En Sonunda Avantgarde Trio



Senelerdir Avantgarde Trio söyledir böyledir diye bir sürü yazı okumuşumdur. Bundan çok uzun seneler önce Rainer Leroy isimli bir odyofile ait bir sistemin fotoğraflarını sizlerle paylaşmıştım. Hem Tintin figürlerine hemde hoparlörlere bayılmıştık o zaman ailece. Seneler geldi geçti Avantgarde'ın bazı hoparlörlerini dinleme fırsatım oldu ancak Trio Classico'yu dinlemek yeni nasip oldu. Devasa bir mekanda harika tasarımlı objeler ve mobilyaların olduğu bir ortamda sonunda dinledim bu hoparlörleri.  Dinlediğim hoparlörler beyaz ama pearl tabir edilen renkteydi. Muhteşem görünüyorlar.



Sesi sorarsanız mekan devasa olunca manzara müthiş seste öyle. EL84 vakum tüplü son derece basit bir amplifikatör ile dinlediğim Classico'ları. Evimde büyük bir salon olacak, tavanlar yüksek olacak benim 2A3 ile nasıl bir ses elde ederim hiç hayal bile edemedim. Sanırım muhteşem olurdu.



Seçil Hanım'da bayıldı hoparlörlere. Keşke aynı formun daha ufaklığı bir şey olsa hiç düşünmez eve alırdık bir tane. Tabii fiyatının da makul olması şartıyla ;) Acaba çizim masasına otursak mı yavaş yavaş ...

New Audio Point: Şükrü Beyin Harikalar Diyarı!



İstanbul'un Anadolu yakasını fazla bilmem. Bir kaç ana arteri ve semti bilirim. Bunların dışına çıktığımda, zaman ve mekan oryantasyonum kaybolur. Serin bir İstanbul gününde Kadıköy taraflarında bir hifi mağazasına doğru yola çıktık. Bu öyle bilindik tarzda bir mağaza değil. Hani hifi tarihinin yattığı mağazalardan bir tanesi. İzmir'de bulamadığımız ancak olmasını arzu edeceğimiz türden bir mağaza. Bu tarz dükkanlarda ciddi bir mal yığını olur genelde. Pek çoğumuz burun kıvırırız bu tarz cihazlara. Ancak dikkatli gözlere ve birazcık bilgiye sahipseniz çok ilginç şeyler ile karşılaşmaya hazır olmalısınız.



Mağazaya girer girmez karşıma çıkan görüntü yukarıda. Dışarıdan bakıldığında bir sürü hoparlör ve cihaz görüyorsunuz ama ben bu kalabalığa bakınca ortada duran beyaz toz korumalı hoparlörleri fark ediyorum. KLH yani Henry Kloss hoparlörler ile tanışın. Bahsettiğim şey tam anlamı ile bu bu cihaz kalabalığına nasıl gözler ile baktığınız önemli. Bismillah deyip kapıdan içeri bir adım atınca bu hoparlörler ile karşılaşınca daha neler denk gelecek bakalım diye içimden geçirdim.


Raflar dolusu cihaz. Bakmayı bilince çok güzel parçalar olduğunu fark edebilirsiniz.

Mağazanın sahibi Şükrü Bey ile tanışmadan önce kendimi kaybedip cihaz kalabalıklarının arasında buldum kendimi. Daha ilk bakışta ADC marka bir ekolayzır ünitesi dikkatimi çekiyor. Sound Shaper serisi olması lazım. Bu cihaz nereden çıkmış olabilir ki diye düşünürken eski Japon firmalarının üst seri amplileri, pre-amplileri bir anda radarıma giriyor. Bu tarz mağazaların en güzel yanı sizlerle aynı zevki taşıyan insanlarla sohbet olanağı sunması. Aynı dili konuştuğunuz bir vahanın içerisindesiniz.


soldan sağa Savaş Arıhan, bendeniz Hakancez, Şükrü Bey

ADC ekolayzır sistemi ilgimizi çekti ancak daha neler neler var. Şükrü Bey bazı ürünleri gösteriyor. Yukarıda görüldüğü gibi ağzım açık. Yamaha ve Sharp markalı iki üst sınıf ekolayzır çıkıyor ortaya. Vintage sitelerde gördüğüm ve zamanında kullananların yazdıklarını okuduğumda ağzımın suyunun aktığı cihazlar. Parametrik ekolayzır gibi mevzuular günümüzde çok popüler değiller. Ama room correction adı altında hifi dünyasında yaşamaya devam ediyorlar. Aslına bakarsanız ikisinin aynı şey olduğunu söylemek mümkün. Ancak parametrik ekolayzır out, room correction in! Ben bunları düşünürken ADC ekolayzır deneme amacı ile yola çıkmış durumda. Aklımdan Soundcraft diye geçirirken karşı raftan bana el sallayan Soundcraft güç amplisini görüyorum. Bugün buradan çıkamayacağım galiba diye düşünüyorum...


soldan sağa Emre Senemoğlu, Savaş Arıhan, Hakancez, Şükrü Bey

Daha ilk odanın içerisinde saatler geçirecek kadar incelenecek mal var. En yukarıdan en alta kadar hemen her yere bakmak şart. Son bir kaç yıldır kendime hiçbir cihaz almadığımı düşünüyorum bir yandan. Bir şeyler denk getirip alayım mı diye aklımdan geçiyor ince ince. Hakan tut kendini diyorum. Fiyatlar hiç abartı değil hatta gayet makul seviyelerde. Eskiden vitrinlerin arkasından ağzımın suyu akarak seyrettiğim cihazlara ulaşmak mümkün bir şekilde :)


Şükrü Bey, Hakancez, Reha Arcan...

Odanın içerisinde cihazları gördükçe günümüzde müzik dinlemeye meraklı gençlerin ne kadar şanslı olduğunu düşünüyorum. Ben üniversitede okurken hatta sanırım lise talebesiyken biriktirdiğim para ile cihaz alabilmem çok çok zordu. İlk düzgün müzik sistemimi üniversite zamanı kazandığım para ile almıştım. Aslında hep iyi cihazlarım olmuştu bütçeme göre. Ama hani o "deck sistem" hayallerimiz vardır ya ancak üniversite zamanı yavaş yavaş alabilme imkanım olmuştu. Bugünün gençleri ise çok şanslı. Bizim hayallerimizi süsleyen cihazları biraz tasarruf yaparak harçlıklarınız ile alabilmeniz olası. Hatta öyle ki, çok makul bütçelerle gelip gayet güzel bir sistem edinebilirsiniz. Seslerine bugün ne derseniz deyin, rock dinleyen bir insan Technics'in alt seviye cihazları ile mutlu olabilir. Ben senelerce böyle müzik dinledim. Hatta kendi sistemimi tanıdık bir arkadaşa sattım ki istediğim zaman dinleyebileyim diye. Hala mutlu olabiliyorum o eski cihazlarla. Detay, sahne, katman bunlara çok takılmayıp mutluluğu arayanlar için ve özellikle de bütçesi sıkıntı olan okuyucularım için böyle mağazalarda mutluluğa giden kapı açılabilir...



Şimdi bir sonraki odadayım. Daha girer girmez Platinum hoparlörler dikkatimi çekiyor. Bu hoparlörleri pek kimse bilmez mesela. Raf tipi hoparlörler üreten firma bundan çok uzun seneler önce bas çözünürlüğü denilen konunun dibini görmüştür. Günümüzde pek az firma bu seviyeye ulaşabildi benim gördüğüm kadarı ile. Bu seviyeye ulaşmak için vereceğiniz para binlerce Dolar seviyesindeyken burada yatıyor bu güzelim hoparlör. Kaşıntı yeniden başlıyor, sakin ol Hakan.


Orta raftaki karartı bir tasarım harikasıdır. Bence gelmiş geçmiş en güzel tasarımlı CD çalar. Sesini sormayın :)

Rafları incelerken Audiomeca Mephisto'yu görüyorum. Tanrım bunun kadar güzel bir CD çalar tasarımı yapılıp yapılmadığı konusunda emin değilim tarih boyunca. Pierre Lurné'nin işleri işte. Sadece dokunmak bile yeterli oluyor mutlu olabilmek için. Olaya gerçekçi bakarsam benim gibi hardcore müzik dinleyicisi için bu tarz CD çalarlar başa dert. Sanırım bir kaç gün içerisinde iflas ederler. Ancak rafımın bir köşesinde dursa sanırım fena olmazdı :) Raflarda bilinmedik bir sürü mücevher var. Daha üst sınıf cihazlar, daha alt segment cihazlar. Hemen her bütçeye uyabilecek bir sürü cihaz, hoparlör ve pikap...


JBL monitörler ağzımın suyunu akıtıyor. Aşağıda da güzelim bir Nakamichi CR-7 yatıyor :)

Saatler sonra son odanın içerisindeyim. Yukarıya kafamı kaldırdığımda gördüğüm JBL monitörler zaman makinesine girmiş gibi. Tek bir çizik yok üstlerinde. Ağzımın suyu fena halde akıyor. Allah'tan benim aradığım şey bu değil. Benim hayalim hep 4430 sahibi olmaktı ama merak etmeyin onu da görüp dinleme şansım oldu. Ancak bir mağazada değil sevgili Savaş abinin evinde. Hemen listeye adımı yazdırdım. Bir gün hoparlörü elden çıkartacak olursa sanırım birinci sıradayım. Böyle bir sıra bekleme coşkusu sevgili Koray abinin Altec hoparlörlerinde de var. Bu tarz efsanevi cihazlara sahip olmasam bile çevremde birilerinde olması harika bir şey. İstediğim gibi dinleyip kurtlarımı dökebilme şansım var. Sanırım çok şanslı bir insanım. Bu odanın içerisinde de harika şeyler denk geliyor. Bir Audio Technica iğne ile denk geldik mesela. Daha sonra dinleme fırsatım oldu. Gerçekten bayıldım. Bildiğim bir modeldi ama internet sayfalarından... Arkalarda bir Nakamichi CR-7 yatıyor. Uzun senler boyunca peşinde koştuğum, üniversite zamanı raflarda görüp ağzımın sulandığı ancak asla o parayı veremedim harika bir kasetçalar. Bir gün Fil Elektronik Hamdi Beyin evinde gördüm ve uzun senelerdir süren dostluğumuza güvenerek bunu senden çalacağım demiştim. Dediğimi yapacağımı bilen Hamdi Bey, bana güzelim bir CR-7 bulup hediye etmişti ve muradıma ermiştim. O da kendi CR-7'sini kullanmaya devam ediyor :)

Yaz yaz bitmez gördüklerim ve dinlediklerim...

Öncelikle Şükrü Beye ev sahipliği için İzmir'den selamlar. Gerçekten hem güzel ağırlandım hemde hifi tarihi içerisinde bedava bir tur yaptım. Dediğim gibi bu tarz dükkanlar ne aradığını bilen insanlar için birer hazine değerinde. Bunun yanında özellikle genç okuyucularımızın bir yerlerden başlamak için bir göz atmaları gereken mekanlar.

Kısa bir zaman içerisinde mekanı işaretleyeceğim bir Google haritasını aşağıya eklerim. Eminim ki bir çok okuyucumuz nerede diye soracaktır. Bana birazcık zaman verin :)
edit: Adres bilgileri şu şekilde;
New Audio Point
Altıntepe Değirmen Yolu Cad. Bayramoğlu Apt. No:7 Dükkan:1 Bostancı / Kadıköy / İstanbul
Telefon: 0216 367 77 30


Daha Büyük Görüntüle

DOTA 2 Davetiyesi, Oynamayı Öğrenmek vs...



Stereo Mecmuası takipçileri arasında DOTA 2 davetiyesi gönderebilecek olan var mı? Eğer gönderecek olursa Steam'de de Hakancez kullanıcı adım :) Aslında davetiye gerekli mi tam emin değilim. Oyunu indirdim ancak sadece gözlem yapabiliyorum. Steam üzerinde bir pack'ten bahsedilmiş oynamak için onu mu satın almam lazım. Aslında sorularım çok :)

Bu arada DOTA 2 oynayan okuyucularımızdan oyununa dair bazı bilgiler alabilirsem çok mutlu olurum. Hatta bir kaç tur beraber oynayıp olayı çözmeme yardımcı olan birileri çıkarsa çok sevinirim. Kesinlikle bulaşma diyenleriniz olacaktır ama MOBA olayını merak ediyorum, bir denemem lazım... Merak işte ;)

Edit Davetiye bulundu ! Sn Gokberk NUR'a teşekkürler...

Serdar Kuzuloğlu İle Ortak Noktamız: Plaklar



Serdar Kuzuloğlu'nu bizim okuyucu kitlemizden genç olanlar mutlaka tanırlar ancak yaşları biraz daha büyük olan okuyucularımız büyük ihtimal tanımayabilirler. Sn Kuzuloğlu bloğunda yazdığı üzere Çarşamba günleri Radikal gazetesindeki köşesinde trendleri takip ediyor, Cumartesi geceleri TRT Haber’de Sosyal Medya adlı TV programını hazırlayıp sunuyor, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde (Sosyal Medyada İletişim / Pazarlama ve Yeni Tüketici ve Değişen Tüketici Davranışları başlıklı) yüksek lisans dersleri veriyor. Ancak geçmişi internet üzerinden başarılı projelerle dolu aslına bakarsanız internet üzerinde erken dönemlerde kendisine haklı bir yer edinmiş bir insan. Bunlar tabii ki bizim okuyucularımızı pek ilgilendiren şeyler değil.

Sn Kuzuloğlu, geçtiğimiz haftalarda plaklar ve pikaplar konusunda yazmaya başladı. Meraklı bir insan olarak kendi deneyimlerini ve görüşlerini yazdığı blog yazılarında gayet geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Zaten geniş bir okuyucu kitlesi olan bir kişi Sn Kuzuloğlu. Yazılarının bir tanesinde kendi dilimizde fazla kaynak olmadığını yazınca bizim okuyuculardan bir kaç kişi kendisine sitemizin linklerini göndermişler. Bende ufak bir yazı yazdım ve bir sonraki yazısında sağolsun benden ve sitemizden övgü dolu cümlelerle bahsetmiş. Tekrar selam edelim buradan kendisine...

Hakan Bey, bunu neden yazdın dediğinizi duyar gibiyim. Evet bugün yerli ve yabancı bir çok sitede Stereo Mecmuası incelemelerini, fotoğraflarını hatta bizlerin farklı dillerdeki makalelerini okuyabiliyor meraklılar. Ancak hifi dünyası dışından insanların plaklar ve pikaplar konusunda kendi deneyimlerini paylaşmalarını çok önemsiyorum. Evet teknik açıdan Sn Kuzuloğlu'nun yazılarında ufak tefek hatalar olabilir ancak önemli olan tutku.  Yazdığı yazılar genç kitleleri müziğin fiziksel medya tarafına dikkatini çekmesi açısından önemli. Bu hobiye hatta yaşam biçimine merak duyanlar arttıkça daha iyi cihazlar, daha fazla plak görebiliriz ülkemizde. Bu çok önemli bir konu.

Sn Kuzuloğlu'na yazıları için teşekkür ediyorum ve yazılarının devamını merakla bekliyorum...