DIY Pikabım Gelişmeye Devam Ediyor.


Hifi dünyası farklı bir dünya biliyorsunuz. Özellikle hifi dünyasının derinliklerine girdikçe hemen her şeyin ses üzerine etki yapabildiğini görüyorsunuz. Ben kullandığım cihazlarda iyileştirmeler yapmak konusunda oldukça isteksiz bir insanımdır. Hatta kullandığım hiçbir cihazda modifikasyon veya iyileştirme yoktur. Bunun yanında eskisine göre daha az tuning ekipmanı kullanıyorum. Kullandığım ve gerçekten sevdiğim bir kaç bu tarz ekipman var. Bunlardan bir tanesi Omicron harmonik stabilizatör. Bu ürünleri inceleme için getirtmiştim ve sonunda harmonik stabilizatörü satın almıştım. Bir diğer ekipman Franck Tchang'in rezonatörleri. Biliyorsunuz bu sempatik tasarımcıyla oldukça fazla zaman geçirmiştim. Rezonatörlerde çok etkili ürünler. Ancak anlatması pek kolay değil. Nedense bir kısım odyofiller bu ve benzeri ekipmanla alakalı olarak hoşgörüyü bir kenara bırakıp dalga geçme eğilimine sahipler. O yüzden bu tarz ekipmanla ilgili fazla bir şey yazmıyorum. Neyse...

Ancak konu kendi yaptığım bir ürün olunca denemelerimin ardı arkası kesilmiyor. Geçen hafta pikabıma yeni bir kontrol ünitesi yaptım. Bu konuyla ilgili forumda kısaca bilgiler yazdım. Bu hafta ise yukarıda gördüğünüz ayaklarda bazı çalışmalar yaptım. Benim yaptığım ara bağlantı kablolarını kullanan bazı dostlarımız bileceklerdir, kullandığım özel bir kılıf vardır. Bu kılıf tamamen pamuktan üretilmiş ve egzotik bir mamül. Audio piyasası için satılan bir şey değil ancak ben bu şekilde uyarlamıştım. Yukarıdaki ayakları bu hafta bu pamuklu kılıflar ile doldurdum ve dikkatli bir dinleti yaptım. Sonuç oldukça ilginç oldu. Hatta ilginçten çok daha iyi demeliyim.

Bu arada kendi kablolarımı kullanan dostlarımız demiştim yukarıda. Merak ederseniz ve sorular sorarsınız sanırım. Bundan seneler önce deneme amaçlı bir miktar ara bağlantı kablosu üretmiştim. Biraz fazla üretince bir kısım arkadaşlarıma bu kabloları hediye etmiştim. Şu an Bülent Şaman, Eli Hanenya gibi dostlar bu kabloları kullanıyorlar. Zaman içerisinde tabii ki stoklar bitti. Amaç ticari bir ürün yapmak değil, kablolara etki eden faktörleri araştırmak konusunda denemeler yapmaktı. Deneme sonucunda ortaya çıkan kablo da, hiç fena değildi doğrusu :)

Bu hafta pikabıma yeni bir ekleme daha yapacağım. Oldukça karmaşık bir çizim yapmak zorunda kaldım ve görünen o ki, bu hafta boş vaktimi Sanayi Sitesinde geçireceğim. Bu arada özgün motor koruma ünitesindeki çalışmalarımda finale ulaşmak üzere. Ancak bir sonraki adımda normal kayışla hareket sağlamak yerine oldukça karmaşık yeni bir çözüme yöneleceğim.  Gelişmeleri yine yazarım. Ancak görünen o ki, bu sene sonuna kadar pikaptaki geliştirmeler devam edecek.

Stereo Mecmuası Heresy!


Biliyorsunuz her yaz döneminde Stereo Mecmuası'nda Blitzkrieg diye saçmalamaya başlıyoruz. 3 senedir yazları başlattığımız Bliztzkrieg coşkusunun yerine bu sene Heresy olayına girelim diyoruz. Bu nereden çıktı derseniz. Son yıllarda ilgilendiğim Warhammer 40k dünyasından çıktı! Horus Heresy nasıl yapılır, yapılınca ne olur veya olay Stereo Mecmuası'na nasıl adapte edilir konusunda fikrim yok. Maksat Heresy olsun, hem de Horus Heresy. Bir bakarsınız kaos tarafına geçip, mecmuayı Khorne sembolleri ile donatırız. Warhammer 40k severlere selam olsun!

Coagula!


Coagula, Latince birleştirmek demek. Bu kelimeden türetilmiş birde fiil var. O da pıhtılaşmak anlamına geliyor. Bu terim tek başına pek bir anlam ifade etmeyebilir meraklılar "Solve et Coagula" mottosunu biliyorlardır. Ayır ve tekrar birleştir. Bunu neden yazdığımı önümüzdeki hafta daha ayrıntısı ile ele alırım.

Son IP Yasaklamaları ve Ne Yapacağını Bilememek!



Dünyanın dört bir yanındaki web sitelerinde bir sürü Google servisi kullanılıyor. Site istatistiklerinden, site içi arama modüllerine, reklamlardan, videolara kadar Google'ın kullanıcılara ücretsiz olarak sunduğu hizmetler var. Bu araçların bir kısmı neredeyse vazgeçilmez durumda. Ülkemizle Youtube ile süre kan davası sonucunda bir çok Google hizmetine erişimde sorun yaşanıyor ve bu sorun sıradan internet kullanıcılarını da etkiliyor. Google hizmetlerini kullanan web sitelerinin yavaş açılmasının yanında bazı bloglarda bir açılıp bir kapanıyor. Bizim alt bölümlerimizin bir kısmınında Blogger servisleri üzerinde olması sitemizi de olumsuz şekilde etkiliyor. Bazı hizmetlere Google Public DNS ile ulaşmak mümkün. Bazılarına ise aynı hizmetle ulaşmak imkansız. Sıradan internet kullanıcıları bile bu saçma uygulamalar sayesinde bilgisayar kurdu olmak zorunda kaldılar. Tünel siteleri, her türden DNS uygulamaları, proxy siteleri derken her dakika denetim masasında bir şeyleri ayarlamak zorunda kalıyoruz. Nasıl bir saçmalıktır anlamadım gitti.

Dünyanın daha doğrusu internettin globalleşmesi çok büyük bir olay. Videolarımızı bir çok siteye yükleyebiliyoruz. Ama kendi videolarımızı göremediğimiz gibi soru soran insanlara cevap vermemiz mümkün olmuyor. Geçen gün Youtube üzerindeki videolarımla alakalı bir kaç soru sorulmuş. Cevaplamak için yapmadığım ayar kalmadı. Bu nasıl iştir anlamadım gitti. İnsanlara ne diyeceğimi de bilemedim. Ülkemde internete sansür uygulanıyor, bu yüzden kendi videolarımızın yorumlarına erişmek mümkün değil diye yazdığımda karşımdaki insanlar ne düşündüler acaba! Valla ben bunları yazmaktan utanıyorum. Başımızdakiler ne düşünüyorlar merak ediyorum.

Ülkemizin, bu yasaklamalarda haklı olduğu bazı noktalar yok değil. Vergilendirme konusuna kesinlikle hak veriyorum. Ancak Google ve diğer bazı internet sitelerine verildiği zannedilen ceza aslında biz Türk internet kullanıcılarına kesiliyor. Dünyanın en ucuz internetini kullansak haydi diyeceğim vergi konusunda haklılar. Ancak bırakın internetin ucuz olmasını, internet servis sağlayıcılarından aldığımız paketlerin yanında yediğimiz kazıklar bile ayrı bir yazı konusu. Kablonet'iniz varsa almak zorunda olduğunuz Kablo TV veya TTnet kullanabilmek için hiç kullanmayacağınız sabit telefon ücretini ödemek ilk aklıma gelen örnekler.

İşin en acı tarafı bunlar değil. Göz göre göre yaşanan yasaklamalara rağmen sesi çıkmayan milyonlarca insan. Youtube yasaklaması sırasında, IP'ler veya DNS'ler ile uğraşmanın geçici çözümler olduğunu bağıra bağıra söylemiştim. 2 yılı aşkın zamandır sesi çıkmayan Türk internet kullanıcılarına darbe üzerine darbe iniyor. Ancak hala tepki yok. Tıpkı hayat gibi, birisine bir tokat atarsınız, sesi çıkmazsa, bir sonraki sefer ikincisini atarsınız. Ama farklı birisine tokat attığınızda, daha katmerlisini suratına yerseniz bir sonraki seferde o kişi ile uğraşmaktan kaçınırsınız. Eh biz bu zihniyetimizle tokat yemeyi bırakın hastanelik olacak şekilde dayak yemeyi hak ediyoruz.

Bugün konu dışı bir şeyler karaladım, herkese iyi tatiller diyeyim. Haftasonu bende ortalıklarda görünmeyeceğim. Hafta başında sizlere yeni sayımızla tekrar merhaba diyeceğimizi umuyorum.

Mike'dan Yeni Havadisler

Mike'dan haber var. Biliyorsunuz Venedik Kayıtları konusunda bir yazıyı Stereo Mecmuasında okumuştuk. Daha sonra benim elime CD ulaştı. İlk izlenimleri burada paylaştım. Mike'tan gelen habere göre işler büyüyor, orijinal mesaj aşağıda.



Venedik kaydımı takiben, kaydını yaptığım orkestra yaptığım kaydı o kadar beğendi ki, onları profesyonel olarak kaydetmemi rica ettiler. İlk kayıt Ekimde olacak ve şimdiden Neumann valf mikrofonlar ve bir Nagra VI multitrack kayıt cihazı için para biriktirmeye başladım bile. Tabii ki tüm etkinlik ile ilgili bir makale hazırlayıp CD’lerin çıkış tarihi ile ilgili sizi bilgilendireceğim..