Vintage Oyun Konsolu Yapalım: Ön Hazırlıklar


Alışveriş listemiz aslına bakarsanız gayet makul mantıklı bir dip toplama sahip. Tabii ki bize ilk gerekli olan şey bir adet Raspberry Pi 3. Temmuz 2017 itibarı ile Samm Teknoloji firmasından yaklaşık 165TL karşılığında alabilirsiniz. Akabinde bir adaptöre ihtiyacımız var. Bu adaptörlerde 5.0V değerine bakacağız. Bu noktada eğer akıllı telefon kullanıyorsanız onun adaptörünü bile kullanabilirsiniz. Ancak “Pi 3” ile 2.5A bir adaptörün kullanılması tavsiye ediliyor.Eğer arzu ederseniz Raspberry’nin kendi resmi adaptörlerini de kullanabilirsiniz. Gayet kaliteli olan bu adaptörler Temmuz 2017 itibarı ile yaklaşık 41TL’lik bir fiyat etiketine sahipler. Yalnız adı sanı duyulmamış dandik adaptörlerden uzak durmanızı öneririm. Bu adaptörler hiçbir zaman kutularında yazan değerleri vermedikleri için sorun yaşamayın. Adaptör ve bilgisayar işini hallettik :)

Tabii ki kurulum için USB bir klavye ve mouse'a ihtiyacımız olacak. Bunlar sanırım her evde bulunacak şey. Ancak dizüstü bilgisayar kullanıcısı iseniz en ucuzundan birer tane alın geçin. Bunlar haricinde tabii ki, gamepad, joystick tarzı oyun kontrolcülerine ihtiyaç duyacaksınız.


Aslına bakarsanız piyasadaki hemen her USB oyun kontrolcüsünü kullanabilmeniz mümkün. Almışken Logitech F310 tarzı bir gamepad tercih edin. Bunlar haricinde XBox veya Playstation kontrolcülerini de edinebilirsiniz. Canınız ne istiyorsa onu alın.

Ben ise her oyun konsolunun kendi kontrolcüsünün replikasını satın alıp kullanıyorum. Nintendo, Sega vesaire hemen her eski konsolun gamepad'lerinin yeniden üretilmiş versiyonları çeşitli Çin sitelerinde üç kuruşa satılıyor. Bunların biraz daha kaliteli olanları da matah paralar değil. İlk adımda standart bir gamepad ile idare edin, baktınız olaya sardınız sonrasında gamepad işini abartırsınız :)


Hem işletim sistemimizi hemde oyunlarımızı yükleyeceğimiz SD kartı seçerken biraz dikkatli olun. Eğer daha modern konsolların oyunlarını da oynamak istiyorsanız olaylar artık GB boyutlarına geldiğinden kapasite konusunda yüksek mikro SD kartları tercih edin. Mutlaka Class 10 ve üzerinde hıza sahip bir kart seçmenizi de öneririm. Kart satın alırken biraz araştırma yapın ve ihtiyacınıza uygun bir boyut seçin. Ben senaryoya göre 64 veya 128GB boyutlarında kartlar tercih ediyorum. SD karta çok para yatırmayayım derseniz USB bir flash disk üzerine de oyunlarınızı yükleyebilirsiniz. Ben uğraşmak istemediğimden mikro SD kart über allez :)


Bundan sonraki adımlar opsiyonel. Ben "Pi"lerimi her zaman bir kasa içerisinde tutmayı seviyorum. Uzun saatler çalıştırdığım içinde ısınma konusuna biraz önem veriyorum. Kasa olayı son derece bol seçenekli bir dünya. Arzu ettiğiniz tarzda bir kasa satın alıp "Pi"nizi içine gömebilirsiniz. Hem Türkiye'de hemde yurtdışında bol bol seçenek var. 

"Pi"nin işlemci ve kontrolcülerinin üzerine ben genelde birer tane heatsink yapıştırıyorum. Bir işe yarıyor mu derseniz eh işte diyebilirim. Tabii ki, b*kunu çıkartayım derseniz, özel ve büyük heatsink'ler kullanarak ciddi soğutma operasyonlarına girebilirsiniz. Meraklılar  "Pi"lerini su ile bile soğutuyorlar. Şunu söylemek gerekirse  "Pi" çok ısınmıyor ve ciddi bir overclock aralığı olmadığından çok abartmanın alemi yok... İlerleyen zamanlarda bu konuya da el atarız isteyen olursa...


Ben kasaların içine dostlar alışverişte görsün diyerek minik bir fan takıyorum. Bildiğiniz gibi fanların boyutları küçüldükçe gürültüleri artıyor. O yüzden devirlerini düşürebilir veya istediğiniz zaman çalıştıracak bir düzenek kurabilirsiniz. Dediğim gibi bunlar çok gerekli değil. Gün sonunda "Pi 3" adaptör, mikro SD kart ve bir joystick bize asıl gerekenler...



Vintage Oyun Konsolu Yapalım 1. RetroPie Nedir? 2. Ön Hazırlıklar 3. Mikro SD karta RetroPie Kuruyoruz 4-

Altec Voice of the Theatre


Altec firmasının 1970'li yıllarda ürettiği Voice of the Theatre serisinin tamamının görüntülendiği bir bilgilendirme afişi. Çok kılıksızlar ama hala güzel çalıyorlar...

Vintage Oyun Konsolu Yapalım: RetroPie Nedir?


Beni tanıyanlar eski bilgisayar ve oyun konsollarına meraklı olduğumu bilirler. Bu durum muhtemelen yaştan kaynaklanıyor.  Benim çocuk olduğum dönemlerde teknolojinin son noktası bu cihazlar idi. Ben maceralarıma Atari 2600 ile başladım. İlk çıktığı yıllarda Atari Video Computer System olarak adlandırılan bu oyun makinesinin aslında uzaktan yakından bilgisayar ile alakası yoktu tamamen ev eğlencesine yönelik bir cihazdı. 1970'lerin sonunda ortaya çıkmıştı ama Türkiye'ye ulaşması biraz daha uzun sürdü. Ben Atari 2600 ile denk geldiğimde sanırım ilkokul çağındaydım.Atari'ye daha sahip olamadan Sinclair firmasının ZX Spectrum'u ile tanıştım. Minik harika bir cihazdı ancak en basit oyunu bile oynayabilmek için o küçücük klavyeyi kullanarak kod yazmanız gerekiyordu. Tabii seneler sonra ZX Spectrum ile kullanılabilir kaset bazlı depolama çözümlerinin olduğunu öğrenmiştik ama gençliğimiz sayfalarca kod yazmakla geçti. Ben sanırım en çok Batman oyununu severdim. ZX Spectrum ile oyun konsolundan bilgisayara geçiş yapmıştık tabii..



Daha Sinclair ile yeni yeni birbirimize alışırken Commodore 64 ortaya çıktı. Hayatımın aşkı olan bu makine ile uzun seneler geçirdim. Hala çalışır durumda eksiksiz bir set elimde büyük bir keyifle tutuyorum. Onlarca oyun, yazılan bir sürü kod, basitte olsa yazılan ilk programlar derken C64 beni kendisine aşık etmişti. Kafa ayarı ile senelerce uğraştıktan sonra disket sürücülerin büyüsünü keşfetmek, genişleme kartuşları derken çocukken sahip olamadığım bir sürü ıvır zıvıra da seneler sonra sahip oldum. Bu dönemlerde bir yakın arkadaşımda da Amstrad CPC 464 vardı. O bilgisayara da bayağı hakim olmuştum. O dönemlerin programlama dillerine iyiden iyiye hakim olmaya başlamıştım. Ancak gelin görün ki, seneler sonra üniversite'de okurken -bu arada şaka değil Dokuz Eylül İşletme Bölümü- okulda bilgisayar dersinin basic bölümünde hoca beni bütünlemeye bırakmıştı hatta galiba o dersten geçememiştim. İşin acı tarafı o hocanın bilgisinin çok ötesinde bilgim vardı. Aptalca işler işte...

Bu dönemin arkasından hayatımıza Amiga 500 girdi. Ben Amiga döneminde hala C64 ile takılmaya devam ediyordum. Babama aldırmayı başaramamıştım bir türlü Amiga'yı. Babama göre zaten bir bilgisayar sahibi idik, neden yenisini alalım ki idi herhalde. Zaten bir şekilde iş hayatına erken atılmamın sebebi bu durum olmuştur. Ebebeynlere laf anlatmak kolay değildi hele ki bizimkilere. Kendi paramı kazanıp canım ne istiyorsa satın alabilmenin en iyi yolu çalışmaktı ve çalıştım:) Bu arada o dönemlerde orta direkt tabir edilen bir aile de değildik doğrusu, hatta bayağı varlıklıydık... Neyse Amiga ortalığı kasıp kavururken, eşte dostta haşır neşir olabildim Amiga ile. O dönemlerin ilerisinde ise 90'larda 486 bilgisayarlar ile uğraşmaya başladık. 90'lar benim üniversiteye gittiğim bir yandan da çalıştığım yıllardı. O dönemlerde bilgisayar konusunda acayip şanlıydım. Kuzenim ama ben ona hep ağabeyim derim Yaşarcez'in bilgisayar dükkanı vardı, cebimde param vardı ve istediğim herşeyi alabiliyordum. Voodoo'lar TNT Ultra'lar arkasında da GeForce 256'lar havalarda uçuşmaya başladı...



Bugün bu yazıyı yazarken son derece kuvvetli hatta manasız derece de donanımlı bir bilgisayarda yazı yazıyorum. Hemen her oyunu arzu ettiğim çözünürlükte ve grafik ayarında oynayabilme şansım var. Ancak ne C64 dönemindeki ne de ilk DOS ve arkasından gelen dönemin oyunları kadar zevk alabiliyorum. Bunu bildiğimden zaman içerisinde yavaş yavaş merak ettiğim tüm bilgisayar ve oyun konsollarını topladım. Hayalim bir gün çocuğum olduğunda oturup bu platformlarda birlikte oyun oynamaktı. Ha çocuk o grafikleri görünce "bu ne lan" diyecektir ama hayal işte... Yalnız bir sorun var. Bu cihazları toplamak iyi hoşta, hangi birisini nerede saklayacaksınız. Oyunları muhafaza etmek ayrı bir dert. Bunun haricinde eski tüplü televizyonlar bu bilgisayar ve konsolların en iyi dostu. Modern televizyonlar ile zaten berbat olan grafikler daha da berbat hale geliyor. Dolayısıyla bir veya birkaç tüplü televizyon tutmak zorundasınız. Haydi buyrun Sony FX66 televizyonu depodan evinize tek başınıza getirin. O haftayı bel ağrısı ile geçirirsiniz. Tabii C64'te eski tarz bir Defender of the Crown partisi yapayım derseniz özellikle de kaset kullanırsanız cinnet geçirebilirsiniz. Disketlerde de durum farklı değil. Tabii ki genişleme yuvasına akılan çözümler var ama gün sonunda tüm bu ekipmana harcanan para azar azar toplanıp öyle boyutlara ulaşıyor ki, aklınız şaşar.

Bende bu durumdan bıkıp, C64 sistemimi tamamlayıp benim için kişisel öneme sahip Atari'leri de toplayıp alım konusunu sonlandırdım ki, daha işin Japon konsolları boyut var ki, olayın sonu gelmiyor.

Peki ne halt edeceğiz. Çözümümüz RetroPie isimli bir yazılım. Bu yazılımı çeşitli platformlarda kullanabilmeniz mümkün. Raspberry Pi, ODroid gibi SBC tabir edilen kredi kartı boyutlarındaki bilgisayarlar ve hatta standart bir bilgisayar kullanarak  RetroPie olayına girebilirsiniz. Ben tabii ki  Raspberry Pi kullanacağım....

RetroPie,  EmulationStation, RetroArch ve benzeri bazı projeleri bünyesinde toplayarak Arcade konsol veya klasik bilgisayar oyunlarını oynamanızı sağlıyor. Sistemi istediğiniz gibi özelleştirebilir hatta altta çalışan işletim sistemini bypass ederek direkt olarak oyun konsolu tadında açabilirsiniz. Kısacası RetroPie candır can!

Eyyyyy Photobucket


Geçtiğimiz günlerde bloğumu zorunlu bir tadilata sokmak zorunda kaldım. Dilek olay, benim kişisel bloğumun mazisi 10 yılı geçti. Internet dünyasında hiç fena bir süre değil. 10 senelik mazisi olan bir web sitesi olunca defalarca tadilat defalarca düzenleme yaşadık haliyle. Bu sonuncusu tamamen Photobucket'ın p**tluğu yüzünden oldu.

Photobucket kimdir derseniz, bu bir resim barındırma sitesi. Bloğumun belirli bir yıl aralığındaki fotoğraflarını bu site üzerinde tutuyordum. Bir gece vakti, Photobucket kullanım sözleşmesini değiştirerek 3. parti sitelerde kullanılan fotoğrafları göstermek için 500 Dolar para talep etmeye  başladı.


Bu durumu görünce içimden ne geçtiğini tahmin edebilirsiniz. Haydi 50 Dolar deseler vereyim de, 500 Dolar yahu. Zaten tüm dünyada kullanıcılar isyan ediyor. Para talebinin yanında asıl b*ktan olan fotoğraflar gösterilmeyip yerine aşağıdaki gibi bir resim göstermeye başladılar.


Bir anda web sitelerindeki cıvıl cıvıl resimler gidip ortalık yukarıdaki çirkinlik ile doldu. Bu arada internet dünyasında bol bol ben yaptım oldu tarzı sözleşme değişiklikleri oluyor. Bazı firmalar çıkan isyan sonucunda geri adım atıyorlar bazıları da uygulamalarına devam ediyorlar. Muhtemelen Photobucket bu hamle ile kendi ayağına sıktı. Reddit vesaire büyük platformlarda yedikleri küfürün hadde hesabı yok. 

Kullandığım fotoğraf ve grafiklerin yedeği olmasa işimiz gerçekten iş idi. Siz siz olun internet dünyasında üçüncü parti yazılımlara güvenmeyin, kullansanız bile bir B planınız mutlaka olsun... 

Raspberry Pi Maceraları


Geçtiğimiz aylarda Raspberry Pi SBC bilgisayarlar ile bazı projeler yapacağımdan bahsetmiştim.  Raspberry Pi üzerine takılan HAT adı verilen kartlar konusunda Allo Audio ile devam etmeye karar verdim. Kartlar ülkemize Samm Teknoloji tarafından ithal edilince kolay ulaşılabilir hale geldi ve ilk denemelere başladım. Mecmua tarafında DAC gibi tamamen ses odaklı projeleri yayınlarken, ilerleyen zamanlarda kendi bloğumda RetroPie gibi daha eğlenceli projelere odaklanacağız. Yayınlanan ilk yazı, kurulum konusunda hatta buradan da ulaşabilirsiniz.