Ulan Hangi Albümü Arıyordum Ben?


Dalıp Uzaklara Giden Hendrix



Hemen her yıl yeni Hendrix plakları basılıyor malumunuz. Ama öyle böyle değil. Herhalde artık bitmiştir derken kıyıda köşede kalmış bir konser, bir performans, farklı bir kayıt bulunup illa ki basılıyor. Plak şirketleri basmaktan yoruldu biz satın almaktan sıkılmadık... Ha bir de 7 inçler basılıp duruyor malumunuz... 

Hayatım boyunca ne müzik dinlersem dinleyeyim asla sıkılmadığım bir isimdir Hendrix. Yukarıdaki fotoğrafı da hoşuma gitti. El altında bulunsun :)

Mando Gardaş


Son yıllarda daha doğrusu Disney'in Star Wars'a el atması ile ardı arkasına yaşadığımız rezillikler devam ederken, Boba Fett ile alakalı bir dizi yapılacağı haber verilince ulan acaba güzel olur mu diye düşünmedim değil. Üst üste gelen facia filmlerden sonra Disney'ciler Boba Fett yerine Mandalorian'ların hikayesi ile alakalı bir dizi yapmaya karar verdiler. 

İlk çıkan fragmanlarda özellikle yukarıdaki görüntü dur bakalım bu farklı galiba dedirtmedi değil. Ama ben seyretmek konusunda bayağı isteksizdim. Sevgili Murat Tireli seyret abi deyince oturup seyrettim tabii ki. 


Malum Disney satın almasından sonra Star Wars hikayelerinin bölünmesi ve eskilerin artık hükümsüz kabul edilmesi -canon vs legends- yüzünden kabul etmek gerekir ki, Mandalorian hikayesi -veya lore'u_ bayağı değişmiş durumda. Hatta değişikliklerin ne olduğunu da bilmiyoruz, hatta var mı bilemiyorum. Neyse bunlara çok kafayı takmazsanız Mandalorian dizisi Disney'in en düzgün Star Wars işi olabilir. 


Uzayda geçen western hikayesi, çok bilindik sahneler filan deyip burun bükmek tabii ki mümkün ama dizi bize buram buram eski Star Wars filmlerinden esintiler ve bolca da Clone Wars çizgi dizisinden alıntılar içeriyor. Ve bu iyi bir şey... 

Eskiden Lucas'ın yaptığı haltı Disney'de tabii ki yaptı. Bir de oyuncağı satılabilir bir karakter var. bebek Yoda... Meh diyorum ama çok da umurumda değil. Dizi güzel. Seyrediniz.. 

Müzikleri sorarsanız efsane ya... Çok çok iyi... 


Ali'nin Akvaryum Maceraları: Hata Hata Üzerine


Yaşadığımız fanus faciasından sonra biraz daha mantıklı bir akvaryum kurmak üzere yola koyulduk. Ali'nin rahatlıkla görebileceği ve balıklarını besleyebileceği bir akvaryum kurulumu yapmak istedik. 60x22x35 boyutlarında bir akvaryum satın aldık. Bu boyutu tercih etmemizdeki amaç yukarıda görmüş olduğunuz çekmece ünitesine sığması idi. Bu ünite içerisine Ali kendi oyuncaklarını koyuyordu. Sağlam olması için iki üniteyi birbirine ve duvara sabitledim. Arkasında da duvara sabitleme işlemini yaptım. Aslında yaptık demem lazım, bu tarz işleri oğlan ile yapmaktan keyif alıyorum, o da aynı şekilde.

Siz siz olun çocuklarınızı bu tarz etkinliklerden uzaklaştırmayın. Aksi takdirde ileri de bir ampul değiştirmekten aciz bireyler yetiştirmiş olursunuz. En azından bence. Bu arada matkap vesaire kullanacağınız zamanlarda gerekli güvenlik önlemlerini almayı unutmayın!

Akvaryum dünyasında küçük akvaryumlar daha kırılgan olarak nitelendiriliyor. Bunun sebebi hacmi düşük olduğundan su değerleri vesaire çok çabuk bozulabiliyor. Acemiler için daha büyük boyutlu akvaryumlar daha mantıklı bir seçim. Ancak bunu bilsem de, ben kendimi kontrol ettim. Daha doğrusu Seçil'e kontrol ettirdim.

Akvaryum hacmi derken hemen bir tüyo vereyim. Dedim ya bizim akvaryum 60x22x35cm boyutlarında diye. Bu üç rakamı birbiri ile çarpıp 1.000'e bölerseniz akvaryum hacmini bulabilirsiniz. Bizim akvaryum yaklaşık 46 Litre bu hesaba göre. Ancak bu rakamdan ileride koyacağınız kum, kaya ve benzeri dekor ve aksesuarları çıkartacaksınız.

Hifi dünyasına bakarsak akvaryumculuk konusu ciddi şekilde ucuz. En azından giriş seviyesi için konuşayım. Tabii ki absürd kurulumlar, özel deniz akvaryumları vesaire de var ancak daha basit bir akvaryum kurmak gerçekten çok masraflı değil.

Yukarıda gördüğünüz akvaryum, ısıtıcı, iç filtre, kum, aksesuarlar ve diğer tüm ekipman ile beraber sanırım 250TL civarına mal oldu. İkinci el işine girerseniz bu tutarı yarı fiyatına bölün.

Şimdi bakıp aman ne güzel bir akvaryum oluyor diyorsanız benim gibi hata yapıyorsunuz demektir. Bir kere yapay bitki ve dekorlar akvaryum dünyasında sevilmeyen şeyler. Çünkü bunlar suya zaman içerisinde salınım yaparak balıklarınızı zehirleyebiliyormuş. Yani boşu boşuna satın almayın ilk baştan.

İkinci hata seçtiğimiz kum. Daha doğrusu bize verilen kum. Silis kumu tabir edilen kum defalarca da yıkasanız akvaryumun içini toz bulutu haline getirebiliyor. En basitinden dere kumu tarzı bir şey almak daha garanti. Birkaç kez yıkadığınızda en azından yukarıda görüldüğü şekilde toz bulutu sorunu yaşamazsınız.

Üçüncü hatamız seçtiğimiz ışık. Burada basit mavi renkli bir florasan lambası var. Yani akvaryum pavyon ortamına dönüşmüş halde. Çok basit mantıkla akvaryumda doğayı taklit edecek isek, mavi ışığın ne işi var demek lazım. Bunları yazıyorum siz bizim hatalarımızdan ders alın diye.

Teorik olarak şimdilik doğru yaptığımız şey ise, akvaryum ve tüm malzemelerini güzelce yıkamak. Dekoru bitirdikten sonra damacana suyu ile akvaryumu doldurup boş çalıştırmak diyebilirim. Bu arada damacana suyuna aslında gerek yok. Ancak bizim gibi ilk kez akvaryum kuruyorsanız evinizde dinlenmiş su olacağını pek zannetmiyorum.

Dinlenmiş su dediğim şey, çeşmeden suyu uygun bir yere doldurarak içerisindeki klorun uçması için bir hafta bekletmek. Eğer bir akvaryum almak istiyorsanız 1 hafta önceden suyunuzu dinlendirebilirsiniz.

Neden akvaryumu boş çalıştırıyoruz ve balık koymuyoruz konusuna bilahare döneceğiz.

Bir Gelenektir....


İç çamaşırı ile plak dinlemek :)