Pazar Sineması: Das Kabinett des Doktor Caligari



Das Kabinett des Doktor Caligari veya Doktor Caligari'nin Kabini, Robert Wiene tarafından yönetilen Alman dışavurumcu sinemasının en önemli örneklerinden bir tanesi. Senaryosu Hans Janowitz ve Carl Mayer tarafından yazılan film erken dönem korku sinemasının en önemli klasiklerinden bir tanesidir. Filmde en dikkat çekici şey bence tasarımcı Hermann Warm ve ressam Walter Reimann ve Walter Röhrig tarafından hazırlanan settir. Bugün bile muhteşem olarak nitelendirilebilecek tasarımlar insanı etkiliyor. Filmin 1920 yılında çekildiğini düşünürseniz ortaya çıkan şeyin muhteşem olduğunu söylemek gayet mümkün.

Neredeyse 100. yaşına yaklaşan filmin telifi ortadan kalmış durumda. Filmin tamamını yukarıda seyredebilirsiniz.

Gil Scott-Heron Vefat Etti



Gilbert Scott-Heron veya bizim tanıdığımız ismiyle Gil Scott-Heron (1 Nisan 1949 – 27 Mayıs 2011) vefat etti. Onu müzisyen olarak tanıyor olsam da şair, yazar ve/veya konuşmacı olarak da tanıyıp sevenler vardır. Onun müzik yolculuğu caz, blues ve soul müziğin bir karışımıdır. Müziğini sözlerle desteklemesi onun en önemli özelliklerindendir. Sözler genelde sosyal olaylar ve dolayısıyla politik bir içeriğe daha doğrusu karşıtlığa sahiptir. Vokal tekniği son derece kendisine özgüdür. Bunun en önemli sebebi bir şeyler söylemek, anlatmak istemesinden kaynaklanır. Bazen konuşur gibi anlatır şarkılarını, bazen sözleri bir şiir gibi okur, bazen de öylesine hızlaca bir şeyleri anlatmanın derdine düşer ki, benim gibi zayıf İngilizcesi olanlar ortada dönüp dolaşan konuyu anlamakta zorlanır. CD veya plak kapakçığının yardımına başvurur.

Gil Scott-Heron'un müziğinden bahsettiğimizde ismini mutlaka anmamız gereken bir isim var; Brian Jackson. 1970'lerde üniversite sırasında tanışan iki önemli isim uzun yıllar birlikte çalışırlar.

Gil Scott-Heron'un bir şeyler söylemek istediğini yazdım. Özellikle 1970'lerin sonlarında politik zenci hareketinin hız kazanmasıyla sözlerinde ve şiirlerinde önemli bir dönüşüm yaşanır. 1960'larda ve 1970'lerdeki meşhur “Black Power” hareketinden etkilenmiştir. Black Power nedir derseniz, bir nevi Amerika'da yaşayan Afrika kökenlilerin beyazlara karşı üstünlüğünü savunan siyasi görüştür. Meşhur “Black Panther” yani Siyah Panterler bu görüşün bir nevi paramiliter gücüdür. Bu görüşün müzik dünyasında özellikle de siyah müziğinde önemli etkileri olmuştur. Hatta hiç beklenmeyeceğiniz isimler bile bu görüşlere üstü kapalı da olsa destek vermiştir. (1)

Müzik tarihçilerine göre Gil Scott-Heron bir yönüyle soul müziği derinden etkilemiştir. Neo-soul denilen tür, bir yönüyle bir şeyler anlatma konusunda onun yolundan gider. Sözlerin daha önem kazandığı bu yeni soul akımı özellikle 1990'larda popülerlik kazanmış. Bu türe çok hakim olmadığımdan fazlaca yorum yapmayacağım. Gil Scott-Heron'un asıl etkilediği müzik türü hip hop'tur. Çoğu insan bu müziği dans edilen kızlardan ve spor arabalardan bahsedilen bir müzik türü olduğunu zanneder. Ancak durum pek öyle değildir. Politik söyleme sahip son derece üst düzey sözler yazan hip hop toplulukları vardır. (2) Bu toplulukların bir çoğu Gil Scott-Heron'u müziklerinin babası olarak kabul eder. (3)

Gil Scott-Heron işte bu yüzden çok önemli bir isim. O ölene kadar müzik yapmaya devam etti. Hatta 2010 yılında “I'm New Here” isimli bir de albüm yayınlamıştı. Ne diyelim toprağı bol olsun....

Gil Scott-Heron'dan sizlere dinletmek istediğim şarkı ""Me And The Devil", Yukarıda bahsettiğim 2010 albümü "I'm New Here"de yeralıyor...

(1) Temptations'ın Message From a Black Man şarkısına bir göz atabilirsiniz. Modern örnekler için meşhur Public Enemy rap grubuna ve tanınmış kötü adam Ice_T ve grubu Body Count'a da bir kulak kabartabilirsiniz. (2) Public Enemy'nin 1991: Apocalypse 91... The Enemy Strikes Black albümüne göz atarsanız dediklerimi anlayabilirsiniz. Özellikle "Lost at Birth" "Shut 'em Down" ve "A Letter to the New York Post" şarkılarına aman dikkat. (3) Bir diğer” baba” Jalaluddin Mansur Nuriddin'dir.

    Lucifer - Franz Stuck



    Franz Stuck (1863 – 1928) Alman sembolist ressam, heykeltraş ve mimar. Stuck ilerleyen dönemlerde Art Nouveau akımına da öncülük etmiştir. Stuck özellikle bir çok ressamın kendisini geliştirmesinde bir öğretmen olarak önemli rol oynamıştır. Stuck resimlerinde özellikle mitolojiden çok etkilenmiştir. Yukarıdaki tablo Lucifer'i 1890'larda yaptığı biliniyor. Resim, ilk kez İtalya'da sergilenmiş. Serginin sonunda 1981 yılında o dönemin Bulgaristan Prensi tarafından satın alınmış ve günümüzde Sofya'da Devlet Güzel Sanatlar Müzesinde sergilenmektedir.

    Zeena Parkins ve Elektronik Karmaşa



    Geçen gün burada Ikue Mori ve Zeena Parkins'in bir canlı performans videosunu eklemiştim. Parkins'in elektrikli arp olarak nitelendirebileceğimiz enstrümanını farklı analog sintizayzırlar, osilatörler ve her türden elektronik efekt yapan cihazla desteklediğinden de bahsetmiştim. Bugün kafama nasıl cihazlar kullandığı konusu takıldı ve cevabı Parkins'in web sitesinde buldum. Ekipmanlar fotoğraflarda görülüyor ama çözebilene aşk olsun :)



    Silbatone Standı ve Western Electric



    Geçenlerde sizlerle Western Electric Sound System afişini paylaşmıştım. Bu seneki Münih High End fuarında Silbatone dinleme odasında 1926 yılında üretilmiş bir horn var(mış) Silbatone firması çalışanları veya sahipleri demek daha doğru olabilir, eski  Western Electric/ Westrex ürünlerine son derece hayranlar ve koleksiyonlarında onlarca çok önemli cihaz ve elektronik bulunuyor. Bu ay yaptığım süper kısa İstanbul gezisinde firmanın 300B amplisini de dinleme fırsatı bulmuştum. Pek beğendim..

    Yukarıdaki fotoğrafta ortada 1926 yılında üretilen hoparlör var, iki yanında ise firmanın yeni hoparlörleri var. Fuara katılan bir çok kişi bu eski hoparlörün performansından etkilenmiş. Bende meraktayım doğrusu :)







    Fotoğraflar Sn Adnan Salihoğlu ve Hamdi Ünlü tarafından çekildi.