Alışveriş: Mobilya


Evet bebek odası hazırlığı sürecine devam ediyoruz. Artık eğlenceli kısımlara geldik. Haydi alışverişe gidiyoruz. İlk hedef bebek odasının mobilyalarını almak. Bizim açımızdan bu süreçler oldukça basit şekilde işledi. Ben prensip olarak kimseyi işime karıştırmayı sevmem zaten ne anne-babam ne de kayınpeder-kayınvalidem karışmayı seven insanlar değildir. 

Benim mobilya alırken zihniyetim zamanı geldiğince vedalaşabileceğim şeyler almaktır. Alırken en sağlamını alayım senelerce kullanırım zihniyeti bana hiç uymuyor. Gözlemlerime göre 4-5 senede bir eşyaların yüzünü değiştireyim aman dolguları yeniden yaptırayım diyerek salak gibi kamyon dolusu para harcayıp hengame yaşayacağıma, ben eşyaları komple atıp yeni baştan alıyorum. Belki de benim ki salaklıktır size göre. Saygı duyarım :)

Hele söz konusu bebek mobilyası olunca zaten yapacak bir şey yok. Ufaklıklar çok hızlı büyüdüğü ister istemez her şeyi atıp yenisini alacaksınız. Bunların bilincinde olarak alışverişimizi şu şekilde yapmaya karar verdik. 

Mobilya alışverişinde kilit nokta ne kadar bütçeniz olduğu değil makul mantıklı harcama yapmak. Tabii ki konsept bebek odası satan sadece bu konuya odaklanmış firmalar var. Veya kendi zevkinize göre özel olarak yaptırabilirsiniz.

Ancaaak....

Bu alışverişe başlamak için yola çıkmadan önce başta sevgili Altan olmak üzere bir çok arkadaşım beni uyardı, bende sizleri uyarayım. Bazı büyük mağazalar ve özel yaptıracağınız bebek odası mobilyalarında kullanılan boya ve cilalar muhtemelen bazı standartların altında olduğu için felaket bir kokuya sahipler. Ve bu koku haftalar boyu çıkmıyormuş. Bunu inanın bir sürü insandan duydum. Bu koku hem bebeğiniz ondan önce eşiniz için bir tehlike demek.  

Ben hiç uğraşmadan IKEA'ya doğru yola çıktım. Neden IKEA derseniz. Bir kere adamlar dünyanın dört bir tarafında mal sattıkları için ve özellikle Avrupa ve Iskandinavya'da güvenlik standartları bizdeki gibi Allah'a emanet olmadığı için bu adamların ürünlerine ayrı bir sempatim var. 

Elin Avrupalısının genelde tek bir çocuğu oluyor. Adamlar onları büyütürken bizden fersah fersah ileri de bir bakış açısına sahipler. Ayrıca Avrupa'da belirli standartlara uymazsanız afedersiniz bir tarafınızdan kan alırlar. Bizdeki durumu ise yazmama gerek yok sanırım... 

IKEA. Senelerden beri bir çok ürünlerini kullandım ve mutlu oldum. Bu arada sorumlu bir baba olarak bazı bebek mobilya mağazalarını da gezmedim değil. Bebek karyolası dediğimiz şey genelde parmaklıklı oluyor. Bazı mobilya üreticilerimiz bu parmaklıkların bazı noktalarına pah çekmeyi unutmuşlar yani yuvarlatmamışlar. Ulan eşek, üç kuruş tahta kullandığın karyolaya tasarım falan diyerek tamam binlerce Lira para istiyorsun kabul, ama niye hassas bir deriyi kesebilecek kadar keskin kenarlar bırakıyorsun. Ondan sonra bu heriflerle uğraş dur. Ha güzel işlerde yapanlar vardır mutlaka ama benim sinirim çok gezinmeyi kaldırmadı. Ne de olsa IKEA evimizin herşeyi.... 

Ben IKEA'dan GULLIVER modeli bir bebek karyolası satın aldım. Karyola iki farklı yükseklikte konumlandırılabiliyor. Büyüyünce yatağı alt bölüme alıp ufaklığın karyolanın içine/dışına tırmanmasını önleyebiliyorsunuz. Ayrıca ön parmaklık çıkartılabiliyor. Haziran 2015 itibarı ile 279TL'lik fiyat bedava sayılır. Tüm köşeler adam gibi yuvarlatılmış, ambalajı açtığınız zaman bir gram bile koku yok. Karyolanın yanında gelen güvenlik uyarıları bile nelere kafa yorulduğunun işareti. Örneğin yatağı alt bölüme alabileceğiniz  kısımdaki delikler bile bebeğiniz elini sokabilir diyerek özel plastik parçalarla kapatılabiliyor. Her ayrıntı düşünülmüş. Hazır bunu alırken yatağını hatta nevresimini bile reyondan alabilirsiniz. Bayağı seçenek var. İşin güzel tarafı bu bölümde çalışan hanımkızlar son derece bilgililer. İki dakikada gerekli tüm ekipmanı sepetinize yüklüyorlar. Yatak, yatak için koruma hani işerse yatağa ulaşmasın diye kullanılan şey yani, bebek küçükken kafasını parmaklıklara çarpmasın diye kullanılan çepeçevre koruyucu yastıklar filan derken sizin düşünmediğiniz her ayrıntıyı elin oğlu düşünmüş. Ve fiyatlarda gayet makul. 

Yine IKEA'dan ufaklığın eşyalarını koyabilmek için MALM modeli 6 çekmeceli bir şifonyer aldım. Haziran 2015 itibarı ile 349TL'lik fiyatı ile çok makul bir ürün. Biz evimizde bu şifonyerleri sanırım 4-5 seneden beri kullanıyoruz. Acayip memnunuz. Daha doğrusu eşim memnun. Tavsiye ederim. 

Karyola, şifonyer işi tamam. Dolap işini zaten mobilyacı ile halletmiştim. Şimdi sıra annesinin bebeği rahatça emzirebilmesi için rahat bir koltuk almak lazım. Bunu da hazır gelmişken IKEA'dan alıp geçtim. Aslında farklı bir şeyde alınabilir ancak bebeğin bu koltuğa kusmak ve çok daha da fazlasını yapacağını düşünerek atmakta zorlanmayacağınız bir şey almanızı tavsiye ederim. Ben EKERÖ diye bir modeli beğendim. Haziran 2015 itibarı ile 399TL'lik bir fiyat etiketi var. Çarşıya pazara çıktığınızda alternatifler, daha pahalısı veya daha ucuzu kolaylıkla bulunabilir. Bütçenize göre bakabilirsiniz. Koltuğun yanına basit ve az kaplayan bir yan masa/tabure alarak alışverişi büyük ölçüde bitirdim. 

Toplamda gerçekten saçma sapan bir fiyata ufaklığın odasını hazırlamış olduk. Bazı diğer alışverişten sonra odasının bir kaç fotoğrafını aşağıya ekleyeyim. 

Sol tarafta Gulliver karyola, ortada Malm sifonyer ve sağda Ekerö koltuk görülüyor. Bunların kurulumu son derece basit. Tamamını kurmam yaklaşık 30 dakika civarında sürdü. Ortadaki halıyı IKEA'dan aldığım ıvır zıvırın arasına eklemiştim zaten :)

Yukarıda bahsettiğim Gulliver karyolanın ayrıntısı. Yatak ve nevresim takımı da Ikea'dan. Son derece pürüzsüz bir işçiliği var karyolanın. Fiyatının 300TL'nin altında olması inanılacak gibi değil. 
Koltuk eşinizin bebeği emzirmesi için kullanılacak bir araç. Başına binbir türlü iş geleceğinden çok kalitelisini satın almayın. Ben boyu yüksek ve kolçağı yüksek bir ürün almak istedim. Malum kucağında bebekle rahatça kalkabilmesi önemli. 

Aslına bakarsanız akıllıca hareket ederseniz bebek odası sanıldığı kadar pahalı bir masraf kalemi değil. Tabii ona buna hava atacağım diyerek saçma sapan konseptlerin içine girmeye meraklıysanız fatura büyüyecektir. Kendinize gelin, aldığınız bu mobilyalar en geç bir kaç sene içerisinde atılacak. Saçma sapan işlere para harcamayın. Zaten bol bol para harcayacağız önümüzdeki dönemlerde. 





Windows 10: Windows Guncelleme Ayarları


Windows 10 hayatımıza girdi girmesine ama bazı sıkıntıları da yok değil. Aslında bu konuyla alakalı bir önizlemeyi burada yayınlamıştım. Ha diyeceksiniz ki, binbir tane teknoloji sitesi var, sen niye bunları yazıyorsun. Haklısnız ancak bizim teknoloji siteleri şu sıralar Windows 10''a övgüler yağdırma konusunda pek meşguller. Ecnebi sitelerde de durum farklı değil ama oralarda farklı sesler daha fazla.

Windows 10'un güncelleme ayarlarında zaten sınırlı olan bandwidth'lerimizi, kullanım kotalarımızı sömürmesi olasılık dahilinde bir durum var. Bir an önce kapatmanızda fayda olabilir. Buradaki ayarlarda Windows update yani güncellemeler için sizin bilgisayarınızı bir nevi torrent mantığında kullanması gibi bir sorun söz konusu. Peki bunu nasıl kapatırız.

Yeni başlat menüsündeki ayarlara gidin, "Güncelleştirme ve Güvenlik" seçeneğini seçin. Karşınıza aşağıdaki ekran gelecek.


Gayet masum görünen bu ekranda "Gelişmiş Seçenekler"e tıklayın. Karşınıza aşağıdaki ekran gelecek. 


Şimdi "Güncelleştirmelerin Nasıl Teslim Edileceğini Seç" seçeneğini işaretleyelim. Aşağıdaki menü gelecek.

İşte enayilik tam burada bulunuyor. En aşağıda "Yerel ağındaki bilgisayarlar ve Internet'teki bilgisayarlar" seçeneğinin ikinci bölümü farklı bilgisayarların sizin bilgisayarınızdan gönderilecek dosyalar veya dosya parçaları ile güncelleştirilmesi gibi saçma sapan bir olaya ev sahipliği yapıyor. Bu durumda sizin upload kotanız Microsoft yüzünden harcanırken bir anda internetinizde yavaşlamalar ile karşılaşabiliyorsunuz. İsterseniz "Açık" seçeneğini "Yerel ağdaki bilgisayarlar" ile kullanabilirsiniz ancak bana sorarsanız tamamen kapatın gitsin. 

Tebrikler, upload kotanızı Microsoft'a yedirmemiş oldunuz... 

Vinylception veya Plakception


Fazla uzun bakmayın bir süre sonra gözleriniz manyak olabiliyor benden uyarması. Christopher Nolan'ın bazılarına göre kült bazılarına göre fazla abartılmış (overrated) filmi Inception'da malum olaylar rüya içinde rüya noktasında karmaşıklaştıkça karmaşıklaşıyordu. Ilerleyen dönemlerde her bir haltın inception versiyonu yapıldı, şaka amaçlı. Yukarıda Inception'ın plak dünyasına adapte edilmiş hali var,nam-ı diğer Plakception :)

Windows 10 Hayatımıza Girdi!


Windows 10 sonunda hayatımıza girdi. Bu süreç biraz sıkıntılı oldu bazılarımız için. Ben bayağı bir makineyi Windows 7 , 8 veya 8.1'den 10'a yükselttiğim için hem sorunsuz hemde bayağı sorunlu kurulumlar yaptım. Bazı firmalar Windows 10 yükseltme işine bayağı iyi hazırlanmışlar.

Örneğin Dell marka bilgisayarlarda neredeyse sıfır sıkıntı yaşadım ki, bu bahsettiğim cihazlardan bir tanesi daha düşük bir seri olan Insprion idi. XPS gibi serilerde hiçbir sıkıntı yaşamadım. HP tarafında ise biraz eski bir bilgisayar ile haşır neşir olduğumdan biraz sıkıntı yaşadım. Zaten bir daha printer haricinde HP alanı özellikle de bilgisayar alanı ayrıca öpsünler :) Acer ise biraz daha ortada bir durum sundu. Aspire Ethos'ta güncellemenin gecikmesi haricinde sıkıntısız bir yükseltme gerçekleşti. Daha alt seri bir Aspire ile ise bayağı cebelleştim.

Daha yükseltme yapmayan varsa özellikle de yükseltme mesajı almayanlar için bir zorlama yöntemi var. Kullandığınız sürüme göre Windows Update ayarını 'Otomatik olarak yükle olarak ayarlamak gerekiyor. Arkasından Windows\ SoftwareDistribution\ Download klasörünün içerisinde ne var ne yok silin atın. Arkasından ise "komut satırını" yönetici olarak açın ve 
wuauclt.exe /updatenow 
yazın. Bu yöntem ile en azından bir kaç deneme sonrasında Windows 10 yükseltmesini başlatmak mümkün. Arkasından internet hızınız ve bilgisayarınızın konfigürasyonuna göre yeni işletim sisteminize kavuşuyorsunuz. 


Ha, Windows 10'a geçiyoruz da ne fark ediyor derseniz işte orası muallak. Öncelikle notebook sahipleri için bir haber vereyim benim tespitlerime göre yaklaşık 5 derece civarında bir sıcaklık artışına hazırlıklı olun. Bilgisayarınızın özelliklerine göre bu durum size fan gürültüsü olarak geri dönebiliyor. Yurtdışı forumlardaki bir çok meraklı aynı durumdan muzdarip. Muhtemelen kısa zamanda bir yama gelir. 

Zaten hızlı bir bilgisayarınız varsa açılış kapanış sürelerinde pek bir fark olmuyor. Windows 10'u ilk kurduğunuz zaman aşırı bir yavaşlık hissedebilirsiniz, bir kaç açma kapamadan sonra kendisini toparlıyor ama en iyisi sıfırdan kurulum yapmak sanırım. Açıkçası benim Windows 7 ile hiçbir sorunum yoktu hız anlamında Windows 10'nun ek bir getirisi olmadı. Tabii normal hard disk kullanan meraklılarda bir hız artışı olacaktır eminim ki ama ben neredeyse tüm bilgisayarlarımda SSD kullanıyorum. Bana bir hızlanma etkisi olmuş gibi gelmedi... 

Oyunlar tarafında ise yeni sürücülerden kaynaklanan ufak tefek FPS yükselmeleri var ancak  çok kayda değer değil. İlerleyen dönemlerde DX12 destekli oyunlarda ne olacağını göreceğiz. Bu arada eski oyunların ekran boyutları konusunda da bazı sıkıntılar oluyor. Ben şahsen Windows 7'de daha mutluydum. X oyununda 50 FPS yerine 53 FPS almak bana bir şey ifade etmiyor. 

Yeni başlangıç menüsünü seven vardır sevmeyen vardır ama bence makul olmuş. Windows 7 ile 8'i bir şekilde harmanlamışlar. Ancak bir çok ekran ve ayar menüsü sanki telefon arayüzü gibi. Dev gibi monitörde bembeyaz üzerinde 2 satır yazan saçma sapan ekranlar ile denk gelmek sıkıcı bu zamanda. Bildirim ekranı falan güzel olmuş. Yeni Edge tarayıcı ise şu haliyle bir halta yaramaz. Cortana ise binbir yoldan dolambaçlı olarak kullanılabiliyor. Ancak on saat derdimi anlatana kadar iki kere tıklayıp aynı işi bende yapabiliyorum. Ha İngilizceniz daha doğrusu telaffuzunuz mükemmeldir ona bir şey diyemem.  Windows mağazası filan bana sorarsanız coluk çocuk işi. Zaten kayda değer pek bir uygulama yok bence. Windows Phone uygulamalarını dev gibi ekranda kullanmak isteyenler için muhtemelen güzel gelecektir. 


Bu arada bazı sıkıntıları da var Windows 10'un. Bunlardan bir kısmı insanın midesini hafiften bulandırıyor. Örneğin Wi-Fi sharing yani paylaşım aracında varsayılan olarak gelen ayarlar pek hayırlı özellikler değil. Ayrıca yine varsayılan ayarlarda Windows güncellemelerinde bilgisayarınızın bir nevi seed olarak olarak kullanılabileceği bölüm gibi bazı endişe verici özellikleri var. Şu sıralar yeni işletim sisteminin gizlilik knusunda bazı karanlık noktaları olduğu ciddi yayınlarda tartışılıyor. İddialar tatsız. 

Ben özellikle ses konusunu merak ediyorum. Yeni müzik servisi, Grrove isimli müzik çalar ve FLAC desteği gibi bazı yeni özellikleri test edeceğim vakit buldukça. 

Windows 10'u kurcalamaya devam... 

Bebek Odasının Hazırlanması: Son Dönemeç



Geçen yazımda mobilyacı ile cebelleşip ev için dolap siparişlerimi vermiş ve evde yeni yerleşim alanları oluşturmaya çalışmıştım. Mobilyaları beklerken şimdi diğer yapısal değişiklere bakalım.

Muhtemelen ilk ihtiyacınız olan şey boyadır. Evin içerisindeyken boya yapılması berbat bir olay. Hele ki alçı ile uğraşılacaksa b*ku yediniz demektir. Eşinizin durumunu da göz önüne alırsak bu mantıklı bir hareket değil. Benim kafamdaki çözüm duvar kağıdı oldu.

Ben senelerdir salonumda özel bir duvar kağıdı kullanıyorum. Boyanabilir duvar kağıdı olarak geçiyor bu tarz ürünler ancak benim tercih ettiğim ürün boyanabilmesinin yanında hijyenik, ısı ve ses yalıtımı yapan bir kaç katmana sahip özel bir ürün. 5-6 senedir bu duvar kağıdını salonumda kullanıyorum ve en ufak bir sorun bile yaşamadım. Tek sorunu 20m2 için yaklaşık 500TL'lik fiyatı.

Ancak bebek odaları için harika duvar kağıtları seçenekleri var ve fiyatları oldukça uygun. Ayrıca boyanabilir ancak düz yani ek özelliği olmayan ürünleri 20-50TL arasında satın alabiliyorsunuz. Benden size tavsiye bu hengamenin ortasında boya ile uğraşmak yerine direkt duvar kağıdı yapın geçin ufaklığın odasını.

Duvar kağıdının uygulaması gayet basit tabii işin ehli bir ustanız olursa. Benim ustam ve arkadaşım  Halil Usta güncel malzemeleri yakından takip eden son derece özenli bir insan. Kullandığı tutkaldan diğer ekipmana kadar olaya tamamen profesyonelce bakıyor ve yaptığı işlerden ben çok mutluyum. 1 gün içerisinde duvar kağıdı operasyonu tamamlanıyor. İşin en güzel tarafı hamile eşinizi rahatsız edecek hiçbir koku yok. Çünkü kullanılan tutkal bile su bazlı.

Boyasıdır, mobilyasıdır devam ederken ince ince mobilya kurulumunu yapmaya başlayayım dedim ben... 
Bu noktada ustanızın modern malzemeleri tanıması çok önemli. Eski ustalar bu malzemeleri tanımadığı gibi sorduğunuz zaman bir de b*k atıyorlar. Onlara göre en iyi boya yağlı boya. Ondan sonra zaten her türlü duyusu hassas eşinizle uğraşın. Yağlı boyanın kokusu bir hafta da geçerse şanslısınız. Bu tarz ustalardan bu dönemlerde uzak durun.

Duvar kağıdından önce eğer odada elektrik işiniz varsa onu yaptırın. Eğer doğrama değişikliği varsa onun da zamanı duvar kağıdından önce. Ben seneler önce evimizi tamamen elden geçirdiğim için ek bir işim yok. Bu arada eğer oda parke ise sakın sistre ile uğraşmayın. Hem kokusu hemde pisliği ile uğraşacak doğru zamanda değilsiniz. Laminant parke yapıp geçin. Bir günde yapılıyor ve fiyatları son derece makul.

Duvar kağıdı yapıldığı mevsime göre bir veya iki gün içerisinde kuruyor. Eğer boyanabilir bir duvar kağıdı seçtiyseniz sırada boya işi var. Benim işlerimi yapacak boyacı arkadaşı, Halil Usta ayarladı. Eşimin durumunu bildiğinden yeni nesil silikonlu özel bir boya kullandılar. Bu boyalar teorik olarak kokusuz olsalar da, bir miktar kokuyor ortalık en azından eşinizin açılmış duyuları yüzünden o kokuyu fark ediyor. Merak etmeyin bir gün içerisinde ortada koku felan kalmıyor.

Hazır oda hazırlanırken geleneksel hamilelik fotoğrafı çekmeden olmaz. Kocanın eli mutlaka hanımın karnında olmalıdır. :)

Tabii işler burada anlattığım gibi tıkır tıkır yürümüyor. Öncelikle belli dönemler iş yaptırmak için tehlikeli. Yaz bebeği bekliyorsanız yandınız demektir. Tüm memleket aynı anda tadilata giriştiği için usta bulmak mesele. Ustalar küçük işlerle uğraşmak istemiyorlar. Rica, minnet veya benim gibi eski tanışıklıklarınız varsa, velhasıl kelam elinizde ne imkan varsa onu kullanacaksınız.

Bu işlere başlamak için en doğru zaman tüm önemli testlerin sonuçlarını aldığınız zaman bile olabilir. Biz 7. ay içerisinde başladık ve bu kadar tanıdığa rağmen süreç tek bir oda için neredeyse 20 gün sürdü. Bir ustanın işini aksatması ile her şey aksıyor. Bu yüzden bitirilme tarihi denilen tarihe güvenmeyin. Örneğin bizim dolapların teslim tarihi yaklaşık bir hafta kadar ileriye kaydı ki, mobilyacımız kayınpederimin arkadaşı. Aslında biraz şanssızlık oldu ama tüm bunları düşünerek erken bir tarihte başlayın bu işlere. Sonrasında yapacak çok işimiz var. Bunlar bir an önce bitsin kurtulun.

Tüm bu işlerin tamamlanması ve odanın havalandırılmasının ardından eğer odanızda pencere var ise perde almanız gerekecek. Ben senelerdir perdelerimi Bay Perde'den yaptırıyorum ve hem işçilikten hemde teslim tarihlerinin tutması konusunda son derece memnunum kendilerinden. Bebek odaları için bol bol seçenek var. Perdelerde teslim tarihi genelde bir kaç gün eğer çok komplike bir şey istediyseniz bir hafta gibi. Hesabınızı bu zamanlamaya göre yapın.

IKEA'dan benim seçtiğim lamba Skojig oldu. Ben alırken sanırım 50TL civarındaydı. Bu lambanın şekli şemalinin yanında seçimimde ışığın bir filtreden geçip direkt olarak verilmemesi etkili oldu. Çok seçeneğiniz var... 


Aydınlatma konusu ise çok basit çözülüyor. Hem yapı marketlerde hemde IKEA'da bebek odaları için harika ürünler var. Gayet makul fiyatlara alabilirsiniz. Eğer elinizden geliyorsa bir kaç dakika içerisinde yeni lambayı takabilirsiniz. Yok acemi iseniz hiç girişmeyin doğum üzeri başınıza iş almayın. Mahallenizden bir elektrikçi bulup taktırın. Bu dönem fantazilere girilecek dönemler değil.