Ancak hazır kitabı Türkçe'ye çevrilmişken bir de onun tadına bakayım dedim. Richard K. Morgan tarafından yazılan roman İthaki Yayınları tarafından Türkçeleştirilmiş ve 20TL civarına satılıyor. Açık konuşmak gerekirse kitaba yeni başlamış olmama rağmen, bana sorarsanız atmosfer kesinlikle diziden daha başarılı. Oldukça kalın bir kitap ama su gibi akıp gidiyor. Bir göz atmanızı tavsiye ederim, özellikle de dizinin biraz yüzeysel kaldığını düşünüyorsanız...
Altered Carbon
Ancak hazır kitabı Türkçe'ye çevrilmişken bir de onun tadına bakayım dedim. Richard K. Morgan tarafından yazılan roman İthaki Yayınları tarafından Türkçeleştirilmiş ve 20TL civarına satılıyor. Açık konuşmak gerekirse kitaba yeni başlamış olmama rağmen, bana sorarsanız atmosfer kesinlikle diziden daha başarılı. Oldukça kalın bir kitap ama su gibi akıp gidiyor. Bir göz atmanızı tavsiye ederim, özellikle de dizinin biraz yüzeysel kaldığını düşünüyorsanız...
Son Dönemin Yayın Akışı Hakkında
Benim blog'um biliyorsunuz normal koşullarda oldukça eğlenceli bir içeriğe sahiptir. Son dönemlerde bu eğlenceli içeriğe yer vermeme sebebim ülke olarak son dönemlerde zorlu bir dönem geçiriyor olmamız. Hemen hergün yüreğimizi dağlayan havadisler alırken, en azından bir süre için, eğlenceli içeriği bir kenara bırakarak, son dönemlerde denk geldiğim güzel teknolojik ürünler gibi biraz daha ciddi konulara yer vermeye çalışacağım. Ortam normale döndükçe, bloğu da eski haline tabii ki getiririz...
Xiaomi Mi Band 2
Çok daha doğrusu "çoooook" uzun senelerden beri saat kullanmadım. Açıkçası günümüzde cep telefonları varken saat taşımaya gerek duymuyorum. Cep telefonları yokken de köstek ile hayatıma devam ediyordum. Old school adamım yani. Saatin fonksiyonel özellikleri haricinde tabii ki işin görsel, kültür, koleksiyon vesaire boyutları da var tabii ki. Kişisel olarak birkaç kez hoşuma giden tasarımlara sahip saat satın aldım ama pek kullanmadım. Özelikle mekanik saatleri ve Tourbillon mekanizmalarını sevmemek mümkün değil. Zaten aldığım birkaç saatte olayın mekanik yönü cazip gelmişti. Bu ayrı bir kültür ve hobi olayı. Mesela eşim çok sever saat ve saati olmadan yaşayamaz. Ben ise saat ile yaşayamam :)
Akıllı saatların ortaya çıkması bende de bir merak uyandırdı. Ancak çevremde bu saatleri satın alıp şarj olayından şişen çok insan vardı. Her gün en fazla iki günde bir şarj etme gerekliliği en azından bugünün teknolojisi ile çekilecek şey değil. Mesela Apple'ın saatini eşime alalım diye düşündüm bir ara. Kendisi, Apple eko-sisteminde olduğu için her özelliğinden faydalanabiliyor ama şarj olayını duyunca vazgeçti.
Sanırım Xiaomi markasının Mi Band 2 ürünü çıkar çıkmaz kazaran satın aldım. Bunlar akıllı saat değil de akıllı bileklik olarak geçiyor. Ayrı bir klasman yani....
Ürünün boyutu oldukça küçük. Yukarıda fotoğrafı var, 1TL ile kıyaslayabilirsiniz. Hem hafif hemde küçük olunca benim gibi sıkıntılı adamlar için ürünün cazibesi artıyor. Cihazın maşallah bayağı bir özelliği var. Saat göstermek bunlardan sadece bir tanesi. Bunun haricinde adım sayar, uyku kalitesi ve verimliliği izleme, nabız ölçme, bildirimlerde uyarma gibi bir çok ek fonksiyona sahip. Tüm bu özellikler minik bir ekranda size gösteriliyor. Bu ekran saatlerde olduğu gibi devamlı açık değil. Mesela tuşa basarak veya bileğinizi hareket ettirerek ekranı uyandırmak mümkün.
Xiaomi Mi Band 2'nin en önemli olayı bana sorarsanız şarj olayı. Bu denli minik bir cihaz benim kullanımım ile 20 gün civarında şarj süresi sunuyor ki, bu bana sorarsanız absürd bir süre. Pil küçük olunca şarj etmek de sorun değil, 2 saat civarında şarj edilebiliyor. Şarj etmek kutu içeriğinde bir kablo çıkıyor, bunu herhangi bir telefon adaptörüne bağlayıp akıllı bilekliği şarj ediyorsunuz.
Saat oldukça sade bir yazılım ile birlikte kullanılıyor. Android ve Apple cihazlar için mevcut. Burada tüm fonksiyonları ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca saat üzerindeki tüm veriler buraya aktarılarak geriye doğru kıyaslama ve istatistikler çıkartılabiliyor. Ayrıca hedefler konulabiliyor. Amacım her gün 5.000 adım atmak gibi. Bu hedefe ulaşınca saat size bildiriyor. Motivasyon için güzel bir özellik olabilir.
Gelelim işin parasal yönüne. Xiaomi Mi Band 2 ülkemizde 100TL civarlarında satılıyor. Bazen kampanyalar ile cazip fırsatlar çıkabiliyor olsa da, son dönemlerde döviz kurlarındaki artışlarla fiyat arttı biraz. Ben satın aldığımda 40TL filan ödemiştim galiba. Ürünü Çin'den alırım derseniz 25 Dolar civarında bir tutar ödemeniz lazım. Ama bunun karşılığında bir süre beklemeniz lazım.
Bence bu fiyata harika bir ürün ve uzun zamandır kullanmama rağmen herhangi bir sorun yaşamadım. Bir tarafından akıllı saat olayına yetişeyim derseniz, en iyi seçeneklerden bir tanesi olabilir.
Logitech G105 ve Düşen Malzeme Kalitesi
Son yıllarda devamlı bir klavye arayışındayım maalesef. Ufaklık doğduğundan beri mekanik klavye kullanamıyorum. En az sesli siviçleri de tercih etsem gecenin sessizliğinde duyulabilir hale geliyorlar. Oğlanın uykusu zaten hafif olunca eski tip membran klavyeler ile vakit geçirmek durumunda kalıyorum. Doğrusu pek mutsuz olduğumu da söyleyemem. Klavye konusundaki arayışlarımı burada yazmıştım...
Bir süredir Logitech G105 modeli klavye kullanıyorum. Türkçe tuş dizilimi, makro tuşlarının olması vesaire gibi konulardan dolayı aslına bakarsanız bu klavyeden gayet mutlu olduğumu söylemem lazım. Daha doğrusu lazımdı!
Ben elimde her zaman birden fazla klavye tutuyorum. Ofiste, evde hep aynı marka/ modeli kullanmak gibi bir takıntım var. Bunun en önemli sebebi kas hafızası. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında klavyeler aynı gibi gözükseler de, tuşların yükseliği, basım için gerekli basınç gibi çok ayrıntı var ve benim gibi hem iş hemde hobi anlamında her dakika klavye ile işi olan bir adam için dışarıdan bakılınca saçma gelen bu alışkanlık aslında çok işe yarıyor.
Son dönemlerde yıpranan klavyelerimi değiştirmek için alışverişe çıkayım dedim. Hazır yeni Logitech modelleri çıkmış bari biraz değişiklik olsun diyerek G213 modelini alayım dedim. Amerika ve Avrupa'da bu yeni klavye benim kullandığım G105 modelinden daha ucuz fiyata satılıyor. Hem daha yeni model hemde daha ucuz hemde ihtiyaçlarımı karşılıyor diyerek bir teknoloji mağazasına doğru yola koyuldum.
Hemen yeni klavyeyi buldum ve denemeye başladım. Tuşlarda bir acayiplik hissettim. Allah Allah sorun denir diye bakınca tuşların merkezine basmadığımda algılanmadığını fark ettim. Hemen birkaç inceleme videosuna göz attım. Maşallah Türkiye'deki inceleme siteleri "şöyle güzel klavye böyle güzel klavye diye" methiyeler düzerken ecnebi kullanıcılar, benim fark ettiğim sorunlardan dolayı G213'ten uzak durulması gerektiğini söylemişler.
Anlaşılan yurtdışında bu durumdan dolayı yeni model daha üstün özelliklerine rağmen eski G105 modelinden daha ucuza satılıyor. Türkiye'de ise bırakın daha ucuz olmayı G105 modelinin neredeyse 2 katına satılıyor. Allah akıl fikir versin...
Dertsiz başa dert almayayım diyerek bir tane G105 satın alıp eve döndüm.
Yeni aldığım klavyenin kutusunu açar açmaz enter tuşunda takılma fark ettim. Elimdeki eski modellerde hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Defalarca kontrol ettim, hep aynı sorun. Hemen klavyeyi yanıma alıp, satın aldığım teknoloji markete döndüm. Birkaçını daha denedim hepsinde aynı sorun. En azından bendeki klavyelerin tuşlarını yenilerim diyerek iade etmeden eve geldim ve elimin altında G105 durdukça yavaş yavaş canımın sıkılması sebebi ile elimdeki tüm klavyeleri rafa kaldırdım.
Uzun bir süre Logitech markalı bir ürün alacağımı hiç zannetmiyorum. Son dönemlerde düşen malzeme kalitesine göre ödenen fiyatların makul olduğunu düşünmüyorum. Allah'tan başka bir alternatif buldum da, işlerim aksamadı.
Bu yazıdan iki sonuç çıkartmak lazım. Birincisi Türk inceleme sitelerine güvenmeyin. Levent Pekcan gibi adamlar bu genelleme haricindedir tabii ki... Müzmin sıkıntıları olan bir ürünü yere göğe koyamamışlar. Bunlara güvenip evinize alsanız saçınızı başınızı yolarsınız. İkincisi ise Logitech'in fiyat performansı yüksek ürünlerinin malzeme kalitesinde düşüş var. Almadan önce bir yerlerde gidip mutlaka deneyin. Sonra üzülmeyin... Üst modeller ise hala o sevdiğimiz Logitech kalitesinde hakkını da teslim edelim.
Lego Bob Ross Figürü
Mutlu ağaçlar, gülen çalılar, eğlenen dereler, hüzünlü karlar, burada yalnız bir ağaç var gibi muhabbetleri hatırlıyorsanız mutlaka "Joy Of Painting" programını seyretmişsiniz demektir. Ressam Bob Ross tarafından her türlü garip malzeme ile yaptığı resimler bir çoğumuzun hafızasına kazınmıştır.
Geçen günlerde Lego Clockwork Orange figüründen bahsetmiştim. Meşhur Çinli alışveriş sitesi Aliexpress'te gezinirken daha doğrusu oğlana oyuncak alırken fotoğraflarını gördüğünüz figüre denk geldim.
Bu defada Çinli kardeşlerimiz Bob Ross figürü yapmışlar. 0,80 Sent gibi saçma sapan fiyata satılan bu figür tahminimin ötesinde keyifli çıktı. Figür tabii ki bir palet ve resim fırçası ile tamamlanmış. Şiddetle tavsiye edilir. Malum alışveriş sitesinde Bob Ross diye aratırsanız mutlaka denk gelirsiniz.
Not: Palet üzerinde tabii ki Van Dyke kahverengisi unutulmamış :)
Ella Fitzgerald Plaklarına Bakıyor
Bir dönemin en önemli kadın vokallerinden ve müzik tarihine ismini altın harfler ile kazımış Ella Fitzgerald kendi albümlerine bakarken. Muhtemelen o raf sağ tarafa doğru bayağı bir uzuyor olmalı :) Konser kayıtları, B side'lar derken Fitzgerald'ın tüm diskografisine sahip olmak kolay değil...
Mickey Mouse Pikap
Senelerdir çocuklara yönelik üretilmiş pikaplar denk geldikçe bloğuma ekliyorum. Bunca yıla rağmen yeni bir şeyler denk geliyor. Yukarıda görülen Mickey Mouse'lu pikap Disney tarafından Sears mağazalarında satılmak üzere ürettirilmiş. Tabii ki Mickey Mouse ve şürekasının 45'likleri de unutulmamış.
Türkiye'de nadiren denk geliyor bu tarz pikaplar...
Nereden Başlayayım!
Plaklarınızın önüne geçip dinleyeceğiniz bir şey bulamadığınız zaman veya nereden başlayacağınızı bilmediğiniz zamanlar mutlaka oluyordur. Where the F**k do i start yerine hokkalı bir küfür sallayanlara gelsin bu fotoğraf.
45'likleri Katletmek
Yukarıdaki manzara hoşunuza gitmiştir muhtemelen. bence de güzel ve keyifli ancak bu tarz rack sistemleri maalesef plakları özellikle de 45'likleri bu şekilde saklamak onların ömrünü kolayca sonlandırıyor. Toz bir yandan bir yanda da çizilme tehlikesi maalesef bu şekilde saklamak için kötü bir fikir...
Rhythm Records
1970'lerden bir müzik mağazası. Amerika'da ve dünyada aynı isme sahip bir çok mağaza var ama galiba yukarıdaki mağaza yaşamaya devam ediyor. Texas'ta bir Rhythm Records buldum galiba aynı mekan.
Sylvie Vartan Bas Gitar Öğretiyor
Eğlenceli bir fotoğraf. Fransızların bir dönem önemli şarkıcılarından Sylvie Vartan, bir konser öncesi denk geldiği Beatles üyelerine bas gitar nasıl çalınır öğretiyor. Tabii ki işin reklamı bu. Yoksa Sylvie Vartan'ın gitara dokunmasından ve tutuşundan olay ile uzaktan yakından alakası olmadığı anlaşılabiliyor.
Al Sana Yeni Yıl
Türk vatandaşları için yeni yıl yukarından farklı bir olay değil. Yeni yılı kutla, ertesi günden itibaren yaşamın her alanına zam gelsin. Elektrikten suya, vergi oranlarından ulaşım ücretlerine kadar.
Lego Clockwork Orange
Çocuk yaşlardan beri Lego çok severim. Ufaklık dünyaya geldikten sonra Lego dünyasında neler oluyor diye daha fazla bakmaya başladım. Belki eskiden de vardı ama bizim haberimiz yoktu, Lego modifikasyonları başlı başına bir olay haline gelmiş.
Tabii bunların bir çoğu anormal fiyatlara satılıyor. Ancak tahmin edebileceğiniz üzere Çinlilerde bu işlere el atmış.
Meşhur Çinli alışveriş sitesi Aliexpress'te farklı figürleri 0,90 ila 1,5 Dolar arası satın alabiliyorsunuz. Öylesine birkaç siparişin arkasından gelen ürünlerin kalitesini görünce bende ilgimi çeken herşeyi satın almaya başladım.
Çinli amcamızın neden aklına geldiyse oturup Clockwork Orange filminden Alex'in Lego figürünü yapmış, pek güzel olmuş. Bu arada çaktırmayın bunları ufaklığa alıyorum ben :)
Geleneksel: Yılbaşı Şarkıları!
White Christmas, Bing Crosby. Gelenekselleşmiş bir yılbaşı şarkısı olan White Christmas, ünlü besteci Irving Berlin'in bir eseri. Bing Crosby'nin kariyeri boyunca en çok satan 45'liği olan mini albüm aynı zamanda tüm dünyada en çok satan yılbaşı şarkısı olarak kendi alanında bir rekora sahiptir. Eh böyle bir şarkıyı pas geçmek doğru olmazdı. Birinci sıraya Bing Crosby'i koymak farzdır.
Have Yourself a Merry Little Christmas, Judy Garland. The Wizard of Oz filminin çocuk yıldızı Judy Garland bir çoğumuzun bilmediği şekilde filmlerinde canlandırdığı karakterlerden çok farklı bir ruh haline sahipti; bunalımlı ve stresli. Bir kaç defa intihara teşebbüs eden Garland'ın 1944 tarihli "Meet me in St Louis" müzikalinde seslendirdiği şarkının müthiş bir yorumu ilerleyen yıllarda Frank Sinatra tarafından yapılmıştır. Listeye hangisini alacağım konusunda bayağı düşündüm ve Judy Garland'ı seçtim...
Happy Christmas (War is Over), John Lennon ve Yoko Ono. Bir dönem dünyanın en güzel hayalleri gören çifti mi yoksa en safları mı sorusunu çok sormuştum kendime. İnsan ruhunun derinliklerinde barış dolu veya çatışmadan uzak bir dünya olduğunu hayal etmek pek mümkün değildir bana göre. 1972 yılında kaydedilen şarkı aslında Vietnam savaşının bir yansıması.
Herkese iyi yıllar
Doctor Who Bluetooth Speaker Pack
Tam ismi The Doctor Who Dalek Sec and Assault Dalek Bluetooth Speaker Pack olarak bilinen bu ürün tahmin edebileceğiniz üzere lisanslı bir hoparlör seti. Hoparlörler, dizideki ses efektleri ile açıp kapanıyor. Her bir kutu içerisinde iki hoparlörün yanında, Dalek Victory! posteri, Doctor Who yapıştırması ve gerekli tüm aksesuarlar var. Ben yazmadan tahmin ettiğiniz üzere müthiş ses kalitesinin yanında kısıtlı bir üretim(miş)
Okuyucularım iyi bileceklerdir bir şey kısıtlı üretim ise onun fiyatı her zaman pahalıdır. The Doctor Who Dalek Sec and Assault Dalek Bluetooth Speaker Pack tabii ki böyle bir ürün. Sadece 250 Dolarcık. Oha diyorum resmen!
Micro Seiki MR-211
Micro Seiki MR-211 pikap. Belt drive bir model. Üretim tarihi: 1973. Micro Seiki genelde zamanının ötesindeki pikapları ile bilinir. Ancak zamanının rekabeti özellikle de diğer Japon firmaları ile savaşabilmek için daha klasik tasarımlarda üretmişlerdi. İşte onlardan bir tanesi..
1980'ler Müzik Mağazası
1980'lerde plaklar evlerden yeni gelen CD teknolojisinin gazı ile boşaltılırken hemen her yer plakçı dolmuş Avrupa'da. O dönemlerde raf ile kimse uğraşmayıp bildiğiniz plastik kasalardan faydalanmışlar. Aynı olay hala devam ediyor. Meyve kasasından plak satın alma keyfi :)
Denon PMA-701
Denon PMA-701 amplifikatör. Kanal başı 110w güç üretebiliyor. Ağırlığı yaklaşık 13 kilogram! Üretim tarihi 1977 Denon'un Denon olduğu zamanlardan çok şık bir cihaz. Bugünlerde Denon, adım adım Stereo pazarından çekiliyor maaleseg..
Star Lord’s Walkman
Guardians of the Galaxy filmlerini seyrettiyseniz devamlı bir kaset muhabbeti vardı. Sonunda lisanslı bir müzikçalar da üretilmiş. 30 Dolar fiyat etiketine sahip olan ürün Amerika'da satılır. Şimdi bir çoğunuzun ben bunu alırım dediğine eminim ama durun. Çünkü bu kasetçalar daha doğrusu Walkman filan değil. Bildiğiniz MP3 çalar. Tek özelliği eski kasetçalarlara benzemesi.
Kulaklık bile o yılların ucuz yollu Sony kulaklıklarına benziyor ama olayın kaset kısmı sadece bir kaplamadan ibaret...
not: ilk başta bende gaza geldim :)
Hazır Betty ile Denk Gelmişken
1950'lerde pin-up ve fetiş resimleri ile popüler olan Amerikalı model. Malum saç rengi ve kesimiyle birçok ünlü kişiyi etkiledi. Hala da bu etkiler devam ediyor. Bende gereksiz yere severim kendisini. Yılın son ayında ekleyelim bir kenara...
Kaydol:
Yorumlar
(
Atom
)
































































