlerimizin ayaklarını hazırlamaya başlamıştık. İlk önce zımpara arkasından boyama işlemlerini yapmış ve kurumaları için bir kenara koymuştuk. Kuruma süreci tamamlandığında çok ince bir zımpara ile ayakları oluşturacak parçaları elden geçiriyoruz. Hemen ardından daha önce hoparlörlerimizi yağladığımız endüstriyel ürün ile ayaklarımızı parlatıyoruz. Burada dikkat edilecek şey, yağlama için kullandığımız pamuklu bezi çok bastırmamak.
Yukarıdaki fotoğrafta görebileceğiniz gibi ham ağaçtan oldukça farklı bir ton elde etmeyi başardık. Bunu orada burada kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle yapmak son derece keyifli. Yağlama işlemi bittikten sonra ayaklarımız harika gözüküyor.
Şimdi tek yapmamız gereken ayakların kurumasını beklemek. Kuruduktan sonra ayakların alt ve üstünü hangi malzemeler ile kaplayacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Aklıma iki farklı malzeme geldi, kauçuk ve keçe. Bu konuda bir deneme yapmayıp direkt olarak keçe kullanmaya karar verdim. Doğal malzeme kullanmak her zaman en iyisidir:) Özel keçe parçalarından uygun ölçülerde kesip hızlı ve güçlü bir yapıştırıcı ile ayaklara yapıştırdım. Böylelikle ayaklarımı da tamamlamış oldum. Bir sonraki adımda hoparlör toz korumalarını sıfırdan yapacağım.
Devam edecek....
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)