Deutsch-Amerikanische Freundschaft


Deutsch-Amerikanische Freundschaft, benim son zamanlarda kafayı fena taktığım ilginç bir Alman grubu. Grubun müziğini tanımlamak güç. Allmusic kullanıcıları, Electropunk, NDW, Industrial music olarak tanımlıyor. Tanım bayağı karışık oldu. Ben ise elektronik-punk derim kısaca. Hemen bir kaç parantez arası bilgi. NDW, Neue Deutsche Welle yani "Yeni Alman Akımı" anlamına geliyor. Aslında bu tanım sinema içinde kullanılıyor ama müzikte punk, rock yapan grupların endüstriyel öğelerle birleşmesi olarak açıklanabilir. Bu akım oldukça dallanıp budaklanıyor ki, Kraftwerk'te bu türün öncülerinden bir tanesi. Ancak Deutsch-Amerikanische Freundschaft (D.A.F.) daha çok türün punk tarafına yakın. Grup aslında oldukça eski, 1978 yılında kurulmuş. Vokallerde Gabriel "Gabi" Delgado-López, davul ve elektronik enstrümanlarda Robert Görl, yine elektronik enstümanlarda Kurt "Pyrolator" Dahlke, bas gitarda Michael Kemner ve gitarda Wolfgang Spelmans topluluğun kurucu ekibi. Daha sonraki yıllarda Chrislo Haas, Kurt Dahlke yerine topluluğa katılmış.

Topluluğun ismi Alman-Amerikan Arkadaşlığı anlamına geliyor. Bu ismin seçilmesindeki sebep DSF yani East German Deutsch-Sowjetische Freundschaft (Doğu Alman-Sovyet Arkadaşlık Cemiyeti) ile dalga geçme amacı da taşıyor. Bu arada o yıllarda malum Almanya ikiye bölünmüş durumdaydı. Deutsch-Amerikanische Freundschaft, Batı Alman bir topluluk. Topluluğun diskografisi şu şekilde;

1979 Ein Produkt der Deutsch-Amerikanischen Freundschaft
1980 Die Kleinen und die Bösen,
1981 Alles ist gut
1981 Gold und Liebe
1982 Für immer
1986 1st Step to Heaven,
2003 Fünfzehn neue D.A.F-Lieder

Ben, "Die Kleinen und die Bösen", "Alles ist gut" ve "Für immer" albümlerinin plaklarını bulup almıştım. Zaten yukarıda resimdekiler bendeki plaklar. Diğer albümleri de edindim ama plaklarına sahip değilim. Şimdilik...

Topluluğun müziğini anlatmak gerekirse Kraftwerk'in elektronik öğelerinin bir kısmını alıp, Krautrock ve punk ile karıştırın. Üzerine kafa karıştırıcı (çoğu zaman tekrar eden) sözler ekleyin. Ortaya Deutsch-Amerikanische Freundschaft'ın müziği çıkmaya başlar. Bu arada ilk üç albümden başta "Alles ist gut" mutlaka edinilmeli. Arkasından Die Kleinen und die Bösen ve debut albümü alınabilir. 1980'li yıllarından başından itibaren (aslında Alles ist gut sonrası) elektronik öğeler artıyor. "Alles Ist Gut" gerçekten evlere şenlik, Sato-Sato, Der Mussolini ve Rote Lippen şarkılarında (A yüzünün ilk 3 şarkısı) nakavt olmazsanız topluluğu kesin seversiniz. Der Mussolini'nin canlı performansını Dailymotion'da buldum, videosunu aşağıda seyredebilir. Ufak da olsa bir fikir sahibi olabilirsiniz. Bu şarkı yüzünden Almanya'da başı bayağı ağrıyan topluluk zaman içerisinde tarzını pek değiştirmemiş. Hatta Fünfzehn neue D.A.F-Lieder albümünde bu kez Amerika'ya bayağı çatıyorlar.

Topluluğun diskografisini araştırırken eğer single'lara girişirseniz olayın içinden çıkabilmek mümkün değil. Yapılan remix, yeniden düzenlemenin gerçekten hesabı yok. Krautrock seviyorsanız, punk ile alakanız varsa, tüm bunlar dinleyip Kraftwerk'e burun kıvırmıyorsanız (Kıvırmayın zaten çok ayıp, şaka şaka!) D.A.F dinleyerek keyifli vakit geçirebilirsiniz. Bu arada Rammstein gibi toplulukların köklerini arıyorsanız yolunuz bu delilerle mutlaka kesişecektir. Meraklısına bulunmaz bir hazine...

Plak Çalan Radyo İstasyonu, WFMU

Stephen Mejias Stereophile'da en takip etmeye çalıştığım ender bir kaç yazardan bir tanesi. Ancak hifi yazılarından ziyade farklı konularda yazdığı blogu takip ediyorum. Geçenlerde çok güzel bir videoya denk geldim. Zaten yukarıya da ekledim. Video, Jersey City kentindeki WFMU radyo istasyonundan izlenimleri içeriyor. Aslında arada sırada baktığım Goldmine Magazine tarafından hazırlanmış. Goldmine Magazine adından anlayabileceğiniz gibi bir dergi. Özellikle amerikan indie rock gruplarını takip edebileceğiniz bağımsız bir dergi. Ancak derginin hitap ettiği bir diğer alan plak koleksiyonerleri ve harika yazılarla denk gelebiliyorsunuz. Birde üzerine acayip sempatik bir yazar kadrosu var, albümlerden girip hiç belli olmayan yerlerden çıkabileceğiniz sohbetlerin içerisinde bulabilmeniz mümkün kendinizi. Şu aralar yeni sayılabilecek ama pek hızlı gelişmeyen birde forum açtılar. Neyse yukarıdaki videoyu plaklarla ilgilenen dostların seyretmesini tavsiye ederim. Videoyu görmüyorsanız şuraya bir göz atabilirsiniz.

Şekil Şemal Değişikliği Hakkında



İki aylık hengame dönemimde Stereo Mecmuası açısından gözüm arkada kalmadı vallahi hiç! Arkadaşlarımız tarafından bir sürü iyileştirilme yapıldı, bir sürü düzenlemeler yapıldı. Bunların bir kısmını görmüyorsunuz. Kodlarla dolu sayfaların derinliklerinde yapılan iyileştirmeler sitemizin işleyişi açısından önemli.

Buz dağının görünen bölümünde yapılan iyileştirmeler ise özellikle Stereo Mecmuası'nın alt bölümlerinin en önemli kısmı olan bloglarımızda yapıldı. İlk etapta Hifi Haberleri ve Müzik Haberleri bölümleri tamamen elden geçirildi. Bu iyileştirmeleri seven veya sevmeyen okuyucularımız olmuştur eminim ki. Ancak yorumların büyük kısmı yeni düzenlemelerin sevildiği yönünde. Her iki bölüm, Stereo Mecmuası Forumlarının tasarımına benzetilmeye çalışıldı. Aslına bakarsanız ben özellikle Müzik Haberleri bölümümüzün eski halini çok beğeniyordum. Çok hoş bir tasarımı vardı ancak son zamanlarda kullanılan temadan dolayı biraz problem yaşadığımızı biliyorum. Ayrıca özellikle bu bölümlerin Stereo Mecmuasından ayrık gözükmesinin genel siteye erişim anlamında problem yarattığı konusunda bazı tespitlerimiz oldu. Aslında ilk tasarımları yaparken amacım ayrıklığı sağlamaktı ancak uzun vadede trafik konusunda yaşanan problemleri görünce eski tasarımdan vazgeçildi. Yeni tasarım kesinlikle daha kurumsal görünüyor. Kurumsal kimlik derken lafın gelişi tabii ki. Kurumsallaşmak gibi bir kaygımız yok. Hatta Allah korusun diyorum :)

Şu an okumakta olduğunuz benim bloğumda da değişiklik yapılması için ekibimizle kısa bir durum değerlendirmesi yaptık. Aynı şekilde Bülent Şaman'ın bloğunda da ilerleyen günlerde eğer kendisi isterse bir çalışma yapılacak. Ancak resmi Stereo Mecmuası temasını bu bölümlere uygulamayı pek düşünmedik. Çünkü her iki bölümde hem Mecmua'nın bir parçası hemde bir şekilde özgün birer bölüm.

Ben kendi bölümümün tasarımını teknik ekibimize bıraktım. Ortaya çıkan yeni görünüm eskisi kadar havalı değil ancak çok daha rahat okunduğu da bir gerçek. Birde yeni sayfalar çok daha hızlı yükleniyor. Ben çok beğendim ve hızlı şekilde alıştım. Umarım sizlerde alışırsınız.

Eh ne diyelim; elinize sağlık millet :)

32 Bit DAC'lar, ESS Sabre, AKM, NXP ve Daha Fazlası


Stereo Mecmuası forumlarında son zamanlarda DAC'lar konusunda hareketlilik var. Sadece Mecmuasında değil TurkeyForumda'da durum aynı. Aslında bu durum uluslararası hifi pazarında yaşanan gelişmelerin bir yansıması. Özellikle DIY alanında yaşanan gelişmeler baş döndürücü. Bugün forumlarımıza kısa bir şekilde modern DAC yongasetlerini yazmıştım. Yazıyı buraya da eklemek istedim. Bu arada ismini bilmediğim için nick'ini yazmak zorunda olduğum Sn. Kdundar, güzel bir chart ile güncel DAC'ların özelliklerini meraklılar ile paylaşıyor ve sık sık güncelliyor. Son haline buradaki konuyu takip ederek ulaşabilirsiniz. Kısaca güncel yongasetlerine bir bakış.

ESS
ESS Sabre32 Ultra DAC kod: ES9016, ESS SABRE32 Reference kodlar: ES9018 ve ES9012. ESS'ler en pahalı yongasetleri şu an. İlk önce Esoteric ile piyasada boy gösterdiler. Sonrasında çok sayıda firma tarafından kullanılmaya başladı. DIY DAC projelerinde de yoğun olmasa bile kullanılıyor. Özellikle Uzakdoğu ve Amerikan pazarında son derece yaygın durumda. ESS'de görünüşte bu kadar fazla model olmasının asıl sebebi bazı yongasetlerinin çok kanallı olması. Bu yüzden SACD'nin tekrar hortladığı ABD'de çok popüler durumdalar. Birim maliyetinin çok yüksek olduğu söyleniyor. Aslında bu yongasetleri Blu-Ray düşünülerek hazırlanmış ama asıl patlamayı hifi piyasasında yapmışlar. Yongaseti içerisine gömülü jitter önleme komutlarının ve işlemci bölümünün çok farklı olduğu söyleniyor.

AKM
Aslında AK4390 modeli 2 senedir ortalıkta geziniyor. Geçen sene ortaya çıkan 32bit yarışından önce hem yongaseti hemde referans kart tasarımları biliniyor hatta kullanılıyordu. Firma bu sene komut setini yenileyerek resmi olarak pazarlamaya başladı. Bu arada eski AK4390'ler 32bit destekli olduğundan bu yongasetlerinin kullanıldığı bazı DAC ünitelerinde otomatik olarak 32bit desteği var ancak kullanım kılavuzlarında 24 bit desteği gözüküyor. AK4397 ise firmanın şu an referans kabul ettiği 32bit yongaseti. Yine SACD'nin hortlaması ile ortalarda daha fazla boy gösteriyor. ESS'ye göre daha uygun fiyatlı bir çözüm. Referans kart tasarımını da mevcut.

NXP
Aslında çok yeni bir firma. Next eXPerience adıyla Philips ortaklığı ile kurulmuş. Firmanın DAC yongasetleri biraz farklı yapıda olmasına rağmen şu an 32bit bir yongasetinin referans kart ve güç kaynağı tasarımı ile ortalarda gezdiğine dair bol bol dedikodular mevcut. Önümüzdeki günlerde bol bol adımdan söz edilecek bir üretici olduğu söyleniyor. DIY camiasında gitgide popüler olduğunu görüyoruz. Bundaki en önemli sebep, fiyatların düşüklüğü.

Texas Instruments
Aslında en karışık ve çözmesi zor gelişmeler sektörün devinden geliyor. 2008 senesinin sonu 2009 başlarında 32 bit çevirim yongasetleri firmanın satış listesinde bulunuyordu. Şu an ise çok ilginç seçenekler uygun fiyatlar ile kullanıma hazır. Texas Instruments'in en önemli avantajı tüm dünyaya yayıldığı için lokal destek alabilmeniz. Bazı bilgilere göre lokal destek noktalarında yazılım optimizasyonları yapılabiliyor. Söylenenlere göre firmanın 32 bit DAC ile tümleşik yongasetli D sınıf ampli içeren bazı yongasetleri firmaların kullanımına sunulmuş durumda. (Meraklısına kodlar: TLV320DAC3100, TLV320DAC3101, TLV320DAC3120) Bu sayede çok küçük tasarımlı entegre DAC+ampliler üretmek mümkün oluyor. Hifi kanadında bu ürünleri kullanan ürünler gözükmese de, bilişim dünyasında ilk örnekler ortalığa çıkmaya başladı. TI yongasetlerinde hifi açısından en çok öne çıkan PCM1795. Şu an çok sayıda firmada sample'ı bulunuyor hatta DIY projeleri de ortaya çıkmış durumda. Ticari ürünlerde raflarda boy göstermekte.

Sıra geldikçe DAC'lardan bol bol bahsedeceğiz.

Blog Ödülleri Yarışması Sonuçları




Sizlere geçtiğimiz haftalarda Blog Ödülleri 2010'dan bahsetmiştim. Bizde bir şekilde alt bölümlerimizle bu yarışmaya dahil olmuştuk. Bu konuyla ilgili burada da ufak bir bilgi vermiştim. Türkiye'de gerçekten keyifle takip ettiğim bir sürü blog var. Ancak bunun bir kaç katı yabancı bloğu takip ediyorum. Özellikle zihniyet anlamında bizim blog camiamızın değiştirmesi gereken alışkanlıkları var. Özgünlük konusunda çok başarılı değil ülkemizdeki çoğu örnekler.

İstisnalar yok mu? Tabii ki var. Yemek pişirmeye meraklı bir insan olarak çok keyifli bloglar keşfettim son yıllarda. Bunlardan bazıları da Blog Ödüllerine başvurmuştu, ne yazık ki ödül alamadılar. Bir diğer keyifle takip ettiğim bloglar tarih, askeri makaleler konuları hakkında. Güzel yazılar okuduğum, iyi vakit geçirdiğim örnekler var. Teknoloji bloglarında ise genelde yabancı kaynaklı siteleri takip ediyorum. Ülkemizde özgün olarak bu konuda yayın yapmak gerçekten güç. Bizim haberler bölümümüzde dahil olmak üzere haberlerin bir çoğu yabancı kaynaklardan geliyor. Bazı teknoloji bloglarında özgün incelemeler yapılıyor. Umarım örnekleri çoğalır veya varsa da ben daha keşfetmedim. Aslında her konuda gerçekten güzel bloglar var. Arayıp bulmak ise sorun.

Neyse konumuz Blog Ödülleri. Üzerine düşüp kesinlikle bir araştırma yapmamıştım. Bugün bir bakayım dedim. Meğerse kullanıcıların oyları ile kategorilerin kazananları belli olacakmış. Pek güzel diye düşünüyorsunuz değil mi?

Ama çoğu Türk insanın zihniyeti hiçbir zaman değişmiyor. Sen bana oy ver bende sana vereyim, bana oy verirseniz size özel şu hediyeyi veririm gibi bir yarışma mantığına uymayan her türlü dalavere kısa bir internet araştırmasıyla ortaya çıkıveriyor. Birden fazla kullanıcı adı yaratanlardan tutun bir yarışmanın içerisinde olmaması gereken her şey internette afişe edilmiş halde. Tüm bunlara rağmen ödüllerde gerçekten hakeden bazı siteler ödül aldı. Bu durum sevindirici. Ama keşke tüm kategorilerde aynı şeyi söyleyebilseydim.

Ama her şey çok yeni. Zamanla düzelecektir ve "gerçekten" başarılı bloglar ödüllendirilecektir.

Uzun yazdım, bizim alt bloglarımız yarışma boyunca 0 (yazıyla bildiğiniz sıfır) oy aldık sanırım. Tabii ki bizim için hiç sorun değil. Sitemizden resmi duyuru bile yapma ihtiyacı durmadık.

Burada yapmamız gereken ülkemizden ve yurtdışından benzer konularda yayın yapan blogların neler yaptığını daha iyi anlamaya çalışıp, eksiklerimizi tamamlamaya çalışacağız. Tabii ki ödül almak için değil daha keyifli yayın yapabilmek için.

Bu arada hifi ve müzik konusunda yayın yapan bloglar konusunda bazı kıpırdanmalar olduğunu biliyorum. Haberler ulaştıkça ayrıntıları paylaşırım.