On Yaş
Valla daha dün gibi! Blog'umu 2008 yılında kurmuş ve kendi çapımda yazılar yazmaya başlamıştım. İlk dönemlerde hifi cihazları hakkında atıp tutarken, ilerleyen aylarda o konuları Stereo Mecmuası'na aktarıp, bloğumda kendi sevdiğim konulara yer vermeye başlamıştım.
Öyle böyle derken 10 yıl evet tam 10 yıl su gibi akıp geçivermiş. Araya ödüller, televizyon yayınları, radyo programları gibi unutmayacak anılar girmesinin yanında, harika yazı dizileri, güzel albüm eleştirileri gibi ciddi içerikler ve pek tabii birbirinden saçma ama eğlenceli bulduğum "şey"ler ile onca sene geçip gidivermiş...
Eh daha nice 10 yıllara diyelim...
Fanzin: Analog Kültür
Pikaplar, plaklar ve müziğe dair keyifli bir şeyler okumak isterseniz, geçtiğimiz aylarda yayınlanan Analog Kültür fanzin'ine bir göz atın derim. Türkiye'de unutulan şarkıların ve plakların peşine düşüp önemli işler yapan Cüneyt Yalçın Naçar'ın yanında, Esma Aydın Naçar ve Zeynep Yıldırım'dan keyifli bir sohbeti okuyabilirsiniz. Bende karınca kararınca birkaç satır ile fanzin'e destek olmaya çalıştım.
Fanzin'in PDF formatındaki elektronik edisyonunu harika bir oluşum olan Fanzin Apartmanı sitesinden indirebilirsiniz. Analog Kültür''ün sayfasına ulaşmak için ise buraya tıklayıverin, indirme linki ise sayfanın en altında :)
Altered Carbon
Ancak hazır kitabı Türkçe'ye çevrilmişken bir de onun tadına bakayım dedim. Richard K. Morgan tarafından yazılan roman İthaki Yayınları tarafından Türkçeleştirilmiş ve 20TL civarına satılıyor. Açık konuşmak gerekirse kitaba yeni başlamış olmama rağmen, bana sorarsanız atmosfer kesinlikle diziden daha başarılı. Oldukça kalın bir kitap ama su gibi akıp gidiyor. Bir göz atmanızı tavsiye ederim, özellikle de dizinin biraz yüzeysel kaldığını düşünüyorsanız...
Son Dönemin Yayın Akışı Hakkında
Benim blog'um biliyorsunuz normal koşullarda oldukça eğlenceli bir içeriğe sahiptir. Son dönemlerde bu eğlenceli içeriğe yer vermeme sebebim ülke olarak son dönemlerde zorlu bir dönem geçiriyor olmamız. Hemen hergün yüreğimizi dağlayan havadisler alırken, en azından bir süre için, eğlenceli içeriği bir kenara bırakarak, son dönemlerde denk geldiğim güzel teknolojik ürünler gibi biraz daha ciddi konulara yer vermeye çalışacağım. Ortam normale döndükçe, bloğu da eski haline tabii ki getiririz...
Xiaomi Mi Band 2
Çok daha doğrusu "çoooook" uzun senelerden beri saat kullanmadım. Açıkçası günümüzde cep telefonları varken saat taşımaya gerek duymuyorum. Cep telefonları yokken de köstek ile hayatıma devam ediyordum. Old school adamım yani. Saatin fonksiyonel özellikleri haricinde tabii ki işin görsel, kültür, koleksiyon vesaire boyutları da var tabii ki. Kişisel olarak birkaç kez hoşuma giden tasarımlara sahip saat satın aldım ama pek kullanmadım. Özelikle mekanik saatleri ve Tourbillon mekanizmalarını sevmemek mümkün değil. Zaten aldığım birkaç saatte olayın mekanik yönü cazip gelmişti. Bu ayrı bir kültür ve hobi olayı. Mesela eşim çok sever saat ve saati olmadan yaşayamaz. Ben ise saat ile yaşayamam :)
Akıllı saatların ortaya çıkması bende de bir merak uyandırdı. Ancak çevremde bu saatleri satın alıp şarj olayından şişen çok insan vardı. Her gün en fazla iki günde bir şarj etme gerekliliği en azından bugünün teknolojisi ile çekilecek şey değil. Mesela Apple'ın saatini eşime alalım diye düşündüm bir ara. Kendisi, Apple eko-sisteminde olduğu için her özelliğinden faydalanabiliyor ama şarj olayını duyunca vazgeçti.
Sanırım Xiaomi markasının Mi Band 2 ürünü çıkar çıkmaz kazaran satın aldım. Bunlar akıllı saat değil de akıllı bileklik olarak geçiyor. Ayrı bir klasman yani....
Ürünün boyutu oldukça küçük. Yukarıda fotoğrafı var, 1TL ile kıyaslayabilirsiniz. Hem hafif hemde küçük olunca benim gibi sıkıntılı adamlar için ürünün cazibesi artıyor. Cihazın maşallah bayağı bir özelliği var. Saat göstermek bunlardan sadece bir tanesi. Bunun haricinde adım sayar, uyku kalitesi ve verimliliği izleme, nabız ölçme, bildirimlerde uyarma gibi bir çok ek fonksiyona sahip. Tüm bu özellikler minik bir ekranda size gösteriliyor. Bu ekran saatlerde olduğu gibi devamlı açık değil. Mesela tuşa basarak veya bileğinizi hareket ettirerek ekranı uyandırmak mümkün.
Xiaomi Mi Band 2'nin en önemli olayı bana sorarsanız şarj olayı. Bu denli minik bir cihaz benim kullanımım ile 20 gün civarında şarj süresi sunuyor ki, bu bana sorarsanız absürd bir süre. Pil küçük olunca şarj etmek de sorun değil, 2 saat civarında şarj edilebiliyor. Şarj etmek kutu içeriğinde bir kablo çıkıyor, bunu herhangi bir telefon adaptörüne bağlayıp akıllı bilekliği şarj ediyorsunuz.
Saat oldukça sade bir yazılım ile birlikte kullanılıyor. Android ve Apple cihazlar için mevcut. Burada tüm fonksiyonları ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca saat üzerindeki tüm veriler buraya aktarılarak geriye doğru kıyaslama ve istatistikler çıkartılabiliyor. Ayrıca hedefler konulabiliyor. Amacım her gün 5.000 adım atmak gibi. Bu hedefe ulaşınca saat size bildiriyor. Motivasyon için güzel bir özellik olabilir.
Gelelim işin parasal yönüne. Xiaomi Mi Band 2 ülkemizde 100TL civarlarında satılıyor. Bazen kampanyalar ile cazip fırsatlar çıkabiliyor olsa da, son dönemlerde döviz kurlarındaki artışlarla fiyat arttı biraz. Ben satın aldığımda 40TL filan ödemiştim galiba. Ürünü Çin'den alırım derseniz 25 Dolar civarında bir tutar ödemeniz lazım. Ama bunun karşılığında bir süre beklemeniz lazım.
Bence bu fiyata harika bir ürün ve uzun zamandır kullanmama rağmen herhangi bir sorun yaşamadım. Bir tarafından akıllı saat olayına yetişeyim derseniz, en iyi seçeneklerden bir tanesi olabilir.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)