Ali ile akvaryum dünyasındaki maceralarımıza canlı doğuranlar ile başladık. Canlı doğuran balıkları beslemek dünyanın en kolay şeyi olabilir. Kaliteli birkaç çeşit yem satın alırsınız, belirli bir düzen kurarsınız. Arada bezelye gibi sindirim sistemini rahatlatan sebzeler verirsiniz. Hele bir de araya canlı yem sıkıştırabilirseniz balıklarınız mutlu olur. Canlı doğuranların beslenmesi ile alakalı 1 sene boyunca gözlemlediğim durum bu. Tabii ki işin alt ayrıntıları, detayları var. O konuya girmiyorum...
Geçtiğimiz sene akvaryum.com sitesine üye olduğumda beğendiğim ve tasarımları hoşuma giden akvaryumların sahiplerinin yazılarında dikkatimi çeken şeylerden bir tanesi gerçekten kalabalık yem listeleri idi. Herhalde bu insanlar kafayı yemişler diye düşünmüştüm. Zaman içerisinde konu başlıklarını okumaya başlayınca işlerin hiç öyle düşündüğüm gibi olmadığını yavaş yavaş anlamaya başladım...
Betta sahipleri arasında geçen yazışmalar genelde şu şekilde idi, "benim balığım Ocean's Nutrion yemi yiyor tavsiye ederim" Birkaç saat sonra başka bir meraklı kendi balığının o markayı yemediğini Sera marka yemi bayıla bayıla yediğini söylüyordu. Bunların üzerine gelen bir diğer yorumda bir diğer Betta meraklısının kendi balığının bu iki yemeyip ağzından tükürdüğünü Tropical marka yemi bayıla bayıla yediğini yazıyordu.
Zaten o dönemde balık dünyası hakkında bir şey bilmiyorum. Hala da pek bir şey bildiğimi iddia edemem de, bu durumun bizim memleketin havasından suyundan kaynaklandığını düşünmeye başladım. Balıklar, uzakdoğudan bizim memlekete gelince kafayı yiyorlardı muhtemelen. Ancak Betta'lar konusunda araştırmalarımı genişlettikçe dünyanın dört bir tarafındaki meraklıların aynı sorundan muzdarip olduğunu gördüm. Ha bu arada bu yazdıklarım kuru yemler için geçerli, canlı yemler konusunda pek sorun yok.
Peki ben yapacaktım. Sayfiyede iken yavaş yavaş tedarik sürecine başladım diye yazmıştım. Tedarik ettim derken kum sipariş verirken, arama bölümüne Betta yazdım, önüme gelen her şeyi sipariş ettim. İlk adımda şu yemleri tedarik ettim.
- Tropical Soft Line Betta
- Tetra Betta Granules
- Sera Bettagran
- Dajana Betta Food
Oh dedim ilk başlangıç tamamdır. Sonrasında birkaç Betta yazışma grubuna üye oldum. Haydi bakalım cehennemin kapısı açıldı. Tam tahmin ettiğim gibi. Örneğin Tetra Betta yemleri Amerika'da bayağı popüler iken bizde pek tutulmuyor anladığım kadarı ile. Ama onların da Pro serisi var ülkemizde yok herhalde.. Veya Sera, canlı doğuranlarda çok tercih edilen bir yem markası iken Betta meraklıları pek sevmiyorlar. Genel olarak yukarıdaki listede ortak noktada buluşulan tek yem Tropical Soft Line Betta oldu. Dajana'da anladığım kadarı ile pazara yeni giren bir marka ülkemizde... Pek kimse bir şey kötü bir şey söylemedi.
Yazışmalardan sonra iki yem daha listeye eklendi.
- Tropical Soft Line America
- Tropical Pro Defence
Hadi Pro Defence yemi anlıyorum. İçerisinde bağışıklık istemini güçlendirici bileşenler var. Peki Soft Line America ne alaka. Betta balığının kökeni Asya, niye Amerikan balığı yemi veriyoruz. Zaten aynı serinin Betta'sını almışım. İçeriği faklıymış. Yok Omega 3 varmış yok Omega X varmış. İyi dedik aldık...
Yazışmalar ilerledikçe dış yardımda gelmeye başladı. Bir anda devler ligine çıkmaya başladık.
- Ocean Nutrition Atison's Betta Pro
- New Life Spectrum Betta
- New Life Spectrum Betta
Devler ligi neden dedim. Bu iki yem Batı dünyasında nedeyse tüm önemli yayınlarda önerilen iki marka. Fiyatları da maşallah :) Ha bir de Hikari bekliyorum bir arkadaştan...
Allah'tan ülkemiz piyasasında Batı'da bulunan bazı diğer markalar bulunamıyor. Omega One, Aqueon, Wardley ve niceleri.. Bunlarda ülkemizde bulunsa vallahi, Betta'nın menüsü, hanemizdekinden zengin olacak...
Ha bunları yazdım ama bir de gerçeklere bakalım...
Siz bu satırları okurken Ali'nin kendi Betta'sı nam-ı diğer "Gek Gek Yele" ne bulduysa afiyet ile yiyor. Ben çalışma odama akvaryum kurarken, oğlumda çalışma masasına Betta akvaryumu istiyorum dedi. Zaten her şeyi beraber yaptığımız için tamam dedim. Elimizde her şey vardı bir gün içinde akvaryum hazırdı. İş oğlumun balık seçmesine kalmıştı. Beraber balıklara bakarken Nemo dedikleri bol renkli Betta'lar çok hoşuna gitti. Tamam oğlum bundan alalım sana dedim.. Dedim ki, yine oğlan 300-500TL yara açacak babasına. Bir gün İzmir'de iken mahallemizdeki İlker Akvaryuma gittik. kırmızı bir Veil Tail'e bayıldı oğlan. Hemen aldık tabii ki.
Balığını da çok seviyor. Balıkta tüm bu yazılanlara nazire yaparcasına her yemi afiyet ile yiyor. Gek Gek Yele" cennete düştüm diye düşünüyordur herhalde. Velhasıl kelam her Betta yem seçecek diye bir şey de yokmuş. Gözünüz korkmasın yani...
Bu arada 300-500TL yara açacak dedim ya, cepten çıkacak para, cepte durmuyor. Çok acı bir tecrübe ile bu durumu yeniden hatırladım. O da bir sonraki yazının konusu olsun...