Stereo Mecmuası Univerzete'nin 121. Sayısına Konuk Oldu...

Bilgi Üniversitesi öğrencileri tarafından çıkarılan haftalık dergi Univerzete'nin 121. sayısına konuk olduk. Bir göz atmak isterseniz e-dergi yukarıda.

Doğum Fotoğrafçısı


Doğum fotoğrafçısı denilen bir olay var. Bu abi veya ablalar genelde belli hastaneler ile anlaşmış ve arzu ederseniz ücretine mükabil, doğum esnasında, öncesinde ve sonrasında fotoğraflar çekiyorlar. Ayrıca olayın b*kunu çıkartıp konsept fotoğraflara bile girebiliyorlar. Ben oldum olası bu tarz yapaylıklardan nefret ederim. Allah'tan eşimde sevmiyor ve bu bir sorun olmuyor bizde.

Tamam çekilen fotoğraflar güzel bir anı olabilir. Ayrıca elinizde fotoğraf makinesi ortalıkta koşturmaktan daha faydalı işler yapacağınız bir zamanda "ben rezil olacağıma param olsun" diyerek başvurabileceğiniz bir hizmettir.

Doğum daha doğrusu hamilelik süreci, tıpkı evlilik sürecinde olduğu gibi devasa bir sektör oluşturmuş ve tabiri caiz ise herkes kaldırmış sizi bekliyor. Yani bir şekilde para harcayacaksınız.

Siz tüm bunları bilmiyorsanız bile merak etmeyin eşiniz veya ebebeynleriniz araştırmış ve kafalarında bir strateji oluşturmuşlardır. Unutmayın hayır deme şansınız zaten yok. Bu noktada tek önemli konu, bu hizmeti alıp aptal gibi bütçenizi allak bullak etmemek. Hesabınızı kitabınızı iyi yapın ve eğer bir sorun yaratmıyorsa "he" deyin geçsin.

Maddi anlamda sorun yaşıyorsanız ise kendinizi zorlamayın. Bir arkadaşınıza verin bir fotoğraf makinesi çeksin. Aslına bakarsanız cep telefonları bile günümüzde anı anlamında rahatlıkla saklanabilecek harika fotoğraflar ve videolar çekebiliyorlar...

Sonuçta çekilen fotoğrafla apartmanınızı boydan boya kaplamayacağınız için bilmem kaç megapiksel fotoğraf çektiremedim diye boşuna üzülmeyin. Maddi gücünüz böyle bir olaya el vermiyorsa zorlamayın kendinizi.  O gün bir sürü insanın çekeceği fotoğraflardan bayağı bir miktarı kullanılabilir ve keyifli anları yakalamış olacaktır.

Doğum fotoğrafçılığı hizmetleri dediğim gibi binbir çeşit seçeneğe sahip. Bunları size paket halinde sunuyorlar. Yok size albüm, yok babaanne ve anneanneye albüm derken fatura arttıkça artıyor. Bir de tabii fotoğrafçının ünü arttıkça fiyatlarda artıyor.

Bu olayların hepsini sallayın, boşuna düşünmeyin. Zaten karar verme merciileri bir karar vermiştir, sizin haberiniz yoktur. Fotoğrafçının portfolyosuna bakın eğer bir terslik görmüyorsanız dediğim gibi parasını verin geçin. Bu hizmetler, İzmir için konuşuyorum, yaklaşık 200TL'den başlıyor, makul paketler hani albüm filan bahsettim ya, onları içerenler ise 400 ila 500TL civarlarında değişiyor. Bunun ötesinde ise bir sürü gereksiz ıvır zıvır içeren paketler var ve fiyatlar daha da artıyor.

Eğer sezaryan ile doğum yapacaksanız fotoğrafçıdan tarih alıyorsunuz, normal doğum yapacak iseniz hastaneye giderken haber veriyorsunuz. Onlarda yola çıkıyorlar.

Benden size tavsiye... Anlaştığınız fotoğrafçıya toplam ücretin bir kısmını önceden peşinat olarak verin. Paketinizde bulunan hizmetleri tam olarak aldığınızda ise kalanını verin.





Rahibe Teyzelerde Plak Dinler


Rahibe Teyzeler İtalya'da bir müzik mağazasından dini plaklara bakarken. Plak kapağında papa II. Ioannes Paulus veya bizim bildiğimiz ismiyle 2. Jean Paul olduğuna göre muhtemelen fotoğraf 1980'lerden...

Internet Üzerinde Anonim Olduğunu Zannedenlere!



Geçmişte yazmış olduğum minik bir yazı. Facebook'ta yayınlamıştım. Memleketin hali ortada olunca kendi bloğumda paylaşmak isterim...

Facebook bilgileri paylaştı paylaşmadı tartışması malum. Bakanlık Facebook bilgileri paylaştı diyor, Facebook ben bizzat paylaşmadım diyor. Bilinmeyen konu her 2 tarafın doğru söylediği. Facebook bilgileri kendisi vermediği konusunda doğru söylüyor olabilir. Ancak bir gerçek var; PRISM.

Bizim basına pek yansımadı. Edward Snowden isimli bir NSA ajanı PRISM verilen ve neredeyse tüm önemli işletim sistemleri, Facebook, Twitter gibi sosyal ağlar ve diğer bir çok yazılım içerisinde Amerika Güvenlik Dairesin (NSA) girip çıkabildiği "Arka kapılar" olduğu konusunu ispatladı. Amerika'da ortalık birbirine girdi. Tartışmalar hala devam ediyor...

Apple, Microsoft, Google, Facebook gibi dev şirketler iddiaları ret ederken NSA olayı doğruladı. NSA'nın yaptığı açıklamada özet olarak Amerikan vatandaşlarının incelenmediğini ancak Amerika'ya yönelebilecek tehditlerden dolayı neredeyse tüm dünyayı dinlediklerini/incelediklerini resmi ağızdan açıkladı. Bu çok karıştırmadan şu demek; en azından bize yansıması şu; bütün yazışmalarınızın IP'si Türk Telekom çıkışlı. NSA veya herhangi bir kurum/kuruluş bizlerin yazışmalarında kullandığı IP numarasını Türk hükümeti ile paylaştığı an "kabak" gibi kim olduğunuz ortaya çıkar.

Sonuçta Türk hükümeti ile Amerikan hükümetinin herhangi bir olayda bakış açısı ortak ise resmi veya resmi olmayan herhangi bir kurum gerekli altyapı bilgilerini paylaştığı zaman zaten tablo tüm açıklığı ile ortaya çıkıyor.

Zaten son zamanlarda VPN sistemcilerin veya TOR gibi anonimleştirme araçlarının popülerleşmesinin sebebi bu...

Çok ayrıntısına girmek istemedim ama konuya ilgilenenler ilk önce Wiki maddesini...

Arkasından NSA'nın kendi sitesinde SIGINT adını verdikleri bizim PRISM diye bildiğimiz konuyla ilgili bir önizlemeyi okuyun...  (alliances kısmına dikkat)

 Bunları okuduktan sonra Wired dergisinde yayınlanan yazılar...

 Bonus olarak ise benim şasi favorim olan bu sektörün en baba oluşumu Ars Technica'nın yazılarına bakılarak kafayı yiyebilirsiniz;

 Adam gibi Türkçe kaynak var mı yok mu bilmiyorum ama İngilizcesi yeterli olanlar yukarıdaki linkleri inceleyerek konuyla ilgili kapsamlı bilgi sahibi olabilirler... Hakan çok uzun yazmışsın deyip çemkirenler için özet;

INTERNET ASLA GÜVENLİ DEĞİLDİR ve KENDINI ASLA TAM OLARAK GIZLEYEMEZSIN.

World Community Grid


Bu aralar fazla yükle çalışmayan bilgisayarlarımı World Community Grid için kullanıyorum. Örneğin şu an yazı yazarken bir yandan World Community Grid programcılığı çalışıyor. Nedir bu olay derseniz IBM sayfalarında ne yazılmış bir bakalım...

 Milyonlarca kişisel bilgisayar, dünyanın dört bir yanında masaların üzerinde atıl bir şekilde duruyor. Dünyada bulunduğu tahmin edilen milyarlarca bilgisayar ve akıllı cihazların boşta geçirdiği süre insanlığın en önemli sorunlarına odaklanmak için birleştirilse ne olurdu? IBM tarafından Kasım 2004'te uygulamaya konulan World Community Grid, insani araştırmaların desteklenmesi için dünyanın her yanında tam kapasiteyle kullanılmayan bilgisayar ve akıllı cihazların gücünden yararlanmak için grid teknolojisini kullanmaktadır. Grid teknolojisi, çok sayıda bilgisayarı birleştirerek çok büyük bir sistem oluşturur ve birkaç süper bilgisayardan çok daha yüksek bilgi işlem gücüne imkan verir. World Community Grid, bu güçten yararlanarak gelecek vaat eden insani araştırma projeleri için dünyanın her yanından yüz binlerce gönüllü, bilgisayar ve akıllı cihazın açık ancak kullanımda olmadığı süre zarfında sahip olduğu bilgi işlem gücünü bağışlar. İşin küçük parçalara ayrılması ve aynı anda işlenebilmesi nedeniyle araştırma süresi yıllardan aylara kadar kısaltır ve araştırma süresini azaltarak araştırma bütçesinin daha iyi kullanılmasına da olanak sağlar.

Çok özetle bilgisayarınıza kurduğunuz bir program vasıtası ile bilgisayarınız atıl olarak durduğu zaman çeşitli projeler için hesaplama yapıyor. Ben bu aralar Kanser Araştırmaları konusunda destek olamaya çalışıyorum. Hani olur da destek verip programa dahil olmak isterseniz www.worldcommunitygrid.org adresine bir bakış atın.