Graham Phantom ve Bol Bol Fotoğraf



Geçmişten bugüne bir çok kol geçti elimden, bir çok pikap kolunu da incelemişimdir. Kol dünyasında bir noktadan sonra fiyatlar inanılmaz boyutlara çıkıyor. Ancak verilen binlerce doların karşılığını her zaman aldığımızı söyleyebilmek zor. Biliyorsunuzdur ben uzun zamandır SME Series V kullanıcısıyım. Mutlu mesut yaşıyoruz onunla. Bana sorarsanız verilen parayı hakeden bir koldur SME V. Bunun en önemli yapım kalitesi ve ödenen paranın karşılığında alınanlar. Ancak bu kolu bir çok pikap üzerinde kullandığınızda biraz soğuk bir ses elde ediyorsunuz. Ancak Gyrodec ve benzeri süspansiyonlu pikaplarda SME performansının en uç noktalarına ulaşıyor. Neyse konumuz SME değil ama konuyu SME'den bağlayacağım. Graham Engineering tarafından üretilen Phantom serisi benim gözümde verilen her kuruşu hakeden kollardan. 5.000 Dolar ve üzerindeki fiyat etiketi olan bir koldan beklentimiz her zaman şunlardır; ayarlar tutacak, elimizde her türlü ayar için gereken enstrümanlar olacak.

Fotoğraflardaki kol biraz kirli ancak kablolarında bir sorun olduğundan ilerleyen saatlerde tamamen sökülecek. Yapacaklarım bittiğinde tertemiz olacak :) Hazır kolla oynarken aşağıda çektiğim bir kaç fotoğraf var. Belki ilginizi çeker...



Yukarıdaki fotoğrafta plak dinlerken kolu yükseltmemize yarayan bölüm sağda görünüyor. Kol unipivot olmasına rağmen bu mekanizma mükemmel şekilde işliyor. Kolu neden yükseltmek gerekir derseniz, 180 veya 200Gr plaklar standartlar plaklara göre daha yüksektir ve optimal ayarlarla dinleyebilmek için kolu alçaltıp yükseltmek gerekir... Şart mı değil tabii ki...



Kolun yanal açısını optimize etmek için Graham mühendisleri mıknatıs kullanmışlar. Bu sistem anti-skating mekanizması ile de bağlantılı. bence mükemmel bir çözüm. Mıknatısların yüksekliğini ayarlayarak kolun yanal açısını optimize ediyorsunuz.



Ağırlık ayarlamak gerçekten çok kolay. Yukarıdaki fotoğrafta kolun arka kısmı var. Buradaki vidayı sağa sola döndürürerek ağırlığı ayarlamak çok basit. Ne sıkılacak bir allen ne de ek bir somun var. Hemde çok hassas ayar yapılabilmesi akıllıca bir çözüm.



Kolun unipivot olduğunu yazmıştım. Yukarıda pivot noktasını görüyorsunuz. Kol tasarımcıları ters unipivot bir kol yapısı geliştirmişler.



İstediğiniz zaman bu noktayı söküp takmak çok kolay. Yukarıdaki fotoğrafta pivot bölümü yerine yerleşiyor. Güzel tasarlanmış bir vida formu parçayı yerine çevirerek takmanız yeterli. Çok akıllıca...



Yukarıdaki fotoğrafta pivotun karşılığı yani oturduğu bölüm görülüyor. Buraya eğer isterseniz damping için özel bir sıvı eklemeniz mümkün. Damp ile veya dampsız arzu ettiğiniz gibi kullanmanız mümkün. Bu bölümün işçiliği bence birinci sınıf...



Kolun tüp kısmını çıkartmak mümkün. Bu bölüme zaman içerisinde farklı armtube'ler takabiliyorsunuz. Alüminyum yerine sermaik ve titanyum seçenekleri var. Tabii fiyatlar oldukça yükseliyor...



Tüp kısmını kolaylıkla ana gövdeye takabiliyorsunuz. Buradaki tek soru; bir kol üzerinde bu kadar konektör iyi bir şey mi değil mi? Kolun genel performansına bakılırsa, Graham işi bir şekilde çözmüş :)



Kolun anti-skating mekanizması çok zekice tasarlanmış. Diğer tarafta yukarıda gösterdiğim mıknatıslı bölümle bağlantı sağlanmış. Kaldıraç bölümünün sonundaki ağırlığın yönü oynanarak merkez kuvveti önleniyor. Tabii bunu yaparken kolun ana bloğu da hareket halinde...

Eh artık kolun sökülme zamanı geliyor. Merak etmeyin söküm aşamaları adım adım sizlerle paylaşmayacağım. Oldukça hassas bir iş olacak ve bu ruh hastası işlemin sanırım kimseye faydası olmayacaktır. Belki ilerleyen günlerde kolun elden geçmiş halini sizlerle paylaşırım.

İzmir'de Kar Coşkusu



2 Şubat'ta yani dün uzun seneler sonra keyifle kartopu oynamak nasip oldu. Kordon'da genç yaşlı hemen herkes birbirine kartopu fırlatırken bütün sorunları unuttuk, bol bol eğlendik. İnsanlar bol bol fotoğraf çektiler ama benim aklıma gelmedi. Yukarıdaki fotoğraf valide sultanın yani Şehzanecez'in objektifinden :)

Umarım bir sonraki kar coşkusu için bir on sene daha beklemeyiz.

Müzik ve Bir Kadeh

2012 Hi-fi Yapılacaklar Listesi



1- Stand konusunda bir devinim yaşamak. Çok uzun zamandır stand'ımı değiştirmek gibi bir düşüncem var. Aslında şöyle modern tasarımlı ucundan köşesinden hi-fi bakış açısına sahip bir şeyler tasarlamak istiyorum. Bendeki Michell Gyrodec biraz büyük olduğu için stand'ın üst bölümünün biraz geniş olması lazım. Buna amplimin ısınması eklenince dikey yerleşim biraz sorun haline geliyor. Aklımın bir köşesinde Timpani'de gördüğüm pARTicular stand'ler var. Ypsilon modeli senelerden beri çok hoşuma gider. Bunun yanında Finite Elemente ile Rethm hoparlörlerin tasarımcısı Jacob'ın tasarımları da şahsi favorilerim arasında. İnceden çizim masasına oturmak lazım. Hazır bir şey almak istemiyorum.

2- Michell Gyrodec restorasyon projesi. Bu senenin önemli bir diğer projesi Gyrodec'in zamana meydan okumakta zorlanmaya başlayan altın bölümlerinin yeniden kaplanması. Altın kaplama çok zor bir şey olmasa da, bu konuda iyi iş çıkartan bir yerler bulmak şart. Tasarımcı arkadaşım sevgili Deniz bu konuda zaten araştırmalar yapıyor. Bende onun arkasına takılacağım sanırım :) Bu iş için küçük bir bütçe yeterli olacak.

Gyrodec'in bendeki modelinin record clamp'i son derece değişiktir ancak ben buna hiçbir zaman sahip olamadım. Bu sene de geçmiş senelerde olduğu gibi orijinal parçayı arama çalışmalarım devam edecek. eBay deniz, ben kum aramaya devam.

3- SME V, tamamen sökülecek. Tüm parçalar yağlanacak özellikle de açık bulunan damp sıvısı havuzu elden geçirilecek. Sanırım en son bakımı bundan 5 sene kadar önce yapmıştım. Eh artık zamanı geldi.

4- Bu sene biraz kablo devinimi yaşayayım diyorum. Değişik bir şeyler denemek lazım. Sistemdeki hoparlör kabloları kalıcı, geri kalan her şeyi oynayabilirim. Belki DIY kabloların sarımlarını yeniden düzeltirim. 5-6 senedir onlara el atmıyordum bu sene biraz çalışmak lazım.

5- Havalar ısınınca Ankara'ya gidilerek yeni hoparlörler İzmir'e taşınacak. Bu kısmı bende heyecanla bekliyorum. Sevgili Tolga ehliyetini kaptırma bir zahmet! Bu sürecin ardından bir stand devinimi yaşamak şart olacak herhalde...

6- EMT'nin pikap iğnelerinin büyük bir bölümünü dinledim. Beni fena etkiledi. Bütçede biraz ayarlama yapıp uygun fiyat etiketi olan modellerden bir tanesi alınmaya çalışılacak. Şimdiden TSD serisinin fiyat performans oranının mükemmel olduğunu düşünüyorum. Bakalım benim sistemle uyum sağlayacak mı?

7- Ev/ofis sistemi için küçücük bir tüplü ampli yapılacak. Ne bileyim EL84 gibi bir tüp gayet sempatik olabilir. İkinci el pazarında denk gelirse belki uğraşmadan satın alınabilir. Bir yerlerde bu işler için ayırdığım eski bir radyo vardı. Belki bir başlangıç noktası olur. Depoda onu bulmak lazım...

8- RCA 2A3 tüplerden bir çift daha satın alınacak. Aslında torunlarımın bile kullanacağı kadar tüp stoklamış olsam da, kendimi durduramıyorum bir türlü. Bu da ayrı bir fetişizm...

9- Revox B-77 bu sene yeniden toplanacak, arızaları giderilecek. Ufak tefek elektronik ihtiyacı mümkün ise yurt içinden yok olmuyorsa yurt dışından karşılanacak. Sanırım bu konuda biraz profesyonel yardım almam gerekecek gibi.

10- Liste daha uzar uzamasına da galiba bu sene en çok yatırımı yine plaklara yapacağım. Aklımda almak istediğim bayağı bir şey var.

Bir Restorasyon Projesi: Hoparlör Sürücülerine Bakalım



Bir süredir restorasyonuna devam ettiğim Large Advent'in sürücülere ev sahipliği yapan bölümünde çok fazla çalışma yapmama gerek yoktu. Bendeki Advent'in seçeresine baktığımda son nesil ceviz kaplamalı yuvarlatılmış çerçeveli modellerden olduğunu biliyorum. Bu modellerin en karakteristik özelliği "fried egg" (pişmiş yumurta) denilen tiz sürücüsü. Bunun yanında 12" boyutundaki bir metal çerçeve içerisine yerleştirilmiş 10" mid/bas sürücü hoparlörün karakteristik özelliği. Bu hoparlör Kloss'un Advent markası altında tasarladığı son hoparlör. İyileştirilmiş kros-over ve daha iyi bir toz örtüsü hoparlörün diğer bilinen farklılıkları. Kloss hakkında bilgiye buradan ulaşabileceğiniz hatırlatıp konuya devam edeyim...

Sürücüler gayet iyi durumda olduğu için bu bölümde fazla bir işim yok. Sadece sürücüleri çıkartıp kontrol ettim, kros-over üzerinde arızalanmış veya yıpranmış bir komponent var mı diye baktım. Kontrollerim bitince tüm aksamı yerine taktım.

Siyah kabin yüzeyindeki hataları rötuşladım ve hoparlörün metal çemberinde dökülmüş bir yeri zımparalayıp yeniden boyadım. Böylelikle bu bölümdeki çalışma bir kaç saat içerisinde bitti.

Hoparlör üzerinde herhangi bir modifikasyon yapmayacağım. Bu konuda bence bir sıkıntılı durum var. Genel görüş, hoparlör içi kablolamanın değişmesinin veya kros-over üzerindeki kapasitörlerin değişmesinin, hoparlörleri fersah fersah ileriye götürdüğü düşüncesi. Ben bu konuda pek emin değilim. Hi-fi dünyasında öğrendiğim en önemli şey, bir şeyin getirisi olduğu kadar götürüsünün de olduğudur. Bir anda bu tarz değişiklikler yapmak yerine ille bir şey yapılacaksa bunun adım adım yapılması ve her halükarda geriye dönüş olasılıklarının ortadan kaldırılmaması önemlidir. Ben önümüzdeki dönemlerde hoparlörü şu an ki şekliyle kullanmayı planlıyorum. Belki uzun seneler sonra biraz oynama yaparım...

Bir sonraki yazımda hoparlör ayaklarına girişiyorum...